maviboncuk
Daimi Üye
öyle olmadığı içindir bu başlangıç.öyle olmadığı için yazılır şimdi her cümle."hatırlıyor musun?" demeyeceğim.biliyorum ki zaten her şeyi dün gibi biliyorsun.
bir gökyüzü maviliği vurmuş gözlerine,anlamsız korkular yüklemekle görevliydim.kendi içinde anlam kazanan dış bakışlı bir tabirdeyse anlamsızlık ifade eden ürkünç bakışlarının sahibiydim ben.kısa yoldan ifadesi,seni tedirgin eden bendim.
sana benim hakkımda anlattıklarım,bilmen gerektiği kadarını bildiriyordu.bu da beni bir miktar da olsa kapalı kutu yapıyordu.seni sınırımda tutyordum ve merakın seni dışlanmışlık hissine taşıyordu.seni benden kopmanın eşiğine sürükleyen yine benim kendime tanılama tarzımdı.ben kartlarımı açmadım,sen bana bu yüzden olduğun yerden yaklaşmadın.
şüphelerin vardı ve belirsilikler aklının dehlizlerinde gezindikçe tüm varlığın sarsılıyordu.tümlüğümü,içimdeki mahremi esrarı sana anlatamadığımı her an kendime anlattıkça bende en az senin kadar sarsılıyordum.aynı anda iki bedenin ruhunu sarsmak ne ağır bir yüktü aklıma.mecburiyetim vardı aslında.
neye sebep olacağını bile bile susmak eylemini gerçekleştirmem,seni en büyük ve en zor seöçime sürükledi.gitmekle,kalmanın arasında yapacağın seçim aslında benim yaptığım seçimden başka bir şey değildi.seni bu zor seçime sürükleyen ve cevabını hiç farkında olmadan benim verdiğim bir seçimdi.gittin.
benim sana gerçek beni anlatmama seçimim ve senin gitme seçimin kendi içinde anlam bulan seçimlerdi.kimse anlam vermediği bir seçimin ötesini göremediği için,ikimde sonuçların birbirimize yansıtacağı etkileri önceden kestiremedik.
ben sana asıl beni anlatmama seçimiyle seni kaybetme ihtimalini göremedim.sen ise gitmek eylemi seçimiyle benim yıkılıp,parçalanma ihtimalimi göremedin.ben anlatmadım,sen anlat ifadesi için kendini zorlamadın.
şimdi sana tüm olanlar için "hatırlıyor musun?" demek istemiyorum.ama bir zamanlar ikiz adına kurduğun hayaller ve dünya için,öyle olmadığı için özür dilerim.bilmen gerekenin fazlası adına...sana,bana,bize....
ALINTIDIR..
bir gökyüzü maviliği vurmuş gözlerine,anlamsız korkular yüklemekle görevliydim.kendi içinde anlam kazanan dış bakışlı bir tabirdeyse anlamsızlık ifade eden ürkünç bakışlarının sahibiydim ben.kısa yoldan ifadesi,seni tedirgin eden bendim.
sana benim hakkımda anlattıklarım,bilmen gerektiği kadarını bildiriyordu.bu da beni bir miktar da olsa kapalı kutu yapıyordu.seni sınırımda tutyordum ve merakın seni dışlanmışlık hissine taşıyordu.seni benden kopmanın eşiğine sürükleyen yine benim kendime tanılama tarzımdı.ben kartlarımı açmadım,sen bana bu yüzden olduğun yerden yaklaşmadın.
şüphelerin vardı ve belirsilikler aklının dehlizlerinde gezindikçe tüm varlığın sarsılıyordu.tümlüğümü,içimdeki mahremi esrarı sana anlatamadığımı her an kendime anlattıkça bende en az senin kadar sarsılıyordum.aynı anda iki bedenin ruhunu sarsmak ne ağır bir yüktü aklıma.mecburiyetim vardı aslında.
neye sebep olacağını bile bile susmak eylemini gerçekleştirmem,seni en büyük ve en zor seöçime sürükledi.gitmekle,kalmanın arasında yapacağın seçim aslında benim yaptığım seçimden başka bir şey değildi.seni bu zor seçime sürükleyen ve cevabını hiç farkında olmadan benim verdiğim bir seçimdi.gittin.
benim sana gerçek beni anlatmama seçimim ve senin gitme seçimin kendi içinde anlam bulan seçimlerdi.kimse anlam vermediği bir seçimin ötesini göremediği için,ikimde sonuçların birbirimize yansıtacağı etkileri önceden kestiremedik.
ben sana asıl beni anlatmama seçimiyle seni kaybetme ihtimalini göremedim.sen ise gitmek eylemi seçimiyle benim yıkılıp,parçalanma ihtimalimi göremedin.ben anlatmadım,sen anlat ifadesi için kendini zorlamadın.
şimdi sana tüm olanlar için "hatırlıyor musun?" demek istemiyorum.ama bir zamanlar ikiz adına kurduğun hayaller ve dünya için,öyle olmadığı için özür dilerim.bilmen gerekenin fazlası adına...sana,bana,bize....
ALINTIDIR..