~ Katre. || Hazine Odası.

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Merhaba hanimefendi.com üyeleri
Küçük kütüphanemi sizlerle paylaşacağım bu konu başlığımda ..
İnşallah yeni evimize taşındığımızda bir odasını kütüphane yapacağız annemle :)
En büyük hayalim huzur dolu bir kütüphanem olması ..
Saatlerce kitap okumayı severim ..
Aslında çok da kitap okurum her hafta 1 kitap kadar :)
bazen aynı anda 2 kitap okuduğum olur :)
Arkadaşlarım bana kitapkolik derler :)

Kütüphanem'de her türlü kitap bulunabilir..
Henüz okunmamış kitaplarım da var :)
Bir kitabı asla yarım bırakmam ..
1 ayda da olsa okurum o kitabı .. Çünkü emek var işin içinde . Ne olursa olsun okumalıyım elime aldıysam :)

Sık sık gelip okuduğum kitapları paylaşacağım ..
Şimdilik görüşmek üzere :)
 

Çilekli Sakız

Genel Yönetici
Genel Yönetici
Katılım
1 Şubat 2009
Mesajlar
4.185
Tepki
5.840
Puan
113
Yaş
32
Konum
İzmir/ Tokat
İnşallah yeni evimize taşındığımızda bir odasını kütüphane yapacağız annemle :)
En büyük hayalim huzur dolu bir kütüphanem olması ..

Ortak hayali paylaşıyoruz seninle :acep:
Hayırlı olsun canım güzel bir arşiv göreceğime inanıyorum şimdiden heyecan verici.:utandim:
 

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
Sonunda bölümümüzün fikir annesi de gelmiş :hihi: konun bol yorumlu olsun canım
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Ortak hayali paylaşıyoruz seninle :acep:
Hayırlı olsun canım güzel bir arşiv göreceğime inanıyorum şimdiden heyecan verici.:utandim:

Inşallah hayalin gerçekleşir canım :)
Çok sağol çilekli sakız'ım :)

Takipteyim:cistak::cistak:

Takipte kal canım :)

Merakla bekliyoruz canım.:utandim:

Bekleyin bakalım :)
Yarın paylaşacağım bir kitap :)

Sonunda bölümümüzün fikir annesi de gelmiş :hihi: konun bol yorumlu olsun canım

Kendimi suçlu hissediyordum , fikir verip de fikrin içinde olamamaktan :D
Sağol canım , inşallah bol yorumlu olur :)
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Yarını bekleyemedim :gulsemmi:
Hangi kitabımı eklesem diye düşündüm durdum :)
Çok severek okuduğum sonu beklemediğim gibi ama güzel biten bir kitabı tanıştırayım sizle -ciko
1905 Rus Devrimi (Ekim Devrimi)'ni, o zamanki zorlukları, işçi sınıfının mücadelesini anlatıyor kitap ..

Devrim Yılları 1905

devrim_yillari_1905.jpg




1901 Yılının buz gibi soğuk bir kış gecesi, bir adam sınırdan gizlice Çarlık Rusyası`na sızar. Bu devrimci Nikolay Baumann`dır. "İhtiyar"ın verdiği görevle, kendisi gibi düşünenlerle ilişki kurmak için İsviçre sürgününden dönmektedir. Ardından Petersburg`ta iki yıllık hapis ve Sibirya sürgünü var. Gizli polis ajanları izindeler. Sürekli firarda ve yaşama pahasına, karısından ayrı ve mücadele yoldaşlarından uzakta, hapislik ve kısa özgürlük dönemleri arasında gene de işçileri uyandırmayı, grevleri örgütlemeyi ve Menşeviklerin maskesini düşürmeyi başarıyor. Haksızlığın hak olduğu yerde, direnmek görevdir. Çarlık rejiminin azgın terörü altında, işçiler demokratik ve sosyal iyileştirmeler için Çarlık istibdadına karşı mücadele örgütlerler. Roman 1900-1905 yılları arasında, 1905`te Rus devriminin patladığı dönemde geçer. (Arka Kapak)
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Sizi Peyami Safa'nın polisiye romanıyla tanıştıracağım ..
Polisiye romanı denildiğinde aklıma gelen ilk kitap ..
Lise 1'deyken Edebiyat hocamız haftada 1 kitap okutup özet çıkarttırıyordu, o zamanlar kitap okumayı sevmezdim ..
3 saatlik dersti , 1 saati kitap okuma saatiydi.
Yanımda kitabım yoktu kütüphaneden bu kitabı aldım (okulu değiştirince kitap bende kaldı) :D
Gerçekten çok beğendiğim kitaplardan biri Peyami Safa'nın..
Sürükleyici bir kitap, romandaki karakterler yazarın betimleme sanatındaki ustalığından dolayı direkt olarak insanın gözünün önünde beliriveriyor ..
Çok esrarengiz bir başlangıcı olup , çok hazin bir sonu olan bir kitap ..
1 kere daha okumayı düşünüyorum :)

Selma ve Gölgesi

SELMA-VE-GOLGESI-PEYAMI-SAFA__9462126_0.jpg


Arka Kapak:

Büyük bir yazarın yazdığı bir polisiye roman kadar haz veren bir kitap bulmak okuyucu için pek kolay değildir. İnsanların her zaman merakını ve ilgisini çeken ´öldürme´ eyleminin kanlı geçitlerinde dolaşır, olayların akışıyla heyecanlanır, planların şeytaniliğiyle ürperirken, usta bir kalemin anlatımından da bir katilin gölgelerle dolu iç dünyasına sızarsınız.

Hareket, hem katille kurbanları arasında hem de katilin kendi ruhunda birbirlerini izleyerek sürer.

Peyami Safa´nın ´Server Bedi´ takma adıyla yazdığı bu kitapta üstelik bizim edebiyatımız hatta belki de dünya edebiyatı için bir ilk vardır bu kitapta. Kitabın sırrı da bu ´ilk´te gizlidir.

Cinayet mi intihar mı olduğu anlaşılmayan peşpeşe ölümler ve bunları anlatan insan duygularına hakim, parlak üsluplu değerli bir yazar.

İyi bir okuyucu için zevk ve ürperti dolu bir ziyafet bu.
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Hasan İzzettin Dinamo'nun kitabı Savaş ve Açlar ..
Çok sevdiğim kitaplardan birisi ..
Savaşın acımasızlığı,insanların savaş şartlarında yaşadıkları yokluğa,kıtlığa, acılara,kayıplarına rağmen çaresizce hayatta kalmaya çalışmaları çok çarpıcı ve
gerçekti.
Anlatılanlar kurgu değil gerçek ..
Bu kitaptan sonra yemek seçmemeye başladım ..
ve içinde bulunduğumuz sisteme de çok sövgüler savurdum ..
Mümkün olursa okuyun ..

Savaş ve Açlar

192912


"O bir ermiş, bir kahraman, bir çocuk saflığında, dudaklarında hüzünlü bir gülümseme, yaşadı ve öldü. Hasan İzzettin Dinamo, su katılmamış, devrimci bir kahramandı ve edebiyatımızın da büyük ustalarından biriydi."
- Yaşar Kemal
(Arka Kapak'tan)
 

ferah

Daimi Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
6.145
Tepki
9.347
Puan
113
Konum
izmir
benim büyük kız da kitap okumayı sever,bu konudan fikir edinebilirim onun için en son ejderha dövmeli kız ve şahane hatalar,fısıltı serisi bu yaz okudukları,kitapları bitti yine almak istiyor ...
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
benim büyük kız da kitap okumayı sever,bu konudan fikir edinebilirim onun için en son ejderha dövmeli kız ve şahane hatalar,fısıltı serisi bu yaz okudukları,kitapları bitti yine almak istiyor ...

Fısıltının 1. kitabı var okuyacağım daha merak ediyorum ama bir türlü elime alamadım :)
Ejderha dövmeli kız cok dıkkatımı çekmistir ama almak nasip olmadı :D
Bakalım daha eklerim fırsat buldukca kitap :)
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Ahmet Batman - Sabah Uykum
Kitabın ismi nedir? Sabah Uykum
Kitabın akışı nasıl? Akış gayet akıcı,günlük hayattaki kullandığımız kelimelerle yazılmış yalın bir kitap
Kitabı kaç günde bitirdim? 3 Saatlik zaman dilimi içerisinde bitirdim,bir gün bile değil.
Kaç Sayfadan oluşuyor; 222
Kitap hakkındaki yorumlarım;
sabah-uykum-ahmet-batman.jpg


Önceden okuduğum kitaplardan başlayayım paylaşmaya dedim.. Bir aralar çok satılan kitapların arasında Ahmet Batman Sabah Uykum vardı. Hala Ahmet Batman denildiğinde gelir akla Sabah Uykum ve Soğuk Kahve İlk başta kitabı çok merak ettim, sonra baktım ki kimse bana kitabı almıyor eh Damla sen al o zaman dedim kendime Sonra kitabıma kavuştum . Aldığımdan beri 2 kere okudum, daha da okurum. Ahmet Batman ayrılığı, aşkı, özlemi çok iyi anlatmış. Eğer ayrılık yaşadıysanız mutlaka Ahmet Batman Sabah Uykum'u tavsiye ederim, insanın kalbine öyle bir dokunuyor ki kanayan yeriniz geçiveriyor biraz olsun . Öyle bir içten samimi anlatımı var ki karşınızda konuşuyormuş gibi .. Satırlarında herkesin kendini bulabileceği bir kitap. Mutlaka okuyun birşey kaybetmezsiniz :)
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
https://2.bp.blogspot.com/-hvMzkdAieCc/Uup7IJPxGjI/AAAAAAAABIE/bQE1x9kgX3I/s1600/1797436_10152025696915805_332378273_n.jpg Başlangıç Tarihi : 15.05.2014
Bitiş Tarihi : 12.06.2014
Doğumgünüm de arkadaşımın almış olduğu kitap. İyi ki almış , bu doğumgünümde aldığım en iyi hediye doğrusu. "Böğürtlen Kışı" ... başlığı bile merak uyandırmıştı okuyup bitirdiğimde tekrar tekrar teşekkür ettim arkadaşıma ve okuması için ona tavsiye ettim ilk başta.
Yazarın okuduğum ilk kitabı Böğürtlen Kışı. "Mart Menekşeleri" ve "Yağmur Sonrası" kitaplarını da mutlaka okuyacağım. Böğürtlen Kışı, Sarah Jio Arkadya Yayınları, 353 sayfa Başka kitaplar da okuduğum için 1 ayda bitirebildim kitabı, aslında sadece bu kitabı okusaydım 2-3 günde bitirilebilecek bir kitap. Sayfalar kolayca akıyor. Ayrıca kitabın kapak tasarımı ve püsküllü ayracı beni benden aldı :) Kitabı okurken bir yandan ayracın püskülleriyle oynamak bir yandan da çay-kahve içmek çok hoş gerçekten ..

Böğürtlen Kışı geçmişte ve bugünde iki zamanda birden akıyor. Yıllar öncesinde yaşanan bir olay ve şimdiki zamanda geçen bir olay örgüsü. Sırların, tarihin, aşkın ve anneliğin iç içe geçtiği muhteşem bir roman. Olay örgüsüne gelecek olursam ; Vera aşık olduğu adamdan bir çocuk dünyaya getiriyor. Charles çok zengin Vera'ya aşık olduğunu düşünsem de bu aşk için mücadele ettiğini düşünmüyorum. Charles Vera'yı ailesiyle tanıştırıyor ve Charles'in ailesi Vera'yı kabullenmiyor. Vera böylece hamile olduğunu söylemeden Charles'in evinden çıkıp gidiyor. Hep Charles'in kardeşi yüzünden oluyor, Vera'ya aileye uygun olmadığını söylüyor. (az küfür etmedim). 3 Yıl sonra 1933 Mayıs ayında fırtınalı kar düşer. Vera küçük oğluyla yoksulluk çekmektedir. Kar yağdığı gece oğlunu bırakıp hizmetçilik yaptığı otele gider. Geldiğinde Daniel'i bulamaz, acı çeker her yerde oğlunu arar ve oğlunun ayıcığını bulur dışarıda. Kitap Daniel'in kaybolmasıyla başlıyor. Vera yaşamakla yaşamamak arasında sallantıdadır. Oğlunu kaybeden bir anne.. Her yerde arıyor bir türlü bulamıyor. Yıllar sonra yine Mayıs ayında kar yağıyor ve bir gazete muhabiri olan ve çocuğunu kaybeden bir anne olan Claire, Daniel'in kaybolma hikayesini araştırmaya başlıyor. Ve bütün sırları çözüyor. Sırları çözen Claire kendi hayatına devam ediyor...
Kitabın kapağında bir soru var. "Kalbinizin derinliklerine işlenen acıyı tek kelimeyle nasıl dile getirirsiniz?" diye. İşte bu sorunun cevabını derinlere işlenen acıyı anlamak için kitabı mutlaka okuyun.
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
ad.JPG

Önce tanışmamızı anlatayım. Yeni çıkan kitapları takip ederim ne çıkmış, ne okuyabilirim diye. Yine aylar önce (1yıl kadar) dikkatimi çekti ama bir türlü elime geçmedi. 1 ay önce kadar arkadaşımın elinde gördüm o da 81. sayfasındaydı, elinden kaptım :) Sonra okursun sen dedim :D Neyse böylelikle kitaba başladım.

Acı-tatlı bir aşk hikayesi anlatılıyor. Okurken insanın umut etmekten vazgeçemediği, bittiğinde unutup gidemediği okunası bir kitap. Bugün bitirdim ama buna rağmen aklımdan çıkmıyor bitişi. Kitabın özetine gelecek olursak, Louisa (Lou) Clark, yirmialtı yaşında, işçi sınıfı bir ailenin kızıdır. Bir kafede çalışırken, son altı senedir sahip olduğu işi beklenmedik bir şekilde kaybeder. Bu kafeden başka bir iş tecrübesi olmayan Lou iş arama çabasına girişir. Otuzbeş yaşında, oldukça asabi bir adam olan, zengin ve akıllı Will Traynor'un annesi, Camilla, bir kaza sonrası, son iki senedir kötürüm olan Will'e bakıcı olarak kendisini altı aylığına işe alana kadar. Lou'nun bu alanda hiç tecrübesi yoktur, ancak Will'in zaten bir hemşiresi vardır ve tıbbi ve fiziki ihtiyaçları karşılanmaktadır. Lou'dan tek beklenti, ona arkadaşlık etmesi ve belki de yeniden moralini yükseltebilmesidir. Ancak Will hayatı hiç kolaylaştırmaz; sivri dilli hatta zehir gibi diyelim, huysuz olmak ve hayata küskün kalmak için özel bir çaba sarf eden bir adam. Gerçi kendisini çok da haksız görmemek lazım hayatı sonuna kadar yaşayan bir adamken ; kendi yemeğini bile yiyemiyor, yürüyemiyor olması, kolay kabul edilebilir bir durum değil.

Will ile çalışmaya başlamak her ne kadar korkutucu da olsa, onu tanıdıkça duygusal olarak paralize olmuş Lou'nun karakteri kuvvetleniyor ve kendisi için ayakta durmaya ve kendi pasif hali ile savaşmaya başlıyor. Ve Will, Lou'nun potansiyelini fark edip, hayatı yaşaması için onu, o yöne doğru itemeye başladıkça, Lou'da Will için bir ümit olabileceğini düşünerek ona izin vermeye başlar. Bu işe yarar mı? Bunu okuyup görmeniz lazım… Bu öyle bir hikaye ki, başlamadan önce ne kadar az şey bilirseniz, etkisinin o kadar güçlü olacağına inanıyorum, bu nedenle her zaman olduğu gibi önemli detayları ve anlattıklarımdan daha fazlasını öğrenmek için, okumanız gerekecek :) Bu sürükleyici ve doyurucu hikaye neredeyse ilk sayfadan itibaren insanı etkisi altına alıyor ve mutluluğu, acıyı, öfkeyi ve kederi bir arada hissetmenizi sağlıyor. Yer yer eğlenceli, yer yer üzücü, ama hiçbir noktada sizi şaşırtmaktan vazgeçmiyor. En çok da hoşuma giden Lou ile Will arasındaki diyaloglar. Birbirlerine laf sokmalar tatlı tartışmaları daha da sürükleyici hale getiriyor kitabı... Keşke bitmeseydi, keşke öyle bitmeseydi .
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
https://scontent-b-vie.xx.fbcdn.net/hphotos-xpf1/t1.0-9/10414930_661972483884958_5430722470725261925_n.jpg

Kitaplığımın bir kısmı .. :)
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
J4tdSa.jpg


Kitaplığımın diğer bölümü :)
Çoğunu okudum ..
Okuyacağım listem var biraz daha ..
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
e6ecc44ca50a11e2a9d822000a9e29af_7.jpg


Başlangıç Tarihi : 13.10.2014
Bitiş Tarihi : 16.10.2014

Görmediğin, sesini bilmediğin, dokunamadığın hatta yaşadığını bile bilmediğin birine nasıl aşık olunur ? Bir portreyle başlayan aşk. Nasıl bir aşktır ?
Şuan bunları ağlayarak yazdığıma emin olabilirsiniz..
" Jojo Moyes - Senden Önce Ben" kitabından sonra böyle ağlatan bir kitap daha okumamıştım. "Sabahattin Ali" yine ağlattı. Yüreğimize dokundu, tasvirleriyle duygularıyla düşünceleriyle ..
Bir portreye aşık olan adamın sevdasına doyum olmaz. O , sesini duymadan, tenine dokunmadan karşılıksız sevebilmiştir.

" Yerimden fırlayarak boynuna sarılmak ve onu ağlaya ağlaya öpmek için müthiş bir arzu duydum. Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu? Ahbapça bir selam ve temiz bir gülüş.. Ve ben bu anda başka hiçbir şey istemiyordum. Dünyanın en zengin adamıydım. " Syf.72

Bu özlem nasıl bir özlemdir ? Nasıl bir çaresizliktir? Portredeki insana çok yakınsın ama bir o kadar uzak. Uzanmak istiyorsun uzanamıyorsun. Ulan ne diyeceksin?
"Portreye aşık oldum" mu diyeceksin ?
İlk başta bunları düşündüm ve sonra nasıl söylediğine davranışlarıyla tanık oldum.
Kitabın bir yerlerinde ben de yaşadım. Raif Efendi'nin tanışmaya korktuğu , gereksiz bulduğu insanlardandım belki ... Ama ben onu tanıdım.
Onun nasıl kara sevdaya tutulduğunu, nasıl güzel sevdiğine tanık oldum.
Ya işte ne diyeyim bilemiyorum.
Sabahattin Ali Raif Efendiyi bizim aramıza kattığı için teşekkür etmek isterdim.

" Bir insanın diğer bir insanı , hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu ? ".

Aşktır, Aşk ki içinde hüzün varken bile ; O'nun iyiliği seni de mutlu eder.
Yazacak çok şey var ama yazamıyorum. Böyle bitmemeliydi. Böyle bitmeseydi bu kitabın tutulur bir yanı da kalmazdı. Kendi tezimi kendim çürütmeye başladıysam, bu yorumun burda bitmesi gerekir.

Yalnızlığı sevmek diye bir şey yoktur.
İnsanın kendine yabancılaşması kadar da kötü bir şey yoktur.

" İnanmamak, inanmamak.. Bunun ne kadar korkunç olduğunun her gün her an hissediyordum. " Syf. 148
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Nâzım Hikmet, Mayıs 1943’te Bursa Hapishanesi’nden gönderdiği bir mektupta Kürk Mantolu Madonna hakkında şunları yazmış:

Kürk Mantolu Madonna, ben bu kitabı hem sevdim, hem kızdım. Evvela niçin kızdığımı söyleyeyim. Kitabın birinci kısmı bir harikadır. Bu kısmın kendi yolunda inkişafı yani bir küçük burjuva ailesinin içyüzünü tahlili öyle bir haşmetle genişlemek istidadında ki, insan buradan ikinci kısma geçerken, elinde olmayarak, yazık olmuş, bu çok orijinal, çok mükemmel başlangıç ve imkân boşuna harcanmış, keşke bu başlangıç harcanmasaydı, diyor. Ben başlangıcı okurken yani Berlin’e kadar olan pasajı, senin benim anladığım manadaki realizmine hayran oldum. Beni dinlersen o başlangıcı almak ve kahramanın ölümünü kısaca tekrarlamak suretiyle o ailenin efradı ve eşhasının hayatları etrafında bir ikinci cilt, ayrı bir roman yapabilirsin, böylelikle de dinlemeye başladığımız harika musiki birdenbire kesilmiş olmaz. Gelelim ikinci kısmına, o kısım, başlı başına bir büyük hikâye olarak güzeldir ve böyle bir tecrübe gerek senin için gerekse Türk edebiyatı için lazımdı. Sen bu tecrübeyi başarıyla yaptın.
 

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
Sabah Uykum'u şimdi bitter okuyup kitaplığında paylaşıyor arada oradan takip ediyorum

Böğürtlen Kışı'nı alırım diye düşünüyorum. Gerçekten hoş bir hikayesi var gibi gözüküyor :findikim:

Emeğine sağlık canım yazıların çok güzel ve bilgilendirici :eek:
 
OP
Kupakızı

Kupakızı

Daimi Üye
Katılım
25 Mayıs 2013
Mesajlar
1.380
Tepki
1.434
Puan
113
Konum
Ankara
Sabah Uykum'u şimdi bitter okuyup kitaplığında paylaşıyor arada oradan takip ediyorum

Böğürtlen Kışı'nı alırım diye düşünüyorum. Gerçekten hoş bir hikayesi var gibi gözüküyor :findikim:

Emeğine sağlık canım yazıların çok güzel ve bilgilendirici :eek:

Birazdan Franz Kafka - Dönüşüm'ü paylaşırım canım :)
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst