Aslı Oktay
Daimi Üye
Miraç Kandili, Miraç Kandili Nedir? Miraç Kandili gecesini nasıl ihya etmeliyiz. 16 Haziran 2012 Cumartesiyi,17 Haziran Pazar gününe bağlayan gece, mübarek Miraç Kandilidir. Miraç Kandili, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizin, gecenin bir anında Mekkedeki Mescid-i Haramdan Kudüsteki Mescid-i Aksaya, oradan da göklere seyahat ettirildiği mübarek gecenin adıdır.
Nitekim Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerimde;
Kulu Muhammedi bir gece Mescid-i Haramdan kendisine bir kısım ayetlerimizi
göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren Allahın şanı
yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.(İsra) buyurmuştur.
Mîrac gecesinde, mutlaka bir camide olun! Çünkü camide olmak ile evde olmak arasında çok büyük farklar var Camide kılınan namaz, evde kılınan namazdan yirmiyedi kat daha sevaplı, eğer mescid ise Cuma namazı kılınan büyük cami ise elli kat sevaplı Bir de camiye giderken, gelirken attığın her adımdan insanın bir günahı affoluyor, bir hasene kazanıyor, bir derece de terfi ediyor, rütbesi yükseliyor.
Onun için Mîrac gecesinde dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi yatsı namazında mutlaka camide olacaksınız. Sabah namazında da mutlaka camide olacaksınız. Çünkü Hz. Osman (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş gibidir.
Peygamberimizin hayatı içinde önemli bir yeri olan Miraç, Allahın sevgili Resülünden başka hiç kimseye sunmadığı ilahi bir ihsandır.
Yüce Peygamberimiz için pek büyük şan ve şerefle dolu olan Miraç mucizesi, biz müslümanlar için de ilahî rahmetler ve lütuflarla doludur.
Miraç olayının biz müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi hiç şüphe yok ki, dinin direği olan namazdır. Namaz, bize bir miraç hediyesidir. Onun içindir ki, namaz müminin miracı olmuştur. Nasıl ki, yüce Peygamberimiz Miraçta vasıtalardan arınmış olarak Mevlası ile karşı karşıya geldi ise, mümin de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar; sadece Ona kulluk etme ve sadece Ondan yardım isteme fırsatı bulur. Eğer mümin,günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde kılacak olursa o namaz onun için bir miraç olur, kul onunla Hakka yol bulur.
Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)e
vahyedilen, insanlığı mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak lazımdır. Çünkü Kuran-ı Kerimde Miracın ruhi hallerinden söz edilirken: Allah kuluna vahyedeceğini etti
buyurulmaktadır.
Bu vahyedilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz:
Allaha ortak koşulmayacak, yalnız Ona kulluk edilecek ve yalnız Ondan yardım istenecektir.
Anne ve babaya hürmet edilecek, onların duaları alınacaktır. Zinaya yaklaşılmayacaktır.
Haksız olarak kimsenin canına kıyılmayacaktır. Yetimlere iyi muamele edilecektir. Ölçü ve tartıda doğruluk üzere olunacaktır.
Bilmediğimiz bir şeyin ardından körükörüne gidilmeyecek, şuurlu hareket edilecektir. Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürünmeyecektir.
Bu saydığımız prensipler hiç şüphe yok ki bir toplum için gerekli bütün ahlak ve fazilet
kurallarını ihtiva etmektedir.
İşte Miraç gecesi böyle mübarek bir gecedir. Bu geceyi ihya ederken bu gecede vahyedilen üstün gerçeklere kulak vermeliyiz. Yalnız Yüce Mevlaya kulluk etmeli, Ona hiç bir şeyi ortak koşmamalıyız.
Miraç gecesi, ulvî bir gecedir. O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli ibadetle Allaha karşı şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı, Kuran okumalı, ve Allahtan af ve bağış dilemeliyiz. Çoluk çocuğumuza bu gecenin anlam ve önemini öğretmeliyiz. Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım ellerimizi uzatmalıyız. Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli va dualarını almalıyız. Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şad etmeliyiz. Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz.
Kandilleri birer fırsat bilmeli, bu müstesna zaman dilimlerinde Allaha daha da yakın olmaya çalışılmalıdır. Bilelim ki, Allaha yakınlık, Onun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür.
Geceyi oruçlu olarak karşılayalım ve ertesi günü de, yani Receb ayının 26 ve 27. günlerini oruç tutalım. Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz buyuruyor:
Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Recebin 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur
Salat ü selâm okuyalım.. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize hiç olmazsa bir tesbih, salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, Es-salatü ves-selamü aleyke ya Resûlellah demeliyiz.
Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih Estağfirullah demeliyiz.