Horlama ve Uyku Apnesi hakkında bilgiler

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Eşiniz, dostlarınız tarafından uykuda horladığınızın söyleniyor mu? Arkadaşlarınızın yanında uyuyakalmaktan ve mahçup olmaktan korkuyor musunuz?

uyku_apnesi.jpg


- Peki horlama hakkında yeterince bilgi sahibi miyiz? Neden horlarız? Horlamak sağlık durumumuzu olumsuz etkileyen bir durum ya da hastalıklarımızın bir belirtisi olabilir mi?

Memorial Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü doktoru Doç. Dr. Burak Erdamar horlama ve tedavi yöntemleri ile ilgili şu bilgileri verdi.

Öncelikle söylenmesi gereken 35 yaşını aşmış erkeklerin % 35’i aralıklı ya da yatış pozisyonuna bağlı olarak horlamaktadır. Yoğun bir günün ardından, alkol kullanılmasından sonra, sırtüstü yatarken horlamak genelde masum horlamalardır. Özellikle yukarıda saydığımız koşullarda horlarken, nefes kesilmesinin olmaması durumunda horlama, horlayandan çok yanında yatanlar (dolayısıyla uyumakta zorluk çekenler) için sorun teşkil etmektedir. Bu durumlarda tedavi, horlayanlar için değil yatak partnerlerinin ya da oda arkadaşlarının kararıyla ve uyku sağlıkları için yapılmaktadır.

Ancak hemen hemen her gün, yüksek şiddette ve uykuda nefes kesilmelerinin eşlik ettiği horlamalar gerek hastanın yaşam süresini kısaltması gerekse beraberinde önemli hastalıklar için risk oluşturması nedeniyle tedavi edilmesi gereken önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Gece uykuda horlarken nefesi kesilen ve yaşı 60 yaşın üstünde olanların hayati tehlike taşıdıkları ve birçok kalp ve solunum hastalıklarına yatkın oldukları bilinmektedir. Yatakta ölüm, kontrol edilemeyen yüksek tansiyon, kalp enfarktüsü geçirme risklerini yükselten bir durum olabileceği unutulmamalıdır.

Tüm bunların yanında horlayan insanların sabah uyanamama, gün boyu uykuya meğilli olma, trafik sıkışıklığında, televizyon karşısında ya da öğlen yemeği sonrasında aşırı uyku isteği gibi yaşam kalitesini bozan birçok şikayeti de bulunmaktadır. Ölümcül trafik kazalarının birçoğunun uykuda nefesi kesilen ve horlayan insanların uykuya meğil ve konsantrasyon kaybı nedeniyle olduğu bilinmektedir.

PEKİ NE YAPMALIYIZ?
Öncellikle ideal kilomuz üstündeki kilolarımızdan kurtulmak iyi bir başlangıç olacaktır. Gece uyku öncesinde alkol alınımının azaltılması, en az 4 saatlik açlık ile yatağa gidilmesi ve uyumadan sakinleştirici ilaçların kullanılmaması ile birçok basit horlamanın önüne geçebiliriz. Özellikle gece uykuda burnumuzdan nefes alamıyorsak ve bu nedenle ağız açık uyumak zorunda kalıyorsak horlamamız kaçınılmaz olacaktır. Burnumuzun açık olması ve ağzın kapalı olması sağlıklı bir uyku için altın kuraldır.

Bu basit önlemlerin alınmasına rağmen horlama ve uykuda nefes kesilmesi devam ediyorsa mutlak olarak tedavi edilmesi gerekmektedir. Hastalığın şiddetinin anlaşılabilmesi ve hangi tedavi metodunun kullanılacağının belirlenmesi bir gece hastanede yatılmasını ve uykunuzun değerlendirilmesinin yapılacağı “uyku testinin” yapılabileceği bir merkeze başvurmamız gerekmektedir.

Cerrahi tedavide ana prensip gece uykuda solunum yolunu tıkayan küçük dil ve yumuşak damağın gerginleştirilmesinin sağlanmasıdır. Ağız içindeki bu dokularda gerginliğin sağlanması için günümüzde en geçerli, sonuçları en iyi olan teknik “radyofreakans” cerrahisidir.

Alıntıdır!
 
OP
Arina

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
HORLAMA HASTALIĞI

Normal erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. %25’i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.

A.B.D. de 300 den fazla firma horlamaya karşı cihaz geliştirmiştir. Bazı modeller pijama arkasına tenis topu yapıştırmak gibi eski bir modelin modifikasyonlarıdır (Sırt üstü yatarken horlama daha çok artar.). Çene ve boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar bulunmuştur. Bütün bunlar hastanın horlamadan uyuma alıştırmaları olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.

HORLAMANIN NEDENİ NEDİR?
Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçimindeki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.

*Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol yada ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.

*Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.

*Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.

*Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece allerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır.

HORLAMA CİDDİ BİR SORUN MUDUR?

Sosyal olarak evet! Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Tıbbi olarak evet! Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu “tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır.” “Uyku apnesi” diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuzun size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir. Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda saatte 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır. Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken yada iş başında uyuklamalar görülecektir.

HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİRMİ?

Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralana önerilere uyulmalıdır.

*İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
*Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.
*Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.
*Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
*Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
*Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metot dur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
*Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.
*Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyın.
*Her pozisyonda horlayan kişiler “ağır horlayan” olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.

Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (Yüksek sesli horlama nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir.) Doktorunuza baş vurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.

Tedavi şüphesiz tanıya dayanır. Bu allerji veya enfeksiyon tedavisi gibi basit yada bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirir biçimdedir. Horlama - Nefessiz kalma hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Laser'ın kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.

Unutmayın: Horlama nefes almanın tehlikeli biçimde kesilmesidir. Horlama komik değildir, umutsuz hiç değildir.
 
OP
Arina

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Horlama şikayeti bulunanların bir uzman tarafından tedavi olmaları gerekiyor.Aksi taktirde ileriki yaşamlarını büyük bir risk altına sokmuş olurlar.

Niğde Özel Hacettepe Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Ali Rıza Karaokur, kaliteli yaşantının anahtarının burundan ve sağlıklı nefes almak olduğunu belirterek, uyumaya bağlı kazaların büyük bölümünde kazaya sebep olanların horlama sorunu olduğunun belirlendiğini söyledi.


Burundan nefes alıp vermenin, özellikle sabahları dinç ve zinde kalkamamanın en önemli nedenleri arasında ilk sırayı aldığını belirten Dr. Karaokur, burundan geçen havanın, vücudun dinlenmesiyle birebir alakalı olduğunu, uyku sırasındaki burun tıkanıklıkları, ağzı açık uyuma, şiddetli horlamalar ve uyku apnesi denilen nefes tutulmalarının ise sağlığı olumsuz yönde etkilediğini belirtti.

Horlama sorunu olan kişilerde hastalığın çoğu zaman kendileri tarafından değil, aileleri tarafından fark edildiğinin altını çizen Karaokur, "Bu tür hastalardaki en büyük problem, 10 saat kesintisiz uyusalar bile sabahları hiç uyumamış gibi kalkmaları, aşırı vücut yorgunluğu, konsantrasyon eksikliği ve kendini işe odaklayamama sorunlarıdır.

Bu belirtiler özellikle hassas görev yapan kişilerde yani dikkat gerektiren kişilerde yaşanıyorsa kesinlikle bir önlem alınması gerekmektedir. Örneğin, şoförlerimizin seyahat sırasında aniden uyumaları ve kazalara neden olmalarındaki en büyük sebeplerden birisinin rahat ve kaliteli uyku uyuyamamalarından kaynaklandığı belirlenmiştir" dedi.

Dr. Ali Rıza Karaokur, burundan geçen havanın insan sağlığını ve yaşam kalitesini direkt etkilemekte olduğunu kaydederek, "Horlama basit bir hastalık değil ve günlük yaşantımızın bir parçası hiç değil.

Horlama şikayeti bulunanların bir uzmana muayene olmaları kendi sağlıkları ve çevresindekilerin sağlığı için faydalıdır. Bu şikayetleri erken yaşta ciddiye almayanlar ilerleyen yaşlarında gerekli müdahaleyi yaptırsalar bile kalp, akciğerlerine yönelik diğer hastalıkların önüne geçilememektedir.

Zira uyku sırasında burnundan nefes alıp veremeyen kişilerde tansiyon yüksekliği ve kalp problemleri daha erken yaşlarda kendini göstermeye başlayacaktır. Bunun yanında aşırı kilo da varsa uyku sırasında kalp krizlerine kadar uzanan bir sağlık problemi ile karşı karşıya kalabilirler" şeklinde konuştu.

Günlük yaşantımızı olumsuz etkileyen bu hastalığın tedavisi için alınacak küçük tedbirlerden cerrahi müdahalelere kadar bir dizi önlem bulunduğunu hatırlatan Karaokur, şöyle devam etti: "Bunların başında düzenli egzersizlerle kilo verilerek bir mesafe alınması sağlanabilir. Ancak burnunda kemik veya et parçası olan, geniz eti büyümüş ve küçük dili çok uzamış hastalarımızın mutlaka cerrahi müdahale yardımı almaları gerekmektedir.

Hastanemizde BAĞKUR, SSK, Emekli Sandığı üyesi hastalarımıza bu konuda tam hizmet vermekteyiz. Horlama cerrahisine yönelik operasyonlarımızda yüzde 85 oranlarında başarı sağlanmaktadır.

Cerrahi müdahale yöntemleri arasında kansız bıçaksız müdahale dediğimiz
radyo frekans cerrahisi dahil, endoskopik müdahaleler ve estetik cerrahi işlemlerini bulunmaktadır."
 

akrepkadın

Yeni Üye
Katılım
8 Şubat 2017
Mesajlar
5
Tepki
0
Puan
1
Konum
istanbul
HORLAMA VE KADIN CİNSELLİĞİ
Yapılan son araştırmalarda uyku apnesinin yalnızca erkeklerin cinsel hayatını değil, kadınlarınkini de son derece olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkardı. Bu sorundan yakınan kadınlar, sağlıklı hemcinslerine göre iki kat daha az orgazm oluyor. Üstelik yalnızca orgazm oranının düşmesine değil, cinsel isteksizliğe de neden oluyor. Hafif uyku apnelerinde görülen cinsel isteksizlik sorunu orta ve ağır şiddetteki apnelerde iki kat artıyor.
Araştırmacılara göre orta veya ağır uyku apnesi sendromu yaşayan kadınlar, uykuya meyilli oldukları ve depresyon yaşadıkları için kendilerini cinsel ilişkiye veremiyor. Ayrıca uyku apnesi nedeniyle kan akımının düşmesi sonucu klitoris bölgesine yeterli kan ulaşamaması da orgazma giden yoldaki aşamaları bozuyor. Uyku apneli kadınlar daha zor uyarıldıkları için de tatmin olmuyorlar.
Uyku apneli kadınlarda ilişkiden tatmin olamamanın ötesinde yaşanan diğer sorun da, ağrılı cinsel ilişki. Normal popülasyonda cinsel ilişkide ağrı nerdeyse hiç olmazken, ağır uyku apnelerinde ise ayda en az bir kez ağrılı ilişki görülür.

kaynak: horlamacerrahisi
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst