Özel Dualar

haticeb

Daimi Üye
Katılım
21 Mart 2013
Mesajlar
236
Tepki
251
Puan
63
Konum
İzmit



Muaz İbni Cebel’in Yaptığı Dua

Türkçe Okunuşu:

Yâ Zelcelâli vel ikrâm, yâ Erhamerrâhimîn. Teveccehtü ileyke. Allâhumme innî esfelüke bienneke entellâhü lâ ilâhe illâ entel vâhidül ahadül ferdüssamedüllezî lem yelid velem yûled velem yekûn lehü küfüven ahadün.


Türkçe Anlamı:

Ey celâl ve ikram sahibi. Ey Erhamerrâhimîn. Sana teveccüh ettim. Senden isterim, Çünkü Sen Allah’sın. Senden başka ilâh yoktur, ancak Sen varsın, teksin, Samedsin.

Açıklama:

Bu duâ çok takdire şâyandır. Ashabı kiramdan Muâz ibni Cebel, bu duâya geceli gündüzlü devam etmiştir ve bizlere de devam etmemizi tavsiyede bulunmuştur. Bu duâda Hakka sığınmak, O ‘ n a bağlanmak, O’na dayanmak vardır. Ayrıca tevhid hakkında geniş mânalar vardır, lhlâs süresindeki sıfatlar bu duâda mevcuttur.

Bu duânın önemi hakkında bir çok hadis-i şerifler ittifak halindedir. Bilhassa bu duânın yangın ve zelzele anında yapılması çok makbuldür. Ayrıca rüzgâr şiddetli estiği zaman yine bu duâ okunur. Hastalara şifa için ve daha bir çok sıkıntılar için de okunur.



Hz. Adem’in Duası (1)



Türkçe Okunuşu:

Allahumme innî es’elüke bihakkı Muhammedin ve âli Muhammedin. Sübhaneke’llâhumme ve bihamdike amiltü sûen ve zalemtü nefsî, fağfirlî fe innehu lâ yağfiru’z-zünûbe illâ ente ve tüb aleyye inneke entet Tevvâbu’r-Rahîm.

Türkçe Anlamı:

Allah’ım; Muhammed’in hakkı ve O’nun âlinin hakkı için Senden isterim. Allah’ım, Seni tesbih ve takdis ederim. Sana hamdederim. Günahlar işledim, nefsime zulmettim, beni bağışla. Zira günahları ancak Sen bağışlarsın. Tövbemi kabul eyle, zira Sen tövbeleri kabul edensin.

Açıklama:

Hz. Âdem’in yapmış olduğu bu duâ çok önem taşımaktadır. Çünkü bağışlanması için Hz. Muhammed’i ve onun seçkin âl ve ashabını şefaatçi istemektedir. Bundan iki hakikat anlaşılıyor: Birisi, kendisinin gayet mütevazi oluşu. Diğeri de Resûlullah’ın bütün peygamberlere şefaat edeceğidir. Bu duadan anlaşılan bir mâna da, Hz. Âdem’in yapmış olduğu hatayı anlaması ve mağfiret olunmasını istemesidir. Zâten en büyük maharet yapılan günahı anlamak ve onun düşmesi için gereken yalvarış ve yakarışı yapmaktır. Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde: “Günahından tevbe eden günah işlememiş gibidir.” buyurmuştur. Cenab-ı Hak, Hz. Âdem’in tövbesini kabul buyurdu. Bakara sûresinin 38. âyeti bunu bildiriyor.




Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi


Türkçe Okunuşu:

Allahummahfaznî anil-mevânii fî tarîki’l vusûli ileyke

Türkçe Anlamı:

Allah’ım, Sana gelen yolun mânilerinden beni koru

Açıklama:

İnsanla Allah arasında yetmiş bin perde vardır. Cihanda herşey sebebe bağlanmıştır. Sebepler Hakka ulaşmakta birer engeldir. Meselâ, insanın Kâbe’ye gitmesi esnasında yollarda eğlenmesi, oturup kalkması, birer engel teşkil etmektedir. Çünkü onun gayesi Kâbe’ye ulaşmaktır. Fakat yollarda eğlenmek, bir an için de olsa, engel olmuş oluyor. Oturmakta, uyumakta, eğlenmekte kavuşma yoktur. Çünkü o haller sükün hali sayılır. Harekete mânidirler.

Özetleyecek olursak, Allah sana her an vâsıl, fakat sen ona hemen vâsıl olamıyorsun. Çünkü çeşitli engellerin vardır. İşte yukarıdaki duâda bu engellerin kalkmasını ve hemen Rab Celle’ye kavuşmamızı istiyoruz. “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn. ” âyeti de buna misaldir. Çünkü rucû hareketle oluyor. Bu hareketle de Allah’a kavuşuluyor. Onun için ölen ebedî hayata kavuşmuş sayılıyor.

Her nefesinde Hakka doğru bir adım almış oluyorsun, fakat önünde bir melek ve bir şeytan oturmaktadır. Melek seni harekete, şeytan ise sükûnete çağırıyor. Yani, melek sana ibadetler yapmayı emreder, gayret verir. Şeytan ise, hareketsizliğe, donukluğa ve uyuşukluğa sevkeder. Kısacası; melek nurdan olduğu için, seni nurlar sahibi olan Halik’a götürmek ister. Şeytan da zulmetten olduğu için, yani karanlıktan meydana geldiği için seni karanlığa sokmak ister.

İşte ey insan, tercih senindir. Dilersen nurlara gark ol; dilersen çamurlara bat, karanlıklar içerisine gir ve ebedi hüsran ehli ol.


Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi



Türkçe Okunuşu:

Allahumme inni es’elüke’l affe ve’l-âfiyete fiddîni veddünya vel-âhireti.

Türkçe Anlamı:

Allah ‘ım, Senden din, dünya ve âhiret sıhhatini ve bağışlamanı isterim.

Açıklama:

Bu duâda din, affa yönelik; dünya da, sıhhata yöneliktir. Âhiret hususundaki duâ ise, günahlardan dolayı çekilen sıkıntının kaldırılmasını istemek demektir. Kısacası; dünyada istenen sıhhat ve âfiyet, âhiret için ise, cehennem azabından korunmaktır.

Günah, manevî bir hastalıktır. Bu hastalık dünya belâlarındandır. Onun için daima bunlar için Allah’tan derman ve kurtuluş istemek icap eder.



Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi


Türkçe Okunuşu:

Rabbî zidnî ılmen ve tevfîkan ve hüden.

Türkçe Anlamı:

Ya Rabbi, ilmimi, tevfik ve hidayetimi fazlalaştır.

Açıklama:

Bu dua seçkin kişilerin duasıdır. Yani havas tabakasının yaptıkları duadır. İstedikleri şeyler çok önemlidir. Allah’ı bilme ilmi, Allah’ın muvaffakiyetini, sonsuz hidayetini istemek demektir. Cenab-ı Hakk’ın “Bugün size dininizi tamamladım.” buyurduğu ayet-i celilenin meali de buna delalet etmektedir. Çünkü iman ziyade ve noksan kabul etmez. Ancak zayıflar ve kuvvetleşir. Bu itibarla zayıf mü’min ile kuvvetli mü’min bir değildir. “Kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden hayırlıdır.” diye hadisi şerif vardır.

Diğer bir hadisi şerifte: “İki gününü müsavi (eşit) tutanlar aldanmıştır.” buyurulmuştur.

Mü’min hergün terakki etmeli, geri gitmemeli. Bu, hem dünya için, hem de ahiret için geçerlidir.


 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst