Mol Gebelik (Üzüm Gebeliği - Mol Hidatidiform)

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
MOL GEBELİK (ÜZÜM GEBELİĞİ) (MOL HİDATİDİFORM)
mol2.gif

Mol gebeliği, halk arasında bilinen adıyla "Üzüm Gebeliği" plasentanın anormal gelişimidir ve rahim içinde üzüm tanesi şeklinde bol miktarda oluşumlar içermesiyle karakterizedir. Görülme oranı 1000 gebelikte 1 olarak bildirilmektedir. Daha önceden mol gebelik geçirmiş olanlarda tekrar mol gebelik geçirme riski 10 kat kadar artar ve %1' e yükselir.

Anne yaşının artması ile görülme sıklığı artar. Sosyoekonomik seviyesi düşük ve kötü beslenen kadınlarda daha sık olmaktadır.


Mol gebeliğin iki türü vardır:
A)Komplet (tam) Mol: Gebelik sadece plasental dokulardan oluşmuştur. Bebeğe ait hiçbir doku yoktur. Bu form mol gebeliğin daha sık gözlenen şeklidir. Belirtileri gebeliğin erken döneminde ortaya çıkar.
B)Parsiyel (kısmi) Mol: Anormal plasental gelişimin yanı sıra bebeğe ait yapılar da mevcuttur. Normal bir yumurta hücresinin iki spermle döllenmesi söz konusudur. Her ne kadar bebek oluşmuş ise de genetik olarak fazla kromozomu olan bebeğin yaşama şansı yoktur.

Yakınmalar:
Hastada gebeliğin tüm belirtileri bulunabilir.
Adet gecikmesi ilk bulgudur. Yapılan gebelik testleri pozitif çıkacaktır. Mol gebelik genellikle erken gebelik döneminde kanamaya neden olur.
Gebelik bulantı ve kusmaları daha şiddetlidir. Çünkü bu hastalıkta salgılanan bhCG miktarı normalin çok üstündedir. Nadiren erken dönemde preeklampsi, hipertiroidi, aşırı tüylenme gibi, diğer hormonların salgılanmasının yol açtığı durumlar ortaya çıkar.
Gebelerin bir kısmı 'üzüm tanesine benzer parça düşürme' yakınması ile başvurur.
BhCG (plasentadan salınan bir hormon) yüksekliği nedeniyle bazı hastalarda her iki yumurtalıkta kist oluşumu saptanabilir. Bu kistlerin büyümesi ve hormon salgılaması durumunda ağrı, vücutta tüylenme gibi belirtiler eklenebilir.
Tüm belirtiler genellikle, parsiyel molde daha hafiftir ve daha geç dönemde bulgu verir.

Tanıda en önemli araç ultrasonografidir. Ultrasonda mol gebeliğe ait veziküller yanyana dizilerek uterus içinde "üzüm manzarası" yada "karyağdı manzarası" oluştururlar. Muayenede uterus gebelik haftasına göre olması gerekenden daha büyük olabilir. HCG değerlerinin 100.000 üzerinde olması tanıyı destekler.


Tedavi :
Tedavi öncesi kan testleri yapılır, diğer organlara yayılım araştırması yapılır. Akciğer filmi çekilir.
Hastane şartlarında genel anestezi altında rahim içerisinin boşaltılması (küretaj) esas tedavi yöntemidir.

Takip:
Hastalar mol gebeliğin nüks riski nedeniyle sıkı takibe alınırlar. Takip programında 1 yıl süreyle hasta gebe kalmamalıdır. Bu amaçla doğum kontrol hapları kullanmalıdır. Gebe kalındığı anda ortaya çıkan doğal HCG yükselmesi takibi bozar ve ortaya çıkan bir nüks gözden kaçabilir. Başlangıçta kan bhCG seviyeleri normale dönünceye kadar haftalık ölçümler yapılır. Üç ardışık haftalık takipte bhCG sıfır oluncaya dek haftalık takiplere devam edilmelidir. Haftalık takiplerden sonra aylık takiplerle 1 yıla kadar devam edilir.
1 yıl sonunda herşey normalse hastanın gebe kalmasına izin verilir.



GESTASYONEL TROFOBLASTİK NEOPLAZİ
Mol gebeliği, Gestasyonel Trofoblastik Neoplazi (GTN) olarak adlandırılan bir hastalığa dönüşebilir. Eğer molün takiplerinde kan bhCG düzeyleri düşmez ya da aynı kalırsa veya birsüre düştükten sonra yeniden artmaya başlarsa GTN gelişmesi ihtimalini düşündürür. GTN vücudun başka yerlerine de yayılabilen (****staz) veya rahim içerisinde tekrarlayabilen bir hastalıktır. GTN % 50 vakada mol gebeliği, % 25 vakada düşüğü, % 25 vakada da normal gebeliği takiben ortaya çıkar.

Kemotarapiye çok iyi yanıt verir. Bazen histerektomi , intraarterial kemoterapi gibi başka tedaviler gerekebilmektedir.
En sık kullanılan ajan Metotreksat’dır. Bunun dışında Aktinomisin- D, etoposide, 5-Fluorouracil kullanılan diğer ajanlardır.
 

k.a.y.r.a.

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
3.284
Tepki
3.917
Puan
113
Konum
mutluluğun tam yanında :D
Tıbbi literatürde “Molar Gebelik” veya “Mol Hidatiform”, halk arasında ise “Üzüm Gebeliği” olarak geçen gebeliğin bu anormal şekli, “Gestasyonel Trofoblastik Hastalıklar” grubu içinde yer alan özel bir durumdur.

Gestasyonel trofoblastik hastalıklar, embriyonik dönemde bebeğin plasenta ve zarlarını oluşturan hücrelerden köken alan bir takım hücrelerin kanseröz değişimlerini içine alır.

Mol gebeliği, gestasyonel trofoblastik hastalıklar grubu içinde en sık olarak rastlanılan ve aslında iyi huylu (benign) bir durumdur. Bu gruptaki diğer anormal durumlar ise koryokarsinom ve invaziv moldür.

Mol Hidatiform;

Komplet (Tam)
İnkomplet (Tam olmayan) olarak ikiye ayrılabilir.
Komplet Mol Haditiform

Ultrasonda; fetüs ve fetüse ait yapılar bulunmayıp, yalnızca plasentanın olduğu ve plasentanın tipik görünümü ile tanısı genellikle kolaylıkla konulabilen mol şeklidir. Plasenta ve eklerindeki hücrelerde -adeta üzüm tanesine benzer- şekilde ödem, şişlik ve genişleme mevcuttur. Bu durum ultrasonda tipik olarak “karyağdı manzarası” olarak isimlendirilmektedir.


Mol gebeliğinde yapılan ultrasonda “kar yağdı manzarası”


1139-1a.jpg

Bazen mol ile birlikte her iki yumurtalıkta kistler de görülebilir. Bu kistlere “Teka Lutein kistleri” adı verilir.


Ultrasonda “Teka Lutein kistleri” nin görüntüsü

1139-1b.jpg

Görülme sıklığı 2000 gebelikte bir olup, çoğunlukla çok genç veya çok yaşlı gebeler risk altındadır.

Komplet molde tanı, bir adet gecikmesi sonrası yapılan gebelik testinin pozitif olması sonucunda hastanın vajinal kanama şikayeti ile veya rutin olarak doktora muayene için gelmesi ile konulmaktadır.

Kanamalar çok hafif (lekelenme tarzında) olabileceği gibi çok fazla miktarda da olabilir. Ayrıca bazen bu hastalar ilerleyen gebelik haftalarında bebeğin oynamasını hissetmeme şikayeti ile de hekime başvurabilirler.

Ultrason yapılmasına rağmen yine de tanı için şüphede kalınan durumlarda kanda Beta HCG testine bakılır. Molde bu değer, aynı gebelik haftasındaki normal bir gebeliğe kıyasla daha yüksektir.

Gebeliğin ilk ayında normal olarak da görülebilen bulantı ve kusmalar (hiperemezis) molde genel olarak çok daha şiddetli olur. Bulantı ve kusmaların nedeni, mol gebeliğinde normalden fazla olarak salgılanan Beta HCG hormonudur.

Ayrıca yine Beta hCG hormonunun yüksekliğine bağlı olarak bazı hastalarda çarpıntı, terleme, sinirlilik ve gerginlik gibi “hipertroidi (tiroidin normalden fazla çalışması)” durumunu taklit eden bulgular olabilir. Bunun nedeni ise bHCG hormonunun biokimyasal yapısının tiroidi uyarıcı hormona (TSH’a) benzerliğidir.

Yapılan pelvik muayenede, uterus (rahim) olması beklenen gebelik haftasına göre daha büyük ve yumuşak kıvamdadır. Rahim içerisindeki üzüm tanesine benzer şekildeki kesecikler zaman zaman dökülüp vajinal yola dışarı atılabilir.

Molde erken tanı son derece önemli olup, bu tedaviyi oldukça kolaylaştırıcıdır.

Tedavi
Üzüm gebeliğinin tedavisinde, rahim içinin “vakum aleti” ile boşaltılması (vakum ekstraksiyonu) altın standarttır. Bir tür kürtaj işlemi olan bu uygulama, normal kürtaja göre daha riskli olup yalnızca hastane koşullarında yapılmalıdır. Kanama riskinden ötürü sorumlu hekim tarafından tedbir olarak önceden kan isteminde bulunabilir.

Vakumla gebeliğin boşaltılmasından sonra hastalar mutlaka izleme alınırlar. Çünkü moldeki hücrelerde habasiyet (kötü karakterli olma özelliği) riski vardır. İzlemler, daha çok Beta HCG testi ve eğer gerekirse ultrason muayeneleri ile olur.

İzlemlerin düzgün olarak yapılabilmesi için en az bir yıl süreyle gebelik yasaklanır. Gebelikten uygun şekilde korunabilmek için doğum kontrol hapları veya RİA (Spiral uygulaması) verilebilir.

İzlemler için işlem sonrası ilk 3 ay 2 haftalık aralarla kanda hCG değerine bakılır. Kan düzeyleri normale indikten sonra 6 ay süreyle ayda bir, daha sonra da en az 6 ay süre içinde 2 ayda bir bu test tekrarlanır. Bu sürenin sonunda düzeyler normal seyredip nihayetinde sıfırlanıyorsa takip sona erdirilir ve gebeliğe izin verilir.

Eğer ilk başlangıçta kan Beta hCG düzeyleri düşmez ya da aynı kalırsa (plato çizerse) veya bir süre düştükten sonra yeniden artmaya başlarsa “kemoterapi” yani ilaç tedavisi başlanılır.

Bu durumda, hastada beyin tomografisinden akciğer filmine kadar pek çok tetkik yapılarak ****statik odak aranır. Gerekli olduğu hallerde son çare olarak rahim alınabilir (histerektomi operasyonu).

İnkomlet Mol Hidatiform
Burada rahim içinde fetus mevcuttur, ancak kromozom olarak anormallik vardır.

Ultrasonda plasenta yine hidropik, şiş ve ödemli bir görünüme sahiptir. Komplet molden farklı olarak kanser potansiyeli taşımaz. Tedavisi, fark edildiği anda gebeliğin komplet mole benzer şekilde sonlandırılmasıdır.

Dr.Süleyman Eserdağ

alıntıdır:eek:
 
G

guzelcem

Misafir
Şaşırdım vallahi enterasan gebelikler var:dertli: emeğinize sağlık.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst