Sandviçin Kökeni: Sandviç İsmi Nereden Geliyor?

Aşk Sancısı

Daimi Üye
Katılım
23 Mart 2013
Mesajlar
3.931
Tepki
2.550
Puan
113
Konum
Kocaeli
sandvic-kokeni-nedir-nasil-ortaya-cikti-720x450.jpg


Yaşı yetenler resimdeki kişinin IV. Sandwich Kontu John Montagu olmadığını hemen bilir. Bu bizim Fatoş’un kocası Basri. Elinde tuttuğu da meşhur Dagwood sandöviçi… sandaviçi… sandıviçi… sandivici… sandövüçü… sandeviçi… sandawici… sandwiçi… Eeeeeh! Yok mu yahu bunu doğrusu?

Var tabii, olmaz mı! Ama bunun için taaa 18. yüzyıla, Sandwich Adaları’na gitmemiz lazım. Oradan da Hawai’ye geçeriz!

John-Montagu-sandvic.jpg


Bahçenin dışındaki yüksek demir kapıları ardına kadar açan muhafızlar her biri birbirinden değerli asilzadeleri taşıyan landoları şatoya giden parke taşlı yola davet ettiler. Toktok, toktok, toktok, toktok… IV. Sandwich Kontu Saygıdeğer John Montagu ve kıymetli eşi Hanımefendi Kontes Montagu şatonun girişinde konuklarını karşılamak üzere bekliyordu.

Atların dizginleri çekildi, landoların kapıları kethüdalar tarafından açıldı. Aşağıya inen beyler son derece samimi bir şekilde tokalaşırken, hanımlar sadece reverans yapmakla yetindiler. Kont Montagu konuklarına yolu gösterdi; önde Kont ve Kontes, arkalarında konuklar şatonun en geniş salonuna doğru yürümeye başladılar.

Geniş salona girince göze çarpan ilk şey duvarlardaki pahalı tablolar ve tam ortaya konuşlanmış büyük ceviz masaydı. Kethüdalar dikkatlice sandalyeleri geriye çekip konukların oturmasını bekledi. Konukların oturma merasimi tamamlanınca hanımlar krinolinlerini savura savura salonun diğer tarafına, kocalarını çekiştirmeye gittiler. Kethüdalardan en kıdemli olanı, sanırım baş kethüda olmalı, yepyeni bir iskambil destesini açarak efendisine uzattı. Kont Montagu konçinaları bir kenara ayırdı. Kağıtları usta bir edayla karıştırırken bir yandan da konuşmaya başladı:

Sayın Beyler, davetimi kabul etme nezaketi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. İsterseniz vakit geçirmeden oyuna başlayalım.

Konukların hepsi aynı anda hafifçe tebessüm edip başlarını öne eğerek Kont’u onayladılar. Kağıtlar hızlıca dağıtılmaya başlandı. Bahis miktarı belirlendi. Oyunlar oynandı, oyunlar oynandı, oyunlar oynandı. Geçen birkaç saatin ardından görüntü aşağı yukarı şöyleydi: Salonun bir köşesinde kabarmış elbiselerinin görkemine inat, kedi mırıltısıyla kocalarını çekiştiren hanımlar… Geniş ceviz masanın etrafında oturan asilzade beyefendiler… Beyefendilerinin etrafında pervane olan kethüdalar… Dolup boşalan kadehler… Havada uçuşan iskambil kağıtları… Açılacak kağıtlara yönelmiş pür dikkat gözler… Bizim gibi naçiz insanların anlayamayacağı yükseklikte bir bahis miktarı…

Tam da bu esnada, bahis miktarı çok yükselmişken yani, ev sahibi Kont Montagu’nun midesinden de gurultular yükselmeye başladı. Kont acıkmıştı. Sağ elini azıcık yukarıya kaldırıp işaret ve orta parmağı ile kethüdasına eğilmesini emretti. Parmaklar henüz ikinci gel-gel hareketine başlayamadan kethüda çoktan yere doksan derece eğilip kulağını efendisine yöneltmişti. Kont Montagu masaya et getirilmesini emretti. Ellerinin, dolayısıyla iskambil kağıtlarının, kirlenmemesi için de etin iki ekmek diliminin arasına konmasını söyledi…

Hikayenin devamını aşağı yukarı tahmin etmişsinizdir herhalde. Kethüda, eti iki dilim ekmek arasına koydu ve efendisine götürdü. Artık efendisi hem kumara devam edebilecek, hem karnını doyurabilecek, hem de ellerini kirletmeyecekti…

İşte bu günden sonra herkes ekmek arası bir şeyler isteyeceği zaman, örneğin ekmek arası jambon yemek istediğinde, “bana bir jambon ver, Sandwich’inki gibi olsun” demeye başladı. Böylelikle 4. Sandwich Kontu Montagu’nun, adı olmasa da memleketi yeni bir yemek türünün ismi oldu. SANDWICH! Türkçe olarak sandviç. Daha da Türkçesi “ekmek arası.”


kralin-sandvici.jpg



Sandviç Türkiye’de yazılışı ile sorun olurken Amerika’da ise yapılışı ile sorun olmuş. Şöyle ki, vakti zamanında McDonald’s bir alışveriş merkezine şube açmış. Açarken de alışveriş merkezinde sandviç satan başka bir dükkan açılmayacağına dair işletmecilerden taahhüt almış. Ama para hırsı sadece McDonald’s’ta yok. Alışveriş merkezi yönetimi McDonald’s’ın hemen yanındaki dükkanı bir burrito’cuya (burrito: Meksika dürümü) kiraya vermiş. McDonald’s bu durum için yönetime itiraz edip sonuç alamayınca mahkemenin yolunu tutmuş. Hakimler beklenenin aksine “Burrito sandviç değil, dürümdür. Sandviç için iki ekmek gerekirken burrito bir ekmeğin yemeğin etrafına sarılması ile yapılır.” diyerek alışveriş merkezini haklı bulmuş.

Sandviçin yapılışı sadece Amerikalılara değil, İngiliz bilim insanlarına da dert olmuş. Adamlar yememiş içmemiş (aslında galiba burada “yemişler içmişler” gibi bir ifade daha doğru olur) mükemmel sandviçin formülünü araştırmışlar. Üstelik bulmuşlar bile.

Aşağıdaki resim bu formülü açıklıyor. Ben dil bilmeyenler için biraz çevirmeye çalışacağım:

hamburger-formul%C3%BC.jpg


Formül:
W = Cheddar peynirinin kalınlığı
B = Ekmeğin kalınlığı
D = Mayanın cinsi
S = Tereyağının miktarı
M = Mayonezin miktarı
C = Sandviçin dokusu
V = Domatesin kalınlığı
P = Turşunun kalınlığı
T = Kekremsilik
I = Marulun kalınlığı

Tüm bu listedekileri layıkıyla kullandığınızda elinize geçen şey mükemmel sandviç oluyormuş! Norveçli bilim adamlarından sonra bir de bunlar çıktı başımıza.

Ha unutmadan, yazıya başlarken sizi Hawai’ye götürmeyi vaat etmiştim değil mi? Aslında bu vaadimi çok önceden yerine getirdim. Başından beri Sandwich Adaları diye bahsettiğim yer günümüzde neresi biliyor musunuz? Bingo! Doğru tahmin ettiniz. Geçmişin Sandwich Adaları günümüzün Hawai Adaları.

Alıntıdır..
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst