Farklı Kaynaklardan Dövme Tarihi - Dövme Piercing

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Farklı kaynaklardan dövme tarihi -2- Türkçe dövme/dövün ve Arapça vesm olarakadlandırılan, insan bedeninin çeşitli malzemeler kullanılarak farklıuygulamalarla süslenmesi adetine dünya tarihimizin çok eskidönemlerinden bugünlerine değin rastlamak mümkündür.
Dövme, deri tarafından tümüyle yok edilemeyen bir boya maddesininbelirli bir teknikle altderi yüzeyine kadar işlenmesi olaraktanımlanabilir.

Altderiye ulaşmak için sivri uçlu bir araçla yarıklar veya delikleraçılır. Açılan bu yarıklara iğne, diken, keskin kamış, kemik gibi sivriuçlu bir araçla is ve sür karılımı boya maddesi konur. Eskimolarınkullandıkları tekniğe göre ise, deri iğneyle delindikten sonra, delinenciltteki yarıklar arasından geçirilen boyalı bir iplik vasıtası ileboya deri altına yerleştirilir. Diğer bir teknik, açılan yarıklarabarut veya güherçile içeren karışımları yayarak bunları ateşlemektir.Bu işlemlerden, özellikle derinin yakılması işleminden sonraa deridehiçbir zaman çıkmayan açık ya da koyu mavi renkli bir yanık izi oluşur.

Dövme yapılırken en çok kullanılan boya maddesi çıra, sac, çalı çırpıgibi maddelerden elde edilen istir. Yanı sıra çivit, antimuan tozu,kibrit tozu, güherçile, kavrulup dövülmüş kemik tozu, çini mürekkebi,balık ödü, çesitli bitki özleri, safran ve kına da kullanılır. Annesütü temel karışım sayılır. Bu malzemelere göre deride beliren izlerkırmızıya yakın bir tonda olabilir.

Kaynaklar, ilk çağlarda kamış ve yaprak boyaları ile yapılandövmelerden söz etmekte, İ.Ö. 2000lerden kalma Mısır mumyalarındadövmelere rastlanıldığını belirtmektedir.

Hun kurganlarında çıkan cesetlerde son derece kıvrak çizgilerle vedekoratif bir anlayışla yapılmış düşsel yaratıklar ve koç figürlerindenolusan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynaklı bu dövmelerin isolduğu ihtimali ve deriye şırınga edilmesi ile oluştuğudüşünülmektedir. Hunlara ait Pazırık kurganında bulunan bir başkana aitcesetten anlaşıldığı üzere Hunlarda asil ve kahraman kişilerin dövmeyaptırabildiği, daha sonraları Kazak ve Kırgızlarda da devam eden bugeleneğin yine kahramanlık niteliği taşıyan bireylere uygulandığıbilinmektedir. Taşdık ve Altın Yış mezarlarındaki cesetlerin bazıkısımlarındaki dövmeler, av sahnelerini tasvir eder.

Antik Trak kavmi dövmeyi asalet nişanesi sayarken, eski yunanlılar içinahlaksızlık damgası gibiydi. Eski Romada suçluları ve köleleritanımaya yarayan dövmelere 19. yüzyıl İngiltere''sinde derastlanılmaktadır.
Cezayirli gemiciler aracılığı ile Osmanlı denizcileri arasındayaygınlaşan dövme; XVII. yüzyıldan itibaren Yeniçerilerce bağlıbulundukları ortayı (bölük) simgelemek amacı ile yaptırılmayabaşlanmış, Yeniçeri ocağının kapatılışına dek sürmüştür.

İlkel topluluklarda dövme yapılırken törenler düzenlenir. Dövmeyi yapankişi birtakım dinsel ve büyüsel kuralları yerine getirmek zorundadır.Çesitli model ve örneklere göre yapılan dövmelerin deriye işlenişibazen aylarca bazen de birkaç yıl sürebilmektedir.

Dövmecilik özellikle Okyanusya adalarında (Markiz, Samoa) ve YeniZelandada gelişmiştir. Deride yara açılarak yapılan dövme tekniğineAvustralya ve Merkezi Afrika yerlilerinde de rastlanılmaktadır.

Dövmenin estetik yönüne göre çok daha önem taşıyan yanı hemen her zamandinsel, büyüsel, iyileştirici, toplumsal ve cinsel rolleri belirleyici,bağli bulunan topluluğu işaret edici özelliğidir.

Dövme adeti özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaygınlık göstermektedir.

Yakın zamana kadar dövmecilik Gaziantep Barak bölgesinde gurbet adıverilen, geçimini boncuk, iğne gibi ufak tefek gereçler satıp,karşılığında yumurta, arpa, buğday vb. alarak karşılayan küçük gezicigruplar tarafından, 15-20 yıl öncesine kadar isteyenlere dövünyapıldığı, şimdi ise bu uygulamanın devam etmediği belirtilmiştir.

Dövün yapılmadan önce, dövmeyi yaptıracak kişi veya gurbet tarafındanbelirlenen şekiller yanmış kibrit çöpü yardımı ile vücut üzerineçizilir. Üç ya da dokuz adet halinde (bu rakamlarin mistik özelligi veyöreye göre değişiklik gösterdiği bilinmektedir) bir araya getirilereksıkıca bağlanan iğnelerle deri dövülür; koyun ödü ve kazanlarınaltından toplanan isle hazırlanan karışım, bu dövülme sırasındaaltderiye yerleştirilir. Kabuk bağlayan bu yara zamanla iyileşir vedesen belirir.

Ancak dövme her mevsimde yapılamıyor; havanın soğukluğu ve sıcaklığıdövme üzerinde etkili. Bu sebeple genelde ılımlı ilkbahar zamanlarıdövme için uygun mevsim sayılıyor.

Dövün, kadınlar tarafından özellikle çene, çene altı, ayak bileği,boyun, göğüs ve el üstlerinde tercih edilmekte, erkeklerde ise burunüzeri ve alın ortasında, el üstlerinde, el bileğinde ve kollarda dövünerastlanmaktadır. Bilinen dövme motifleri arasında, kadınlarda el üstüve ayak bileklerinde rastlanan tarak ve ayna; genellikle yüze yapılanyıldız ve ayak bileklerinde halka motifleri önemli yer tutmaktadir.

Erkeklerde daha çok şakaklarda ve kollarda yoğunlaşan Arap harfleriyleyazılmış isim ve ibarelere, arslan, yılan, ay gibi şekillere rastlamakmümkündür.
Yahudilik ve Hristiyanlık inancında dövme yasaklanmıştır. Kitab-ıMukaddeste Ölüler için bedeninizde yara açmayacaksınız, dövme işaretikoymayacaksınız (Levililer: 19/28) buyruğu yer alır.

Bununla birliktekimi Yahudi ve Hristiyan tarikatlarında dövme özel tanınma, kimliknişanesi olarak algılanır; Güneş tanrısı Baalın isteği üzerine, ilahive gizemli bir kudret edinme aracı sayılır. Tevrat uzmanıM.W.Thomsona göre, Musa Peygamber, elleri ve alınlarını mistiksembollerle süsleyen Araplardan dövme adetini ödünç alarak, kendi amacıiçin kullanmıştır. Katolik Kilisesi İ.S. 4.yüzyılda, Tanrının imajınıbozuyor diye Romadaki köle ve mahkumların yüzüne dövme yapılmasınıyasaklamıştır. 787 yılında ise Papa I. Hadrinan, vücudun herhangi biryerine dövme yapmayı, batıl inanç ve paganizmi çağrıştırdığı içintümüyle menetmiştir.

Çağlar boyu Avrupada kaybolan dövme geleneği 19.yüzyıl İngilteresşnde aniden canlandı. Kaptan Cookun 1769daki ilkseyahatleriyle birlikte denizcier arasında yaygınlaşıp egzotik biçimderenklilik kazandı. Galler prensi 1862de kutsal topraklara (Filistin)ziyaret edince, koluna haç dövmesi yapıldı. Kral Edward VII. OğluGeorgenun 1882de Japonya ziyareti sırasında bileğine bir canavarmotifi işlendi. Böylece dövme, İngilterede krallık fermanıylaonaylanmış oldu.

Bir rivayete göre Hz.Muhammedin (S.A.S.) dövme yapan ve yaptıran,dişlerini törpüleyen ve böylece Allahın yarattığı şekli değiştirmeyeuğraşan kadınlara lanet edilmiştir bu sebeple kimi İslam alimleridövme yaptırmayı büyük günah sayarlar. İslamın egemen olduğu bazıyerlerde, ellerinde haç dövmesi bulunan erkeklerin gizli gavur olduğukabul edilir ve camilere alınmazlarmış.

Dövme motiflerinde mezar taşlarşndan, dokumalarımıza, mimarimizdenişleme tekniklerimize kadar uzanan ve hemen hepsinde dinsel, büyüsel,mitolojik, sosyal ve cinsel statü, aşiret işareti niteliği taşıyanmotiflerin benzerlerini bulmak mümkündür. Bu motiflerin kişiyirahatsızlıklardan, nazardan koruduğuna; güzellik ve yiğitlikgetirdiğine olan inanç halen devam etmektedir.

Günümüzde Batıda çok yaygın bir uygulama alanı bulunan dövme, kentselyaşamda özellikle gençler arasında giderek daha çok ilgi çeken birvücut süsleme biçimine dönüşmektedir..

Not : Halk Kültürü Uzmanı Sn.Nihal Kadıoğlu Çeviknun AnadolununBazı Yörelerinde Dövme Adeti ve Bu Adetin Çağdaş Yaşamdaki Yeri veAtlas Dergisi (Ağustos 2002 / Sayı 113) Doğunun Tenindeki Nakış konuluyazılardan yararlanılmıştır.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst