Ezgi Mola

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
ezgi-mola.jpg


Ezgi Mola

Ezgi Mola (d. 1983), tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu.
2000 yılında Akademi İstanbul’da eğitimine başladı. Henüz 18'ini bitirmeden Kartal Tibet'in yönettiği Karate Can dizisinde ilk televizyon deneyimini kazandı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kazandı ve 4 yıl eğitim aldı. Bu arada Aydoğan Temel’den de 2 yıl tiyatro eğitimi aldı. Yine Aydoğan Temel’in liderliğindeki bir tiyatro topluluğuyla Çürük Elma oyununda ilk sahne deneyimini yaşadı. 2005 Kasımında BKM Atölye'ye katıldı. 2005 sonbaharında safça bir kuaförü canlandırdığı Hırsız Polis dizisinin gördüğü büyük ilgi sonucu kitlelerce tanınmaya başladı. 2006 yılında çevrilen Hayatımın Kadınısın filmindeki rolüyle başarı kazandı. Bu filmde kişisel hedef olarak gördüğü Türkân Şoray ile karşılıklı oynama fırsatı yakaladığı gibi, kendini gösterebileceği bir rolü canlandırma şansı da buldu. Bu rolüyle 2007 yılında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Sadri Alışık Ödülü sahibi oldu. 2008 yılında Uğur Yücel'in yönetmenliğinde Türkiye'de bir ilk olan Kolay Gelsin adlı doğaçlama sit-com denemesinde rol aldı, ama proje uzun ömürlü olmadı.
Gerek rollerinde gerek özel hayatında güler yüzlülüğüyle tanınır.
Filmler
Veda- 2010 - Latife
Hokkabaz - 2006 - Hemşire
Hayatımın Kadınısın - 2006 - Ahu
Organize İşler - 2005 - Berrak
Ejder Kapanı -2010
Diziler
G.Doğudan Öyküler Önce Vatan -2010 - Ayşe
Canım Ailem - 2008-2010 - Feride
Sınıf - 2008 - Esra
Kolay Gelsin - 2008 - Kezo
Senden Başka - 2007 - Hayriye
Hırsız Polis - 2005-2006 - Gülay
Görünmez Adam - 2004
Sevinçli Haller - 2004
Sultan Makamı - 2003 - Seda
Unutma Beni - 2002 - Seda
Karate Can - 2000
TV Filmi
Hızlı Adımlar - 2004 - Selen
Tiyatro
Vur/Yağmala/Yeniden - 2008-2009 Murat Daltaban DOT
Hisseli Harikalar Kumpanyası - 2007 Haldun Dormen BKM
Çürük Elma 1998-1999 Aydoğan Temel ATT
Adalet Pantolonun Kemeridir -2003 MSM Müjdat Gezen MSM
Sizikiler 2005 Caner Alkaya BKM
Salak Oğlum 2004 Müjdat Gezen MSM
Artiz Mektebi 2005 Müjdat Gezen MSM
Karmakarışık 2004 Haldun Dormen MSM
Yalancı 2003 İlker Ayrık MSM


13703498.jpg


Oyuncu dediğin açgözlüdür

“Dedemin İnsanları” filmini Gökçeada’daki setinde bir uygun zaman bulup da röportaj yapamadım Ezgi Mola’yla... Ama o kadar gönülden istemişim ki; İstanbul’a dönüş yolunda karşıma çıktı. Filmde Çağan Irmak’ın büyükannesini canlandıran Mola’yla adada olmasa da feribotta görüştüm.
spacer.gif

Filmde Yunanca konuştuğunuz sahneler var. O sahneler sizi çok zorladı mı?

- Başlarda çok kaygılanmıştım ama oyuncu arkadaşlarımızdan Kosta Kortidis’in büyük yardımını gördük. Ekipte onun da olması büyük avantajdı. ışe doğru telaffuzla başladık, doğru vurgu ve ses çalışması ile devam ettik. Gerçekten özgüvenimizi yükseltti bu çalışma... Sonucu, beyazperdede nasıl görüneceğini merak ediyorum doğrusu.

Çekimler nasıl gidiyor?

- Çok iyi... Çünkü Çağan’ın seti çok güzel; sakin, huzurlu... Bütün ekip iyi ve anlayışlı. Hepimiz çok rahatız. Çağan’ın da bu kadar rahat olmamızda payı büyük. 50 kez aynı soruyu soruyorum, 50’sinde de hiç üşenmeden cevap veriyor. Her şeye ve herkese yetişip, aynı özenle yardımcı oluyor.

YAKIN ARKADAŞLA ÇALIŞMAK MEĞER ÇOK KEYİFLİYMİŞ

Projeden de canlandırdığınız karakterden de çok memnunsunuz herhalde...

- Elbette... Hikayenin böyle bir yerinde olmak çok keyifli... Oyuncu dediğin açgözlü ve iştahlı olur, ben de o yüzden her önemli projede olmak, her iyi role koşmak istiyorum. Bir de Mert’le (Fırat) oynuyoruz. O da bana ayrı motivasyon oluyor aslında. Onunla oynamak çok güzel.

Bu proje için teklif size kimden geldi?

- Çağan benim beş yıldır arkadaşım. Birlikte yemek yiyorduk. “Böyle böyle bir şey yapıyorum” dedi. Senaryonun başını anlattı. Dedesinden bahsetti. Sonra fotoğraflar gösterdi. Çok heyecanlandım. Ve ekibe dahil oldum. Daha önce hiç yakın arkadaşım olan bir yönetmenle çalışmamıştım, meğer çok keyifliymiş.

Bir de herkesin hayalidir Çağan Irmak filminde rol almak, öyle değil mi?

- Evet, çünkü işin duygu kısmı Çağan’da dolu dolu oluyor.

HEP BAŞROLDEKİNİN KOMİK VE ŞİŞMAN ARKADAŞIYIM

Sizin adınıza şuna seviniyorum; önceleri dizilerde başrol oyuncusunun en yakın arkadaşı rollerindeydiniz hep... Bu proje sayesinde artık siz de başrol oyuncususunuz...

- Doğru... Hatta dahası da var; başrolün şişman ve komik kız arkadaşıydım hep!

Kendinize o kadar haksızlık etmeyin...

- Tamam şişman demeyelim o zaman! Ama komik ve işi toparlayan kız arkadaştım hep. Tam bir yardımcı oyuncu. ıçimden “Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana” diyordum sürekli. Ama artık öyle değil.

Ama oyunculuğunuzla zaten dikkat çekiyordunuz...

- Öyleyse çok mutlu olurum. Ben henüz kendimi kanıtlayamadım çünkü!

DİZİLERDE SADECE PARA İÇİN ROL ALMIYORUM

İyi iş teklifleri geliyor ama öyle değil mi?

- Tabii çok güzel işler geliyor, mutlu oluyorum. Mesela “Dedemin ınsanları” bitecek, başka bir filme başlayacağım, ondan sonra yine başka bir film var. Dizi yapmıyorum şu an, film konuşuyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Geçen sene bu zamanlar şöyleydim: “Dizi bitti, şimdi dizi oyuncusu mu olacağız biz?”

Kötü bir şey midir dizi oyuncusu olmak?

- Hayır, hiç değil. Bazıları “Diziden para kazandığım için oynuyorum” diyor. Ben kesinlikle öyle düşünmüyorum. Evet para kazanıyorum ama yine oyunculuk yapıyorum. Ben bugüne dek istemediğim tek bir rol canlandırmadım. Bazen öyle bir dönem geliyor ki, “Ne yapalım, evin kirası için rolü kabul edeceğiz artık” denebiliyor. Çok arkadaşım var bu durumda... Ben de öyle olabilirdim. Benim belki de şansım yaver gitti biraz. Hep içime sinen, güzel işler yaptım.
KUTU
----
TWITTER’A ESKıSı
KADAR GıRMıYORUM
Sıkı bir Twitter kullanıcısı olduğunuzu biliyorum. Adadayken de Twitter’a girdiniz mi?
- Girdim.
“Ezgi Mola kaç gündür Twitter’a girmiyor, merak ettik” diyenler var da...
- Artık eskisi kadar fazla girmiyorum çünkü... Ben sosyal medyayı çok seviyorum aslında ama herhalde şu sıralar pek canım istemiyor. Kendi kendime eğleniyorum. Sanırım bu durum dönemle alakalı. Bundan sonra da yoğun iş günleri beni bekliyor, aklım onlarda daha çok.
Hürriyet
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
14966159.jpg


15 kilo verdim

“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”nde Jülide’yi canlandıran Ezgi Mola, bu sene tam dört filmle beyazperdede olacak. 15 kilo vererek ‘sevimli, sempatik kız’ imajından sıyrılıp ‘cazibeli bir kadına’ dönüşen oyuncu, bu değişimin perde arkasını ve yeni projelerini Aktüel dergisine anlattı.

“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”ndeki rolünüzden başlayalım...

- Jülide, eşini kaybetmiş, 30’lu yaşlarında, çocuğu, babası, babasının ikinci karısı, erkek kardeşi ve babaannesi ile birlikte yaşayan bir kadın. Eskişehirli hukuk profesörü olan babası Celal Tan, çevresi tarafından çok saygı duyulan bir adam ve aynı şekilde aileye de saygı besleniyor. Jülide’nin mesleği coğrafya öğretmenliği. Çok sürprizli bir kadın, oynarken büyük keyif aldım. Silik, dikkat çekmeyecek insanlara bakarız bazen, kendi kendimize “Bunu biraz besle, altından neler çıkar” diye düşünürüz. İşte tam da öyle bir karakter.

“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”, “Dedemin İnsanları”, “Pazarları Hiç Sevmem” ve “Ay Büyürken Uyuyamam”... Bu sene Türk sinemasında dört filmde rol alarak ön plana çıkan ender isimlerdensiniz...

- Filmlerin hepsinin merkezinde değilim. “Celal Tan”da başrollerden biriyim. “Dedemin İnsanları”nda en dokunaklı sahnelerden birindeyim. Çok kilit bir sahne benim için bu, hatta Yunanca konuşuyorum canlandırdığım karakterde. Bunun için öncesinde bir ay ders aldık. “Pazarları Hiç Sevmem”in çekimleri ise mayıs ayında oldu, hepsinde bambaşka resimler var.

Türkiye’de çok alışılagelmiş olan “rol üstüne yapıştı” durumunu ortadan kaldırdınız kendi kariyerinizde. Çünkü her projede farklı bir Ezgi Mola görüyoruz...

- Öyleyse ne mutlu bana! En azından sinemada bunu yapabiliyor olmak mutluluk verici. Çünkü televizyonda imkânlar kısıtlı.

BENİM HİÇ EGOM YOK DERSEM YALAN OLUR

Komedide de çok başarılıydınız...
- Çok teşekkürler. Ben de kendi kendime gülüyorum. Normal hayatımda da biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün diye komiklikler yaparım küçük bir çocuk gibi.

Kendinizle dalga geçer misiniz?
- Dalga geçmek ne kelime... Yerden yere vuruyorum!

Peki, egonuz nerede?
- Hiç egom yok dersem yalan olur. Yok deyip de kimse kimseyi yemesin. Oyunculuk yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz bir mesleğiniz varsa, izleniyorsanız ego vardır. Ne bileyim, çok da takılmıyorum herhalde hayatımda böyle şeylere. O kadar çok sorun var ki, bir de bunu eklemenin manası yok.

AŞKA KARŞI KONTROLLÜYDÜM

Canlandırdığınız Jülide karakteri sürprizlerle dolu dediniz. Peki siz, herhangi bir sebepten ötürü birden hayatınızı değiştirdiniz mi? Ya da bazı olaylar veya kişiler her şeye yeniden başlamanıza neden oldu mu?
- Evet, yaşadım hem de çok yakın bir zamanda. Kariyerimden hayattaki duruşuma kadar her şeyimi sorguladım. Şimdiye kadar her şeye sürekli pozitif yaklaştığıma karar verdim, böylesi de zarar.

Neden, kazık mı yediniz?
- Yok, öyle bir şey değil. Kendi kendime gereğinden fazla olumlu düşünerek yaklaştığımı fark ettim olaylara. Bazı şeyleri de dibine vurarak yaşamalısınız. Hayatta sürekli dengesiz olmamalıyım diye kasmaya gerek yokmuş.

Çok mu konrollüsünüz?
- Kontrol manyağı birisiyim.

Hiç de öyle gibi görünmüyorsunuz.
- Bir de yakınlarımın yanındayken görmelisin! Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapmalıyız ama bak bu daha iyi olur... Yok, yani artık! Dedim ki, bir şeyler yapacaksam öncelikle kendim için yapmam lazım, bunu anladım.

Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız?
- Aşkı yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç gerek yokmuş.

Bu sebepten ötürü acı mı yaşadınız?
- Ona girmeyelim hiç.

Peki, aşka inanıyor musunuz?
- Bilmem... Evet, yani aşk diye bir şey var kesinlikle.

KENDİME KÖTÜ DAVRANMAK İSTEMEDİĞİME KARAR VERDİM

Vücudunuzdaki “Ben varım” yazılı dövme dikkatimi çekti...
- Çocukluğumdan kalma, kendi varlığımla ilgili bir şeydi bu. Konservatuvarda eğitim görmeye başladığımızda hocamız “elinizi kaldırın ve varlığınızı hissedin deyince” küçük yaşlarımdan kalma o detayı hatırladım ve bu dövmeyi yaptırdım enseme. Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı dediğim bir cümledir.

Karşımızda oldukça değişmiş bir Ezgi Mola var. Bu sürecin kararı nasıl verildi?
- “Ben varım...” Kökeninde bu var. Daha iyi olmak istiyorum dedim, mutlu olabilirim, kendime kötü davranmak istemediğime karar verdim.

Sizi hep eğlenceli dizilerde komedi yanı ağır basan çok başarılı bir oyuncu olarak izledik. Şimdi ise karşımızda tam anlamıyla dişi bir kadın var...
- Yaa, gerçekten mi?

Evet, kesinlikle. Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış ortaya...
- Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok oyunculukla yapmaktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. Şu kıyafeti mi giysek, bu makyajı mı denesek derken, her seferinde kendimde başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması yapıp 30 kilo vereyim de bu değişim olsun demedim. Kendimi şaşırtmak istiyorum her şeyden önce. Bunun en çok oyunculuk da olmasını istiyorum. Bunun dışında zaten gerisi olur.

21 KASIM’DA EKRANDA

Yeni diziniz “Bir Ömür Yetmez”, 21 Kasım’da Star TV’de ekrana gelmeye başlıyor. Dizi hakkında bilgi verir misiniz?
- Mert Fırat, Lale Mansur, Ahmet Rıfat Şungar ile rol alıyorum. Bir drama bu, kendimden sıkıldım bir ara, şimdiye kadar oynadığım diziler çok keyif verdi ama birbirine benzeyen işlerdi, kendim farklı detaylardan bir kurgu oluşturuyordum. Sinema öyle değil tabii. Ama bu dizi başka bir resim olacak.

15 KİLO VERDİ

15 kilo vermişsiniz, özel bir diyet uyguladınız mı?
- Köpeğimi alıp sürekli yürüdüm. Spor, günlük hayatımın bir parçası oldu ve beslenme uzmanı Yelda Kahvecioğlu ile tanıştım. Yaptığım her şeyi, daha mantıklı bir şekilde zarar görmeden de yapabileceğimi gösterdi.

Beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?
- Hamur işlerini çok severim, şimdi onları unutmaya çalışıyorum. Tatlıları da kendimden uzak tutuyorum. Su hiç içmezdim, artık günde en az iki litre içmeye çalışıyorum.

Biraz daha kilo vermeyi düşünüyor musunuz?
- Bilmem, akışına bırakıyorum. Beden değiştikçe insanın hoşuna gidiyor ama derdim asla sıfır beden olmak değil.

Hürriyet
 
Katılım
9 Aralık 2011
Mesajlar
25
Tepki
29
Puan
13
Konum
istanbul
allah bizede nasip eder inşallah kilo vermeyi çok güzel olmuş zayıflayınca zaten çok tatlıydı:vecihi::vecihi:
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
Kolay Gelsin diye program vardı Şahan'la beraberdiler çok komikti o geldi aklıma birden :hihi: birde senden başka dizisinde çok şekerdi...
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
17805008.jpg


44 BEDENDEN 38’E DÜŞTÜM

Oyunculuk aşkı lise yıllarında başladı, en önemli çıkışını “Canım Ailem” dizisiyle yaptı. Ve şimdilerde yeteneğini “Kötü Yol” setinde konuşturuyor. Ezgi Mola iki hafta aradan sonra bu akşam yeni bölümüyle ekrana gelecek dizide “kabiliyetsiz star Leman”ı canlandırıyor. Oyuncu, tüm arızalarına rağmen o karakterle gönül bağı kurmayı da başarmış!

spacer.gif

* “Kötü Yol ” setinde son durum ne? Çekimler nasıl gidiyor?

- Çok güzel ama yorucu. Çünkü çok ince bir işçilik var. Hem teknik ekip hem de oyuncular ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Ama sanırım değiyor.

* Dizi daha yayına girmeden önce Adana’daki seti ziyaret etmiş, dönemi yansıtmak adına bir sokağın baştan sona nasıl değiştirildiğine şahit olmuştum.

- İstanbul’da da aynı titizlikle devam ediyoruz. İlk iki bölümü atlatıp, “hadi bakalım, işimiz oturdu” demedik. Dekorundan kostümüne kılı kırk yaran bir ekiple çalışıyoruz.

* Bir de bu dizideki karakter, daha önce canlandırdıklarınızdan çok farklı...

- Öyle... En önemlisi daha önce televizyonda hiç dönem işi yapmamıştım. Bu ilk... Ayrıca çok değişik bir roldeyim. Leman, döneminin en çok konuşulan yıldızlarından... İlk filmi büyük ses getirmiş ama sonraki işleri tutmamış. Hani çok klişe bir laf vardır, “Bu rol benim için çok özel” derler. Bu kez doğru işte... Şimdiye kadar yapmadığım bir şey yapıyor, “aile kızı” imajımın dışına çıkıyorum Leman sayesinde...

BAZI SAHNELER BENİ YORUYOR

* Leman Aksular buhranlı, kaprisli, egoist, kendini herkesten yüksekte gören bir kadın... Bu kadar arızalı bir karakteri oynarken hiç mi zorlandığınız olmuyor?

- Zorlanmaz olur muyum! Özellikle ilk iki üç bölümde, kadının ayna karşısına geçip kendi kendine konuştuğu çok ilginç sahneleri vardı. Psikolojik olarak derinliği olan, duygusu çok yüksek sahneler... O sahnelerde bitap düştüm.

* Neden?

- Çünkü kendimi role çok kaptırıyorum... Bu da beni ister istemez yorabiliyor.

* Fazlasıyla konsantresiniz işinize anladığım kadarıyla...

- Öyle... İnsan bazen oynadığı karakterden fazla etkilenebiliyor.

* Peki bu zor karakter, ne tür bir ön hazırlık gerektirdi?

- Bol bol psikoloji kitapları okudum, hâlâ da okumaya devam ediyorum. Takıntılı, egosu yüksek, ama bir o kadar da kendine güzensiz, içten içe ne olduğunu bilen ama bunu asla kabullenmeyip tam aksini savunan zor bir kadın Leman... İnsanların hem nefret edebileceği, hem onun adına üzüleceği, hem de çok sevebileceği bir kadın aslında. Mesela ben çok seviyorum. Bir de çok dengeli, istikrarlı bir duruşu yok Leman’ın. “Marilyn Monroe’nun hayatını oynuyorsunuz” gibi geri dönüşler oluyor. Bence de Leman’da onun hayatına sağlam göndermeler var.

* İlerleyen bölümlerde Şükran Ovalı’nın oynadığı karakterle de bir rekabet doğacak aralarında galiba...

- Doğru... Gerçi Leman’a göre zaten herkes onun rakibi; yoldan geçen herhangi bir güzel kız bile!

44 BEDENDEN 38’E DÜŞTÜM

* Rol arkadaşınız Cansel Elçin, “Ezgi Mola’nın Twitter’a yüklediği fotoğraf ve videolar beni çok eğlendiriyor” demişti...

- (Gülüyor) Evet evet, bana da söyledi bunu. Tamamen geyik, kafa dağıtmak üzerine yapılan eğlenceli şeyler işte... Ama son zamanlarda bunlara pek vakit ayıramıyorum.

* Artık “komik kadın” olarak değil “Seksi Ezgi” olarak haber oluyorsunuz. Ciddi bir değişim söz konusu...

- Bu, “hadi birazcık da öyle görüneyim” diye yaptığım bir şey değil doğrusu. Son zamanlarda kilo verdim ya, ister istemez böyle şeyler söylüyorlar işte...

* Kilo vermek için epey hırs yaptınız...

- Hırs değil o... Benim durumum kritikleşmeye başlamıştı. 44 bedene çıkmıştım. Uzun boylu biri de değilim. Öncelikle sağlığımı düşünerek zayıfladım. Gerçekten de şu an kendimi çok daha sağlıklı hissediyorum. En basitinden yolda daha hızlı yürüyor, tıkanmıyorum. Kendimi daha iyi hissediyorum.

* Şimdi kaç bedensiniz?

- Artık 38 bedenim. İlkokula giderken de 38 bedendim! Annem beni butiklerden giydiriyordu; inanın hiç abartmıyorum. Ciddi ciddi tombiştim. Şimdi de incecik değilim ama eskiye göre çok iyiyim. Çok başarılı bir beslenme danışmanım var, ihtiyaç halinde onun yanına gidiyorum. Ama hayatımı diyet yaparak geçirecek biri de değilim.BİR SEZONDA ÜÇ SİNEMA FİLMİ

* Siz sadece ekranlarda değilsiniz, şartları zorluyor, film setlerine de yetişiyorsunuz.

- Teşekkür ederim. Şubat ayında Kars’ta “Buz Dağı” diye bir film çektik. Uğur Yücel’le çalışmak çok büyük bir keyifti. Orada da çok farklı bir karakter çıktı ortaya. Kendimi gördüğümde “Bu ben miyim ya!” dedim.

* Bir de Şahan Gökbakar’ın yeni filmi “Celal ile Ceren” var. Onda da Ceren oldunuz...

- O filmde çok eğlendim. Öyle böyle değil. Gülmekten çekim yapamıyorduk resmen. Ben Şahan ile daha önce “Kolay Gelsin” diye bir projede çalışmıştım. Ona zaten hep gülüyordum. Aramızda hep başka bir frekans vardı. Bir de Onur Ünlü’nün yönettiği “Sen Aydınlatırsın Geceyi” adlı filmde küçük bir rolüm var ayrıca. Konuk oyuncu oldum diyebilirim.

Hürriyet
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst