Aslı Oktay
Daimi Üye
MÜDDESSİR SURESİ
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Ey bürünüp örtünen,
2- Kalk (ve) bundan böyle uyar.
3- Rabbini tekbir et (yücelt)
4- Elbiseni temizle.
5- Pislikten kaçınıp-uzaklaş.
6- Daha çok istekte bulunmak için iyilik yapma.
7- Rabbin için sabret.
8- Çünkü o boruya (sura) üfürüldüğü zaman,
9- İşte o gün, zorlu bir gündür;
10- Kafirler içinse hiç kolay değildir.
11- Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak;
12- Ki Ben ona, alabildiğine geniş kapsamlı bir mal (servet) verdim.
13- Göz önünde-hazır çocuklar (verdim).
14- Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
15- Sonra, daha arttırmam için tamah eder (doyumsuz istekte bulunur).
16- Hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı kesin bir inatçıdır.
17- Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
18- Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tespit etti.
19- Kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?
20- Yine kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?
21- Sonra bir baktı.
22- Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti.
23- Sonra da sırt çevirdi ve büyüklük tasladı (istikbar).
24- Böylece: Bu, yalnızca aktarılarak öğrenilen bir büyüdür dedi.
25- Bu, bir beşer sözünden başkası değildir.
26- Onu Ben, cehenneme sürükleyip-atacağım.
27- Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin?
28- Ne alıkoyar, ne bırakır.
29- Beşere delicesine susamıştır.
30- Onun üzerinde ondokuz vardır.
31- Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi? İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.
32- Hayır; Aya andolsun,
33- Dönüp gittiği zaman geceye,
34- Ağardığı zaman sabaha,
35- Gerçekten o, büyük (musibet)lerden biridir.
36- Beşer (insan) için bir uyarıdır.
37- Sizlerden öne geçmek veya geride kalmak isteyenler için.
38- Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.
39- Ancak Ashab-ı Yemin (sağ ehli) hariç.
40- Onlar cennetlerdedirler; birbirlerine sorarlar.
41- Suçlu-günahkarları;
42- Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?
43- Onlar: Biz namaz kılanlardan değildik dediler.
44- Yoksula yedirmezdik.
45- (Batıla ve tutkulara) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik.
46- Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.
47- Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.
48- Artık, şefaat edenlerin şefaati onlara bir yarar sağlamaz.
49- Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çevirip duruyorlar?
50- Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
51- Arslandan korkup-kaçmışlar.
52- Hayır; her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister.
53- Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.
54- Gerçek (şu ki), o (Kuran,) elbette bir öğüttür.
55- Artık kim dilerse, öğüt alıp-düşünür.
56- Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) Odur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) Odur.
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Ey bürünüp örtünen,
2- Kalk (ve) bundan böyle uyar.
3- Rabbini tekbir et (yücelt)
4- Elbiseni temizle.
5- Pislikten kaçınıp-uzaklaş.
6- Daha çok istekte bulunmak için iyilik yapma.
7- Rabbin için sabret.
8- Çünkü o boruya (sura) üfürüldüğü zaman,
9- İşte o gün, zorlu bir gündür;
10- Kafirler içinse hiç kolay değildir.
11- Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak;
12- Ki Ben ona, alabildiğine geniş kapsamlı bir mal (servet) verdim.
13- Göz önünde-hazır çocuklar (verdim).
14- Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
15- Sonra, daha arttırmam için tamah eder (doyumsuz istekte bulunur).
16- Hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı kesin bir inatçıdır.
17- Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
18- Çünkü o, düşündü ve bir ölçü tespit etti.
19- Kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?
20- Yine kahrolası, nasıl bir ölçü koydu?
21- Sonra bir baktı.
22- Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti.
23- Sonra da sırt çevirdi ve büyüklük tasladı (istikbar).
24- Böylece: Bu, yalnızca aktarılarak öğrenilen bir büyüdür dedi.
25- Bu, bir beşer sözünden başkası değildir.
26- Onu Ben, cehenneme sürükleyip-atacağım.
27- Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin?
28- Ne alıkoyar, ne bırakır.
29- Beşere delicesine susamıştır.
30- Onun üzerinde ondokuz vardır.
31- Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi? İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.
32- Hayır; Aya andolsun,
33- Dönüp gittiği zaman geceye,
34- Ağardığı zaman sabaha,
35- Gerçekten o, büyük (musibet)lerden biridir.
36- Beşer (insan) için bir uyarıdır.
37- Sizlerden öne geçmek veya geride kalmak isteyenler için.
38- Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.
39- Ancak Ashab-ı Yemin (sağ ehli) hariç.
40- Onlar cennetlerdedirler; birbirlerine sorarlar.
41- Suçlu-günahkarları;
42- Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?
43- Onlar: Biz namaz kılanlardan değildik dediler.
44- Yoksula yedirmezdik.
45- (Batıla ve tutkulara) Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik.
46- Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.
47- Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.
48- Artık, şefaat edenlerin şefaati onlara bir yarar sağlamaz.
49- Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çevirip duruyorlar?
50- Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler;
51- Arslandan korkup-kaçmışlar.
52- Hayır; her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister.
53- Hayır; onlar şüphesiz ahiretten korkmuyorlar.
54- Gerçek (şu ki), o (Kuran,) elbette bir öğüttür.
55- Artık kim dilerse, öğüt alıp-düşünür.
56- Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; takvanın sahibi (onu kabul etmeye ehil olan) Odur, mağfiretin sahibi (bağışlamaya ehil olan da) Odur.