Kötü toplantı nasıl olur?

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
Biraz hayali, biraz gerçek... İşte kötü bir toplantı örneği...

İş yerinin kapısına vardığımda sabah toplantısının başlamasına sadece beş dakika vardı. Toplantının öneminin farkındaydım.

Merdivenleri koşarcasına çıktım. Geç kalmamalıydım.

Ayşe’nin masasının önünden geçerken saçıyla oynayıp gazeteleri karıştırırken gördüm.

O önemli toplantı bugün değil miydi yoksa?
Acaba başkanı olduğu pazarlama departmanı bu toplantıya katılmayacak mıydı? Bu soruyu önce kendime sonra da Ayşe’ye sordum.

Okuduğu gazetenin üzerinden başını kaldırdı. "milletin toplantı için bir araya gelmesi en azından 15 dakika sürüyor" dedi. Doğru söze ne hacet? Etrafa bakındım. Hiç kimsenin stresli bir hali yoktu.

Çay içenler, sigaraya çıkanlar, telefonla konuşanlar...
Ben yine de disiplini bozmadım.

Kimsenin henüz gelmediği toplantı odasına gidip oturdum. Cep telefonumla oynarken insanlar on dakika sonra sökün etmeye başladılar.
İlan edilen saati 15 dakika geçmişti ve hemen hemen herkes gelmişti. Hemen hemen diyorum çünkü genel müdür ortalıkta yoktu.

Aradan bir 15 dakika daha geçtiğinde o da gelip sandalyesine oturdu. Neden geç kaldığına dair bir açıklama yaptı. Trafik korkunçtu. Bu sabah sanki her zamankinden daha farklıydı.

Bazıları "evet ya, İstanbul trafiği iyiden iyiye çekilmez oldu" benzeri birkaç cümle etti. Biri Almanya’daki metro sistemi konusunda bir şeyler söyledi. Küçük bir "laf lafı aşıyor" durumu yaşandı. Toplantı saati 40 dakika geçmiş olmasına rağmen hala başlanılmış değildi.

Genel müdür sözü aldı. Ağır ağır yeni pazarlama stratejisinden bahsederken kapı tıklandı, gelen garsondu. Herkese teker teker ne içeceğini sordu. Cevapları not aldı. Arada fikir değiştirenler de oldu doğal olarak. Önce kahve deyip sonra çay isteyenler gibi. Yaklaşık bir 5-
10 dakika da bu merasim sürdü. Biraz sonra yeniden garson içeri girip servis yapacaktı.

Genel müdür tekrar konuşmasına devam etti. Ali, söz alıp eski pazarlama stratejisinin nasıl demode kaldığını anlatırken, Ahmet "Ya evet.
Ben şirketin en eski elemanlarından biri olarak bir anekdot anlatayım" dedi. Anlattığı anekdot ilgi toplayınca, genel müdür de bir anısını anlattı. Toplantı fena halde dağılmış, üstelik bu durumu toparlaması gereken genel müdür bile işi geyiğe sarmıştı.

Bir yarım saat daha böyle geçti. Dokuzda başlaması gereken toplantı saat on olmasına karşılık hala başlayamamıştı.

Bu arada toplantı kayıtlarını kimin tutacağının belli olmadığı anlaşıldı. Herkes işinin çok olduğundan dem vuruyor, kimse bu tür bir sorumluluğu almak istemiyordu. Bir 10-15 dakika da bu kişinin belirlenmesi sürdü.
Neyse... Genel müdür bir kez daha lafı aldı.

Konsantrasyon dağılmıştı bu arada tabii ki.
İnsanların bazıları dinledi, bazıları dinlermiş gibi yaptı.
Bir süredir monolog olarak devam eden toplantıya hareket getiren Ayşe oldu. Alışveriş merkezlerindeki stratejiyi oluştururken nelere dikkat edilmesi gerektiğini konusundaki gözlemlerini ve düşüncelerini anlatmaya çalıştı.
Sözü Sibel kesti. Onun gözlemleri Ayşe’ninkiyle hiç uyuşmuyordu. Bu durumda önerileri de yanlıştı.

Eğer bu şirkette çalışmıyor olsaydım, bu karşı görüşleri toplantıda demokratik bir havanın oluştuğu gibi yorumlayabilirdim. Ama Ayşe ve Sibel’in birbirlerine nasıl rakip olduklarını, hatta bu durumun başkanı oldukları departmanlara da sirayet ettiğini biliyordum. Kavram biraz abartılı olsa da birbirlerine düşmanlardı. Birinin ak dediğine diğeri mutlaka kara derdi. Her toplantıda atışmaları artık vakayı adiyeden olmuştu. İnsanların bir kısmı onları dinlerken esnedi. Bazıları akıllı telefonlarından oyun oynadılar. Bir kısmı yayındakiyle muhabbete koyuldu.
O gün toplantıda neler konuşuldu, hangi kararlar alındı, valla çok da iyi bilmiyorum.

Ama şunlar da oldu: Ciddi bir vakit kaybettik.
İki saat sürecek toplantımız yaklaşık beş saat sürdü. Sıkıldık, konsantrasyonumuz dağıldı, verimli olamadık. Toplantıyla hiç ilgisi olmayan konulara yaklaşık iki saat vakit ayırdık. Ağaçlar yüzünden ormanı göremez olduk. İnsanların kişisel sürtüşmelerini dinlemekten bıktık.
Şimdiye kadar on değişik yerde çalıştım.
Herhalde 500 civarında toplantıya girmişimdir.
Aralarında çok planlı programlı olanlar olsa da genelde toplantı kültürümüz maalesef bu ve pek de düzelmiyor.
 

zeyn0M

Daimi Üye
Katılım
28 Ekim 2011
Mesajlar
1.002
Tepki
315
Puan
83
Konum
istanbul
x_3b95bec9.gif
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst