OĞLAK – Zodyak’ın Gönülsüz Peygamberleri

bitter_im

Admin
Admin
Genel Yönetici
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
64.644
Tepki
53.685
Puan
113
Yaş
32
Konum
kocaeli
o%C4%9Flak1.jpg


Zaman ve Mekan’ın Efendisi Satürn iki burcu yönetir; Oğlak ve klasik astrolojiye göre Kova… Sonradan Kova’ya Uranüs’ü yakıştırmışlardır. Oğlak ise Satürn’ün has evladı olarak kalmıştır.

Bir insan, herşeyi başkalarından daha ciddiye alıyor – zaten ciddiye almayanları da anlamıyor – dünyanın yükünü sırtına vurmuş da ne kadar ağır geldiğini çaktırmak istemiyormuş gibi çatık kaşlı ve mesafeli duruyor ve bacak kadar çocukken bile, gözlerinin derinlerinde ”yaşlı biri” oturuyorsa, illaki bir yerine Oğlaklık kaçmıştır :)

Ayar verenleri ”Sınır Koyan” Satürn olduğu için, Oğlaklar da kendilerini bir şekilde sınırlamaya ya da onlara konulan sınırlara uymaya diğer burçlardan biraz daha fazla yatkınlık gösterirler.

Bunun nedeni daima bir hedeflerinin olmasıdır. Önüne bir hedef koyamayan Oğlak, paso depresyondadır :) Hedefi olan Oğlak ise tam bir seferberlik halinde… Toprak grubunun öncüsü olduğu için, daima tırmanmayı düşündüğü bir zirve ve genellikle bu zirvenin başka insanları da etkileyen bir kapsama alanı vardır.

Kendisi de bir Oğlak olan Martin Luther King bu yaklaşımı veciz bir biçimde dile getirmiştir; ”Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, yürüyemiyorsan sürün… Ama asla yerinde sayma!”

Statü ve sorumlulukları, insanın ele güne verdiği kartviziti, şu dünyanın bize baktığı yerden ne kadar ”ehemmiyet” sahibi olduğumuzu belirleyen her bir göstergeyi simgeleyen 10’uncu ev, Oğlak’ın doğal yeri kabul edilir. Oğlaklar da ”mühim” işler yapmak ve ”yetki sahibi” olmak üzere burada olduklarına dair bir iç kabul ile yaşarlar… Ne gariptir ki hayat onları, kendilerini değil sorumluluklarını ”mühimsemeye” ve aldıkları yetkiler vesilesiyle ”hükmeden” değil ”hizmet eden” olmaya yönlendirir.

OĞLAK Olmak…

Oğlak deyince, benim aklıma hep Paulo Coelho’nun Beşinci Dağ romanındaki ”gönülsüz peygamber” teması gelir.

Açıkçası biraz sinameki olmaya yatkın bir tabiatları olduğu için, iyice olgunlaşıp tatları gelmeden peygamber kadar sevecen olmayabilirler :))) Ama hemen hepsi ”Atlas Psikozu” yaşayan fanilerdir!

Sorumluluk duygusu onların insanlarla ilişkilerine temel oluşturan faktördür. Bir görev üstlendikleri zaman, arı gibi çalışır ve kendilerini hiç olmadığı kadar dinamik hissederler.

Genellikle mutfakta olmayı arzu eder ve içlerine gömülerek çalışmayı severler ama organizasyonel yeteneklerini kullanmak zorunda kalacakları durumlarla sıkça karşılaşırlar. En kıymet verdikleri şey çözüm bulmaktır! Çünki onlar genellikle karar almak zorunda kaldıkları konumlarda yaşarlar.

İnsiyatifli davranma yeteneklerinin parladığı durumlar, herkesin halinden memnun olduğu, işlerin tıkırında, hayatın tatlı, şarabın bol, kadınların neşeli, erkeklerin cömert oldukları dönemler değildir… Öyle zamanlarda, azcık kenarda kalır, ve genellikle olan bitenin içinden baş veren tehdit filizlerinin büyümesini endişeyle seyrederler. Onların sahneye çıktıkları zamanlar, herkesin paniğe kapıldığı ya da amaçlarından umudu kestiği şaşkınlık ya da yıkım anlarıdır.

Çünki Oğlaklar kaybedilen zamanın ve yaşanan yıkımın çaresinin yeniden başlamak, korkunun çaresinin ise dirayet yani herrağmen şeye yapmak olduğunu gayet iyi bilirler.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst