Rüya"dan Seçme Şiir"ler

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>
ben sana mecburum
Atilla İlhan şiirleri

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
YALNIZLIĞI DENEMEK

gecenin ortasında ne işin var
yıldızlara dokunma yanarsın
bak birazdan ay da batacak
karanlık bulaşmasın ellerine
tersine döner yolunu bulamazsın

içi dışı uzay tozu yansımalar
sahi mi yalan mı anlayamazsın
bir rüya gemisi iskele sancak
dokunup geçiyor hayallerine
ağlayasın gelir ağlayamazsın

sevmek insanın yüreği kadar
küçükse büyüğünü taşıyamazsın
yalnızlığı da dene oldu olacak
nasıl yankılanır derinden derine
iyi midir kötü mü çıkaramazsın

insan insanı kendisi tamamlar
içinde başka dışında başkasın
eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
öbürü sığacak bunun derisine
yoksa sabaha sağ çıkamazsın

ATTİLA İLHAN
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
YALNIZLIK ŞİİRİ..

Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?

ATTİLA İLHAN
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
YANILSAMA

hiç görmediğim gökler vahşi yeşil
ağır şehirler oturmuş altına
içinden sular geçiyor erimiş cam
parıltıdan göz gözü görmez olmuş

bu kız sevdiğim o kız değil
bir başka yüz takmışlar suratına
kendisiyle kavgalı sabah akşam
kirpikleri maviymiş dudakları mormuş

insanlarla yanılmış eski sahil
şarkılar asılı günün her saatıne
hangi rastladığıma kimi sorsam
kimin kim olduğunu bilmiyormuş

denizin üstü yıldız çil çil çil
dağların arkasında saklı fırtına
kötü bir rüyadaymışız tamam
ne yapsan bir sona ermiyormuş

ATTİLA İLHAN
 

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
YİRMİBEŞİNCİ KISIM
Işıkları söndür suna su
Vapurları duyacağız ha
Dün gece uykumda sıçradım
Beni mi çağırdın suna su
Nereye gideceğiz ha

Yabancı değil ben kaptanım
Aç kapıyı suna su
Büyük yağmurda ıslandım
Şarabın var mı suna su
Sabahı bulacağız ha

Kadehini dinleme çıldırırsın
Elimden gelmeyen bir o
Bütün trenleri kaçırdım
Saatin kaç suna su
Yarın öleceğiz ha

ATTİLA İLHAN
 
OP
Rüya

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>
Kadınlar sonbahar


Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
Titrek dudaklarında sarışın bir keder
Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler

Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor

Anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri
Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler

Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor

Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir

Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.

ATİLLA İLHAN
 
OP
Rüya

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>
Saçların örülmüş olmalı

Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
fevkalade tatlı bir sesin söylediği
şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
ne güzel şeydir seni hatırlamak

saçların örülmüş örülmüş olsun
ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
porselen tabakta yıkanmış kayısılar
yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
içinde hürriyetten bahseden mısralar

insan bir düşünse ne çok şey bulabilir
hatırlamak gülmek ve ağlamak için
arzularımız nereye sürüklüyor bizi
neredeydik hangi rüzgara karıştık
ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
karanlık içinde açılmış gözlerimizi

saçların mutlaka örülmüş olmalı
mektepli bir kıza benzemelisin
aklında kimbilir kimden bir mısra
gözlerin nur gibi parlasın saadetten

ATİLLA İLHAN
 

çiğdem

Aktif Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
103
Tepki
189
Puan
43
Yaş
50
Konum
istanbul
Gözlerin gözlerime degince,
felaketim olurdu aglardim.
Beni sevmiyordun bilirdim,
bir sevdigin vardi duyardim.
Çöp gibi bir oglan ipince,
hayirsizin biriydi fikrimce.
Ne vakit karsimda görsem,
öldürecegimden korkardim,
felaketim olurdu aglardim.

Ne vakit Maçka'dan geçsem,
limanda hep gemiler olurdu.
Agaçlar kus gibi gülerdi,
bir rüzgar aklimi alirdi.
Sessizce bir cigara yakardin,
parmaklarimin ucunu yakardin,
kirpiklerini egerdin bakardin.
Üsürdüm içim ürperirdi,
felaketim olurdu aglardim.

Aksamlar bir roman gibi biterdi.
Jezabel kan içinde yatardi.
Limandan bir gemi giderdi,
sen kalkip ona giderdin.
Benzin mum gibi giderdin,
sabaha kadar kalirdin.
Hayirsizin biriydi fikrimce,
güldü mü cenazeye benzerdi.
Hele seni kollarina aldi mi;
felaketim olurdu aglardim

Atilla İlhan
 
OP
Rüya

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>
Kırdın mı incittin mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler.
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hala sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
"içtenliğin" ya da "dünya görüşünün" kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hala bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
senin ve benim, yani bizim için...
 

ELDA

Daimi Üye
Katılım
13 Temmuz 2008
Mesajlar
3.785
Tepki
4.389
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
murathan munganın bütün yazılarına bayılıyorum emegine saglık canım..
 
OP
Rüya

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>
EY ŞEHİT OĞLU ŞEHİT

Ey şehit oğlu şehit böldürtmedin vatanı
Alnından hep mıhladın sana kurşun atanı
Nice al kanlar döktün sen yâd ettin atanı
Yerin dibine gömdün bayrağıma çatanı

Kanın mürekkep oldu yazdın sen destânını
Süngün kalemin oldu çıkardın fermânını
Hiç tereddüt etmeden fedâ ettin canını
Tüm cihâna duyurdun Türk'ün yüce şânını

Bu vatana uzanan alçak eller kırılsın
Hâinlerin bedeni bin parçaya ayrılsın
Düşmanın her yanı tek tek erlerle sarılsın
Kalleşlerin her yeri lime lime yarılsın

Dalgalansın bayrağım parlasın ay yıldızı
Rengi de kan rengidir alev gibi kırmızı
Yakar nârında ona el uzatan haksızı
İndirtmeyiz onu biz versek de canımızı

Bir bütündür bu vatan kalacak hep pâyidar
Hâine edeceğiz biz bütün dünyâyı dar
Olmuştur milletime bu yurt vefâlı bir yâr
Vermeyiz bu vatanı atamızdan yâdigâr.

YAŞAMAYA MECBURSUN

Ruhun cehennem ateşi gibi ateşlerde
alev alev yanıp kavrulsa da
Başı göğe ermiş nice karlı dağlar
karşına dikilip yolunu kapatsa da
Acımasız çöllerde esen kavurucu
rüzgârlarla savrulan bir kum tânesi olsan da
Umudunu yitirme hiç bir zaman
Çünkü sen yaşamaya mecbursun

Kederler namlusunu doğrultup, her yanını
düşman askerleri misâli çevirip sarsa da
Dertlerin hırçın bir denizdeki azgın bir dalga timsâli

üzerine kapanıp, seni boğacak olsa da
Yalnızlığın engin bir okyanus olup
uçsuz bucaksız suların ortasındaki
bir tahta parçasına seni mahkûm etse de
Yaşama sevincini yitirme hiç bir zaman
Çünkü sen yaşamaya mecbursun.

TÜRKÜ TÜRKÜ TÜRKİYEM

Türkü türkü Türkiyem benim canım Türkiyem
Sensin bana verilen en kıymetli hediyem
Sana hürmet etmeyen olur kurda kuşa yem
Türkü türkü Türkiyem benim canım Türkiyem

Bir tek senin uğruna ne çok canlar verildi
Sana göz koyanların hepsi yere serildi
Yolunda kan dökerek şehitliğe erildi
Türkü türkü Türkiyem benim büyük Türkiyem

Senin aşını yedim senin suyunu içtim
Toprağına sevgiler ekip sevdâlar biçtim
Senin için yârimden nice dosttan vazgeçtim
Türkü türkü Türkiyem benim güzel Türkiyem

Dağın, taşın, toprağın, köyün, ilçen ne güzel
Gözüm sende hep kalır alsa götürse ecel
Hiç değmesin bağrına elimden başka bir el
Türkü türkü Türkiyem benim eşsiz Türkiyem

Senden ayrı olamam sana ben hiç doyamam
Senin yerin kalbimdir yere göğe koyamam
Oydum seni gönlüme başka bir ad oyamam
Türkü türkü Türkiyem benim yârim Türkiyem.

ADIMIZ SANIMIZ TÜRKTÜR BİZİM

Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk
Ey vatanıma göz diken bizden ürk
Bu ülkeyi kurdu yüce Atatürk
Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk

Şanlı zaferlere hep imzâ attık
Alçak düşmanları denize kattık
Bir bir şehit olduk toprağa yattık
Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk

İffetim namusum bu aziz vatan
Kendini kollasın bayrağa çatan
Sonra olur yerin dibine batan
Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk

Şehit kanlarıyla ülkem yeşerdi
Canını verenler de bir beşerdi
Yan gözle bakana mezar eşerdi
Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk

Bu vatan bizimdir bizim kalacak
Yoktur bizden bir tek toprak alacak
Mehmetçik hâine korku salacak
Adımız sanımız Türk'tür bizim Türk.
 
OP
Rüya

Rüya

Daimi Üye
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
1.413
Tepki
1.128
Puan
113
Konum
<<İstanbul>>

İncinecek hal kalmadı bende,
sana sadece bir tavsiye; vedalar soğuk olur, sıkı giyin!
Üşüyorum...
Duracağım burada gidişini seyredeceğim
kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
kavgasız olacak, fırtınasız olacak, saçma sapan olacak
organlarım birbirine vuracak
arkandan sessiz bakacağım ben yine sana ağlıycam...
Hayalleri taştan bir sevdaydı bizimkisi. Kırılmazdı. Yağmura kara dayanıklıydı.

Çığ olup düşerdi de kendine zarar vermezdi. Kopmazdı. Gidişler dönüşlere gebeydi de, hep acıtırdı her el sallayış.

Özlemler acıydı. yürek sabırsızdı. Her dönüş, doğuştu aslında yeniden.

Ölüp ölüp dirilmek gibi değil de, erince doğmaktı.
Ama;

Önce hayaller öldü! (cenaze meydanda kaldı, ulu orta)
gönlüme bir kor düşer
gitme öyle zamansız
önce hayaller biter
yanar külsüz dumansız
acıyorum... Ya da acıyorlar... Elimde kalanları sayamıyorum. Nasıl sayabilirim. Ateş altında her yerim...

Dokunulamıyorum, onarılamıyorum, dona kaldım yanarken. Sadece acıyorum, acınılıyorum...

Demişler inanmış, ağlayışları geçer sanmıştım. Bir maddeyim...

Bedenim var senden kalan. Benden götürdüklerini isteyemiyorum.

Sen giderken sen olsaydın, benden gitmezdin. Sen olmadın belki de hiç!
Bilmiyorum sensizliği...

Baharlar hiç gelmez mevsim hep kış olur
günlerime güneş doğmaz hislerim uyur
takvimleri kopardım attım sen giderken. Saatleri kırdım... Zamandan söz edilmesini istemiyorum artık...
Kış! Soğuk işte. Herkese olduğu gibi.Derlerdi hep de inanmazdım, vedalar soğuk olur, sıkı giyin! Ben bahardan kalmayım...
Sana yangındım, ama sensiz üşüyorum... Ve uyuyorum... Hala!
Dilimden hiç düşmez adın hasret olur
yüreğimde sızı dinmez gülmek güç olur
Acı işte. Hangi hecesinden tutarsan tut bu böyle. Ne sancım diner, ne ağrım. Sattım 3 kuruşa gülüşlerimi...

Bak gamze gamze dolmuyor yüzüm. Bak acı! Bak yaş! Bak soğuk!
Bakma... Anlamayacak kadar uzağız artık. haa soğuk. demişlerdi zaten...

Ama yapacak bir şeyim yoktu. Sonunu bile bile lades dedim ben... Mahkûmdu!

Ayrılıklar yara açar yara üstüne
yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
Gittin... Yüklemin öznesi mühim değil aslında. Gidildi. Onarılmaz yaralarımız var artık.

Susuz tokluk arıyoruz belki de. Yazık oldu mu? Bilmem... Olur mu?

Sadece üşüdüğümü hissediyorum...
Vedalar soğuk olurmuş, ben yolculuklara senle çıkmaya alışkındım oysa…

(ALINTI)
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst