peygamber efendimiz Hz Muhammed sav her gün bir şiir kampanyası
haydi arkadaşlarım kardeşlerim HZ Peygamber efendimiz (s.a.s.) herğün bir şiir kampanyası yapalım ben başlıyorum
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HABİBALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin
Rahman'ın günahkar,aciz,gafil,gözü yaşlı kulundan mektup
Sana mektup yazmak ha!Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek,Yaratılan her zerrenin senin aşkınla yandığını idrak edemeden,utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!
Affet YA RASULLALLAH(sav) Affet sultanım Cüretimi bağışla
Bir gün seni özlemiş,sana olan hasretiyle yanmış tutuşmuş bir güzel kul tanıdım,yemek ikram etmişlerdi onaRabbim'in nimetlerine hamdederek başladıYüzündeki o parlaklık ne güzeldi
Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar,şakaklarına yağan karlar bir şeyler haykırıyordu YA RASULLALLAH
Ümmetinden bir kul,Rahmanın güzel bir kuluGülüyordu çehresi, Nur saçıyordu Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydiDudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu,dertli kulYüzüne her bakışımda gözlerinin daima artan ışıltısı dikkatimi çektiVe birden ak düşmüş sakallarına doğru iki damla gözyaşnı yolculuğa çıkardıAğlıyordu ihtiyar amca, gözyaşlarını saklama ihtiyacı hissediyorduAma gözleri coşmuştu bir kere, yemeği bırakıp yanına oturdum Amca dedim:
-Rahatsız mısınız? Birşeyiniz mi var?
-Hayır evladım iyiyim sağol!dedi
-Peki amca, niye ağlıyorsun?dedim
-Peygamberimiz (sav)aklıma geldi birden Onu düşündüm ve ağlayıverdim kusura bakma
Gözünün yaşını sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu Ben de kalktım sofradan yeni demlenmiş çaydan getirdim ihtiyar amcamaÇayı karıştırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyorduMendiliyle tekrar sildi gözleriniÇayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan
Düşünce idrakini yitirmiş bir hal içinde düşünüyordum Adamcağız yemek yerken seni anıyor ve ağlıyordu YA RASULLALLAH(sav) Sana yakın olmanın verdiği coşkuydu gözyaşları
Senin ümmetinden bir kulNasıl oluyorda seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaşındaymışın gibi seninle yaşıyor Ben de anlamalıydım,çözmeliydim bu sırrı
Seni YA RASULLALLAH(sav) evet seni tanımam,bilmem gerekiyordu Ashab!ı Kiram efendilerimizin hayatından başladım işe Onların hayatlarını okuyarak sana ulaşmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum Ebu Bekir Sıddık ,Ali bin Ebu Talip,Hz Ömer Hz Osman,Hz Talha,Hz Bilal,Sad bin Ebi Vakkas,Hz Hamza,Abdullah bin Revaha,Ebu Hureyre,Muaz bin Cebel
Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav)
Şimdi seni okuyorum Halık'ı zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kuluSenin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH(sav) Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayacağımı biliyorumBen senin deven Kusva'ya aşık oldum efendimDayandığın hurma kütüğünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdimYeter ki inleyeyim,sen beni okşarsın susarım Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav)
Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmişti Sende oradaydın YA RASULLALLAH(sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koşmuşlardı Sen de aç idin Günlerdir bir şey yememiş açlıktan zayıf düşmüştünüz Hendek günü karnına iki taş bağlayan da sendin YA RASULLALLAH(sav) Bir deri parçasını temizleyip kızarttıktan sonra açlığını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) değilmiydi EFENDİMBir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre değil miydi?Bir avuç arpa ekmeğiyle yetinen HABİBULLAH sendin efendim
Ya ben midemin doluluğunun sarhoşluğuyla seni unutan ben değil miyim Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben hala bu dünyada yaşıyor muyum?''diyebilirmiyim?Senin ölümünle HzBilal(ra) susmuştuBir daha ezan okumayacaktıKızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH(sav)
sana nasıl kavuşacağız bilemiyorumGünahlarımın derdiyle,hasretinin yangınıyla,Aşkının ateşiyle,sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum halimi Sana gelmek var ölmeden önce, Şehrinde narına yanıp kül olmak varSana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inş) yanında kalsam,ayak bastığın yerlere gömülsem Kıyamete kadar yanında olsamToprağın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH(sav)
VE ÖLÜM
Nikah saati :RABBİME ve SANA yolculukTahta arabanın içinde keyifli seyahat
Ölmeyi bilene kutlu olsun EY DÜNYA!
Anlat şimdi ayrılık acısını,Peygamber sana veda ederken çektiğin acıyı anlatBağır, durma, Haykır: VAĞLEMU ENNE FİKUM RASULLALLAH de
O'nun vefat ettiği günSöyle ey dünya ne haldeydinHer zerre O'nun ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl raksettinYine sabahları güneşi davettinKaranlığı nasıl kovdunSöyleeeee
Her gün raksedip dönmektesin değil mi ey dünya Kainatta yalnız sen ONA kucak açtın,bu mutluluk senin değil mi Güneş bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yaşadı üzerinde Ne kadar bahtiyardın o devirde varlığının şükrünü eda ediyordun Denizlerin bir ayrı güzeldi O varken Suların daha bir tatlıydıAğaçlar,dağlar ,ovalar,bitkiler, kuşlar ve sen ey dünya ne kadar mutluydunuz
Ama o gün:RABBİM (cc) çağırıyordu Habib'ini
Rabbim'in emriyle Cebrail yanına geldi YA RASULLALLAH(sav),Azrail (as) kapıda senden izin bekliyordu Kisra nın sarayını aydınlatan nurunla gelecektin
Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü,
Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı,
YÜCE DOSTA ,REFİK'İ ALA'YA
PEYGAMBER vefat etti
Usame seferden döndü,zafer müjdesiyle kavuşacaktı sana Abi bin Ebu Talib'in dizine başını dayamıştınÖlüm bile sana o kadar yakışmıştı ki, VUSLAT seninle güzel oldu Kusva gözyaşlarıyla inlemekteydi HzEbu Bekir(ra)geldi seni öptü öptü öptü
Yokluğun acısıyla yanan gönüller, kardeşlerin, Seni çok özlediler Ya Rasull(sav)
Ben de özledim seni
haydi arkadaşlarım kardeşlerim HZ Peygamber efendimiz (s.a.s.) herğün bir şiir kampanyası yapalım ben başlıyorum
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HABİBALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin
Rahman'ın günahkar,aciz,gafil,gözü yaşlı kulundan mektup
Sana mektup yazmak ha!Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek,Yaratılan her zerrenin senin aşkınla yandığını idrak edemeden,utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!
Affet YA RASULLALLAH(sav) Affet sultanım Cüretimi bağışla
Bir gün seni özlemiş,sana olan hasretiyle yanmış tutuşmuş bir güzel kul tanıdım,yemek ikram etmişlerdi onaRabbim'in nimetlerine hamdederek başladıYüzündeki o parlaklık ne güzeldi
Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar,şakaklarına yağan karlar bir şeyler haykırıyordu YA RASULLALLAH
Ümmetinden bir kul,Rahmanın güzel bir kuluGülüyordu çehresi, Nur saçıyordu Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydiDudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu,dertli kulYüzüne her bakışımda gözlerinin daima artan ışıltısı dikkatimi çektiVe birden ak düşmüş sakallarına doğru iki damla gözyaşnı yolculuğa çıkardıAğlıyordu ihtiyar amca, gözyaşlarını saklama ihtiyacı hissediyorduAma gözleri coşmuştu bir kere, yemeği bırakıp yanına oturdum Amca dedim:
-Rahatsız mısınız? Birşeyiniz mi var?
-Hayır evladım iyiyim sağol!dedi
-Peki amca, niye ağlıyorsun?dedim
-Peygamberimiz (sav)aklıma geldi birden Onu düşündüm ve ağlayıverdim kusura bakma
Gözünün yaşını sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu Ben de kalktım sofradan yeni demlenmiş çaydan getirdim ihtiyar amcamaÇayı karıştırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyorduMendiliyle tekrar sildi gözleriniÇayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan
Düşünce idrakini yitirmiş bir hal içinde düşünüyordum Adamcağız yemek yerken seni anıyor ve ağlıyordu YA RASULLALLAH(sav) Sana yakın olmanın verdiği coşkuydu gözyaşları
Senin ümmetinden bir kulNasıl oluyorda seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaşındaymışın gibi seninle yaşıyor Ben de anlamalıydım,çözmeliydim bu sırrı
Seni YA RASULLALLAH(sav) evet seni tanımam,bilmem gerekiyordu Ashab!ı Kiram efendilerimizin hayatından başladım işe Onların hayatlarını okuyarak sana ulaşmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum Ebu Bekir Sıddık ,Ali bin Ebu Talip,Hz Ömer Hz Osman,Hz Talha,Hz Bilal,Sad bin Ebi Vakkas,Hz Hamza,Abdullah bin Revaha,Ebu Hureyre,Muaz bin Cebel
Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav)
Şimdi seni okuyorum Halık'ı zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kuluSenin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH(sav) Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayacağımı biliyorumBen senin deven Kusva'ya aşık oldum efendimDayandığın hurma kütüğünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdimYeter ki inleyeyim,sen beni okşarsın susarım Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav)
Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmişti Sende oradaydın YA RASULLALLAH(sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koşmuşlardı Sen de aç idin Günlerdir bir şey yememiş açlıktan zayıf düşmüştünüz Hendek günü karnına iki taş bağlayan da sendin YA RASULLALLAH(sav) Bir deri parçasını temizleyip kızarttıktan sonra açlığını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) değilmiydi EFENDİMBir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre değil miydi?Bir avuç arpa ekmeğiyle yetinen HABİBULLAH sendin efendim
Ya ben midemin doluluğunun sarhoşluğuyla seni unutan ben değil miyim Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben hala bu dünyada yaşıyor muyum?''diyebilirmiyim?Senin ölümünle HzBilal(ra) susmuştuBir daha ezan okumayacaktıKızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH(sav)
sana nasıl kavuşacağız bilemiyorumGünahlarımın derdiyle,hasretinin yangınıyla,Aşkının ateşiyle,sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum halimi Sana gelmek var ölmeden önce, Şehrinde narına yanıp kül olmak varSana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inş) yanında kalsam,ayak bastığın yerlere gömülsem Kıyamete kadar yanında olsamToprağın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH(sav)
VE ÖLÜM
Nikah saati :RABBİME ve SANA yolculukTahta arabanın içinde keyifli seyahat
Ölmeyi bilene kutlu olsun EY DÜNYA!
Anlat şimdi ayrılık acısını,Peygamber sana veda ederken çektiğin acıyı anlatBağır, durma, Haykır: VAĞLEMU ENNE FİKUM RASULLALLAH de
O'nun vefat ettiği günSöyle ey dünya ne haldeydinHer zerre O'nun ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl raksettinYine sabahları güneşi davettinKaranlığı nasıl kovdunSöyleeeee
Her gün raksedip dönmektesin değil mi ey dünya Kainatta yalnız sen ONA kucak açtın,bu mutluluk senin değil mi Güneş bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yaşadı üzerinde Ne kadar bahtiyardın o devirde varlığının şükrünü eda ediyordun Denizlerin bir ayrı güzeldi O varken Suların daha bir tatlıydıAğaçlar,dağlar ,ovalar,bitkiler, kuşlar ve sen ey dünya ne kadar mutluydunuz
Ama o gün:RABBİM (cc) çağırıyordu Habib'ini
Rabbim'in emriyle Cebrail yanına geldi YA RASULLALLAH(sav),Azrail (as) kapıda senden izin bekliyordu Kisra nın sarayını aydınlatan nurunla gelecektin
Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü,
Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı,
YÜCE DOSTA ,REFİK'İ ALA'YA
PEYGAMBER vefat etti
Usame seferden döndü,zafer müjdesiyle kavuşacaktı sana Abi bin Ebu Talib'in dizine başını dayamıştınÖlüm bile sana o kadar yakışmıştı ki, VUSLAT seninle güzel oldu Kusva gözyaşlarıyla inlemekteydi HzEbu Bekir(ra)geldi seni öptü öptü öptü
Yokluğun acısıyla yanan gönüller, kardeşlerin, Seni çok özlediler Ya Rasull(sav)
Ben de özledim seni