Mersin

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Mersin'in Coğrafi Yapısı

MERSİN'İN COĞRAFİ YAPISI
Üç kıtanın birleştiği Anadolu yarımadasının Orta Güney bölgesindedir. Kuzeyinde Karaman ve Konya, doğusunda Adana, batısında Antalya illeri ile çevrilidir. Güneyinde doğudan batıya Doğru Akdeniz kıyıları uzanır.
Antik Çağlar'da Kilikya olarak bilinen bölge için gezgin Coğrafyacı Strabon: "Coracesion'dan (Alanya) Kilikya-Suriye kapısına kadar uzanan Küçük Asya'nın güneydoğu kıyılarına verilen bir bölgedir" diye sözeder. Herodot; bölgenin Hypachoea diye adlandırıldığını, Fenikeli Age-nor'un oğullarından Cilix'in buraya gelip yerleştiğini ve onun adından dolayı bölgenin Kilikya adını aldığını nakleder. Fakat Kilikya adı ilk kez, "Chilakka" şeklinde Asurca yazıtlar üzerinde görülmüştür. Bu nedenle bugün Kilikya adının Asur kaynaklarında özellikle Dağlık Kilikya için kullanılan "Chilakka" kelimesinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Aynı Asur kaynaklarında Ovalık Kilikya ise Que olarak adlandırılmaktadır.
Anadolu ile Suriye ve Mezopotamya arasında ulaşımı sağlayan Gülek ve Sertavul (Kilikya kapıları) ile Belen (Suriye kapısı) gibi önemli geçitler nedeniyle stratejik önem taşıyan bölgenin, doğu ve batı kesimleri yeryüzü şekilleri bakımından farklı özellikler gösterir. Bu nedenledir ki Hellenler, batı kesimini Cilicia Tracheia (Dağlık Kilikya), doğu kesimini Cilicia Pedias (Ovalık Kilikya) olarak anmışlardır. Romalılar ise Dağlık Kilikya'ya Cilicia Aspera, Ovalık Kilikya'ya Cilicia Campestris adlarını vermişlerdi. Dağlık Kilikya kabaca bugün Alanya ile Mersin arasında kalan, Ovalık Kilikya ise Mersin'den iskenderun Körfezi'ne kadar uzanan kesimlerdir. İki Kilikya'yı ise Lamas (Limonlu) çayının birbirinden ayırdığı kabul edilir. Günümüzde Dağlık Kilikya Taşeli yarımadası, Ovalık Kilikya ise Çukurova olarak adlandırılır.

COĞRAFİ YAPI
FİZİKİ DURUM
Mersin ili 36-37° kuzey enlemleri ve 33-35° doğu boylamları arasında bulunmaktadır. İlin kara sınırı 608 km, deniz sınırı 321 km olup, yüzölçümü 15.953 km2’dir. Mersin ilinin büyük bir kısmını oldukça yüksek, engebeli ve kayalık Batı ve Orta Toros Dağları oluşturmaktadır. Ovalık ve hafif eğimli alanlar ise bu dağların denize doğru uzandığı il merkezi, Tarsus, Silifke gibi alanlarda gelişmiştir. Bunun dışında kalan düzlük veya hafif eğimli alanlar, kuzeyde dağların arasında veya yüksek kesimlerinde görülmektedir.
Dağlar: Orta Toros dağları Mersin ilini İç Anadolu Bölgesinden ayırmaktadır. Mersin il sınırları içinde kalan en yüksek kesim Bolkar Dağları’ndaki Medetsiz Tepesi’dir (3585 m.). Kuzeydoğudan, kuzeybatıya ve güneye doğru yükseklikler azalmaktadır. Bolkar Dağları’ndan batıya doğru, Kümpet Dağı (2473 m.), Elmadağı (2160 m.), Alamusa Dağı (2013 m.), Büyük Eğri Dağı (2025 m.), Kızıldağ (2260 m.), Naldöken Dağı (1754 m.), Kabaklı Dağı (l675 m.) önemli yükseltilerdir. Ayrıca Karaziyaret Dağı, Tol Dağı, Sunturas Dağı, Balkalesi, Ayvagediği, Makam Tepesi ve Kaşkaya Tepesi güneye doğru uzanan diğer önemli yükseklikleridir. Mersin’i kuzeydoğudan Gülek Boğazı (1050 m) ile ve kuzeybatıdan Sertavul Geçidi (1610 m) İç Anadolu'ya bağlamaktadır.
Yaylalar: Toros Dağları’nın üst kısımlarında akarsuların, derelerin, atmosferik koşulların ve bölgede bulunan fayların etkisiyle çeşitli düzlükler oluşmuştur. Bu düzlüklerin yüksekliği 700-1500 m. arasında değişmektedir. Belli başlı yaylalık alanlar; Mersin: Aslanköy, Gözne, Fındıkpınarı, Soğucak, Bekiralanı, Mihrican, Ayvagediği ve Güzelyayla Tarsus: Namrun (Çamlıyayla), Gülek ve Sebil; Erdemli: Sorgun, Küçük Sorgun, Toros, Küçükfındıklı ve Güzeloluk; Silifke: Balandız, Uzuncaburç, Gökbelen ve Kırobası; Anamur: Abanoz, Kaş ve Beşoluk; Bozyazı: Elmagözü ve Kozağaç; Gülnar: Bardat, Tersakan ve Bolyaran; Mut: Kozlar, Çivi, Dağpazarı, Söğütözü ve Sertavul Yaylası’dır.
Ovalar: Mersin ve çevresinde yer alan ovaların büyük bir kısmı Toros Dağları’nın güney eteklerinde akarsular tarafından ve yamaç eğimine bağlı olarak taşınan tortularca oluşturulmuştur. Tarıma oldukça elverişli olan bu alanlar, Mersin-Adana sınırından başlayıp Silifke’ye kadar, dağlara paralel, şerit şeklinde uzanmaktadır. Bunlar yerleşim alanlarına bağlı olarak; Yenice, Tarsus Mersin, Erdemli ve Silifke Ovaları olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizin en mümbit ovalarından olan Çukurova’nın batı uzantısı İlimizdedir. Bunların dışında yine dağların eteklerinde Aydıncık, Anamur ve Bozyazı ovaları gibi birbirinden ayrı küçük düzlüklerde gelişmiştir. Dağların arasında Mut ilçesi çevresinde yer alan düzlük alanlar Göksu Irmağı’nın etkisiyle gelişmiştir.
Akarsular: Mersin ilinin en büyük iki akarsuyu Göksu Irmağı ve Tarsus (Berdan) Çayı’dır. Bunun dışında Akdeniz’e dökülen çok sayıda irili ufaklı çay ve dere yer almaktadır. Bunlardan bazıları; Mersin’de: Mezitli Deresi, Tece Deresi, Müftü (Efrenk) Deresi, Deliçay Deresi; Anamur’da: Anamur Çayı, Sultan Çayı, Melleç Deresi; Aydıncık’da: Menekşe, Gözsüzce Deresi; Bozyazı’da: Siniçay Deresi, Aksaz Deresi; Erdemli’de: Alata Çayı, Lamas Çayı’dır.
Göller: Mersin ilinde yer alan doğal göller; Silifke’de: Akgöl, Keklik Gölü, Paradeniz Gölü; Gülnar’da: Aygır Göl, Kamışlı Göl, Uzun Göldür. Bunlara ek olarak, yörede Gezende ve Berdan Baraj gölleri ve çok sayıda sulama amaçlı yapılmış göletler bulunmaktadır.
Kıyılar: Mersin ilinde yerleşim genelde Mersin körfezi çevresinde gelişmiştir. Burası doğuda Karataş burnundan başlayarak batıda İncekum burnuna kadar uzanır . Arada kalan kısımlarda, kayaç türlerine ve akarsulara bağlı olarak çok sayıda irili ufaklı koy gelişmiştir.

YER ALTI KAYNAKLARI
Mersin ili ve çevresinde yüzeylenen önemli maden cevheri oluşum alanları ve yüzeylendikleri alanlar şöyledir:
Mersin: kromit (Musalı), kireçtaşı, çimento hammaddesi Arslanköy: kireçtaşı, dolomit Tarsus: linyit, demir, manyezit. Erdemli: krom
Silifke: barit, demir, dolomit, linyit, kireçtaşı. Mut: linyit, kireçtaşı. Gülnar: demir, dolomit; Aydıncık: dolomit, kuvarsit. Anamur: barit, bakır-kurşun-çinko, demir-fosfat
Kireçtaşı ve marn çimento sanayinde, dolomit ve kuvarsit cam sanayinde hammadde olarak, kireçtaşları yol yapımında agrega malzemesi olarak, kıyı yapılarının inşaatında dolgu malzemesi olarak, istinat duvarları ve çeşitli sanat yapılarında yapı taşı olarak kullanılmaktadır.

İLİN DEPREMSELLİĞİ
Mersin ve yakın yöresi için deprem açısından en önemli tehlikeyi, bölgedeki aktif faylar ile bu faylara olan uzaklıklar oluşturmaktadır. Mersin’i tehdit edebilecek faylar; kuzeyde Çamardı ile Gülek Boğazı arasındaki doğrultu atımlı Ecemiş Fayı; Gülek Boğazı ile Karsantı-Karaisalı arasında uzanan Karsantı-Karaisalı Fay Zonu; Gülek Boğazı ile Anamur arasında uzanan yine doğrultu atımlı Namrun Fay Zonu; 1998 Ceyhan depremine neden olan Yumurtalık-Karataş Fayı; Akdeniz’den geçip Kıbrıs’a uzanan kırık hattı; Mut civarında Mut Fayı; Ovacık-Silifke arasında Ovacık Fayı’dır.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre 1900 yılından günümüze kadar Mersin ve yakın yöresinde; 3-3.9 büyüklüğünde 36 adet, 4-4.9 büyüklüğünde 16 adet ve 5-5.9 büyüklüğünde üç adet olmak üzere toplam 55 adet deprem kayıt edilmiştir (Şekil 2). Büyüklüğü 4 ten fazla olan depremlerin iki tanesi deniz içerisinde, geri kalanı karada gerçekleşmiş olup, bunlarında aktif kırıklar ile yakın yöreleri üzerinde yer aldığı görülmektedir. Ancak son yüzyılda oluşan depremlerin 5.5’ten küçük olması, çoğunlukla 3-4 büyüklüğünde yoğunlaşması ve fayların parçalı-küçük olması nedeniyle bu fayların, Kuzey Anadolu’da olduğu kadar büyük ölçekli ve yıkıcı deprem üretmeleri beklenmemelidir.
Şekil. 1. Orta ve Doğu Anadolu’nun aktif kırıkları(fayları). Kırmızı çizgiler Kuzey Anadolu Fayını (KAFZ), mavi çizgiler Doğu Anadolu Fayını (DAFZ), yeşil çizgiler Karsantı-Karaisalı Fayını ve siyah çizgiler Namrun Fay Zonunu göstermektedir.
Depremsellik açısından diğer önemli bir neden de bölgedeki kaya birimleri ile zemin özellikleridir. Yerleşimin yoğun olduğu Erdemli-Mersin-Tarsus arasında yer alan kıyı şeridi genelde gevşek ve sıkı tutturulmamış zeminler üzerinde bulunmaktadır. Kuzey kesimler ise daha sert ve sağlam kayaçlar üzerine kurulmuştur. Deprem sırasında gevşek zeminler, sağlam zemin ve kayalara oranla çok daha fazla etkilenmekte ve en büyük hasarlar burada gözlenmektedir. Adana ve yakın yöresi ile Kıbrıs yayında (Akdeniz içerisinde) meydana gelebilecek 7 veya daha büyük ölçekli bir deprem, yüksek katlı yapıların bulunduğu sahil şeridinde oldukça yıkıcı hasarlar oluşturabilir. Bu nedenle bu bölgelerde bir an önce yeni bir imar planı hazırlanmalı, çok katlı bina yapımından biran önce vazgeçilmeli ve eski yapılmış binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir .
Şekil 2. Mersin ve yakın yöresinin aktif kırık haritası ve son yüzyıl içerisinde büyüklüğü 4’ten fazla 6’dan küçük olan depremlerin odak yerleri. Sarı daireler 2004 yılında meydana gelen depremlerin odaklarını, kırmızı daireler ise 2004 yılından öncekileri göstermektedir.

İKLİM
Mersin ili ve çevresinde yaygın olarak tipik Akdeniz ikliminin etkisi görülür. Yazları kurak ve sıcak, kışlar ise ılık ve yağışlıdır. Ortalama yağış miktarı 1930-2001 yılları arası dönemde 603 mm olarak hesaplanmıştır. Son 30 yıllık döneme bakıldığında yıllık ortalama yağış 450-736 mm arasında değişmektedir. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün yağış gözlem istasyonu verileri, dağlık kesimlerde yağışların daha yüksek olduğunu göstermektedir. Yıllık ortalama sıcaklık 18,7 C°’dir. Yıl içinde sıcaklığın en düşük olduğu aylar Ocak ve Şubat; en yüksek olduğu aylar ise Temmuz ve Ağustos aylarıdır. Kıyı bölgelerinde hakim rüzgar yönü güneybatı-batıdır. Kent içinde yıllık ortalama rüzgar hızı 2,1 m/s olarak ölçülmüştür. Nispi nem oranı son 30 yıllık dönemde ortalama % 64,1 olup, yıl içinde birbirlerine yakın değerler sunmakta, % 60,0 - % 66,6 arasında değişmektedir. Yıllık ortalama kapalı günlerin sayısı 40,7 gün olarak gerçekleşen bölgede, deniz suyunun ortalama sıcaklığı 20,8° olarak ölçülmüştür.
 
Katılım
25 Ekim 2013
Mesajlar
39
Tepki
45
Puan
18
Konum
mersin
ankaralıyım emme mersinde doğdum mersinde yaşıyorum çokta seviyorum memleketimi :ask:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst