İKİZLER – Hem Bir Dala Konmak ve Hem de Kanadı Olduğu İçin Uçmak İsteyen Kuş

bitter_im

Admin
Admin
Genel Yönetici
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
64.633
Tepki
53.644
Puan
113
Yaş
32
Konum
kocaeli
img.php


İkizler iki rakamını getirir aklımıza ama asıl marifeti ‘’3’’ sayısında gizlidir! Zira, Koç ve Boğa diye başlayan burçlar kuşağının üçüncü üyesidir. Koç’a tez, Boğa’ya anti-tez desek yani birbirine karşıt düşen ve tamamlayan iki kavram olarak alsak onları, İkizler de ‘’sentez’’ yani iki benzemezden oluşmuş bir mükemmel bütün, ‘’seçmece bir çözüm’’ anlamına gelecektir. Zaten simgesi de ikiliğin yanyanalığı konseptini çok güzel yansıtır.

Cinsiyetsiz, tarafsız, dinamik, kararsız, çok işlevli bir haldir İkizler’in varoluş durumu. Beyninin iki lobunu da mükemmelen kullanan, duyguyu ve aklı, sezgiyi ve sağduyuyu bütünleyebilen, zihin-beden ilişkisi kusursuz olduğu için son derece hızlı reflekslerle davranabilen, kendinden menkul bir dünya olmak üzere tasarlanmıştır. İki bileşenin bütünlüğü üzerine kurulu böyle bir sistem nasıl sürekli olarak ayakta tutulur? Elbette, hiçbir yere takılmayıp devamlı yeni bir konuya odaklanarak… İkizler insanına her an yeni bir çözüm üretmesi için kaynaklarını odaklı bir biçimde kullanacağı bir ‘’vaka’’ gerekir. Zira, İkizler durdu mu dengesi dağılır!

O yüzden an’a odaklıdır İkizler insanı… O yüzden o anda neyi mercek altına aldılarsa – iş, romantizm, seks, eğlence, tartışma – onu çözüme ulaştırılacak bir dengesizlik hali olarak görürler. Çözümü buldukları, ipin ucunu yakalayıp çekebildiklerini, yolun sonunu öbür uçtan bakınca görebildiklerini fark ettikleri an ise ilgileri dağılır ve yepyeni bir konuya odaklanır. Maymun-iştahlı, bencil, ilgisiz, güvenilmez, estim-akıllı, sorumsuz gibi ‘’yargılayıcı ve suçlayıcı’’ birçok sıfatla anılmalarının temel nedeni budur!

Sabit olmadıkları için, samimiyetsiz olmakla suçlanmalarına karşın, İkizler burcu insanı aslında kıymet verdiği şeylerin üstüne titreyen biridir! Yani ilgilendiği herşey konusunda son derece samimidir. Herşeyi kapsamak, herşey olmak, herşeye sahip her ana ait ama hep kendi içinde, kendinden menkul olmaktır istediği… Taşikardik bir varoluş biçimi,dir bu! Sürekli ibresi oynayan bir pusula gibi, etrafında olup biten hiçbir şeyi kaçırmamaya çalıştığı, ilgiye değer bulduğu herşeyin peşinde tüm varlığı ile koşuşturduğu için, bazen hiçbir şeyi elinde tutamaz ve ortalığı darmadağın eder.

Fikir dünyaları pek zengin, pek renklidir. Her olasılığı bilip kavramak ister ve ihtimaller üzerine fikir yürütmeyi pek severler. ‘’Teorik olarak’’ devrimcidirler! Ama pratikte, alıştıkları gibi davrandıkları bir gerçektir…

İnsan ilişkilerinde tetikleyici olmayı severler. Girerken ‘’ben geldiiiimmmm!’’ giderken ‘’kaçtım ama geliceeemmmm!’’ diye ses verenler genelde İkizler’dir. Onların girdiği çıktığı durumlarda bir hareket olsun ve bu hareketleri farkedilsin isterler. Dikkat çekmemeye tahammüleri yoktur. İletişimi başlatan ve bitiren onlar olmalıdır. Baş döndürür, yürek hoplatır, akıl karıştırır, sonra da rüzgarlarının tozu dumanı dağılmadan alıp başlarını giderler. Bu onların ortama hakim olma biçimleridir.

Söz ve hareket onlar için var oluşlarının kalbidir. İletişim kurmak için yaratılmışlardır. Zihnin ve sözel yeteneklerin dinamik olarak kullanılmasını gerektiren her konuda ‘’Aslan’’ kesilirler! Bazen konuşmayı abartmalarının nedeni de budur. Anlamak ve söylemek onlar için hayat-memat meselesidir. Bir çocuk heyecanıyla, okur, izler, yazar, çizer, yapar, eder, gider, gelir ve iş bitti mi yokoluverirler… Çok iyi gazeteci, televizyoncu, reklamcı, öğretmen, satıcı… çok yaman bir pazarlıkçı, iknacı, oldu-bittici, iş-bitirici, dedikoducu, ortalık karıştırıcı olmalarının nedeni budur! Temelde yalancı değildirler, ama söyledikleri şeye o kadar inanırlar ki, yalan bile olsa gerçeğe bin basan argümanlarla onu savunabilirler. Ancak uzun vadeli hesaplarla davranmadıkları için politikacı olmalarını beklemeyin! Hiç olmayacak bir durumda, olmayacak bir şeyi ‘’bam’’ diye söyleyip, neyi devirdiklerine bakmadan yürüyüp gidebilirler…

Dikkat çekmeyi ve özel olmayı sevdikleri için, ünlü olmaya da yatkınlıkları vardır… Hatta reklamın iyisi kötüsü olmaz sözünü bir İkizler’in söylemiş olması ihtimali bile olabilir :) Okuyan herkesi büyüleyen Nicholai Hell tiplemesiyle ünlü Şibumi kitanının yazarı Trevanian, Aslan Yükselen’in baldan tatlı yaptığı Marilyn Monroe, Kazanova ve Çılgın Korsan rolleri ile nice kadının rüyası olan Johnny Depp, çirkin sesi, tipsiz hali ama müthiş şarkı sözleri ve benzersiz tarzıyla bir döneme imzasını atmış Bob Dylan, tüm Amerikan halkının kalbini kusurlu ama karşı konulmaz cazibesiyle sonsuza dek kazanmış Başkan Kennedy, ünlü İkizler’in güzel örnekleridir. Tek aksesuarı, beline taktığı muzlardan yapılmış bir etek olduğu halde sahneye çıkarak Paris’i yıkıp geçmiş olan dansçı Josephine Baker da öyle :)))
 
OP
bitter_im

bitter_im

Admin
Admin
Genel Yönetici
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
64.633
Tepki
53.644
Puan
113
Yaş
32
Konum
kocaeli
img.php


İkizler iki rakamını getirir aklımıza ama asıl marifeti ‘’3’’ sayısında gizlidir! Zira, Koç ve Boğa diye başlayan burçlar kuşağının üçüncü üyesidir. Koç’a tez, Boğa’ya anti-tez desek yani birbirine karşıt düşen ve tamamlayan iki kavram olarak alsak onları, İkizler de ‘’sentez’’ yani iki benzemezden oluşmuş bir mükemmel bütün, ‘’seçmece bir çözüm’’ anlamına gelecektir. Zaten simgesi de ikiliğin yanyanalığı konseptini çok güzel yansıtır.

Cinsiyetsiz, tarafsız, dinamik, kararsız, çok işlevli bir haldir İkizler’in varoluş durumu. Beyninin iki lobunu da mükemmelen kullanan, duyguyu ve aklı, sezgiyi ve sağduyuyu bütünleyebilen, zihin-beden ilişkisi kusursuz olduğu için son derece hızlı reflekslerle davranabilen, kendinden menkul bir dünya olmak üzere tasarlanmıştır. İki bileşenin bütünlüğü üzerine kurulu böyle bir sistem nasıl sürekli olarak ayakta tutulur? Elbette, hiçbir yere takılmayıp devamlı yeni bir konuya odaklanarak… İkizler insanına her an yeni bir çözüm üretmesi için kaynaklarını odaklı bir biçimde kullanacağı bir ‘’vaka’’ gerekir. Zira, İkizler durdu mu dengesi dağılır!

O yüzden an’a odaklıdır İkizler insanı… O yüzden o anda neyi mercek altına aldılarsa – iş, romantizm, seks, eğlence, tartışma – onu çözüme ulaştırılacak bir dengesizlik hali olarak görürler. Çözümü buldukları, ipin ucunu yakalayıp çekebildiklerini, yolun sonunu öbür uçtan bakınca görebildiklerini fark ettikleri an ise ilgileri dağılır ve yepyeni bir konuya odaklanır. Maymun-iştahlı, bencil, ilgisiz, güvenilmez, estim-akıllı, sorumsuz gibi ‘’yargılayıcı ve suçlayıcı’’ birçok sıfatla anılmalarının temel nedeni budur!

Sabit olmadıkları için, samimiyetsiz olmakla suçlanmalarına karşın, İkizler burcu insanı aslında kıymet verdiği şeylerin üstüne titreyen biridir! Yani ilgilendiği herşey konusunda son derece samimidir. Herşeyi kapsamak, herşey olmak, herşeye sahip her ana ait ama hep kendi içinde, kendinden menkul olmaktır istediği… Taşikardik bir varoluş biçimi,dir bu! Sürekli ibresi oynayan bir pusula gibi, etrafında olup biten hiçbir şeyi kaçırmamaya çalıştığı, ilgiye değer bulduğu herşeyin peşinde tüm varlığı ile koşuşturduğu için, bazen hiçbir şeyi elinde tutamaz ve ortalığı darmadağın eder.

Fikir dünyaları pek zengin, pek renklidir. Her olasılığı bilip kavramak ister ve ihtimaller üzerine fikir yürütmeyi pek severler. ‘’Teorik olarak’’ devrimcidirler! Ama pratikte, alıştıkları gibi davrandıkları bir gerçektir…

İnsan ilişkilerinde tetikleyici olmayı severler. Girerken ‘’ben geldiiiimmmm!’’ giderken ‘’kaçtım ama geliceeemmmm!’’ diye ses verenler genelde İkizler’dir. :kptmya:Onların girdiği çıktığı durumlarda bir hareket olsun ve bu hareketleri farkedilsin isterler. Dikkat çekmemeye tahammüleri yoktur. İletişimi başlatan ve bitiren onlar olmalıdır. Baş döndürür, yürek hoplatır, akıl karıştırır, sonra da rüzgarlarının tozu dumanı dağılmadan alıp başlarını giderler. (benden bahsediyi ) Bu onların ortama hakim olma biçimleridir.

Söz ve hareket onlar için var oluşlarının kalbidir. İletişim kurmak için yaratılmışlardır. (ay eveeett :1: ) Zihnin ve sözel yeteneklerin dinamik olarak kullanılmasını gerektiren her konuda ‘’Aslan’’ kesilirler! Bazen konuşmayı abartmalarının nedeni de budur. Anlamak ve söylemek onlar için hayat-memat meselesidir. Bir çocuk heyecanıyla, okur, izler, yazar, çizer, yapar, eder, gider, gelir ve iş bitti mi yokoluverirler… Çok iyi gazeteci, televizyoncu, reklamcı, öğretmen, satıcı… çok yaman bir pazarlıkçı, iknacı, oldu-bittici, iş-bitirici, (Ay ne ayıp ayol :kahkaha: ) , ortalık karıştırıcı olmalarının nedeni budur! Temelde yalancı değildirler, ama söyledikleri şeye o kadar inanırlar ki, yalan bile olsa gerçeğe bin basan argümanlarla onu savunabilirler. Ancak uzun vadeli hesaplarla davranmadıkları için politikacı olmalarını beklemeyin! Hiç olmayacak bir durumda, olmayacak bir şeyi ‘’bam’’ diye söyleyip, neyi devirdiklerine bakmadan yürüyüp gidebilirler… :ilknur: bu benmiyim yaa

Dikkat çekmeyi ve özel olmayı sevdikleri için, ünlü olmaya da yatkınlıkları vardır… Hatta reklamın iyisi kötüsü olmaz sözünü bir İkizler’in söylemiş olması ihtimali bile olabilir :) Okuyan herkesi büyüleyen Nicholai Hell tiplemesiyle ünlü Şibumi kitanının yazarı Trevanian, Aslan Yükselen’in baldan tatlı yaptığı Marilyn Monroe, Kazanova ve Çılgın Korsan rolleri ile nice kadının rüyası olan Johnny Depp, çirkin sesi, tipsiz hali ama müthiş şarkı sözleri ve benzersiz tarzıyla bir döneme imzasını atmış Bob Dylan, tüm Amerikan halkının kalbini kusurlu ama karşı konulmaz cazibesiyle sonsuza dek kazanmış Başkan Kennedy, ünlü İkizler’in güzel örnekleridir. Tek aksesuarı, beline taktığı muzlardan yapılmış bir etek olduğu halde sahneye çıkarak Paris’i yıkıp geçmiş olan dansçı Josephine Baker da öyle :)))

:gul::gul: bitter anca bu kadar yerden yere vurulurdu kimmiş bu yorumlamayı yapan şişleyecem :kahkaha:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst