Ramazan Hatıraları...

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
Kızımın oruç dersi
İlkokul dördüncü sınıfa giden kızım arkadaşlarının da teşvikiyle oruca başladı. Maalesef bugün, gece sahura kalkmadan oruç tuttu. Sahursuz olduğu için yemesini ve oruç tutmamasını söylediğim halde beni dinlemedi.
Ben de kendisine ödül olarak istediği yerde iftar ettireceğimi söyledim. AVM'de iftar etmek istedi. Annesiyle beraber isteğini yaptık. İftara yarım saat kala başı dönmeye başladı, neredeyse bozacaktı. Kızıma "Şimdi ne dua edersen Allah kabul eder." dedim. O da "Allah'ım yeryüzüne kıtlık verme!" diye dua etti. Oruç kızıma bütün insanları düşünmeyi ve elindeki imkânları düzgün kullanmayı öğretti. İyi ki varsın Ramazan. Abdurrahman Arkış Kayseri


Farklı Ramazan
Geçen yıl Ramazan ayı başında eşime çok farklı bir Ramazan geçirmek istediğimi söyledim. "Hangi anlamda?" dedi. "Her anlamda!" diye cevapladım. İlk gün mükellef bir sofra hazırladım ama eşimin başı felaket ağrıdığı için yemek yiyemedi, yalnız iftar yaptım. O gece kalkmaya alışamadığımdan olacak sahura kalkamadık, aç bir şekilde oruç tuttuk. İftara da bir gün önceki hazırlığım var diye bir şey yapmadım ama dolaba koymayı unuttuğum için yemekler bozulmuştu. Kahvaltılıklarla iftar yaptık. Yemek sonunda eşim "Farklılıktan neyi kastettiğini anladım hayatım." deyince çok utandım. Bu Ramazan başında eşim "Sakın farklı Ramazan isteme!" diye uyarmayı unutmadı. Ayşe Karaman SAKARYA


Düşman bize gelmez, dost da kusura kalmaz
Bir Ramazan akşamı, dünden artan yemekleri iftar sofrasına yerleştirip oruç duası yaparken zil çaldı. O da ne; elinde çiçekle dost bir aile kapıda. Anladık ki hanımlar davet tarihini karıştırmışlar. Sofraya takviye kahvaltılık yetiştirirken ve de onlar doysun diye bizim çaktırmadan aynı kaşığı getirip götürmemizle durumu zor da olsa kurtardık ama biraz sonra yetişmemiz gereken seminer programını nasıl anlatacaktık? Baktık sustukça durum izahtan çıkmaza doğru gidiyor; 'Düşman bize gelmez, dost da kusura kalmaz' kabilinden başladık yanlış anlaşılmışlığı izah etmeye. Sağ olsunlar 'Siz gidin, biz sofrayı kaldırır, çayımızı kendimiz yapar, hem de çocuğunuza bakarız.' dediler. Güzel kardeşliği ve samimi dostluğu simgeleyen bir hatıra yaşanmış oldu. Yılmaz Kuzucu Almanya


Zaman ayarlı köfteler

Arkadaşlarımı iftara davet etmiştim. Menüm çorba, köfte ve pilavdı. Köfteyi tepsiye koyup fırına sürdüm ve pilav yapmaya başlayacaktım; bir de baktım pirinç yok.
Hemen marketten pirinç almak için çıktım. Anahtarlar içeride kalmıştı. Misafirler geldi, ezan okundu, marketten aldığımız suyla kaldırımda oruç açtık. Tam bu sırada elektrikler kesildi. Bu arada arkadaş anahtarı getirdi ve hemen içeri girip fırına baktık. Arkadaşlar tepsiyi görünce "Zaman ayarlı köfte olmuş bunlar." dediler. KEMAL KINA

Çakmak ateşinde yumurta

Yıl 1976. Yer Isparta. Mekan piyade alayı 6. bölük yazıcı odası. Depo çavuşu Mersinli Haluk Bulca, posta İstanbullu Ekrem Okusun ve acemi er İstanbullu Yılmaz Kekeç'le birlikte iftar için yumurta pişireceğiz. Piknik tüpünün üzerine tenceremizi koyduk ve yumurtalarımızı kırdık. Ama tüp bitti ve kalakaldık. Yemekhane çok uzakta. Tabii hemen pratik zeka devreye giriyor ve çakmaklar fora edilerek birimiz tencereyi tutuyoruz diğerlerimiz çakmaklarla yumurtayı pişiriyoruz. Yıllar sonra bu hatırayı, tuttuğum günlükten hatırladım. HİKMET TINAZTEPE İZMİR

Ramazan'ın son ikramları
2 yıl önce Ramazan'ın son günü arkadaşımla Şehzade Camii'nde iftar etmeye niyetlendik. Caminin içindeki küçük bölmeye mütevazı soframızı kurduk. Bir adam geldi ve, "Buyrun sizi Şehzade Mehmet Efendi Sofrası'na davet ediyoruz." dedi. Biz teşekkür ettik ama adam biraz sonra pide ve sütlaç getirdi. Biz mahcup bir eda ile gelenleri kabul ediyoruz lakin bir yanlış anlaşılma var farkındayız. Sonra bir yaşlı teyzeyi gönderdiler. Teyzenin elinde bir zarf, "Burda 2 fakir bayan varmış. Bu yardımı ona yapacaktık." Bizim renkler attı tabii. "Yok burda öyle birileri teyze." dedik. Teyze zaten ihtiyaç sahibi olmadığımızı hemen anladı:) SULTAN UZGUR

Evdeki anlaşmazlık

2005 yılı Ramazan ayı. Eşim ve ben öğretmeniz. Perşembe günü öğrencileri iftara çağıralım diye konuştuk. O gün erkek öğrencilerden oluşan 12 kişilik bir ekiple birlikte iftar için evin yolunu tuttum. Ben öğrencilerden önce eve çıktım.
Dairenin kapısına geldiğimde bir de ne göreyim; evin önü ayakkabı yığılı. Aynı gün eşim de kız öğrencilerle iftar programı hazırlığı yapmış. "Perşembe öğrencilerle iftar yapalım" diye eşimle konuştuğumuzda o, kendi öğrencileri ile iftar yapacağını, ben de kendi öğrencilerimle iftar yapacağımı düşünmüşüz. İki farklı odaya, iki ayrı sofra ne zaman ve nasıl kuruldu hiç hatırlamıyorum. Yemekler yendi, herkes doydu ve bir miktar yemek bile kaldı. Bizim için unutulmaz bir iftar oldu. MURAT ÖZDEN

Elde büyük tencere, makarna yapmaya gittik

1983 yılının Ramazan ayında Bursa'da o yıl yeni kurulan Osmangazi yurdunda kalıyoruz. İlk sahura kalkmak içip planlar yapılırken bir anda mutfaktaki tüpün bittiği fark edildi. Müdür Yardımcısı Hasan Bey'le görüşme sonunda apar topar aşçı yardımcısı Musa ile birlikte yaklaşık 1-1,5 km ötede bulunan talebe arkadaşların kaldığı eve gitme kararı alındı. Musa'nın elinde büyük bir tencere, benim bir elimde beş kiloluk makarna ve yağ şişesi, o saatte araba bulamadığımız için yürüye yürüye arkadaşların evine gittik. Evin ahalisi başta Cahit Bey olmak üzere bizi görünce şoke oldular. Durumu anlattık ve onların da tüpü kalmadığı için aşçı Musa küçük tüpün üzerinde makarnayı pişirmeye başladı. Gecenin geç saatinde, pişmiş makarna ile koştura koştura döndük. Makarnayı afiyetle yedik. M. Murat İğrek istanbul

Amr bin As (ra)

İşyerinde hem çalışıyor hem de patronumla beraber sahabelerle ilgili sohbet yapıyorduk. Sahabelerden Amr bin As (ra) üzerinde çok durduk, yaklaşık bir saatten fazla konuştuk, daha sonra patronum "Gel seninle Karaköy'e gidip tatlı alalım." dedi. Biz de Şişli'deki dükkânı kapatıp o sıcakta oruçlu olarak o yolu yürüdük. Karaköy'de bir camide öğlen namazını eda ettik. Cami içinde bir türbe vardı ve patronum bana türbenin kime ait olduğunu gösteren isim tabelasını gösterdi. Tabelada 'AMR BİN AS (ra)' yazıyordu. Anında gözyaşlarına boğuldum. Şu satırları yazarken gözyaşlarıma yine hakim olamıyorum. Mehmet Peker İstanbul

ALINTI
 

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
çok güzel anılar

ben de ilk defa oruç tutacaktım ama daha 7 yaşında filanım babam diyo tutamazsın ben dedim tutarım o da dedi o zaman akşama kadar bozmak yok tamam dedim bi sevinçle sonra ertesi gün öğleye doğru bi karnım acıktı duramıyorum ama kimseye de bişey diyemiyorum babam kızacak die komşuya gitmiştik onlatda miss gibi ekmek yapmışlar evde nasıl kokuyo....bi kaç tava var iftar yapacaklar ben dayanamadım analşılmasın die minik mink kırıkları kopartıyorum yanlarından yiyorum nasılsa bu kadarcık yemekle oruç bozulmaz kimse de anlamaz diyorum sonra komşular anladı tabi geldiler dalgayla ekmekleri fareler kemirmiş filan dediler benim foya ortaya çıktı bi daha da oruç tutucam demedim o ramazan:dertli:aslında öğleye kadar tut filan deseler bari hevesim kaçmazdı ahh babam ah:))
 
OP
rüzgar gülü

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
aynen yaaa.. ne alemsin...
minik mink kırıkları kopartıyorum yanlarından yiyorum nasılsa bu kadarcık yemekle oruç bozulmaz kimse de anlamaz diyorum ..... :cokkomik:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst