Hababam Sınıfı Replikleri

[nk83]

Hababam Sınıfı Replikleri

Bugün Rıfat Ilgaz'ın ölümünün 19'ncu yılı. 'Hababam Sınıfı'nı anlatmadan Rıfat Ilgaz'ı anlatmak eksik kalır.

Hem yüzlerde bir tebessüm oluşturmak hem de büyük ustaya, saygı duruşunda bulunmak için 'Hababam Sınıfı' repliklerini derledik...

İşte İnek Şaban, Hafize Ana, Güdük Necmi ve diğerleri...

Güdük : Şabancım
Şaban : Efendim güdükçüm
Güdük : Bu ne yağı?
Şaban : Bir hayvanın yağı!
Güdük : Hangi hayvanın Şabancım?
Şaban : İrice bir hayvanın..
Güdük bir daha sorar ve
Şaban: İneğin ulan ineğin..

Şaban okuldan kaçmak için kazdıkları tünelin Mahmut hocanın odasına çıktığını önce fark etmez, ama sonra durumu anlar ve Mahmut hocayla yüz yüze gelirler;
Şaban: Aaa Mahmut hoca... Mahmut Hoca'ya bakın yaa...Mahmut Hoca da kaçmış... Sen de mi kaçtın?
Şaban: Hayret tünelde karşılaşmadık. (Tünele eğilir) Arkadaşlar gelmeyin tünelin bu ucu ... bi yere çıktı.

Hoca: Vechi hurşidinize münevver demişler...
Şaban: Aman hocam kaçalım!
Hoca: Niye evladım?
Şaban: Ee bekçi Hurşid'in eline revolveri vermişler yakalarsa sizi de vurur, bizi de!

Müfettiş Şaban'ı kaldırır.

Müfettiş: Oğlum adın ne?
Şaban: Hz. ebubekir
Müfettiş: Oğlum adın ne diye sordum?
Şaban: Haaa Hz. şaban
Müfettiş: Otur yerine bu sefer güdük Necmi'yi kaldırır
Müfettiş: Kaç yaşındasın?
Güdük: 1453
Müfettiş: romayı kim yaktı?
Güdük: Anam
Müfettiş: Senin anan kim?
Güdük: Kanuni sultan süleyman



Sabah

 

[nk83]

Müfettiş: İlk halife kim?
Güdük: İmparator Neron
Müfettiş: Çocuğum karıştırıyorsun Romayı yakan Hz. Şaban'dı. İlk Halife imparator Neron Hz. Şaban ile Roma'da, ananı, günde 1453 kere, kanunen..
Mahmut Hoca'ya döner;
Müfettiş: Ya Mahmut Hoca ben ne zaman bu sınıfa girsem garip bişeyler oluyor der ve kendini sınıftan zor atar.

Mahmut Hoca: Bakıyorum hayatınızdan pek memnun görünmüyorsunuz?

Tulum Hayri: Bu da hayat mı hocam?

Güdük Necmi: Perişan olduk.

İnek Şaban: Savaşa gönderseydiniz daha iyiydi.

Mahmut Hoca: Demek bu kamp hayatından hiç ders almadınız.
Tulum Hayri: Ders okulda olur hocam.

Mahmut Hoca: Burası da okul çocuklar.
İnek Şaban: Böyle okul mu olurmuş, Mahmut Hoca?

Mahmut Hoca: Olur. Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.

Tulum Hayri: Allah aşkına hocam, bu okulda insan ne öğrenir?
Mahmut Hoca: Yaşamayı, mücadele etmeyi, doğa ile savaşmayı öğrenirsiniz. Bilgili olmayı, en önemlisi kendinize karşı saygıyı öğrenirsiniz. Bu saydıklarım eğer bir okulda yoksa, orada sadece bir taş yığını vardır.

Hoca: Memeliler nasıl beslenirler?

İnek Şaban: Ağızlarıyla!
İnek Şaban: Onu sormadım evladım ne yerler?
İnek Şaban: (Cevap veremez) (Güdük Necmi arkadan ot der) Ot yerler efendim (arkasını döner Necmi'ye bakarak) bunun gibileri de **k yerler efenim!

Külyutmaz'ın yazılı yoklamasında kopya çeken hababam sınıfı, Mahmut Hoca'nın açlık cezasına maruz kalınca inek Şaban bitap bir halde sorar: "Efenim bir insan acaba kaç gün aç kalabilir?"
Mahmut Hoca: "Sanırım üç gün"
Şaban: "Güzel, öyleyse Güdük yarın ölür."

Sabah

 

[nk83]

Birinci bölümündeki bilgi yarışmasında Ayşen Gruda'nın sorusu şöyle: "x ışınlarının diğer adı nedir?"

Şaban'ın kıvırmak için verdiği cevap: "Efendim, röntgen, insanın içini gösteren bir alettir. bir de röntgencilik vardır tabii. röntgen... ee, bol miktarda röntgenci vardır."

Hababam sınıfı kopyaları hazırlamıştır.
Mahmut Hoca gelir: Sözlü yapıyorum.
Sınıf: Hocam biz yazılıya çalışmıştık.

Yarışma Sunucusu: Bir mil kaç metredir?
Damat Ferit*: Bir mil 1609 metredir.
Yarışma Sunucusu: Doğru.
Güdük Necmi: Ayrıca bir mil 5280 ayak, bir mil kare de 2590 kilometre karedir.
Yarışma sunucusu: O soru bitti!
Damat Ferit: Fazla bilgi göz çıkarmaz efendim...

Hababam hababam hababam
Hababam hababam
Coşarız taşarız delidir kanımız!
Hocalar bizim can düşmanımız
Yasak masak, kural mural, emir memir tanımayız
Bize derler hababam,de babam!

Her sene çift dikiş atarız
Bize derler Hababam de babam
Kimse kılımıza dokunamaz
Yanımıza yaklaşamaz,sıramıza oturamaz
"Sigara içilmeez"..içeriz!!
"Okuldan kaçılmaz".. Kaçarız!!
"Hocayla dalga geçilmezz".. Biz geçeriz!
"Kopyamıı hiç çekilmez".. Biz çekeriz çekeriz çekeriizzz.

Sabah

 

[nk83]

Müfettiş: oğlum söyle bakayım balkan ulkeri nelerdir?
İnek Şaban: Valla balkan ulkeri cok fazladir, 30- 40tane vardır.
Müfettiş: Hoca hanım ne diyor bu?
Hafize Ana: Valla ne biliyim Müfettiş bey! Ben onlara kaç kere Balkan ülkeleri 100-150 tanedir diye söylemiştim.
İnek Şaban: Hatta bazen sayilari 1000-1500'e bile çıkabilir...

Hababam'a dublajda eklenen metinler de meşhurdur, Genelde Kemal Sunal'ın replikleridir. Hoca sınıfa girer: "Oturun" der, Şaban:" Oturun diyor kendileri..." Bunlar dublajda eklenmiş doğaçlamalardır. Şaban'ın ağzı oynamaz..

Sıfırcı Hafize sınıfa girer ve şöyle der:
"Çıkarın kağıtları, sözlü yapıyorum."
Şaban sınıfa yeni gelen Ahmet'e doğru:
"Ne yapacağı hiç belli olmaz, bak yazılı gibi başladı sözlüye döndü."

Bu filmle ilgili en güzel sahnelerden biri de "Hayır ben yaptım" sahnesidir. Hemen her zamanki gibi bir suç işlenmiştir. Mahmut hoca gelir kim yaptı bunu diye sorar. O sırada kimse kalkmaz. Israr artınca Güdük kalkar ben yaptım diye. Ardından teker teker tüm sınıf kalkar ben yaptım diye...

Okullararası bilgi yarışması sırasında:

Ayşen Guruda: Yarışmanın şartlarını biliyorsunuz degil mi?
Kız lisesi: Biliyoruz efem
Güdük Necmi: Biz de biliyoruz efeeeem

Badi Ekrem: Çocuklar bu yıl jimnastik sistemini tamamen değiştiriyorum!
Şaban: eyvaah gene saçmalayacak
BE: İçinde felsefesi olan bir sisteme dönüyoruz. Bütün dünyayı saran, Uzak Doğu'dan çıkan ve felsefesi olan bu sporun adı nedir?
Ş: Kolera olabilir mi?
BE: Neee! Cevap verin!
Ş: Söyleyinceye kadar çatlatır adamı.
BE: Bu aptallar bilemedi, siz cevap verebilir misiniz? (Kızlara) Kız öğrenci: hayır hocam.
BE: Zararı yok, ilerde verebilirsiniz. Şabaan!
Ş: Gene beni çağırıyo. Neee?
BE: Gel.
Ş: Geliyim hocam.

Sabah

 

[nk83]

BE: Sen söyle bu sporun adını.
Ş: Sakın güreş olmasın?
BE: Saçmalama! severim seni Şaban onun için biraz ipucu vereyim hani böyle. Hiaa huaa heyaa
Ş: Anladım boks.
BE: Deli etme beni! Hani yavrucuğum televizyonda oynuyor.
Ş: Bonanza
BE: Değill! Hani hocası var böyleee.
Ş: Haaa Charlie'nin melekleri.
BE: Salaaak! Hani hocası onu bir hayvan adıyla çağırıyor.
ş: teessüf ederim hocam yoksa bana inek mi demek istiyorsunuz?
BE: hayır zıplayan bir hayvan.
Ş: Haa kurbağa.
BE: Yok pire!
Ş: Tebrik ederim, demek ki pireymiş.
BE: Hayır çekirge, çekirgeee! Bildin mi dizinin adını?
Ş: Evet bildim. İhtiyar delikanlı.
BE: Hayıııırr
KÖ: hocaam ben söyleyebilir miyim?
BE: Ha? Tabi buyrun.
kö: Kung-fu.
BE: Bravo tebrik ederim, ayrica öbür kız arkadaşları da tebrik ederim.
Ş: Ben de sizi tebrik ederim hocam, çok iyi anlattınız.

Unutulmaz sahnelerden biri de Boncuk'un uğurlanışıdır. Gözlüklüdür, 'inek' tipi vardir, ama o da diğerleri gibi bir Hababam'lıdır!aynen digerleri gibidir. Boncuk'un babası okulun taksidini ödeyemez ve okulun paragöz müdürü, okulu terk etmesini soyler. Herkes üzülür ve yavaş çalındığında hüznü artıran Melih Kibar bestesi girer devreye. Şaban "Mezun olmayi tek hak eden adam atılıyor biz de izliyoruz" der.

Sonra hababam bahçede merdivenlerde oturur ve Boncuk'u uğurlamayı beklerken Boncuk hoplaya zıplaya merdivenlerden iner.
Damat Ferit: Haydi güle güle boncuk...
Boncuk: Gitmiyorum ki!
Damat Ferit: Nasıl yani?
Boncuk: Mahmut Hoca okul taksidimi ödemiş!

Sonra, hızlı çalınınca, neşelenen Melih Kibar bestesi girer, her şey güzel, herkes mutludur. Hem ekranda hem ekran karşısında..

Damat Ferit: Allah hoşafına maç yapan enayilerden razı olsun.

Güdük Necmi: Yo oğlum... Bu enayi hoşafı değil.. İnek hoşafı

İnek Şaban: Ananın..

Hafize Ana: Uyma sen ona benim aslan oğlum

İnek Şaban: Olur (Kemal Sunal'a has bi gülüşle)

Güdük Necmi: Bir daha bu inegi takıma almayın

İnek Şaban: Ulan Güdük, sesimizi çıkarmıyoruz diye adamın asabını bozma tamam mı?

Hafize Ana: Ahh benim aslan oğlum sinirlenme. Sen de hoşafını iç bakayım... (Adile Naşit'in o mükemmel kızışıyla)

İnek Şaban: Eşek hoşaftan ne anlar!

Gece uykusunda iki bardak arası su aktarma metodu ile İnek Şaban altına işetilmiştir, gündüz "Hastayım" bahanesi ile yataktan çıkmamaktadır...
Mahmut Hoca: Oğlum çıksana yataktan...
İnek Şaban: Çıkamam efendim... Gece şey olmuş da...
Mahmut Hoca: Canım ne var bunda, ilk defa mı oluyor?
İnek Şaban: Evet, altıma kaçırmışım da...
Mahmut Hoca: Nee? Tüh Allah müstahakını versin!

Sabah

 

[nk83]

Mahmut Hoca, sınıfta ilk dersinde ögrencilerle tanışırken.

Güdük Necmi: Möööö
İnek Şaban: Ulan
Mahmut Hoca: Kim o inek?
İnek Şaban: Benim efem
Mahmut Hoca: Ya memnun oldum. Neden inek diyorlar sana? Çok mu çalışkansın bakayım!
Güdük Necmi :Onun inekliği çalışkanlıktan değil doğuştan hocam :1:

Bilgi yarışmasında telsizle kopya cekme sahnesinden alıntılar,

Başlarda döktürürken,
Güdük Necmi: Bir mil 1609 metredir.
İnek Şaban: Ayrıca bir mil ... ayak ve ... arşın olarak da ifade edilebilir efem...

Tüm sınıf: Hababam güm güm güm... Hababam güm güm güm...

Fakat telsiz bozuldugunda,

Yarışma Sunucusu: Zaire'nin devlet başkanı kimdir?
İnek Şaban: Ne bana bakıyosunuz oğlum, Zaire'nin devlet başkanı ben miyim?
Güdük Necmi: Zaire'nin devlet başkanı.. Eeee... Muhammed Ali Kley'dir.
İnek Şaban: Evet Kley...

İnek Şaban: Röntgen böyle insanin içini gösteren bi cihazdir. Bir de rötgencilik vardır tabi, bu röntgencilik çok ayıp olmakla beraber bol miktarda röntgenci vardir...

Telsiz tekrar tamir edildikten sonra,

Damat Ferit: İbrahim Müteferrika ilk Türk matbaacısıdır
İnek Şaban: Matbaayı ilk o getirmiştir.
Güdük Necmi: Yalova'da bir de kağıt fabrikası vardır.
İnek Şaban: Ayrıca Osmanlı'ya sığınan Macar Kralı Rakoci'nin tercümanlığını yapmıştır.
Yarışma Sunucusu: Cevabınız yeterlidir.
İnek Şaban: Daha fazla bilgi edinmek isteyenler Tarih-i Osmaniye mecmuasının üçüncü cüzünün bin dokuz yüz on ikinci sayfasına bakabilirler efem...

[DM]video/xhnbzn_hababam-synyfy-mufettiy-ve-balkan-savasy_fun[/DM]

(Müfettiş Hüseyin Şevki Topuz ve Şaban)

- Balkan Savaşı'nı anlat!
- Balkan Savaşı... Eeee... Balkan Savaşı, bu çok kanlı bir savaştı, her yerde bombalar patlıyor, ölüler, yaralılar inim inim inliyordu. Çocuklar etrafta babaaa babaaa diye ağlıyorlardı. Birden tanklar gelmeye başladı. Tanklar dönüp çocukların üzerine doğru sürmeye başladılar!
-Oooğlum çocukların ne işi var! Çekin cocukları tankın önünden!
-Çekemiyorum. Geliyor tanklar!

Şener Şen: Bilin bakalım ben bu yaz nerdeydim
Kemal Sunal: K.maraş
ŞŞ: İn aşşağı
KS: Gaziayıntap
ŞŞ: Gel biraz
KS: Edirne
ŞŞ: Şimdi çık dışarı
KS: Sağol hocam der ve dersten çıkmaya çalışır!

Sabah