Şimdiye kadar duyduğunuz en güzel aşkın Ferhat ile Şirin aşkı mı olduğunu düşünüyorsunuz? Yoksa Leyla ile Mecnun mu? Eğer bunlarsa büyük bir yanlışınız var demektir. Niçin biliyor musunuz? Sıkıntılı fakat şikayet etmediğiniz koskoca 9 aydan sonra minik bir varlık dünyaya geldi. Size baktı. Yüzünü görüp, kokusunu duydunuz. Kısacası anne oldunuz. Peki annelik nasıl bir duygudur öğrenmek ister misiniz?
Erkekler ile kadınların birbirlerinden birçok yönden farklı olduğu bir gerçektir. Bu farklılığın ise daha dünyaya gelmeden, anne karnında sinir sistemleri gelişirken meydana geldiği söylenmektedir. İnsanoğlu ve diğer bütün dişi canlıların daha çocukluk döneminde bebeklere olan ilgilerinin ve dokunma sayılarının fazla olduğu gözlenmiştir. Bu cinsiyet farkının ergenlik döneminde artan hormonlar ile birlikte arttığı söylenmektedir. Yani doğa dişiyi daha doğmadan anneliğe, annelik duygusuna hazırlamaktadır.
Gebe kalan bir dişide artan hormonlar beyni annelik duygusunun gelişmesi için uyarmaktadır. Doğum sonrasında annede hormon seviyesi azalsa bile bir kere tetiklenen annelik duygusu devam etmektedir. Yine çok ilginç bir şekilde doğum sonrası annenin bebeğine olan bağlılığı, sevgisi beyinde aşkın algılandığı bölgede algılanmaktadır. Yani annenin bebeğine olan sevgisi aslında bir aşktır. İste bu kuvvetli duygular annenin bebeğine bağlanmasına neden olmaktadır. Yani olay tamamen hormonaldir.
Peki bebek annesine aşık mıdır? Onun kucağında kendini huzurlu hissediyor mudur? Şüphesiz ki bu soruların cevabı evettir. Gebelik esnasında anne göğsünün kahverengi kısmında kabarcıklar(montgomery cisimcikleri)oluşur. Bu kabarcıklardan doğum sonrasında anne koku salgılar ve bu kokuyu bebek duyar. Böylece bebek annesinin kokusuyla her emdiğinde karşılaşmış olur. Annenin göğsünden süt gelmese bile bebeklerin bu kokuya alışmaları ve kendilerini güvende hissedebilmeleri için memede tutulmaları gerekmektedir. Böylece anne- bebek arasındaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenir.
Tarifi olmayan duygulardan bir tanesi olan annelik, doğanın kadınlara bahşettiği güzelliklerden birisidir. Annede annelik duygusunun oluşması, bebekte de anneye bağlanmanın altında aşk duygusunun yattığı bir gerçektir. Bu duygunun tadını çıkarmakta bütün annelere ve bebeklerine kalmıştır.
Erkekler ile kadınların birbirlerinden birçok yönden farklı olduğu bir gerçektir. Bu farklılığın ise daha dünyaya gelmeden, anne karnında sinir sistemleri gelişirken meydana geldiği söylenmektedir. İnsanoğlu ve diğer bütün dişi canlıların daha çocukluk döneminde bebeklere olan ilgilerinin ve dokunma sayılarının fazla olduğu gözlenmiştir. Bu cinsiyet farkının ergenlik döneminde artan hormonlar ile birlikte arttığı söylenmektedir. Yani doğa dişiyi daha doğmadan anneliğe, annelik duygusuna hazırlamaktadır.
Gebe kalan bir dişide artan hormonlar beyni annelik duygusunun gelişmesi için uyarmaktadır. Doğum sonrasında annede hormon seviyesi azalsa bile bir kere tetiklenen annelik duygusu devam etmektedir. Yine çok ilginç bir şekilde doğum sonrası annenin bebeğine olan bağlılığı, sevgisi beyinde aşkın algılandığı bölgede algılanmaktadır. Yani annenin bebeğine olan sevgisi aslında bir aşktır. İste bu kuvvetli duygular annenin bebeğine bağlanmasına neden olmaktadır. Yani olay tamamen hormonaldir.
Peki bebek annesine aşık mıdır? Onun kucağında kendini huzurlu hissediyor mudur? Şüphesiz ki bu soruların cevabı evettir. Gebelik esnasında anne göğsünün kahverengi kısmında kabarcıklar(montgomery cisimcikleri)oluşur. Bu kabarcıklardan doğum sonrasında anne koku salgılar ve bu kokuyu bebek duyar. Böylece bebek annesinin kokusuyla her emdiğinde karşılaşmış olur. Annenin göğsünden süt gelmese bile bebeklerin bu kokuya alışmaları ve kendilerini güvende hissedebilmeleri için memede tutulmaları gerekmektedir. Böylece anne- bebek arasındaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenir.
Tarifi olmayan duygulardan bir tanesi olan annelik, doğanın kadınlara bahşettiği güzelliklerden birisidir. Annede annelik duygusunun oluşması, bebekte de anneye bağlanmanın altında aşk duygusunun yattığı bir gerçektir. Bu duygunun tadını çıkarmakta bütün annelere ve bebeklerine kalmıştır.
:hamiş:
