Esselamü Aleyküm

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Selam : ALLAH’IN ismidir.

1-Her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran.

2-Kendisi her türlü eksiklik, ayıp, afet ve belalardan uzakta olan.

3-Cennete girmiş mutlu kullarına selâm eden. Anlamını ifade eder.

“O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, SELÂMET VERENDİR, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.” (HAŞR:23)

Selam : Rahatlık, emniyet, sulh, iyi ve hayırlı olma, fani olmama manasına gelir. Selamet, Emin olmak, korku ve endişeden uzak olmak, necat, kurtuluş manasına felir.

Selam İle İlgili birkaç Ayet-i Kerime ;

“Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.” NUR 27

“Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.” NİSA 86

“…Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.” NUR 61

“İman edip salih amellerde bulunanlar, Rablerinin izniyle altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere konulmuşlardır. Orada birbirlerine olan dirlik temennileri: 'Selam'dır.” İBRAHİM 23

“Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler). Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır.” MERYEM 62

“O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman 'Selam' derler.” FURKAN 63

YASİN 58 “(Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır.”



HASAN BASRİ ÇANTAY / KUR’AN-I HAKİM VE MEALİ KERİM NİSA SURESİ 86. AYET’İN IŞIĞINDA SELAM AÇIKLAMASI.

“Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır.” NİSA 86

İslam’dan evvel Araplar birbirleriyle “Hayyakelah = Allah sana uzun ömür versin” diye selamlaşırlardı. Ömür uzun olabilir fakat baştan başa felaketle geçebilir. Asıl maksud hayatın daimi selameti, ömrün saadet ve refahıdır. Onun için İslam’da selam : ESSELAMÜ ALEYKÜM (Dünyada da ahirette de ) her an ve her türlü selamet üzerinize olsun şekline getirildi. İslam’ın tahıyyesi ve bu Ayet-i Kerime’nin maksudu işte budur. ne muayyen birer vakit ve mahdud birer ma’na ifade eden “ Sabahlar hayrolsun, Akşamlar hayrolsun” veya “Günaydın, Tünaydın” gibi sözler, nede “ “Bonjour, Bonsoir” kabilinden alafranga kelimeler İslam’ın bu selamındaki azamet ve şumûlü ihata edemez. Bu Ayet-i Kerime’de verilen selam ya “ daha güzeli ile” mesela “ Ve aleykümüsselam, Ve Rahmetullah, aleykümüsselam ve Rahmetullahi ve berekâtüh” ile yahud “Ve aleykümüsselam” ( senin üzerine de selamet) cümlesiyle mukabele edilmesi emrolunuyor.selam veren zât “Esselamü aleyküm ve Rahmetullah” derse biz “ve berekatüh”ü ilave ilave ederek karşılarız. Şayed selam veren o zât “Ve berekütüh”ü de eklerse, o cakit bizde onu ekleyerek mukabele ederiz. Şunu hatırlatalım ki selamın mukabelesinde “Aleyküm”ü “VE Aleyküm” şeklinde söylemek lazımdır. Çünkü bu “VE” “ Bana olduğu gibi, sanada selam (selamet)” manasını ifadeye yardım eder. “VE”siz karşılandığı suretde ise “ Selamet bana değil, sana olsun” gibi çirkin bir îhâma gidilmiş olur. Selam verib almanın faziletleri ve edebleri hakkında birçok hadisler varid olmuştur. (Sufyan bin Uneyne) hazretleri diyor ki : “ Bu ayet yalınız selamı değil, her iyilik edene iyilikle mukabele olunmasını emreder. Sana iyilik edene sende iyilik et. Yapmazsan bâri onun senâsında bulun.” Ehli cennetin yekdiğerine karşı tahıyyesi ve duasıda “SELAM”dır. Yunus suresi 10.



SELAM İLE İLGİLİ BİRKAÇ HADİS-İ ŞERİF.

1. Hadis-i şerifte:”Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız! Onu yaptığınız takdirde, birbirinizi sevmenize sebeb olacak şeyi size haber vereyim mi? Selamı aranızda yayınız.” buyurulmuştur.



2. (3373)- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selâm sonuncudan evla değildir (ikisi de aynı ölçüde ehemmiyetlidir)



3. (3374)- Kelede İbnu Hanbel (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Safvân İbnu Ümeyye (radıyallâhu anh) benimle, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'a süt, ağız ve bir miktar salatalık gönderdi. Aleyhissalâtu vesselâm o sırada Mekke'nin yukarısında idi.

İzin istemeden selam vermeden huzuruna girdim. Bana:

"Dön, esselâmu aleyküm, gireyim mi? de!" buyurdu. Ben de öyle yaptım."



4. (3375)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana buyurdular ki:

"Ey oğulcuğum, âilene girdiğin zaman selam ver ki, selamın, hem senin üzerine hem de aile halkına bereket olsun!”



5. (3376)- Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah'a: "İslâm'ın hangi ameli daha hayırlı?" diye sorulmuştu.

"Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam vermen" diye cevap verdi."



6. (3380)- Ebû Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah'a en makbul insan, karşılaşmada selama önce davranandır."



7. (3383)- İmrân İbnu Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Biz Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın yanında iken bir adam gelerek selam verdi ve:

"Esselâmu aleyküm!" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) selamına mukabele etti. Adam da oturdu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm);

"On (sevap kazandı!)" dediler. Sonra birisi daha geldi.

"Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi!"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm onun selamına da mukabele etti. Adam oturdu. Aleyhissalâtu vesselâm.

"Yirmi!" dediler. Sonra biri daha geldi ve:

"Esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhu" dedi. Resulullah, selamına mukabele etti, adam da oturdu. Hz. Peygamber bu sefer:

"Otuz!" buyurdular."

En’am 160 : “Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”



8. (3385)- Ebû Temîme el-Hüceymî, Ebû Cüreyy el-Hüceymî'den, o da babasından (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'a gelip:

"Aleyke'sselâm ya Resulellah. (Sana selam olsun ey Allah'ın Resulü!)" dedim. Bana hemen müdâhale etti:

"Aleyke'sselâm deme. Çünkü aleyke'sselâm diye verilen selâm, ölülerin tahiyyesidir. Selam verdiğin zaman, "Esselamu aleyke" de! Sana mukabele eden de, "Ve aleykesselâm!" der."


Bizlerde her gün Esselamü aleyküm veya Selamün aleyküm
Selamlaşalım birbirimize hanımlar
Aleykümüsselam veya Aleyküm selam

Başlıyorum
Selamün aleyküm
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst