Aslı Oktay
Daimi Üye
HAKKA SURESİ
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Elbette gerçekleşecek olan (kıyamet).
2- Nedir o muhakkak gerçekleşecek olan?
3- O gerçekleşecek olanı (kıyameti) sana bildiren nedir?
4- Semud ve Ad (toplumları), kariayı yalan saydılar.
5- Bu nedenle Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
6- Ad (halkın)a gelince; onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile helak edildiler.
7- (Allah) Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.
8- Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
9- Firavun (kavmi), ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı da hep) o hata ile (tarih sahnesine) geldiler.
10- Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.
11- Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık;
12- Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. Gerçeği belleyip kavrayabilen kullar da onu belleyip-kavrasın.
13- Artık sura tek bir üfürülüşle üfürüleceği.
14- Yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılacağı, ardından tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olacağı zaman.
15- İşte o gün, vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık vukubulmuş (gerçekleşmiş)tur.
16- Gök yarılıp-çatlamıştır; artık o gün, sarkmış-zafa uğramıştır.
17- Melek(ler) ise, onun çevresi üzerindedir. O gün, Rabbinin arşını onların da üstünde sekiz (melek) taşır.
18- Siz o gün arzolunursunuz; sizden yana hiçbir gizli (şey), gizli kalmaz.
19- Artık kitabı sağ-eline verilen kişi, der ki: Alın, kitabımı okuyun.
20- Çünkü ben, gerçekten hesabıma kavuşacağımı sanmış (anlamış)tım.
21- Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir.
22- Yüksek bir cennette.
23- Devşirilecek (meyve ve eşsiz ürün)leri pek yakındır.
24- Geride kalan günlerde, peşin olarak sunduklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
25- Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: Bana keşke kitabım verilmeseydi.
26- Hesabımı hiç bilmeseydim.
27- Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi.
28- Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı.
29- Güç ve kudretim yok olup gitti.
30- (Allah buyruk verir
Onu tutuklayın, hemen bağlayın.
31- Sonra çılgın alevlerin içine atın.
32- Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.
33- Çünkü, o, büyük olan Allaha iman etmiyordu.
34- Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.
35- Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur.
36- İrin ve kan karışımından başka bir yemek yoktur.
37- Bunu da, hata edenlerden başkası yemez.
38- Hayır; gördüklerinize yemin ederim,
39- Görmediklerinize de.
40- Hiç şüphesiz o (Kuran), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
41- O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?
42- Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?
43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
44- Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
45- Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
46- Sonra onun can damarını elbette keserdik.
47- O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı.
48- Çünkü o (Kuran, Allahtan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
49- Elbette Biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
50- Gerçekten o (Kuran), kafirler için bir hasrettir.
51- Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakkul-yakîn).
52- Öyleyse, büyük Rabbini ismiyle tesbih et.
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Elbette gerçekleşecek olan (kıyamet).
2- Nedir o muhakkak gerçekleşecek olan?
3- O gerçekleşecek olanı (kıyameti) sana bildiren nedir?
4- Semud ve Ad (toplumları), kariayı yalan saydılar.
5- Bu nedenle Semud (halkı), korkunç bir sesle helak edildi.
6- Ad (halkın)a gelince; onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile helak edildiler.
7- (Allah) Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.
8- Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
9- Firavun (kavmi), ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı da hep) o hata ile (tarih sahnesine) geldiler.
10- Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.
11- Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide Biz sizi taşıdık;
12- Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. Gerçeği belleyip kavrayabilen kullar da onu belleyip-kavrasın.
13- Artık sura tek bir üfürülüşle üfürüleceği.
14- Yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılacağı, ardından tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olacağı zaman.
15- İşte o gün, vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık vukubulmuş (gerçekleşmiş)tur.
16- Gök yarılıp-çatlamıştır; artık o gün, sarkmış-zafa uğramıştır.
17- Melek(ler) ise, onun çevresi üzerindedir. O gün, Rabbinin arşını onların da üstünde sekiz (melek) taşır.
18- Siz o gün arzolunursunuz; sizden yana hiçbir gizli (şey), gizli kalmaz.
19- Artık kitabı sağ-eline verilen kişi, der ki: Alın, kitabımı okuyun.
20- Çünkü ben, gerçekten hesabıma kavuşacağımı sanmış (anlamış)tım.
21- Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir.
22- Yüksek bir cennette.
23- Devşirilecek (meyve ve eşsiz ürün)leri pek yakındır.
24- Geride kalan günlerde, peşin olarak sunduklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
25- Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: Bana keşke kitabım verilmeseydi.
26- Hesabımı hiç bilmeseydim.
27- Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi.
28- Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı.
29- Güç ve kudretim yok olup gitti.
30- (Allah buyruk verir
31- Sonra çılgın alevlerin içine atın.
32- Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.
33- Çünkü, o, büyük olan Allaha iman etmiyordu.
34- Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.
35- Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur.
36- İrin ve kan karışımından başka bir yemek yoktur.
37- Bunu da, hata edenlerden başkası yemez.
38- Hayır; gördüklerinize yemin ederim,
39- Görmediklerinize de.
40- Hiç şüphesiz o (Kuran), şerefli bir elçinin kesin sözüdür.
41- O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?
42- Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz?
43- Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.
44- Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı.
45- Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik.
46- Sonra onun can damarını elbette keserdik.
47- O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip-uzaklaştıramazdı.
48- Çünkü o (Kuran, Allahtan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
49- Elbette Biz, içinizde yalanlayanların bulunduğunu biliyoruz.
50- Gerçekten o (Kuran), kafirler için bir hasrettir.
51- Ve şüphesiz o, kesin bir gerçektir (hakkul-yakîn).
52- Öyleyse, büyük Rabbini ismiyle tesbih et.