Hemoroid (Basur)

melek25

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
1.436
Tepki
1.542
Puan
113
Konum
İZMİR

BASUR (HEMOROİD)

Basur ya da mayasıl; hemoroidin halk arasında kullanılan diğer adlarıdır. Anüs içinde toplardamarlar bulunur ve çeşitli sebeplerden dolayı bu damarların içindeki basınç artar. Damarın yapısı genişlemeye müsaittir. Bu yüzden damarlar artmış basıncı dengelemek için genişlerler ve makat bölgesinden dışarı çıkarlar. Dışarı sarkmış bu damar yumakları kırmızı-mor renktedir. Sık sık kanamaya sebep olur. Kanamanın sebebi bu damarların tahrip olması sonucu delinmesidir. Basur toplumda yaygın görülmekle birlikte çoğunlukla 50 yaşından sonra ortaya çıkar. Tedavi bölümünde bahsedeceğimiz alınacak çeşitli önlemlerle hastalık kontrol altına alınabilir fakat genelde, yapılan cerrahi yöntemlerle başarılı bir sonuç elde edilir.

BASUR NİÇİN ORTAYA ÇIKAR?

Hemoroid dediğimiz yapı vücutta normalde bulunan bir oluşumdur. Bunlar anal kanaldaki damarsal yapılardır. Bunun hastalığı da hemoroid (basur) olarak adlandırılır. Toplardamarların bozukluğu basurun ana nedenidir. Basurun başlıca sebepleri kronik kabızlık ve bu yüzden ıkınmak ve de hamilelik sonucu oluşan damar genişlemeleridir. Hamilelikte hormon miktarının da değişmesiyle damarlar genişler. Ikınınca ise basınç artar. Bu da damarlarda genişlemeye neden olur. Doğuştan gelen sebepler de basura yol açabilir. Örneğin damar duvarının doğuştan zayıf olması basurun kalıtsal yönünü ortaya koyar.

Bu nedenlerden başka;

Hareketsiz bir yaşam tarzı sürmek, şişmanlık,
Alkol kullanmak,
Makat bölgesine zarar verecek sporlar yapmak (bisiklet sürmek, vb.),
Mesleği gereği sürekli oturarak çalışmak,
Lifli gıdalarla yeterince beslenmemek, ishal,
Barsak bölgesinde oluşan tümörler basur oluşumunda etken faktörlerdir.
BASURUN TİPLERİ VE HASTANIN ŞİKAYETLERİ NELERDİR?

İki tip basur vardır.

İç basur: Makatın kapanmasını sağlayan bir kas vardır. Bu kasın üstündeki toplardamarların genişlemesi sonucu iç basur oluşur. İç basur dışarıya sarkar ve elle basınç uygulandığında içi boşalır. Bu yapılar damar yumakları şeklindedir. Sonuçta kanama ve iltihaplanma meydana gelir.
Dış basur: Makatın kapanmasını sağlayan kasın altındaki toplardamarların genişlemesi sonucu oluşur. Genelde iç basurla birlikte görülür.
Kişi basur olduğunda görülen en belirgin durum kanamadır. Çoğunlukla doktora başvurma nedenleri arasında ilk sıradadır. Hastalar dışkı sırasında kan geldiğini söylerler. Kansızlığa yol açabilir. Makat bölgesinden dışarı sarkmış yumaklar, iltihap oluşması nedeniyle makatı kapatan kasın aşırı kasılmasıyla sarılırlar. Basur boğulması denen durum ortaya çıkar. Bu boğulan yumaklarda ağrı ve şişlik sonucu kopma meydana gelir. Kopan yerde ülser yaraları oluşur.

Hastanın çoğu zaman makat bölgesinde kaşıntı ve yanma gibi şikayetleri vardır. Dışkılama hissi uyanır ve dışkılama sonucu ağrı artar. Hekim muayene sırasında makat bölgesinde çatlakların olduğunu görebilir. Ayrıca basur sonucu oluşan damar yumaklarının (torbalarının) içindeki kan pıhtılaşabilir. Ardından bu bölgede farklı bir doku oluşur. Bu doku bazen iyileşmeyi sağlasa da genelde iyi bir sonuç alınmaz.

BASUR TANISI NASIL KONUR?

Basur olduğunuzdan şüpheleniyor ya da yukarıdaki şikayetleriniz varsa genel cerraha muayene olmanız gerekir. Sizin şikayetleriniz, doktorunuzun yaptığı muayene sonucu basur tanısı konur.

Basur 4 dereceye kadar sınıflandırılabilir. 1. derecede görülen en önemli bulgu kanamadır ve hafif ağrı vardır. 4.dereceye kadar bu şikayetler artarak gider. 4.derecede basur geriye itilemez. Bulgular daha şiddetlidir. Ayrıca herhangi bir tümör (kanser) oluşup oluşmadığını anlamak için makatın içi (anal bölge) retroskopi yöntemiyle incelenmelidir. Çünkü basur, kalın barsak kanserine tek başına yol açabilen bir sorundur. Fakat utanılacak bir şey olduğu düşünülür ve hekime başvurmak istenmez. Bu da diğer hastalıklar gibi bir hastalıktır ve utanılacak bir şey olmadığının bilinmesi gerekir.

BASUR TEDAVİSİ

Basuru kontrol altına almak ve hastanın şikayetlerini azaltmak için doktorun uyguladığı tıbbi tedavi ve hastanın yapması gerekenler vardır. Amaç barsağın düzenli çalışmasını sağlamak ve kabızlığı ortadan kaldırmaktır. Günlük su alımı en az 2 litre olmalıdır. Alkol, kahve, kola gibi sindirim sistemine zarar verecek içeceklerden uzak durulmalıdır. Beslenirken lifli gıdalara ağırlık verilebilir fakat beslenmeyi çok fazla kısıtlamaya ve diyete gerek yoktur. Yalnız fazla yemek yemekten kaçınmak gerekir. Şişliği önlemek için sıcak suyla yapılan pansumanlar tavsiye edilir. Kabızlık için kremler önerilir.

İkinci bir tedavi ise hastalığın kontrol edilemediği, şikayetlerin ortadan kaldırılamadığı durumlarda uygulanan cerrahi tedavidir. Bu cerrahi tedavilerden ilki basur torbalarını çıkarmak için yapılan bir ameliyattır. Ağrı yapmaz ve hastalar tarafından sık tercih edilir. İki hafta sonra basur torbaları düşer. Ayrıca hastanede yatmaya gerek yoktur. Fakat her hastaya uygulanabilen bir yöntem değildir. Küçük ve iltihap kapmamış basurlar için uygulanır. Kullanım alanı geniş değildir.

Hastanın durumu bu yönteme uygun değilse hemoroidektomi adı verilen yöntemle basur çıkarılır. Hastanede yatma süresi ortalama bir gündür. Genel anestezi (hastanın tüm vücudu uyutulur) uygulanarak yapılır. En etkili yöntem olmasına rağmen ameliyattan sonra hasta bir süre bazı zorluklar yaşar. Ağrı çeker.

alıntıdır...
 

sadiye

Admin
Admin
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
60.971
Tepki
56.321
Puan
113
Yaş
42
Konum
Almanya
Bende bir kac kisiden duydum, zor bir durum. Allah yardimcilari olsun.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst