Aslı Oktay
Daimi Üye
MÜNAFİKUN SURESİ
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Münafıklar sana geldikleri zaman: Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allahın elçisisin dediler. Allah da bilir ki sen elbette Onun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.
2- Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allahın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.
3- Bu, onların iman etmeleri sonra inkar etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.
4- Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.
5- Onlara: Gelin Allahın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin, denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.
6- Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez.
7- Onlar ki: Allahın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler, derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allahındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.
8- Derler ki, Andolsun, Medineye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır. Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allahın, Onun Resûlünün ve müminlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
9- Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allahı zikretmekten tutkuya kaptırarak-alıkoymasın; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
10- Sizden birinize ölüm gelip de: Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.
11- Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Münafıklar sana geldikleri zaman: Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allahın elçisisin dediler. Allah da bilir ki sen elbette Onun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.
2- Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allahın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.
3- Bu, onların iman etmeleri sonra inkar etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.
4- Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.
5- Onlara: Gelin Allahın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin, denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.
6- Senin onlar adına mağfiret dilemen ile mağfiret dilememen onlar için birdir. Allah, onlara kesin olarak mağfiret etmeyecektir. Şüphesiz Allah, fasık bir kavme hidayet vermez.
7- Onlar ki: Allahın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, sonunda dağılıp gitsinler, derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allahındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar.
8- Derler ki, Andolsun, Medineye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır. Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allahın, Onun Resûlünün ve müminlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.
9- Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allahı zikretmekten tutkuya kaptırarak-alıkoymasın; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
10- Sizden birinize ölüm gelip de: Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.
11- Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.