Kolay doğum için püf noktalar

esmeryarim

Daimi Üye
Katılım
4 Kasım 2010
Mesajlar
3.430
Tepki
3.148
Puan
113
Konum
üç meleğin kalbinde
hamilele%C4%9Fin-2.-ay%C4%B1.jpg




Rahat ve sorunsuz bir doğum geçirmek için işte size püf noktaları...

1- Verilmiş Tarihe 10 Gün Daha Ekleyin

Günlüğünüze yazın. Eğer biri sorarsa o gün sizin doğuracağınız gün. Genelde kadınlar bebeğin hamile kaldıktan 40 hafta sonra geleceğini düşünürler. Ama o tarih gelip geçtiğinde hepsi strese girer, duygusal çöküntü yaşarlar. Aile bireylerini arayıp gelişmeleri sorunca da bir korku hissederler. Bu durumlardan en tehlikeli olanı, umudunu yitiren bir annenin doğum yapması. İşte verilen tarihe 10 gün eklemek, doğum başlangıcıyla olabilecek sorunları kabul etmenizi sağlar. İşleri yoluna sokmak için hintyağına başvurmanıza bile engel olur! Geciken her doğum için doktorlar biraz huzursuz olurlar. Bu nedenle de size büyük ihtimalle sancı iğnesi teklif ederler. Doktorunuz böyle bir şeyi önerirse bunun nedenini sorun. Eğer güçlü biriyseniz büyük olasılıkla sancı iğnesi yerine beklemenizi tavsiye edecektir. Doğum eğer kendi rutin doğasında ilerlerse daha kısa ve kolaydır. Uzmanlar, annelere doğumun olması gereken günden sonra geçen her günü bonus olarak görmelerini ve bebek doğduktan sonra yapamayacakları şeyleri yapmalarını tavsiye ediyor.

2- Dayanabileceğiniz Noktaya Kadar Dayanın

Anneannelerimizden bu yana işe yarayan bir yöntem. Sancılarınız başladığınızda etrafınızı telaşa vermeyin. Ancak kendinizi de kapılar arkasına kilitlemeyin. Bunların yerine sanki hayat normal devam ediyormuş gibi davranın. Hatta bir film koyup izleyin. Erken doğumlarda sancıların şiddeti daha azdır ve dayanılabilirlerdir. Uzun süre devam edebilirler. Çoğunlukla 24 saatten fazla... Bu durumda eğer vücudunuz sizin katılımınızı talep etmiyorsa, bunun için acele etmeyin. Sancılarınıza aldırmayın, dayanabildiğiniz kadar dayanın. Sancınız yokmuş gibi davranın. Enerjinizi, gerçekten ihtiyacınız olacak anlar için saklayın.

3- Kalabildiğiniz Kadar Evde Kalın

Ne kadar sakin ve rahat olursanız vücudunuz da o kadar fazla yaşamsal doğum hormonu salgılar. Sancılar artar ve sonra doğum gerçekleşir. Evdeyken her şey yolundaysa, doğum öncesine kadar evde kalın. Peki, ne zaman hastaneye gitmek gerek? Bunun için kesin bir cevap veremeyiz. Doğru yol izlediğinizde, ağrılarınız, risk, doğumun yavaşlaması gibi olasılıklar en aza iner. Eğer doğum gerçekleşmiyorsa, ortam değişimi ya da hastaneye gitmek iyi bir fi kir olabilir. Bunu en iyi siz anlarsınız.

4- Hastaneye Gittikten Sonra Acele Etmeyin

Artık hastaneye gitme zamanının geldiğine eminsiniz. Birden tüm sistemler gitti. Eşiniz telefonla konuşuyor, valizleri hazırlamaya çalışıyor, size montunuzu giymenizde yardım ediyor. Peki ya siz? Hastaneye gitme hazırlıkları hamileler için çok dikkat dağıtıcı olabilir. Bu noktada çok sakin hareket etmelisiniz. Her sancıda tüm dikkat dağılacak ve beklenen an 'bam' diye gelecek! Eşiniz arabayı çalıştırma, hastanenin yolunu bulma çabalarını daha da karıştıracak. E o da ister istemez panikleyip işlere yardım etmekten çok kendine yardımcı arayacak. Öyleyse şimdiden eşinizi hazırlayın. Hastaneye gitmeden önce zamana ihtiyacınız olacak. Telefonun hızlı arama tuşlarına gerekli numaraları kaydedin. Valizler hazır olsun.

5- Bekleme Odasından Uzak Durun

Hastaneye geldiniz ve yanınızda eşinizle bekleme odasına gittiniz. Sakince bir koltuğa oturup sancılarınızı kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Hem de herkesin önünde, ışıkların altında... Büyük yanlış! Doğum sancıları hep hastaneye gidince başlar. Tedirginlik oranı artar ve bu da salgılanacak olan oksitoksin hormonunu olumsuz etkiler. Bunun anlamı da sancıların gelmesini ertelemesi demektir. Anne adayı odaklanıp nefes alıp vererek sancılarını kontrol edemiyorsa rahatsızlık baş gösterir. İşte o zaman problemin kesinlikle kendinde olmadığını, çevresi yüzünden böyle olduğunu kendine telkin edebilir. Normal ilerleyen bir doğum için hamilemizin özelinin olması gerekir. Her şey doğal olmalı ve kontrol edilebilmeli. Hafif aydınlatılmış, birinin sizi gözetlemediği, eşinizin size destek verebileceği bir yer bulun. Ya da kendinizi battal boy bir yorgan ya da battaniyeye sarın. Dış dünyaya kendinizi kapatın, hatta kulak tıkacı, göz maskesi takın. Ancak bu şekilde tüm dikkatinizi sancılarınıza verebilir ve düzgün ritminizin bozulmamasını sağlayabilirsiniz.

6- Emzikli Bir Su Şişesi Kullanın

Sancılar sırasında en önemli şeylerden biri de bol su içmeniz. Peki, bardaktan içerken oluşabilecek sakarlıklardan nasıl korunursunuz? Emzikli bir su şişesi en kolay yoldur. Ama dikkatli olun. Günümüzde bu sancılar sırasında gerektiğinden daha fazla su içiliyor ve bunu kimse fark etmiyor. Bu konuda yanınızdaki yakınınızın sizi gözlemlemesini ve uyarmasını rica edin.

7- Serviksinizin Ne Kadar Açıldığını Görmezden Gelin

Uzmanlar birine serviksinizin ne kadar açıldığını sorarsanız, sancıların nasıl ilerleyeceği hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz diyor. Her doktor, serviksin açıklık derecesine göre farklı sonuç çıkarır. Bir kadının serviksi 3 cm'den 10 cm'ye kadar açılabilir. Doğum öncesi 3 saat içinde 9 cm'ye kadar açılabilir ve sonraki 5 saat daha doğum yapamayabilir. Bu olanların tümünü bir yarış gibi görmek yerine tamamen sancılarınıza odaklanın. Bu performans baskınızı yükseltir ve adrenalin salgılarsanız, doğumunuz da kolay olur.

8- Avazınız Çıktığı Kadar Bağırın!

Her hamilenin doğumda kaçınamadığı ortak bir noktası var; çığlık atmak. Sancılar artmaya başladığı anda hafif iniltiler, gırtlaktan çıkan garip inlemelere dönüşür. Birçok kadın, bu inlemelerin kendilerine yardımcı olduklarını söyler. Bırakın sesler sizin sancınızı azaltmaya yardım etsin. Uzmanlar, nefes ve beraberinde çıkan seslerin çok doğal reaksiyonlar olduğunu söylüyor. Nefes alıp bağırdığınız zaman içinizi boşaltırsınız. Nabzınızın artışı, gelen sancıyla düzenlenir.


___kaynak:bebek com___
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst