Kara bulutlar gök yüzünde , yıldızları öperek ilerliyordu bulutlu bir geceydi..Toprak hüzün ve çile kokuyordu .. yollar hep yalnızlığa ve acıya kıvrılırmıydı ? Kaldırımlar soğuk ve ıslak mı olurdu hep böyle.. gece ürpertir titretir , hep yalnızlık türkülerimi söylerdi.. nerden bilsindi ilk defa gecenin soğuğunu ve hayatta yalnızlığını tadıyordu..
Küçük ve masum avuçarını yüzüne kapamış hayatın en tatlı zamanlarını , oyn ve eğlence çağında , onun oyuncağı yalnızlık ve kimsesizlikti... Sokaklara düşmüştü , soğuk ve ıssız sokaklara çocuk mu olacaktı acaba... ?
Hayatının tükendiğini düşünüyordu , en değerli varlıklarını kaybetmişti.. Aile'sini kaybetmiş yalnız gelmediği bu dünyadan , yalnız yaşama acısını tadacak yalnız bir yolculuğa çıkana kadar hayat denen tiyatronun sahnesinde kendi oyununu sergileyecekti..
İlmik ilmik gözyaşları yanaklarından usulca dökülüyordu , rüzgar değdikçe yanağındaki sıcacık göz yaşları bile birden kaskatı kesiliyordu , pusmuştu bir köşe 'de hayata küsmüştü.. o gen dünyasında kocaman bir yorgunluk , koca bir çileyi taşıyordu benliğinde ... kim tutardı elinden hangi kapıyı çalabilirdi... ürkek ve titrekti her düşünceye her yola çekilebilir... elinden tutulmazsa bir katil , bir gaspçı olabilir... her türlü melanetin içinde toplumdan lanetlenmiş biçimde yaşayabilirdi..
Uzak ve kıvrımlı sokağın köşesinden adım sesleri bir anda önündeki başını , yerden kaldırmasını sağladı... Zafer'in... dikkatlice adımları dinlemeye koyuldu...
O adımlar ki sokağın ortasında , sancıları eziyordu , nefretle vuruyordu sanki ayakları yere.. kirlenmişliğin ve kirletilmişliğin isyanını soluyarak , ayakları ahenkle dünyaya küfürler savuruyor lanetler okuyordu , her insana hayat aynı pencereden bakmazdı bakmamıştı da.. Gelen hayatın sillesini yemiş , dünya kerhanesinde , bakire bir ruhu kalmış olan , Hayat kadını idi... kısacık eteği , yüzündeki soğuğun verdiği pembelikle... yürüdü yürüdü.. ve yaklaştı.. Zaferden habersizdi , ama bir anda bir hıçkırık farkedince onun yanına yaklaştı...
İlk defa kadınlığın merhamet olduğunu düşünerek çocuğun önünde dizlerini kırdı .. ve çocuğun yüzünü avuçları arasına aldı , başını okşadı.. tebessümle... neyin var dedi.. sıcak bir dua fısıldıyordu sanki..
O soru'da sanki tertemiz olmuştu hayat kadını , sanki berraklaşmış kendi ruhunu bulmuştu , onca zevk deryasında zevksiz yaşamanın , hazzını tadan bir insan için bir çocuğun göz yaşını silebilmek zevklerin en yücesi idi..
Zafer yutkunarak ona başından geçenleri , ailesini kaybettiğini bu dünyada kimse kalmadığını sokaklara düştüğünü anlattı birer birer..
Zafer anlattıkça kadının gözlerinden yaşlar , boşanıyordu ilk defa bu kadar yürekten ağlayabiliyordu , sevgi dolu içten ağlıyordu... bir anda başında şimşekler çaktı ve onca yanlış hayatın arasında doğru bir iş yapacak ve bu çocuğa sahip çıkacaktı..
- İsmin nedir çocuk.. ? dedi sımsıcak .. içten ve yüreklice..
- Zafer.. dedi.. avuçlarını , ellerine bıraktığı bu kadının kötü bir hayat kadını olduğunu bile bilmiyordu.. belkide...
El ele dar sokaklardan yürüdüler , biri hayatta yalnızlığa düşmüş küçük yürekli bir çocuk birisi de insanların kalabalığından nefret etmiş iki insan el ele yürek yüreğe hayata karşı savaş açmışcasına yürüdüler...
Yürüdüler , küflü dünyanın , samimiyetsiz içtenlik sayfalarına '' aslan'la ceylanın'' dostluğundan daha da ibretlik bir dostlukla...
Bir hayat kadınının , hayatını yeşerteceğini bilmeyen zafer ... Onunla yedi onunla içti onunla güldü..
Şimdi sorarım size ey dostlar...
Hayat Kadınımı Kötü .. Hayat mı.. ?
Zafer'ler acıların ve sitemlerin içinde kötülüklerin dünyasında , iyiliğe yürümekle kazanılır...
Bir çocuğun elinden tutup bugune kadar büyüten O eşsiz , Hayatta görülmemiş Hayat kadına binlerce teşekkür etse yeğdir... Alıntıyla Cevap Gönder
Kara bulutlar gök yüzünde , yıldızları öperek ilerliyordu bulutlu bir geceydi..Toprak hüzün ve çile kokuyordu .. yollar hep yalnızlığa ve acıya kıvrılırmıydı ? Kaldırımlar soğuk ve ıslak mı olurdu hep böyle.. gece ürpertir titretir , hep yalnızlık türkülerimi söylerdi.. nerden bilsindi ilk defa gecenin soğuğunu ve hayatta yalnızlığını tadıyordu..
Küçük ve masum avuçarını yüzüne kapamış hayatın en tatlı zamanlarını , oyn ve eğlence çağında , onun oyuncağı yalnızlık ve kimsesizlikti... Sokaklara düşmüştü , soğuk ve ıssız sokaklara çocuk mu olacaktı acaba... ?
Hayatının tükendiğini düşünüyordu , en değerli varlıklarını kaybetmişti.. Aile'sini kaybetmiş yalnız gelmediği bu dünyadan , yalnız yaşama acısını tadacak yalnız bir yolculuğa çıkana kadar hayat denen tiyatronun sahnesinde kendi oyununu sergileyecekti..
İlmik ilmik gözyaşları yanaklarından usulca dökülüyordu , rüzgar değdikçe yanağındaki sıcacık göz yaşları bile birden kaskatı kesiliyordu , pusmuştu bir köşe 'de hayata küsmüştü.. o gen dünyasında kocaman bir yorgunluk , koca bir çileyi taşıyordu benliğinde ... kim tutardı elinden hangi kapıyı çalabilirdi... ürkek ve titrekti her düşünceye her yola çekilebilir... elinden tutulmazsa bir katil , bir gaspçı olabilir... her türlü melanetin içinde toplumdan lanetlenmiş biçimde yaşayabilirdi..
Uzak ve kıvrımlı sokağın köşesinden adım sesleri bir anda önündeki başını , yerden kaldırmasını sağladı... Zafer'in... dikkatlice adımları dinlemeye koyuldu...
O adımlar ki sokağın ortasında , sancıları eziyordu , nefretle vuruyordu sanki ayakları yere.. kirlenmişliğin ve kirletilmişliğin isyanını soluyarak , ayakları ahenkle dünyaya küfürler savuruyor lanetler okuyordu , her insana hayat aynı pencereden bakmazdı bakmamıştı da.. Gelen hayatın sillesini yemiş , dünya kerhanesinde , bakire bir ruhu kalmış olan , Hayat kadını idi... kısacık eteği , yüzündeki soğuğun verdiği pembelikle... yürüdü yürüdü.. ve yaklaştı.. Zaferden habersizdi , ama bir anda bir hıçkırık farkedince onun yanına yaklaştı...
İlk defa kadınlığın merhamet olduğunu düşünerek çocuğun önünde dizlerini kırdı .. ve çocuğun yüzünü avuçları arasına aldı , başını okşadı.. tebessümle... neyin var dedi.. sıcak bir dua fısıldıyordu sanki..
O soru'da sanki tertemiz olmuştu hayat kadını , sanki berraklaşmış kendi ruhunu bulmuştu , onca zevk deryasında zevksiz yaşamanın , hazzını tadan bir insan için bir çocuğun göz yaşını silebilmek zevklerin en yücesi idi..
Zafer yutkunarak ona başından geçenleri , ailesini kaybettiğini bu dünyada kimse kalmadığını sokaklara düştüğünü anlattı birer birer..
Zafer anlattıkça kadının gözlerinden yaşlar , boşanıyordu ilk defa bu kadar yürekten ağlayabiliyordu , sevgi dolu içten ağlıyordu... bir anda başında şimşekler çaktı ve onca yanlış hayatın arasında doğru bir iş yapacak ve bu çocuğa sahip çıkacaktı..
- İsmin nedir çocuk.. ? dedi sımsıcak .. içten ve yüreklice..
- Zafer.. dedi.. avuçlarını , ellerine bıraktığı bu kadının kötü bir hayat kadını olduğunu bile bilmiyordu.. belkide...
El ele dar sokaklardan yürüdüler , biri hayatta yalnızlığa düşmüş küçük yürekli bir çocuk birisi de insanların kalabalığından nefret etmiş iki insan el ele yürek yüreğe hayata karşı savaş açmışcasına yürüdüler...
Yürüdüler , küflü dünyanın , samimiyetsiz içtenlik sayfalarına '' aslan'la ceylanın'' dostluğundan daha da ibretlik bir dostlukla...
Bir hayat kadınının , hayatını yeşerteceğini bilmeyen zafer ... Onunla yedi onunla içti onunla güldü..
Şimdi sorarım size ey dostlar...
Hayat Kadınımı Kötü .. Hayat mı.. ?
Zafer'ler acıların ve sitemlerin içinde kötülüklerin dünyasında , iyiliğe yürümekle kazanılır...
Bir çocuğun elinden tutup bugune kadar büyüten O eşsiz , Hayatta görülmemiş Hayat kadına binlerce teşekkür etse yeğdir...
Küçük ve masum avuçarını yüzüne kapamış hayatın en tatlı zamanlarını , oyn ve eğlence çağında , onun oyuncağı yalnızlık ve kimsesizlikti... Sokaklara düşmüştü , soğuk ve ıssız sokaklara çocuk mu olacaktı acaba... ?
Hayatının tükendiğini düşünüyordu , en değerli varlıklarını kaybetmişti.. Aile'sini kaybetmiş yalnız gelmediği bu dünyadan , yalnız yaşama acısını tadacak yalnız bir yolculuğa çıkana kadar hayat denen tiyatronun sahnesinde kendi oyununu sergileyecekti..
İlmik ilmik gözyaşları yanaklarından usulca dökülüyordu , rüzgar değdikçe yanağındaki sıcacık göz yaşları bile birden kaskatı kesiliyordu , pusmuştu bir köşe 'de hayata küsmüştü.. o gen dünyasında kocaman bir yorgunluk , koca bir çileyi taşıyordu benliğinde ... kim tutardı elinden hangi kapıyı çalabilirdi... ürkek ve titrekti her düşünceye her yola çekilebilir... elinden tutulmazsa bir katil , bir gaspçı olabilir... her türlü melanetin içinde toplumdan lanetlenmiş biçimde yaşayabilirdi..
Uzak ve kıvrımlı sokağın köşesinden adım sesleri bir anda önündeki başını , yerden kaldırmasını sağladı... Zafer'in... dikkatlice adımları dinlemeye koyuldu...
O adımlar ki sokağın ortasında , sancıları eziyordu , nefretle vuruyordu sanki ayakları yere.. kirlenmişliğin ve kirletilmişliğin isyanını soluyarak , ayakları ahenkle dünyaya küfürler savuruyor lanetler okuyordu , her insana hayat aynı pencereden bakmazdı bakmamıştı da.. Gelen hayatın sillesini yemiş , dünya kerhanesinde , bakire bir ruhu kalmış olan , Hayat kadını idi... kısacık eteği , yüzündeki soğuğun verdiği pembelikle... yürüdü yürüdü.. ve yaklaştı.. Zaferden habersizdi , ama bir anda bir hıçkırık farkedince onun yanına yaklaştı...
İlk defa kadınlığın merhamet olduğunu düşünerek çocuğun önünde dizlerini kırdı .. ve çocuğun yüzünü avuçları arasına aldı , başını okşadı.. tebessümle... neyin var dedi.. sıcak bir dua fısıldıyordu sanki..
O soru'da sanki tertemiz olmuştu hayat kadını , sanki berraklaşmış kendi ruhunu bulmuştu , onca zevk deryasında zevksiz yaşamanın , hazzını tadan bir insan için bir çocuğun göz yaşını silebilmek zevklerin en yücesi idi..
Zafer yutkunarak ona başından geçenleri , ailesini kaybettiğini bu dünyada kimse kalmadığını sokaklara düştüğünü anlattı birer birer..
Zafer anlattıkça kadının gözlerinden yaşlar , boşanıyordu ilk defa bu kadar yürekten ağlayabiliyordu , sevgi dolu içten ağlıyordu... bir anda başında şimşekler çaktı ve onca yanlış hayatın arasında doğru bir iş yapacak ve bu çocuğa sahip çıkacaktı..
- İsmin nedir çocuk.. ? dedi sımsıcak .. içten ve yüreklice..
- Zafer.. dedi.. avuçlarını , ellerine bıraktığı bu kadının kötü bir hayat kadını olduğunu bile bilmiyordu.. belkide...
El ele dar sokaklardan yürüdüler , biri hayatta yalnızlığa düşmüş küçük yürekli bir çocuk birisi de insanların kalabalığından nefret etmiş iki insan el ele yürek yüreğe hayata karşı savaş açmışcasına yürüdüler...
Yürüdüler , küflü dünyanın , samimiyetsiz içtenlik sayfalarına '' aslan'la ceylanın'' dostluğundan daha da ibretlik bir dostlukla...
Bir hayat kadınının , hayatını yeşerteceğini bilmeyen zafer ... Onunla yedi onunla içti onunla güldü..
Şimdi sorarım size ey dostlar...
Hayat Kadınımı Kötü .. Hayat mı.. ?
Zafer'ler acıların ve sitemlerin içinde kötülüklerin dünyasında , iyiliğe yürümekle kazanılır...
Bir çocuğun elinden tutup bugune kadar büyüten O eşsiz , Hayatta görülmemiş Hayat kadına binlerce teşekkür etse yeğdir... Alıntıyla Cevap Gönder
Kara bulutlar gök yüzünde , yıldızları öperek ilerliyordu bulutlu bir geceydi..Toprak hüzün ve çile kokuyordu .. yollar hep yalnızlığa ve acıya kıvrılırmıydı ? Kaldırımlar soğuk ve ıslak mı olurdu hep böyle.. gece ürpertir titretir , hep yalnızlık türkülerimi söylerdi.. nerden bilsindi ilk defa gecenin soğuğunu ve hayatta yalnızlığını tadıyordu..
Küçük ve masum avuçarını yüzüne kapamış hayatın en tatlı zamanlarını , oyn ve eğlence çağında , onun oyuncağı yalnızlık ve kimsesizlikti... Sokaklara düşmüştü , soğuk ve ıssız sokaklara çocuk mu olacaktı acaba... ?
Hayatının tükendiğini düşünüyordu , en değerli varlıklarını kaybetmişti.. Aile'sini kaybetmiş yalnız gelmediği bu dünyadan , yalnız yaşama acısını tadacak yalnız bir yolculuğa çıkana kadar hayat denen tiyatronun sahnesinde kendi oyununu sergileyecekti..
İlmik ilmik gözyaşları yanaklarından usulca dökülüyordu , rüzgar değdikçe yanağındaki sıcacık göz yaşları bile birden kaskatı kesiliyordu , pusmuştu bir köşe 'de hayata küsmüştü.. o gen dünyasında kocaman bir yorgunluk , koca bir çileyi taşıyordu benliğinde ... kim tutardı elinden hangi kapıyı çalabilirdi... ürkek ve titrekti her düşünceye her yola çekilebilir... elinden tutulmazsa bir katil , bir gaspçı olabilir... her türlü melanetin içinde toplumdan lanetlenmiş biçimde yaşayabilirdi..
Uzak ve kıvrımlı sokağın köşesinden adım sesleri bir anda önündeki başını , yerden kaldırmasını sağladı... Zafer'in... dikkatlice adımları dinlemeye koyuldu...
O adımlar ki sokağın ortasında , sancıları eziyordu , nefretle vuruyordu sanki ayakları yere.. kirlenmişliğin ve kirletilmişliğin isyanını soluyarak , ayakları ahenkle dünyaya küfürler savuruyor lanetler okuyordu , her insana hayat aynı pencereden bakmazdı bakmamıştı da.. Gelen hayatın sillesini yemiş , dünya kerhanesinde , bakire bir ruhu kalmış olan , Hayat kadını idi... kısacık eteği , yüzündeki soğuğun verdiği pembelikle... yürüdü yürüdü.. ve yaklaştı.. Zaferden habersizdi , ama bir anda bir hıçkırık farkedince onun yanına yaklaştı...
İlk defa kadınlığın merhamet olduğunu düşünerek çocuğun önünde dizlerini kırdı .. ve çocuğun yüzünü avuçları arasına aldı , başını okşadı.. tebessümle... neyin var dedi.. sıcak bir dua fısıldıyordu sanki..
O soru'da sanki tertemiz olmuştu hayat kadını , sanki berraklaşmış kendi ruhunu bulmuştu , onca zevk deryasında zevksiz yaşamanın , hazzını tadan bir insan için bir çocuğun göz yaşını silebilmek zevklerin en yücesi idi..
Zafer yutkunarak ona başından geçenleri , ailesini kaybettiğini bu dünyada kimse kalmadığını sokaklara düştüğünü anlattı birer birer..
Zafer anlattıkça kadının gözlerinden yaşlar , boşanıyordu ilk defa bu kadar yürekten ağlayabiliyordu , sevgi dolu içten ağlıyordu... bir anda başında şimşekler çaktı ve onca yanlış hayatın arasında doğru bir iş yapacak ve bu çocuğa sahip çıkacaktı..
- İsmin nedir çocuk.. ? dedi sımsıcak .. içten ve yüreklice..
- Zafer.. dedi.. avuçlarını , ellerine bıraktığı bu kadının kötü bir hayat kadını olduğunu bile bilmiyordu.. belkide...
El ele dar sokaklardan yürüdüler , biri hayatta yalnızlığa düşmüş küçük yürekli bir çocuk birisi de insanların kalabalığından nefret etmiş iki insan el ele yürek yüreğe hayata karşı savaş açmışcasına yürüdüler...
Yürüdüler , küflü dünyanın , samimiyetsiz içtenlik sayfalarına '' aslan'la ceylanın'' dostluğundan daha da ibretlik bir dostlukla...
Bir hayat kadınının , hayatını yeşerteceğini bilmeyen zafer ... Onunla yedi onunla içti onunla güldü..
Şimdi sorarım size ey dostlar...
Hayat Kadınımı Kötü .. Hayat mı.. ?
Zafer'ler acıların ve sitemlerin içinde kötülüklerin dünyasında , iyiliğe yürümekle kazanılır...
Bir çocuğun elinden tutup bugune kadar büyüten O eşsiz , Hayatta görülmemiş Hayat kadına binlerce teşekkür etse yeğdir...