Muhteşem Yüzyıl : Kösem (Fox Tv)

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul

Artık Hürrem Sultan'ı değil Kösem Sultan'ı konuşacağız

Star TV'nin reyting rekortmeni dizisi Muhteşem Yüzyıl ekrana veda etti! Dizinin yapımcıları Muhteşem Yüzyıl daha bitmeden "Muhteşem Yüzyıl Kösem Sultan"ın hazırlığını yaptığını da yine final sahnesinde duyurdu. Kösem Sultan, hem zekası hem de güzelliğiyle Osmanlı’nın en güçlü kadını olarak tanınmaktadır. Bu açıdan Hürrem Sultan’ı bile geride bırakan Kösem Sultan, Osmanlı’da iki evladını padişah yapan bir isim olmanın yanısıra torununun da padişahlığını gören tek sultan ünvanına sahip isimdir

Posta



 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
24775158.jpg



Kösem Sultan rolü Meryem'in değil Beren Saat'in oldu

Tims Prodüksiyon, yeni Osmanlı dizisi “Kösem Sultan”ın ilk tanıtım filmini “Muhteşem Yüzyıl”ın final bölümü sırasında yayınladı. 1,5 yıl sonra yayınlanması planlanan dizide Kösem Sultan’ı kimin oynayacağı merak konusu oldu. Kulislerde konuşulan isim; Beren Saat.

EKRANDA Hürrem Sultan’dan sonra Kösem Sultan dönemi başlıyor. Yapımcılığını Tims Prodüksiyon’un üstlendiği, ilgiyle izlenen “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, önceki akşam yayınlanan final bölümüyle ekrana veda etti. Final bölümünün ardından, yapımcı şirketin yeni dizi projesi “Kösem Sultan”ın tanıtım filmi ekrana geldi.

FRAGMANDAKİ KIZ BEREN'İ ANDIRIYOR

KANAL DA ONU İSTİYOR

1,5 yıl sonra yayınlanması planlanan dizinin ilk görüntüleri, seyircinin aklına “Meryem Uzerli, Hürrem Sultan’ın ardından ekranlara Kösem Sultan rolüyle mi dönecek?” sorusunu getirdi. Ancak başrol için kulislerde adı geçen isim Meryem Uzerli değil, en son “İntikam” dizisiyle seyirci karşısına çıkan Beren Saat. Dizinin tanıtımında yer alan kızın kumral olması dedikoduları güçlendirirken, Star TV yönetiminin de Kösem Sultan rolünde Saat’i istediği söyleniyor.

KESKİN ZEKASIYLA TANINIYOR

Osmanlı tarihinin en etkili kadınlarından biri olan Kösem Sultan, 1590 yılında Yunanistan’da doğdu. Asıl adı Anastasia’ydı. 15 yaşındayken İstanbul’a gönderildi, Sultan I. Ahmet’e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkiledi, kısa zamanda bütün saraya nüfuzunu kabul ettirdi. İki oğlu padişah olan, aynı zamanda torununun da padişahlığını gören Kösem Sultan’ın hayatı, birçok dizi ve filme konu oldu.

Hürriyet

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
Film de çekeceklerdi kostümler dekorlar boşa gitmesin diye :D ama Kösem Sultan'ı bir iki sezon sonra patlatsalardı keşke çok erken bir giriş oldu gibi:findikim:
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
Beren o kostümlerle çok bomba olur ama :interest:
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
Aşk-ı Memnu'da ikisini anne kız görünce vaaay ne iyi düşünmüşler gerçekten anne-kız gibiler demiştim :findikim:
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
24775158.jpg


Kösem Sultan


Kösem Sultan Rolü Beren Saat'in Oldu! (Çok Tartışılan Rolü Beren Saat Oynayacak)

Kösem Sultan belirlendi! 2015 yılında ekrana gelmesi planlanan Kösem Sultan dizisi için rol tartışması nihayet son buldu. Kösem Sultan'ı kimin oynayacağı konusu gündemi epey meşgul ediyordu. Kösem Sultan rolü Beren Saat'in oldu. Beren Saat'in Kösem Sultan rolü ile ilgili düşünceleri neler? Yapım Şirketi Kösem Sultan için neden Beren Saat'i seçti işte detaylar..

Kösem Sultan belirlendi! 2015 yılında ekrana gelmesi planlanan Kösem Sultan dizisi için rol tartışması nihayet son buldu. Kösem Sultan'ı kimin oynayacağı konusu gündemi epey meşgul ediyordu. Kösem Sultan rolü Beren Saat'in oldu. Beren Saat'in Kösem Sultan rolü ile ilgili düşünceleri neler? Yapım Şirketi Kösem Sultan için neden Beren Saat'i seçti işte detaylar..

Tims Prodüksiyon, ‘Muhteşem Yüzyıl’dan sonra ikinci kez Osmanlı dönemini konu aldığı yeni dizisi ‘Kösem Sultan’ için hazırlıklara devam ediyor. ‘Muhteşem Yüzyıl’ın final bölümünde tanıtım videosu yayınlanan ve hangi kadın oyuncunun ‘Kösem Sultan’ı canlandıracağı merak konusu olan dizinin başrolüyle ilgili isim nihayet kesinleşti.

2015 yılının eylül ayında ekrana gelmesi planlanan dizide ‘Kösem Sultan’a hayat verecek oyuncunun son olarak ‘İntikam’ dizisinde kamera karşısına geçen Beren Saat olması netlik kazandı.

Güçlü bir kadın

Beren Saat dışında ‘Kösem Sultan’ı canlandıracak isimler arasında Meryem Uzerli ve Tuba Büyüküstün gibi isimler gösterilse de oyuncuların fanları tarafından yapılan ankette ‘Kösem Sultan’ı canlandırması istenen isim Beren Saat olmuştu. Yapım şirketi ‘Kösem Sultan’ için birçok cast ajansıyla anlaşarak yeni yüzler arayışına da girdi.

Osmanlı tarihinin en etkili kadınlarından biri olan ve asıl adının Anastasia olduğu bilinen ‘Kösem Sultan’, 1590 yılında Yunanistan’da doğdu.

Kösem Sultan, 15 yaşında İstanbul’a gönderildikten sonra Osmanlı padişahı I. Ahmed’in eşi oldu. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına ve opera eserlerine konu olan ‘Kösem Sultan’, oğulları 4. Murat ve İbrahim’le torunu 4. Mehmet döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkili olmuş bir sultandır.


KÖSEM SULTAN KİMDİR ?

Haseki Mâh-Peyker Kösem Valide Sultan (d.1590 - 2 Eylül 1651), Osmanlı devlet yönetiminde etkin bir rol oynamış Valide Sultan. Osmanlı padişahı I. Ahmed'in eşi olup, padişah IV. Murad ve I. İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü kadın sultanlarındandır.

Osmanlı tarihinin etkili kadınlarından olan Kösem Sultan, 1590 yılında Yunanistan'da Anastasya adıyla doğdu. Bosna Beylerbeyi tarafından İstanbul'a kızlarağasına gönderildi. 15 yaşındayken Sultan I. Ahmet'e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkisi altına aldı ve bütün saraya nüfuzunu kabul ettirdi.

Kösem Sultan dört erkek doğurdu: Murad, Süleyman, İbrahim ve Kasım. Kızları ise Ayşe ve Fatma'dır.

Kocası ölünce önce tahta geçen kocasının kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da kocasının başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında devlet işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman yaşı çok genç olmakla birlikte Kösem Sultan'ın devlet işlerine çok karışmasından rahatsız oldu ve muhtemelen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan'ın da etkisiyle onu eski saraya gönderdi. Genç Osman'ın tahttan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa'nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine tahta nihayet Kösem Sultan'ın kendi oğlu IV. Murat çıktı. IV. Murat tahta çıktığında sadece 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu adına devleti büyük ölçüde yönetmeye başlamıştı.

Zamanla Sultan IV. Murat olgunlaşarak annesinin faaliyetlerini bir ölçüde engellemeye başlamışsa da genç yaşta ölümü üzerine tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu İbrahim çıktı ve Kösem Sultan'ın nüfuzu tekrar arttı. İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir krizle karşılaştı. İbrahim hanedanın tek erkek varisi durumundaydı ve acil bir şekilde hanedanın devamını sağlama zorunluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı hanedanının devamını sağlama görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Oğlunu tedavi amacıyla ülkenin her yanından üfürükçüler getirtti. Bu üfürükçülerin en ünlüsü Cinci Hoca lakabıyla tanınan Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendi'ydi. Nihayet İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra şehzade Mehmet doğdu, Kösem Sultan buna karşılık olarak Hüseyin Efendi'ye Safranbolu da daha sonra cinci hanı olarak anılacak hanın yapım masraflarını karşılayacak para verdirmiştir. En nihayetinde hanedanın devamı sağlanmış oldu. Hatta Cinci hoca o kadar güçlendi ki Cinci Hoca'nın öldürülmesinden sonra hazineye aktarılan paralar askere cülus olarak dağıtıldı ve bu paralar halk arasında 'cinci hoca akçesi' diye anılır oldu.

I. İbrahim, İstanbul'da patlak veren bir isyan sonucunda öldürüldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı.haber 3 Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece dairesinde basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi. Kösem Sultan'ın cenazesi Sultan Ahmet Camii'ndeki I. Ahmet türbesine gömüldü.

Kösem Sultan Dönemi!

Osmanlı Tarihi konu olduğunda akıllara ilk gelen husus, Osmanlı Sultanlarının kadınların etkisinde kalarak kararlar verdiğidir. Oysa 630 yıllık dev imparatorluk, kurulduğu günden itibaren değil, sadece Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde kadınlar saltanatına sahne olmuştur. Saraya giren kadınların kimisi aşkları, kimileri iktidar hırsları, kimileri ise farklı amaçlar peşinde koşmuşlardır. Bir döneme mührünü basmış olan Kösem Sultan, Hürrem Sultan ve Mahidevran Sultan konumuzun esasını oluşturmaktadır.

Kösem Sultan: Asıl adı Anastasya olan Mahpeyker Kösem Sultan, 28 yaşına geldiğinde saltanatta kendine yer buldu. Kimilerine göre Moralı, kimilerine göre ise; bir Ortodoks rahibinin kızı olan Kösem Sultan; güzelliğinin, zarafetinin yanı sıra, hayrat işlerinde de öncülük etmiştir. Saltanat sahibi kadınlar arasında en ihtiraslı kadın olarak bilinmektedir. Hasekiliği döneminde kendisine Kösem; (Sürüler önünde, rehber olarak yürüyen) denilmiştir.

Kösem Sultan, namı diğer Anastasya; I. Ahmet’in dikkatini çekerek kısa sürede kendinden kıdemli olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Böylece sarayın en güçlü kadını olmuştur. Evliliğinden Murat, Süleyman, İbrahim ve Kasım adında şehzadelerin yanı sıra; Ayşe ve Fatma isminde sultanlar da dünyaya getirmiştir.

Hayır işlerinde de öncülük etmeyi prensip edinen Kösem Sultan, etrafındaki fakirlere yardımlarda bulunmuştur. Her yıl Receb-i Şerif ayında tebdili kıyafetle arabaya binerek hapishanelere gitmiş; borcu yüzünden hapse düşen mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır. Kösem Sultan, katil kişileri bu yardımlardan nasiplendirmemiştir. Yaptırdığı hayır işlerinin başında Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı, Sultan Selim civarında Valide Medresesi Mescidi’ni yaptırarak hizmete açmıştır. O dönemde Osmanlı’nın eyaleti durumunda bulunan Mekke ve Medine’ye de yardım elini uzatmış, fakir yöre halkına da hatırı sayılır yardımlarda bulunmuştur.

Zaman zaman, Valide-i Muazzama, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebire sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları 4. Murat ve İbrahim ile torunu 4. Mehmet döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkili olmuştur. Ancak 1. Ahmet döneminde siyasi işlere fazla bulaşmamış; ama çoğu zaman da sözünü yerine getirtmiştir. I. Ahmet’in ölümü sonrasında adet üzere eski saraya gitmiş; 1. Mustafa’yı ve 2. Osman’ı etkisi altına alarak devlet işlerine karışmıştır. Tarihçilerin belirttiğine göre; Mustafa’nın tahttan indirilişinde Kösem Sultan’ın ciddi girişimleri olmuştur.

Oğlu 4. Murat’ı tahta çıkartan Kösem Sultan, Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na yerleşmiştir. Oğlunun henüz on bir yaşında olması, iktidar hırsıyla yanıp tutuşan Kösem Sultan için bulunmaz bir fırsat olmuştur. Kösem Sultan, devleti perde arkasından yöneterek bu fırsatı değerlendirmiştir. Kösem Sultan’ın saltanatı, 4. Murat’ın idareyi tam olarak ele almasına kadar sürmüştür. Ne var ki; çocukluğundan beri annesinin telkinleri etkisinde kalan 4. Murat, çoğu zaman annesinin fikirlerini önemsemeye devam etmiştir.

Kösem Sultan; İktidarı ele geçirme teşebbüsünde bulunan Kasım ve Süleyman’ın, 4. Murat tarafından katledilmesine engel olamamıştır; ancak İbrahim’in katlini; onun saltanat yükünü kaldıramayacak kadar aciz olduğunu ileri sürüp, katledilmesine mani olabilmiştir. Tarihçilerden bazıları, 4. Murat’ın Osmanoğulları hanedanlığının devam etmesi için kardeşi İbrahim’i katletmediği yorumunu yapmışlardır. Konu ile ilgili yine bazı tarihçiler der ki; 4. Murat İbrahim’i öldürerek Kırım Hanı’nı tahta geçirmeyi düşünmüş; ancak Kösem Sultan buna mani olmuştur.


Şehzade İbrahim’e kardeşi 4. Murat’ın öldüğü haberi geldiğinde; sürekli katledilme korkusu yaşadığı için iktidarda gözünün olmadığını belirterek kardeşi Murat için sağlık temennisinde bulunmuştur. Bu durum karşısında Kösem Sultan, korku ve panikten dolayı kapısını kilitleyen İbrahim’in odasına girerek; Murat’ın öldüğünü, tahta geçme sırasının kendisine geldiğini söyleyerek İbrahim’i zor da olsa odasından çıkarmıştır. Öldürülme korkusu İbrahim’i öylesine sarmış ki; kardeşi Murat’ın cesedi kendisine gösterilmesine rağmen hala bunun bir oyun olduğunu düşünmüş ve bir kez daha tahtta gözünün olmadığını söylemiştir.

Bu hadiseler, Osmanlı’da yönetim boşluğu doğurmuştur. Osmanlı başkentinde yeni çekişmeler baş göstermiştir: Kapıkulu askerleri, ulemalar, vezirler ve saray erkânı iktidarda daha fazla nasıl söz sahibi olabileceklerinin ince hesaplarını yapmaya başlamışlardır. Otorite boşluğu bu tür çekişmelere neden olduğundan; öteden beri yönetmeye hevesli olan Kösem Sultan harekete geçerek; bir kukla padişah olarak öne çıkardığı oğlu İbrahim döneminde yeniden devlet işlerinde aktif görev üstlenmiştir.

İbrahim’in ruhsal sorunlarına çare bulmak ve hem de erkek evlat sahibi olması için saraya üfürükçü-cinci hocalar davet edilmiştir. O dönemin ünlü hocalarından olan Safranbolulu Hüseyin Hoca; İbrahim’i kendince tedavi etmiştir. Hayret vericidir ki; bu manevi tedavi(!) İbrahim’i iyileştirmiştir. Bu gelişmeler Cinci Hoca’nın ününe ün katmıştır. Bu ün cinci hocaya devlet idaresinde yeni kapılar açmıştır. Cinci hocanın ilk icraatı rüşvet almak, medrese hocalıklarını satmak olmuştur. Böylece zenginliğine yeni kaynaklar aktarmıştır. Yine hayret vericidir ki; 4. Mehmet’in cülus dağıtımında hazinede para sıkıntısı olduğundan, paralar cinci hocadan temin edilmiştir. Cinci hoca öldürüldükten sonra askerlere dağıtılan para için “Cinci Hoca Akçesi” denilmiştir.

Kösem Sultan, zihninden ve tecrübesizliğinden üzüntü duyduğu oğlunu hem avutabilmek ve hem de Osmanoğulları hanedanlığını devam etmesi için oğluna yeni cariyeler takdim etmiştir. Saraya doluşan hasekiler ve cariyeler hazineye de büyük yük getirmiştir. Ayrıca saraydaki kadınlar arasında şiddetli nüfuz çatışmaları baş göstermiştir. Bu hal öyle boyut kazanmıştır ki; Kösem Sultan’a bile cephe alınmıştır. Şeker Pare adındaki bir kadın, Kösem Sultan’a kafa tuttuğu için Kösem Sultan tarafından şiddetli bir şekilde dövülmüştür.

Kösem Sultan, oğluna artık söz geçiremeyecek duruma gelmiştir. İktidarda etkisinin hızla yok olduğunu gören Kösem Sultan. Topkapı Sarayı’ndan uzaklaşmış; fakat devlet işlerine karışmaya devam etmiştir. Artık İbrahim’in tahttan indirilmesi; yerine Mehmet’in geçirilmesinin şart olduğu düşünülmüştür. Bu fikri ortaya atan Sadrazam Salih Paşa, düşüncesinin Sultan İbrahim’e gitmesi sonucunda katledilmiştir. Bu tezgâhta yer alan Annesi Kösem Sultan, oğlu İbrahim tarafından önce Rodos’a sürgün edilmek istenmiş, bunu başaramayınca da Florya’daki İskender Çelebi Bahçesine sürgün edilmiştir.

Oğlunun gazabına uğrayan Kösem Sultan, sürgün edildiği yerde de boş durmayıp; ocak ağalarının ve yeteneksiz vezirlerin sebep olduğu yolsuzluklardan oğlunu sorumlu göstermiştir. Gözünü iktidar hırsı bürüyen Kösem Sultan, bununla da yetinmeyip, Sadrazam Ahmet Paşa’ya giderek; “Bu beni ve seni sağ bırakmaz. Ailem harap oluyor, devlet elden gidiyor. Bunun hakkından gelelim de şehzadeyi cülus ettirelim” diyerek planını açıklamıştır. Kendisini büyük bir kumpasın içinde gören Sadrazam Ahmet Paşa, Kösem Sultan’ın bu teklifine ret cevabı verince; Kösem Sultan son çare olarak Ocak Ağalarıyla görüşmeye başlamıştır. Bu isteğe karşı Ocak Ağaları da işbaşındaki sadrazamı azlettirip, onun yerine kendilerine yakın, işlerini rahatça yaptırabilecekleri birini sadaret makamına getirmek istemişlerdir. Bu konuda anlaştıktan sonra, padişahı tahttan indirme planları yapmışlardır. Ancak; halkın sevgisini kazanmış padişaha karşı doğrudan cephe almaktan çekinmişlerdir. Çünkü Halk, sevdikleri Genç Osman’a yapılan haksızlıkları unutmamış ve bundan dolayı Ocağa karşı kin ve nefret beslemişlerdir.

Ocak ağaları ve askerler anlaşarak sadrazamın azli ve katli için Şeyhülislamdan fetva istemişlerdir. Bu durumu tez zamanda öğrenen Padişah İbrahim, Şeyhülislama bir haseki göndererek askerlerin dağılmasını istemiştir. Ancak Şeyhülislam, haseki vasıtasıyla Padişahtan sadrazamı teslim etmesini istemiş; aksi halde sonunun hiç iyi olmayacağını bildirmiştir. Bu sıkıntılı gelişmeler karşısında çaresiz kalan Sultan İbrahim, sadrazamı azledeceğini ancak onun canına dokunmayacağını bildirmiştir. Yeni Sadrazam Mehmet Paşa ise, Ocağın bunu kabul etmeyeceğini, Ahmet Paşa’nın öldürülmesini istediğini bildirmiştir. Padişah, oynanan bu oyunlara hiddetlenerek tüm olanlardan Mehmet Paşa’yı sorumlu tutacağını ve kendisiyle mutlaka hesaplaşacağını bildirmiştir. Korkuya kapılan Mehmet Paşa, evine kapanıp, sadaret mührünü Ocak Ağalarına Teslim etmiştir. Ocak Ağaları ise, padişahtan korkmasına gerek olmadığını, asıl amaçlarının padişahı devirmek olduğunu söylemişlerdir. Can korkusu yaşayan Ahmet Paşa ise sığınacak bir yer bulamamış, sığındığı son yerde de ihanete uğrayıp, katledilmiştir. Cesedi, At Meydanı’nda bir çınar ağacının altına bırakılmıştır.

Sultan İbrahim’e isyan başlatılmış; Sarayı basan isyancılar Kösem Sultanla birlikte hiç bir şeyden haberleri yokmuş gibi davranarak dikkat çekmemeye çalışmışlardır. Çıkartılan Hal Kararı Padişaha ulema ve askerler tarafından tebliğ edilmiştir. Bu hal kararını kabul etmeyen Sultan İbrahim, ulemaya tepki göstermiştir ancak zorla tahttan alaşağı edilerek hapse atılmıştır.

Kösem Sultan ve işbirlikçileri Sadrazam Sofu Mehmet, Şeyhülislam Abdürrahim ve yandaşları, Sultan İbrahim’in katli için harekete geçmiştir; ancak Saray Halkı cinayete seyirci olmamak için kaçmışlardır. Hatta Cellât Kara Ali dahi kaçmıştır; ancak yakalanarak sadrazam tarafından dövülerek Sultan İbrahim’in hapsedildiği yere kadar sürüklenerek götürülmüştür.

Sultan İbrahim, elinde Kuran ile isyancıları karşılayarak Şeyhülislama; “Bak Abdürra-him, Yusuf Paşa senin dinsiz, imansız ve fitnekar bir herif olduğunu söyleyip, seni sağ bırakmamamı söylemişti. Seni öldürmedim; çünkü Allah’tan korktum. Meğer sen beni öldürecekmişsin. İşte Kitabullah, beni ne hüküm ile öldürürsünüz, zalimler!” diye bağırmıştır. Bu, Sultan İbrahim’in son seslenişi olmuştur.

Sultan İbrahim’i tahttan indiren ve onu katledenler, yaptıkları bu canavarca olayı meşrulaştırmak için onu “Deli” ve “Kadın Düşkünü” olarak göstermişlerdir. Halk, dertlerini dinleyen, din adamlarıyla sürekli görüşen Padişahlarının katledilmesi sonucunda gözyaşı dökmüştür.




Sultan İbrahim Neler Yapmıştı?

Dindarlığı ile bilinen Sultan İbrahim, tahta çıktığında sarayda bulunan yiyici takımını yok etmiş, fazla servet edinmenin yollarını kapatmıştı. Zaman zaman tebdili kıyafetle çarşı-Pazar dolaşarak halkın sıkıntılarına bizzat şahit olmuş, gördüğü sıkıntıları da yerinde çözmüştür.

Gözlerini iktidar hırsı bürümüş olan Kösem Sultan, 7 yaşındaki Mehmet’in tahta çıkmasıyla bu defa padişahın annesi Valide Turhan Sultan ile mücadele etmeye karar vermiştir. Ancak Turhan Sultan, Valide Sultanlık sırasının kendinde olduğunu, büyük validenin bundan böyle bir kenarda oturması gerektiğini düşünerek devlet işlerine müdahale etmeye başlamıştır. Devlet idaresi söz konusu olunca; iki kadın sultan arasında ciddi sürtüşmeler yaşanmış; bu sebeple devlet işlerine yeterli önem verilememiştir. Bunun doğal sonucu olarak, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yeni isyanlar baş göstermiştir.

Sürtüşmelerden can derdine düşen Kösem Sultan, bu işi halletmek için Ocak Ağaları ile birlikte bir plan hazırlamıştır. Plana göre; 4. Mehmet tahttan indirilecek, yerine Süleyman geçecekti. Süleyman’ı tahta çıkarırlarsa kendisine rakip kalmayacaktı. Kösem Sultan, Dilaşub Sultan’ı asla kendine karşı koyabilecek güçte görmemiştir.

Kösem Sultan’ın Ocak Ağaları ile geliştirdiği planları öğrenen Dilaşub Sultan, derhal karşı atağa geçerek Kösem Sultan’ın öldürülmesi için hazırlıklar yapmıştır. Bu gelişmelerden haberi olmayan Kösem Sultan, harekete geçmek üzere hazır beklediği sarayda Dilaşub Sultan ile karşılaşmış, planın suya düştüğünü anlayarak paniklemiştir. Can havli ile kaçmaya çalışırken; Mehmet isminde bir cellât tarafından orada boğazlanarak katledilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde pek çok padişahtan daha çok iktidar sürmüş olan Kösem Sultan, eşi 1. Ahmet’in Türbesi’ne defnedilmiştir.

Kösem Sultan kimdir? Osmanlı tarihindeki yeri nedir? Tüm bu soruların cevaplarını aşağıdaki yazıda bulabilirsiniz.

1590 - 2 Eylül 1651 Osmanlı devlet yönetiminde etkin bir rol oynamış Valide Sultan. Osmanlı padişahı I. Ahmed'in eşi olup, padişah IV. Murad ve I. İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü kadın sultanlarındandır.

Kösem Sultan’dan erkekler bile korkardı

İktidarı ve dokunulmaz olmayı seviyordu. Etrafındaki herkesin kendisine tâbi olması onun için çok önemli ve gerekliydi. Süslü giysileri ve gösterişli takılarıyla Topkapı Sarayı’nın harem dairesinde göründüğünde tüm cariyeler başlarını önlerine eğer ve korkudan ellerinin titremesine engel olamazlardı. Herkes ürkerdi ondan. Sadece kadınlar değil, erkekler de... Yeri geldiğinde ne kadar acımasız olabileceğini bilmeyen yoktu. Ne de olsa öz oğlu Padişah I. İbrahim öldürülürken sesini çıkarmadığı hatta bunu onayladığı sadece saray ahalisinin değil halkın da malûmuydu.
Onun adı Mahpeyker Kösem Sultan’dı. Osmanlı tarihinin en güçlü kadını, tam beş padişah görmüş ve hepsinin de hükümdarlık döneminde devlet yönetiminde etkili olmanın yollarını aramış, demir gibi güçlü ve eğilip bükülmez bir sultan...

İdam edilmemek için dolapta saklandı ancak ölümden kaçamadı

Mahpeyker Kösem Sultan, 2 Eylül 1651’de Topkapı Sarayı’nın harem dairesinde zülüflü baltacı Kuşçu Mehmet tarafından boğularak öldürülmüştü. Çok sevdiği iktidara ve saraya bir daha dönmemek üzere veda ettiğinde 61 yaşındaydı. Aralarında hanedan mensuplarının da olduğu birçok kişi, onun yaşamı boyunca iktidarını daim kılmak için yaptıklarının bedelini ölerek ödediğini düşündü. Ancak halk içinde, onun sarayda kararlı adımlarla yürüyen ölümden kaçmak amacıyla saklandığı dolapta bulunup katledilmesinden acı duyanların sayısı da az değildi. Evet, gerekli olduğunu düşündüğü zamanlarda acımasızdı ama aynı zamanda fakirlere, düşkünlere yardım etmeyi seven biriydi Mahpeyker Kösem Sultan.

13 yaşındayken herkesin gözü üzerindeydi

Hürrem Sultan ile Mahpeyker Kösem Sultan’ın da dâhil olduğu birçok padişah annesinin cariye olarak Topkapı Sarayı’nın haremine girmeden evvel nasıl bir hayat sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalı. Onlar, ailelerinden koparılıp Osmanlı Devleti’nin görkemli başkentine götürüldüler. Zekâları, çalışkanlıkları ve güzellikleriyle kaderlerine yön vermeleri ise en önemli ortak noktalarıydı.

Kösem Sultan’ın Bosnalı ya da Yunan olduğu söylenir. Kimilerine göre tıpkı Hürrem Sultan gibi bir papazın kızı olan Kösem Sultan’ın hayatı, padişah I. Ahmed’in haremi olmasından sonra değişti. Artık Saray’daydı, herkesin gözü üzerindeydi ve sadece 13 yaşındaydı.

Tarihçilerin, vakayinâmelere dayanarak aktardıklarına göre, Sultan’ın ilk başlarda huzurlu bir hayatı vardı. Tasavvufa meraklı olan I. Ahmed ile birlikte dergâhlara gider ve çocuklarıyla ilgilenirdi. Hayat, ışıltılı bir nehir gibi ağır ağır akarken umulmadık bir anda gök gürüldedi, şimşekler patladı. I. Ahmed ölmüş ve Kösem Sultan 27 yaşında dul kalmıştı.


Kösem Sultan'ın saraydan kovulması

Belki de “Şimdi başıma ne gelecek” endişesi yüzünden sevdiği adamı kaybetmenin acısını bile yaşayamadı Kösem Sultan. I. Ahmed’in kardeşi I. Mustafahükümdar olduğunda korkularında haksız olmadığını gördü. Genç ve dul Sultan, belki serin bir sabah belki de karanlık bir akşam vakti güçlü atların çektiği bir arabanın içinde Beyazıt’taki Eski Saray’a giderken buldu kendini. Beklenmedik bir anda iktidarın merkezinden kovulmuş ve gözden düşen sultanlar arasındaki yerini almıştı. Mutsuzluğun, başının üzerinde kara bulutlar gibi dolaşıp durduğu seneler geçiren Kösem Sultan, I. Mustafa tahttan indirilip I. Ahmed’in başka bir kadından olan oğlu II. Osman’ın (Genç Osman) devletin başı olduğu günlerde de karanlığın ortasındaydı. Ancak gün geldi devran döndü ve hayat Mahpeyker’e bir şans daha verdi. Yenilikçi bir hükümdar olan Genç Osman, bir Yeniçeri isyanında boğularak öldürüldü. Akabinde onun yerine yeniden I. Mustafa tahta geçti ama konumunu korumayı başaramadı. Zamanın şeyhülislamı ile devlet erkânının isteğiyle Kösem Sultan’ın oğlu IV. Murad hükümdar ve halife olduğunda Osmanlı tarihinin en güçlü kadını da iktidarına kavuştu.

Kösem Sultan oğlunun ölümüne göz yumdu

Mahpeyker Kösem Sultan’ın, yıllar sonra Topkapı Sarayı’nın kapısından girerken “Bir daha ne pahasına olursa olsun gücünü yitirmemeye, bunun için gerekirse cinayet bile işlemeye” karar vermiş olması kuvvetle muhtemel.

IV. Murad döneminde iktidara ortak olmak için elinden geleni yapan, askerlerle ve bürokrasiyle arasını iyi tutan Kösem Sultan için, acımasızlığı ve içkiye düşkünlüğüyle bilinen oğlunun ölümünden sonra yine tehlike çanları çalmaya başladı. Tahta diğer oğlu I. İbrahim geçmişti ama artık hayatın Valide Sultan için çok kolay olmayacağı belliydi. Zamanının büyük bir bölümünü haremde geçiren Sultan İbrahim, annesinin yönetim işlerine karışmasını istemiyor ve onu yeniden Eski Saray’a göndermenin yollarını arıyordu. Tabii ki Kösem Sultan’ın iktidarı terk etmeye niyeti yoktu. Tam da bu yüzden I. İbrahim’in öldürülmesini engellemek için kılını bile kıpırdatmadı. Hatta öz oğlunun yok edilmesine onay verdi.

Kösem Sultan ile bir devir de sona erdi

I. İbrahim, İstanbul'da patlak veren bir isyan sonucunda öldürüldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece dairesinde basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi.
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
İlk bölümü izledim ama beni yine sarmadı ya :eek:fff: Muhteşem Yüzyılı da izleyememiştim. Oyuncu kaynaklı mı acaba bir yerde gerçeklikten kopup olaya adapte olamıyor insan...

Beren Saat'i merak ettim ama o gelince bir kez daha izlemeyi deneceğim bakalım dizinin enerjisi yükselecek mi :cileklisakiz:
 

Ev Kedisi

Daimi Üye
Katılım
9 Ekim 2014
Mesajlar
1.016
Tepki
1.224
Puan
113
Yaş
39
Konum
istanbul
Hülya Avşar'da oyunculuk yeteneği varmış arkadaş.

Bu dizi farklı bir dizi olacak sanmışım ben. Meğer Muhteşem Yüzyıl'ın devamıymış. Bir yıl ara verilmiş gibi oldu.
5-6 jenerasyon değişmiş tarihsel konularda, müzikler bile aynı.
 

Ev Kedisi

Daimi Üye
Katılım
9 Ekim 2014
Mesajlar
1.016
Tepki
1.224
Puan
113
Yaş
39
Konum
istanbul
Kısa kısa notlar:

- Hürrem zamanında kahve yeni keşfedilmişti, bir ara yasaklanmıştı hatta, bu dizide Safiye Sultan odasında közde kahve pişirtiyor, uyanır uyanmaz içiyor hanım

- Safiye Sultan'in Kraliçe Elizabeth Tudor'dan bahsetmesi o kültüre özendiğini gösterdi, zaren taktığı taçları ve kostümleri hep onlara benziyor.

Tülin Özen'in yüzünde ben var mıydı?
Sonradan mı çıktı yoksa yaşlı göstermek için makyaj mı yapıldı merak ettim.

- Aslıhan Gürbüz gene azeri lehçesi mi yapıyor? Son fragmanda öyle geldi: men seni yine doğururum,diyor. Yahşi Cazibe'ye gitti kafam.

- Kösem'i bu oyuncu oynamaya devam etse keşke, çok yakışmış.
Beren Saat'e ne gerek var
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.518
Puan
113
Konum
İstanbul
2.bölüm başlamış herhalde şimdi açtım tam da küçük Mustafa'yı öldürme girişiminde açmışım :bayil: Off! Sevmedim ya tamam sahne dizi için gerekli olabilir ama o küçücük çocuğun rol için bile olsa öyle korkutulup ağlatılması hoşuma gitmedi benim. İp boğazına geçiriliyor (bazı yerler sonradan birleştirilmiş ama yine de ortak sahneler vardı) kapkaranlık yer simsiyah kıyafetli tipler vs. hani pedagog var falan derler ya olsa ne yazar sahneye bak :ne: of ya aileler çocuklarının böyle hırpalanmasına nasıl izin veriyor gerçekten aklım almıyor almayacakta galiba :derdimcok:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst