En çok istismar 6-10 yaş arasında
Cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen istismar türü olduğunu, çocukların da en çok 6- 10 yaşlarında cinsel istismara uğradığı belirtildi.
Mersin Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Tarsus Temsilcisi Avukat Tülay Sevgican, cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen istismar türü olduğunu, çocukların da en çok 6- 10 yaşlarında cinsel istismara uğradığını söyledi.
İl Emniyet Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürlüğü tarafından kentteki eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere yönelik Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ‘Çocuğun Cinsel İstismarı’ konulu seminer büyük ilgi gördü. Çocuk Şube Müdürü Berkız Alper, çocuğa yönelik cinsel istismarla ilgili olarak yaşanan olayların önce öğretmenlere, ardından da kendilerine intikal ettiğini belirterek, bu noktada da öğretmenlerin konuyla ilgili olarak bilinçli ve duyarlı olması gerektiğini kaydetti. Seminere konuşmacı olarak katılan Avukat Tülay Sevgican, çocuk istismarının, çocuğa isteyerek zarar verme, kötü beslenmesine yol açma, cinsel açıdan istismar edilmesi, çocuğun normal zihinsel ve fiziksel gelişiminin kısıtlanması gibi faaliyetleri kapsadığını anlattı.
Türkiye’de cinselliğin bir ‘ayıp’ olarak kabul edildiğine dikkat çeken Tülay Sevgican, her ne kadar insanların bilgi ve kültür seviyeleri değişse de söz konusu yargının hep aynı kaldığını ifade etti. Cinsel eğitimin, çocuklara çok küçük yaştan itibaren verilmesi gerektiğini kaydeden Sevgican, ancak konunun hep bir şekilde ihmal edilerek, önyargılı bir şekilde yaklaşıldığını söyledi.
Çocukların, cinsellikle ilgili en doğru bilgileri ilk olarak ailede, sonrasında da okulda öğretmenleri aracılığıyla öğrenmesi gerektiğini savunan Tülay Sevgican, şunları söyledi:“Cinsel ihmal, cinsellikle ilgili konularda çocukların korunmaması, bu konuda ilgisiz kalınması ve cinsel bilgiler konusunda çocuklara yeterince bilgi verilmemesi olarak tanımlanabilir. Cinsel istismar ise aktif bir olgudur. Cinsel doyum için çocuğun kullanılması ya da bir başkası için çocuğun kullanılmasına izin verilmesi de bir istismardır. Bir yetişkinin, cinsel haz duymak amacıyla çocuğun cinsel organlarını okşaması, tecavüz etmesi, ellemesi, teşhircilik yapması, çocuğu pornografik amaçlı kullanması da cinsel istismar olarak tanımlanıyor. Bu suçu daha çok cinsel doyumu çocuklarda arayan ve cinsel anlamda da yetersiz kişiler işliyor.”
Cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen bir istismar türü olduğunu ifade eden Sevgican, bu tür olayların daha çok aile içinde yaşandığını, son dönemlerde yaşananların ise bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
Milliyet
Cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen istismar türü olduğunu, çocukların da en çok 6- 10 yaşlarında cinsel istismara uğradığı belirtildi.
Mersin Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Tarsus Temsilcisi Avukat Tülay Sevgican, cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen istismar türü olduğunu, çocukların da en çok 6- 10 yaşlarında cinsel istismara uğradığını söyledi.
İl Emniyet Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürlüğü tarafından kentteki eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere yönelik Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ‘Çocuğun Cinsel İstismarı’ konulu seminer büyük ilgi gördü. Çocuk Şube Müdürü Berkız Alper, çocuğa yönelik cinsel istismarla ilgili olarak yaşanan olayların önce öğretmenlere, ardından da kendilerine intikal ettiğini belirterek, bu noktada da öğretmenlerin konuyla ilgili olarak bilinçli ve duyarlı olması gerektiğini kaydetti. Seminere konuşmacı olarak katılan Avukat Tülay Sevgican, çocuk istismarının, çocuğa isteyerek zarar verme, kötü beslenmesine yol açma, cinsel açıdan istismar edilmesi, çocuğun normal zihinsel ve fiziksel gelişiminin kısıtlanması gibi faaliyetleri kapsadığını anlattı.
Türkiye’de cinselliğin bir ‘ayıp’ olarak kabul edildiğine dikkat çeken Tülay Sevgican, her ne kadar insanların bilgi ve kültür seviyeleri değişse de söz konusu yargının hep aynı kaldığını ifade etti. Cinsel eğitimin, çocuklara çok küçük yaştan itibaren verilmesi gerektiğini kaydeden Sevgican, ancak konunun hep bir şekilde ihmal edilerek, önyargılı bir şekilde yaklaşıldığını söyledi.
Çocukların, cinsellikle ilgili en doğru bilgileri ilk olarak ailede, sonrasında da okulda öğretmenleri aracılığıyla öğrenmesi gerektiğini savunan Tülay Sevgican, şunları söyledi:“Cinsel ihmal, cinsellikle ilgili konularda çocukların korunmaması, bu konuda ilgisiz kalınması ve cinsel bilgiler konusunda çocuklara yeterince bilgi verilmemesi olarak tanımlanabilir. Cinsel istismar ise aktif bir olgudur. Cinsel doyum için çocuğun kullanılması ya da bir başkası için çocuğun kullanılmasına izin verilmesi de bir istismardır. Bir yetişkinin, cinsel haz duymak amacıyla çocuğun cinsel organlarını okşaması, tecavüz etmesi, ellemesi, teşhircilik yapması, çocuğu pornografik amaçlı kullanması da cinsel istismar olarak tanımlanıyor. Bu suçu daha çok cinsel doyumu çocuklarda arayan ve cinsel anlamda da yetersiz kişiler işliyor.”
Cinsel istismarın her ne kadar toplum tarafından kabul edilmese de en çok gizlenen bir istismar türü olduğunu ifade eden Sevgican, bu tür olayların daha çok aile içinde yaşandığını, son dönemlerde yaşananların ise bunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
Milliyet