Sevgiden Ötesi Yalan

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul

Ölüm degil beni korkutan! Bos bir yasamin ardindan varacagim “o” yer sikiyor canimi. Nedir ki? Kirkli yillar, ellili yillar, billahi çok degil! Hele hele çizilen bu yolda bize hiç gelir. Ne beklersin yasamdan “çorbaci?” Ne bekler yasam senden? Ikiniz de tüketirsiniz hoyratça zamani. Iste geride kalanlar sikar biraz canimi...
Yedi yasinda baslarsin okula, sayma ondan öncesini. Sonra, yillar yili gider gelirsin, kara tahtali degirmene, berrak zamanini ögütmek için. Yirmi iki civari alirken diplomani, tüketivermissindir üçte birlik zamani...
”Diploma yetmez!” diyor topal “sarapçi”, “iyi bir isbul hele bakalim! Askerligini de yap birde, sonra evlen bakalim...” Iste bir on yil daha uçuveriyor ansizin. Yas oluveriyor otuzbes! Gerçekten yarisi midir yolun? Belki de yarisindan da yakin. Geriye bakma sakin ey küheylan!
Kopuverir zincirleri yasamin, bir iplik gibi ansizin; "Hele bir borçlarimizi ödeyelim, sonra daha iyi yasariz. Simdilik biraz sabir" diyor karim Nazife! Eee dogru da söylüyor hani... “Hele bir basimizi sokacak yuva olsun da gerisi kolay” diyor. Eee bu da dogru hani...
Iste böyle yitiyor hep on seneler, eriyen buzlar misali. Karim, çocuklarim, kooperatif baskanim, yardimcim, tek tük arkadaslarim... Ve Tv' deki haber spikeri! Bu kadar çevremdekiler. Bunlara bakiyor yillardir gözlerim. Iste bu yüzdendir ki, “miyopsun!” diyor doktorum. “Tak ..'ne iki numara. “
Ellinci yasgünümü, kimse fark etmiyor bile. Ufakligin diploma töreni var. Ne biçim alis veris bu? Anlayamadim gitti! Yapmak istedigim bir çok sey, özlem kapisinda yitti...
Hirs ile mutfaga, ne varsa atistirmak için, sicacik bir el tutuyor elimi “perhiz yapmalisin artik!” diyor karim Nazife. Eee fogru da söylüyor hani. Kalan on yilimin birkaç yili hastalikla geçiyor. Gerisi de torunlarin pesinde...
Eee "ulan hani yasayacaktik!" diye bagriniyorum. "sakin ol! tansiyonun düsecek" diyor karim Nazife. Eee dogru da söylüyor hani. Nedir yasamin kisir döngüsü anlayamadim gitti. Elimdeki tek sermayem de bir gün gibi bitti. ”Iyi yasadik, hos yasadik” diyor karim Nazife. “Patronlarin da pek severlerdi çok da çalisirdin hani. Bak herseyimiz var, büyüdü sayilir çocuklar da, daralacak ne derdin var? Haydi neselen artik.” Eee dogru da söylüyor hani. Bir kari, birkaç çocuk, bir ev ve araba. Iste yasamin bilançosu...
Hayir! Hayir! Korkuyorum ölümden! Bosa geçen bir yasamin ardindan nasil gidilir ki “oraya”? Özgürce çizmeliydim yasamimi zorda olsa, özgürce ulasmaliydim sona, yalnizlikla bile yasansa… Kanaviçe gibi dokumaliydim, güzellikleri, gizemleri. Ter basiyor firliyorum yataktan. “Dönüp durma” diyor, karim Nazife, yari uykulu. "sikica örtün de uyu" Eee dogru da söylüyor hani.
Tüketmek için bunca acele ettiginiz takvim yapraklarina, onca hizla çevirdiginiz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldiginiz o insafsiz rutin çarkina söyle bir uzaktan baktiginizda ne hissediyorsunuz? "Ne kadari benim hayatim," diye soruyor musunuz? Ne kadarini baskalari yasamis benim yerime ya da ben baskalarinin? "Aynadakinin ne kadari benim, ne kadari oynadiklarim?
Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akip giden kumlarinin her bir zerresine. Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yildan damitilip gelen... Yine bir tek o kalacak, yasanacak yillarindan geriye... Bir tek sevgi olacak bunca telastan artakalan... Ötesi yalan...

Can Dündar
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst