Dövme Hakkında Bilmeniz Gerekenler - Dövme Piercing

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113

İnsan bedeninin farkli malzemeler kullanilarak çesitli uygulamalarla süslenmesi olgusunu tarihin çok eski dönemlerine dayandirmak mümkündür.

Insan neden süslenme gereksinimi duyar. Bu durum yalniz begenilme, güzel görünme isteginden mi ileri gelmektedir yoksa bunun daha farkli nedenleri var midir.

Bu yazida tatoaj olarak adlandirilan süslenme biçimleri arasinda yer alan; dögün, vesim, dak ve dag olarak da bilinen dövme adetinden, bu adetin Anadolu''daki durumundan söz edilmeye çalisilacaktir.

Dövme, deri tarafindan tümüyle yok edilemeyen bir boya maddesinin belirli bir teknikle altderi yüzeyine kadar islenmesi olarak tanimlanabilir. Altderiye ulasmak için sivri uçlu bir araçla yariklar veya delikler açilir. Açilan bu yariklara igne, diken gibi bir araç yardimi ile gerekli boya maddesi konur. Ya da Eskimolarin kullandiklari bir teknikle, deri igneyle delindikten sonra, ise bulanmis bir iplik deriye geçirilerek, boya deri altina yerlestirilir. Diger bir teknik, açilan yariklara barut veya güherçile içeren karisimlari yayarak bunlari ateslemektir. Bu islemlerden, özellikle derinin yakilmasi isleminden sonda deride hiçbir zaman çikmayan açik ya da koyu mavi renkli bir yanik izi olusur.

Dövme yapilirken en çok kullanilan boya maddesi istir. Isle birlikte çivit, antimuan tozu, kavrulup dövülmüs kemik tozu, çesitli bitki özleri, safran ve kina da kullanilir. Bu malzemelere göre deride beliren izler kirmiziya yakin bir tonda olabilir.

Yaptiranin uzun süre aciya katlanmasini gerektiren dövmenin yapildigi mevsim de önemlidir. Iyi bir dövme elde etmek için ilkbahar en uygun mevsim sayilir.

Kaynaklar ilk çaglarda kamis ve yaprak boyalari ile yapilan dövmelerden söz etmekte, 1.0. 2000lerden kalma Misir mumyalarinda dövmelere rastlanildigini belirtmektedir.

Hun kurganlarinda çikan cesetlerde son derece kivrak çizgilerle ve dekoratif bir anlayisla yapilmis düssel yaratiklar ve koç figürlerinden olusan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynakli bu dövmelerin is oldugu ihtimali bulunan bir boyanin, deriye siringa edilmesi ile olustugu düsünülmektedir. Pazirik kurganinda bir baskasına ait cesette bulunan dövmelerde oldugu gibi, Hunlarda da asil ve kahraman kisilerin dövme yaptirabildigi, daha sonralari Kazak ve Kirgizlarda devam eden bu gelenegin yine kahramanlik niteligi tasiyan bireylerce uygulandigi bilinmektedir.

Tastik mezarlarinda ve daha sonra Altin Yis mezarlarinin birinde bulunan cesetlerde vücudun bazi kisimlarinin av sahnelerini tasvir eden dövmelerle süslü bulundugu görülmektedir.

Eski Romada suçlulari ve köleleri tanimaya yarayan dövmelere 19. yüzyil Ingiltere''sinde de rastlanilmaktadir.

Cezayirli gemiciler araciligi ile Osmanli denizcileri arasinda yayginlasan dövme; XVII. yüzyildan itibaren Yeniçerilerce bagli bulunduklari ortayi simgelemek amaci ile yaptirilmaya baslanmis, Yeniçeri ocaginin kapatilisina dek sürmüstür.

Ilkel topluluklarda dövme yapilirken törenler düzenlenir. Dövmeyi yapan kisi birtakim dinsel ve büyüsel kurallari yerine getirmek zorundadir. Çesitli model ve örneklere göre yapilan dövmelerin deriye islenisi bazen aylarca kimi zaman birkaç yil sürebilir.

Dövmecilik özellikle Okyanusya adalarinda (Markiz, Samoa) ve Yeni Zelandada gelismistir. Deride yara açilarak yapilan dövme teknigine Avustralya ve Merkezi Afrika yerlilerinde rastlanilmaktadir.

Dövmenin estetik yönüne göre çok daha önem tasiyan yani hemen her zaman dinsel,büyüsel, sagaltici, toplumsal ve cinsel rolleri belirleyici, bagli bulunan toplulugu isaret edici özelligidir.

Anadoludaki dövme adetinin de bu yaklasimla ele alinarak incelenmesi daha dogru olur.

Dövme adeti özellikle Dogu Anadolu ve Güneydogu Anadolu bölgelerimizde yayginlik kazanmistir.

1991 yilinda Gaziantep Barak bölgesinde iki Türkmen ve bir Kürt köyünde yaptigim arastirmalarda 40-45 yasin üzerindeki erkek ve kadinlarin el, yüz ve vücutlarinda yörede dövün olarak adlandirilan dövmelere rastladim. Bu kisilerde el, yüz ve vücudun çesitli bölümlerinde bulanan dövünler; 18-20 yas civari genç kizlarda yalniz sag yanakta bir nokta seklinde yer almaktadir.

Yörede gurbet adi verilen, geçimini boncuk, igne gibi ufak tefek gereçler satip, karsiliginda yumurta, arpa, bugday vb. alarak karsilayan küçük gezici gruplar tarafindan, 15-20 yil öncesine kadar isteyenlere dövün yapildigi, simdi ise bu uygulamanin devam etmedigi belirtilmistir. Dövün yapilmadan önce, dövmeyi yaptiracak kisi veya gurbet tarafindan belirlenen sekiller yanmis kibrit çöpü yardimi ile vücut üzerine çizilir. Üç ya da dokuz adet halinde (bu rakamlarin mistik özelligi bilinmektedir) bir araya getirilerek sikica baglanan ignelerle deri dövülür; koyun ödü ve kazanlarin altindan toplanan isle hazirlanan karisim, bu dövülme sirasinda altderiye yerlestirilir. Kabuk baglayan bu yara zamanla iyilesir ve desen belirir.

Dövün, kadinlar tarafindan özellikle çene, çene alti, ayak bilegi, boyun, gögüs ve el üstlerinde tercih edilmekte, erkeklerde ise burun üzeri ve alin ortasinda, el üstlerinde, el bileginde ve kollarda dövüne rastlanmaktadir.

Bilinen dövme motifleri arasinda, kadinlarda el üstü ve ayak bileklerinde rastlanan tarak ve ayna; genellikle yüze yapilan yildiz ve ayak bileklerinde halka motifleri önemli yer tutmaktadir. Bunlarla beraber 60 yas civarindaki birkaç kadinda dikkati çeken, çene altindan baslayarak, boyunda devam eden ve iki gögüste sekillenen ceren motifidir.

Erkeklerde daha çok sakaklarda ve kollarda yogunlasan Arap harfleriyle yazilmis isim ve ibarelere, arslan, yilan, ay gibi sekillere rastlamak mümkündür.

Dövmelerin ne için yapildigi sorusuna genel olarak süslenme yaniti verilmekle beraber, 60 yas üzerindeki kadin ve erkekler ugur getirdigi, kazanci artirdigi, bereketi sagladigi inanci ile dövme yaptirdiklarini belirtmislerdir. Ayrica çocugu olmayan kadinlarin bellerine yaptirdiklari dövme sayesinde çocuklari olacagina iliskin inanç mevcuttur. Ancak kentlerde çok yadirgandiklari, torun ve çocuklari tarafindan çagdisi bulundugu için büyük bir çogunlugu dövmeyi sevmedigini söylemektedir. Asitli maddelerle yüzlerinden bu izi çikarmak istemisler ancak basarili olamamislardir.

1994 yilinda Çankirida bir Türkmen köyünde yapilan çalismada ise 50-55 yas civarindaki kadinlarda, burnun üst kismi ve alnin ortasinda bulunan ay-yildiz seklinde dövmenin disinda vücudun baska hiçbir yerinde dövmenin bulunmamasi dikkati çekmistir. Bu dövmenin özelligi ise kiz sütü (yeni dogum yapmis ve kiz çocugu olmus bir annenin sütünün) isle karistirilmasi, bu karisimin dövmede kullanilmasidir. Dövme yapilirken yine üç igne bir araya getirilmekte, kaynak kisiler bunun atalarindan kalma bir süs oldu­gunu belirtmektedirler.

Urfa, Mardin ve Diyarbakirda dövme; dak ya da dek olarak da anilmaktadir. Bu yörelerde en fazla dikkat çeken dövme motifi özellikle sakaklarda görülen bes parmagi stilize eden sekildir. Bu sekillere Gaziantepte de rastlamak mümkündür. Bu motif S.V. Örnekin de belirttigi ve Kizilcahamamda Yenge Mezari olarak anilan kadin mezarlarinin basucuna konulan tahta isaretlerle büyük benzerlik tasir.

Dövme motiflerinde mezar taslarindan, dokumalarimiza, mimarimizden isleme tekniklerimize kadar uzanan ve hemen hepsinde dinsel, büyüsel, mitolojik; sosyal ve cinsel statü, asiret isareti niteligi tasiyan motiflerin benzerlerini bulmak mümkündür. Bu motiflerin kisiyi rahatsizliklardan, nazardan koruduguna; güzellik ve yigitlik getirdigine olan inanç halen devam etmektedir.

Günümüzde Batida çok yaygin bir uygulama alani bulunan dövme, kentsel yasamda özellikle gençler arasinda giderek daha çok ilgi çeken bir süslenme biçimine dönüsmüstür.

Istanbulda dövme yapan iki kisi dövme yaptiklari makinenin batma derinligini ayarlayabildigini, steril kosullarin dövme yapiminda büyük önem tasidigini belirtmektedir. Bu kisilere göre dövme yaptiranlar cinsel bakimdan daha çekici görünme. kendini güçlü hissetme, dikkat çekme, farkli olma ve süsleme amaci ile bu uygulamaya basvurmaktadir. Sahte dövmeler disinda vücuttan çikarilmasi ancak bir operasyonla gerçeklesen dövmelerin genellikle bayanlar arasinda yaygin oldugu belirtilmektedir.

Kisa bir degerlendirme yapildiginda Anadoluda dövme adetinin;

- Dinsel-büyüsel Kökene

- Bir asirete olan bagliliga yani bir anlamda damga niteligi olusuna

- Süslenme olgusu tasimasina

- Hastalik ve nazardan korunma

- Ugur ve tilsim niteligi bulunma

gibi çok genel basliklar altinda toplanan nedenlere dayandigi söylenebilir. Günümüzde geleneksel kesimde önemini kaybetmis durumda bulunan dövme adeti kentsel kesimde giderek yayginlik kazanmaktadir.

Yararlanılan Kaynak: "Anadolu''nun Bazı Yörelerinde Dövme Adeti ve Bu Adetin Çağdaş Yaşamdaki Yeri", Nihal KADIOĞLU ÇEVİK, I.Türk Halk Kültürü Araştırma Sonuçları Sempozyumu Bildirileri, Ankara 1996, Kültür Bakanlığı HAGEM Yayınları


DÖVME TARİHİ-2

Türkçe dövme/dövün ve Arapça vesm olarak adlandırılan, insan bedeninin çeşitli malzemeler kullanılarak farklı uygulamalarla süslenmesi adetine dünya tarihimizin çok eski dönemlerinden bugünlerine değin rastlamak mümkündür.
Dövme, deri tarafından tümüyle yok edilemeyen bir boya maddesinin belirli bir teknikle altderi yüzeyine kadar işlenmesi olarak tanımlanabilir.


Alt deriye ulaşmak için sivri uçlu bir araçla yarıklar veya delikler açılır. Açılan bu yarıklara iğne, diken, keskin kamış, kemik gibi sivri uçlu bir araçla is ve sür karılımı boya maddesi konur. Eskimoların kullandıkları tekniğe göre ise, deri iğneyle delindikten sonra, delinen ciltteki yarıklar arasından geçirilen boyalı bir iplik vasıtası ile boya deri altına yerleştirilir. Diğer bir teknik, açılan yarıklara barut veya güherçile içeren karışımları yayarak bunları ateşlemektir. Bu işlemlerden, özellikle derinin yakılması işleminden sonraa deride hiçbir zaman çıkmayan açık ya da koyu mavi renkli bir yanık izi oluşur.

Dövme yapılırken en çok kullanılan boya maddesi çıra, sac, çalı çırpı gibi maddelerden elde edilen istir. Yanı sıra çivit, antimuan tozu, kibrit tozu, güherçile, kavrulup dövülmüş kemik tozu, çini mürekkebi, balık ödü, çesitli bitki özleri, safran ve kına da kullanılır. Anne sütü temel karışım sayılır. Bu malzemelere göre deride beliren izler kırmızıya yakın bir tonda olabilir.

Kaynaklar, ilk çağlarda kamış ve yaprak boyaları ile yapılan dövmelerden söz etmekte, İ.Ö. 2000lerden kalma Mısır mumyalarında dövmelere rastlanıldığını belirtmektedir.

Hun kurganlarında çıkan cesetlerde son derece kıvrak çizgilerle ve dekoratif bir anlayışla yapılmış düşsel yaratıklar ve koç figürlerinden olusan dövmeler görülmektedir. Dinsel-büyüsel kaynaklı bu dövmelerin is olduğu ihtimali ve deriye şırınga edilmesi ile oluştuğu düşünülmektedir. Hunlara ait Pazırık kurganında bulunan bir başkana ait cesetten anlaşıldığı üzere Hunlarda asil ve kahraman kişilerin dövme yaptırabildiği, daha sonraları Kazak ve Kırgızlarda da devam eden bu geleneğin yine kahramanlık niteliği taşıyan bireylere uygulandığı bilinmektedir. Taşdık ve Altın Yış mezarlarındaki cesetlerin bazı kısımlarındaki dövmeler, av sahnelerini tasvir eder.

Antik Trak kavmi dövmeyi asalet nişanesi sayarken, eski yunanlılar için ahlaksızlık damgası gibiydi. Eski Romada suçluları ve köleleri tanımaya yarayan dövmelere 19. yüzyıl İngiltere''sinde de rastlanılmaktadır.
Cezayirli gemiciler aracılığı ile Osmanlı denizcileri arasında yaygınlaşan dövme; XVII. yüzyıldan itibaren Yeniçerilerce bağlı bulundukları ortayı (bölük) simgelemek amacı ile yaptırılmaya başlanmış, Yeniçeri ocağının kapatılışına dek sürmüştür.

İlkel topluluklarda dövme yapılırken törenler düzenlenir. Dövmeyi yapan kişi birtakım dinsel ve büyüsel kuralları yerine getirmek zorundadır. Çesitli model ve örneklere göre yapılan dövmelerin deriye işlenişi bazen aylarca bazen de birkaç yıl sürebilmektedir.

Dövmecilik özellikle Okyanusya adalarında (Markiz, Samoa) ve Yeni Zelandada gelişmiştir. Deride yara açılarak yapılan dövme tekniğine Avustralya ve Merkezi Afrika yerlilerinde de rastlanılmaktadır.

Dövmenin estetik yönüne göre çok daha önem taşıyan yanı hemen her zaman dinsel, büyüsel, iyileştirici, toplumsal ve cinsel rolleri belirleyici, bağli bulunan topluluğu işaret edici özelliğidir.

Dövme adeti özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaygınlık göstermektedir.

Yakın zamana kadar dövmecilik Gaziantep Barak bölgesinde gurbet adı verilen, geçimini boncuk, iğne gibi ufak tefek gereçler satıp, karşılığında yumurta, arpa, buğday vb. alarak karşılayan küçük gezici gruplar tarafından, 15-20 yıl öncesine kadar isteyenlere dövün yapıldığı, şimdi ise bu uygulamanın devam etmediği belirtilmiştir. Dövün yapılmadan önce, dövmeyi yaptıracak kişi veya gurbet tarafından belirlenen şekiller yanmış kibrit çöpü yardımı ile vücut üzerine çizilir. Üç ya da dokuz adet halinde (bu rakamlarin mistik özelligi ve yöreye göre değişiklik gösterdiği bilinmektedir) bir araya getirilerek sıkıca bağlanan iğnelerle deri dövülür; koyun ödü ve kazanların altından toplanan isle hazırlanan karışım, bu dövülme sırasında altderiye yerleştirilir. Kabuk bağlayan bu yara zamanla iyileşir ve desen belirir.

Ancak dövme her mevsimde yapılamıyor; havanın soğukluğu ve sıcaklığı dövme üzerinde etkili. Bu sebeple genelde ılımlı ilkbahar zamanları dövme için uygun mevsim sayılıyor.

Dövün, kadınlar tarafından özellikle çene, çene altı, ayak bileği, boyun, göğüs ve el üstlerinde tercih edilmekte, erkeklerde ise burun üzeri ve alın ortasında, el üstlerinde, el bileğinde ve kollarda dövüne rastlanmaktadır. Bilinen dövme motifleri arasında, kadınlarda el üstü ve ayak bileklerinde rastlanan tarak ve ayna; genellikle yüze yapılan yıldız ve ayak bileklerinde halka motifleri önemli yer tutmaktadir. Erkeklerde daha çok şakaklarda ve kollarda yoğunlaşan Arap harfleriyle yazılmış isim ve ibarelere, arslan, yılan, ay gibi şekillere rastlamak mümkündür.
Yahudilik ve Hristiyanlık inancında dövme yasaklanmıştır. Kitab-ı Mukaddeste Ölüler için bedeninizde yara açmayacaksınız, dövme işareti koymayacaksınız (Levililer: 19/28) buyruğu yer alır. Bununla birlikte kimi Yahudi ve Hristiyan tarikatlarında dövme özel tanınma, kimlik nişanesi olarak algılanır; Güneş tanrısı Baalın isteği üzerine, ilahi ve gizemli bir kudret edinme aracı sayılır. Tevrat uzmanı M.W.Thomsona göre, Musa Peygamber, elleri ve alınlarını mistik sembollerle süsleyen Araplardan dövme adetini ödünç alarak, kendi amacı için kullanmıştır. Katolik Kilisesi İ.S. 4.yüzyılda, Tanrının imajını bozuyor diye Romadaki köle ve mahkumların yüzüne dövme yapılmasını yasaklamıştır. 787 yılında ise Papa I. Hadrinan, vücudun herhangi bir yerine dövme yapmayı, batıl inanç ve paganizmi çağrıştırdığı için tümüyle menetmiştir. Çağlar boyu Avrupada kaybolan dövme geleneği 19. yüzyıl İngilteresşnde aniden canlandı. Kaptan Cookun 1769daki ilk seyahatleriyle birlikte denizcier arasında yaygınlaşıp egzotik biçimde renklilik kazandı. Galler prensi 1862de kutsal topraklara (Filistin) ziyaret edince, koluna haç dövmesi yapıldı. Kral Edward VII. Oğlu Georgenun 1882de Japonya ziyareti sırasında bileğine bir canavar motifi işlendi. Böylece dövme, İngilterede krallık fermanıyla onaylanmış oldu.

Bir rivayete göre Hz.Muhammedin (S.A.S.) dövme yapan ve yaptıran, dişlerini törpüleyen ve böylece Allahın yarattığı şekli değiştirmeye uğraşan kadınlara lanet edilmiştir bu sebeple kimi İslam alimleri dövme yaptırmayı büyük günah sayarlar. İslamın egemen olduğu bazı yerlerde, ellerinde haç dövmesi bulunan erkeklerin gizli gavur olduğu kabul edilir ve camilere alınmazlarmış.

Dövme motiflerinde mezar taşlarşndan, dokumalarımıza, mimarimizden işleme tekniklerimize kadar uzanan ve hemen hepsinde dinsel, büyüsel, mitolojik, sosyal ve cinsel statü, aşiret işareti niteliği taşıyan motiflerin benzerlerini bulmak mümkündür. Bu motiflerin kişiyi rahatsızlıklardan, nazardan koruduğuna; güzellik ve yiğitlik getirdiğine olan inanç halen devam etmektedir.

Günümüzde Batıda çok yaygın bir uygulama alanı bulunan dövme, kentsel yaşamda özellikle gençler arasında giderek daha çok ilgi çeken bir vücut süsleme biçimine dönüşmektedir..
Dövme Modelleri Ve Anlamları
Eskiden beri bir şeyleri sembolize etmek için ( güç, gurur, dayanıklılık vs. gibi ) bu özellikleri taşıyan canlıların resimleri kullanılmış ve bu özellikler taklit edilmiştir. Genelde dövme yapımında resmedilen çoğu canlı figürlerinin ( özellikle hayvanlar ) iyi yanları anlam olarak baz alınmış ve yapılmıştır ve halende yapılmaya devam etmektedir. Dövme olarak tercih edilen canlı yada cansız varlıkların ne anlam taşıdığı hep bir tartışma konusu olmuştur fakat burada önemli olan şey sizin niyetinizdir ki siz bir dövme yaptırırken ona ne anlam yüklemek istiyorsanız dövmenizin anlamı odur. Yinede dünyanın geri kalan kısmında klasikleşmiş bazı desenler vardırki anlamları artık benimsenmiş ve kabul edilmiştir işte bunlardan bazıları aşağıda kısa açıklamaları ile verilmiştir.

Kelebek: Kişisel değişimin inanılmaz gücünü aktarmanın güzel bir yolu, bir dövme stili olarak kelebek oldukça popüler olmuştur. Kelebeğin enerjisi,denge dönüşüm ve zarafetle bağdaştırılır. Kelebek aşağı sırt bölgesi için güzel bir motif oluşturur

Kartal: Genelde motorcular, çevreciler, ekstrem spor meraklıları arasında talep edilen bir dövme stilidir. Kartalın enerjisi güç, özgürlük ve aydınlanmayı anlatır.

Doğan: Acımasız ve görkemli; doğanın korkunç çığlıkları ve güçlü pençeleri özellikle celtic ve amerikan yerli kabileleri arasında popüler bir dövme stili olmuştur.doğan dürüstlük ve zekanın simgesidir.

Baykuş: Meşhur ötüşü ve gece yaşayışıyla baykuş hem gençler hem de yaşlılar arasında popülerdir. Baykuş görüşün, bilgeliğin ve anlayışın simgesidir.


Kuzgun: Poe taraftarları ve büyüye meraklı olanlar arasında yaygındır. Kuzgunun siyah tüyleri ve meşhur dik bakışı çok fazla dövme motifinde bulunur. Kuzgun bilinmeyene ve öbür dünyaya yolculuğu simgeler.

Ayı : Onun alanını paylaşan diğer hayvanlardan daha üstün olan ayı; gücün, kendini korumanın ve bilgeliğin simgesidir.

Puma : Dağ aslanı olarak ta bilinen bu ormanın yalnız bekçileri uzaklara ulaşan çığlıklarıyla avına korku salar. Puma liderliğin, sadakatin ve cesaretin simgesidir.

Geyik: Sessiz ve oldukça saf olan bu güzel, zarif yaratıklar popüler bir yaban yaşam dövme motifidir. Geyik barışın,duyarlılığın ve kibarlığın simgesidir.

Tilki: Kurnaz ve hızlı olan tilki birçok hayvan ****for benzetme ve simgelendirmelerine konudur. Doğal olarak tilki, zeka, sağduyu ve kurnazlığın simgesidir.

Kurt : Kurt genelde insana olan aşırı benzerlik ve çekiminden dolayı dövme motifleri arasında sık kullanılır. Bizim evcilleşitirlmiş köpeğimizin gelişmiş hali olan kurt öğretme yeteneği, sadakat ve işbirliğini simgeler.

Kurbağa: Her zıplayışta inanılmaz yol kat edebilen kurbağalar renkli ve oyuncu, şen dövme motiflerindendir. Kurbağa uzun yıllarca iyileştirme güçleriyle saygı duyulan, barışçıl değişim ve uyumluluğa saygıyı simgeler.

Somon ( koi ): Her zaman akıntıya karşı direnen somon balığı azmin kararlılığın simgesidir. Aynısı hayvanın ısrarcı ve kararı totem doğası için de geçerlidir. Uzak doğuda akıntıya karşı yüzerek bahsi geçen afsanevi nehirin kaynağına ulaşan koi bir dragona dönüşerek manevi dünya ile maddi dünya arasında gidip geleceğine inanılır.


Kaplumbağa: Dünyayı kabuğunun rahatlığıyla dolaşabilen kaplumbağayla su kuyusunu pınarı özdeşleştiren bir çok insan vardır. Kaplumbağa korumanın,iyileştirmenin,ve iç bilgeliğin simgesidir. Sabır bilgelik ve uysallığı simgeler.

Balina: Denizin memelisi olan balina, insanlığı zekası ve sosyal doğasıyla büyülemiştir. Bir balina ruhu sizin koruyucunuz olduğunda bu uyumun,iletişimin ve zekanın alametidir. Balina dövmeleri genelde ayak bileğinde ve aşağı sırt bölgesinde yapılır.


Kedi: Binlerce yıl önce ilk olarak mısırlılar tarafından evcilleştirilen kedi,dünyanın dört bir yanında bir çok kadın ve erkeğin kalbinde ve evinde kendine yer açmıştır. Kedi özgürlük,çabuk iyileşme ve düşünce özgürlüğünün simgesidir.

Köpek: Kalıcı yoldaş ve insanoğlunun en yakın arkadaşı olan köpek insanlara diğer hayvanların olmadığı bir biçimde bağlıdır. Doğasına uygun olarak ,köpek sadakatin ve dostluğun simgesidir. Birçok insan dövme motifi olarak kendi aile köpeklerinin portresini vücutlarına işlemişlerdir.

At: Çağlar boyunca kendini insanlığa adamayı seçmiş büyük gücün ve kuvveti simgeleyen atlar insanı büyülemiştir,atın totemi özgürlük, kuvvet ve harekettir.

Papağan :Bu güzel,renkli kuşlar inanılmaz dövme motifi oluştururlar. Gri,yeşil,mavi,ya da kırmızı olan papağanların güzelliği ve mimik kabiliyeti onları bize sevdirdi. Koruyucu olarak papağan , bize iletişim,aydınlanma yükselme,güzellik ve komiklik sağlar.

Aslan: Ormanın kralı aslan gurur,liderlik ve cesareti temsil eder.

Kertenkele: Tehlikeden kaçmak için kuyruğunu bırakıp giden kertenkele totemi bize oluruna bırakma ve kendini koruma prensiplerini gösterir. Polenezyan kabilelerinde rastlanan gecko dövmesi kertenkele dövmeleri arasında en yaygın olanlarıdır.

Kaplan: Büyük kedilerin içinde en büyüğü olan kaplan büyük gücün ve iktidarın simgesidir.eğer kaplan son zamanlarda koruyucunuz olduysa yeni maceralara ve gücünüzün ve ihtirasınızın uyanışınıza hazır olun.

Jaguarlar ve panterler: kamufle olmuş jaguarlar ve panterler gizlenme ustalarıdır. Bu yırtıcı ve öldürücü hayvanlar avlanırken gizlenme yeteneklerine güvenirler. totem olarak jaguar oldukça gizemli ve çekici bir hayvandır.

Akrep: Güçlü bedeni ve ölümcül iğnesiyle bilinen akrep gelecek tehlikeleri veya zor dönüşümleri haber verir.

Dragon: Genelde dragon,uzun ömür, bilgelik, sonsuzluk ve dünyalar arasında dolaşabilmeyi simgeler. Dragonun iyileştirici güçleri vardır.

Çiçekler bitkiler

Nergis: Umut, karşılıksız sevgi ve saygıyı simgeler.

Papatya: papatyalar masumiyeti simgeler. Yinede bazı papatyaların kendi eşsiz anlamları vardır. Beyaz yabani papatya düşüneceğim anlamındadır. Renkli papatyalar güzelliği simgeler. Michealmas papatyaları elveda demektir.


Keltik efsanesine göre papatyalar doğarken ölen çocukların ruhundan çıkmıştır. Tanrı papatyaları dünyanın dört bir yanına yas tutan ebeveynleri neşelendirmek için serpiştirmiştir.

Hibiscus: yani namı diğer amber çiçeği, zarif güzelliğin bir simgesidir.önceleri güney Çin in ılık ikliminde yetişiyorduysa da,sonraları Pasifik okyanusunu aşmış,ve nihayetinde 1842 yılında Amerika birleşik devletlerine kadar ulaşmıştır

Zambak: Su zambağı: kalbin saflığı. Kurbağa zambağı: Kılık değiştirme, kaplan zambak: Beni sevmeni istiyorum beyaz zambaklar: saflık ve sevimlilik. Ve sarı zambaklar flörtü simgeler. Bir Çin atasözü der ki eğer cebinde sadece iki peni varsa biriyle ekmek diğeriyle zambak al.

Nilüfer ( lotus ) : Amber çiçeği gibi evrensel olarak yabancılaşmış sevgi ve bu sevginin gerektirdiği boş arzuları sembolize eder. Nilüfer çiçeğinin vatanı mısır ve Hindistan dır,ve yerel mitlerde ve efsanelerde büyük yer kaplar.

Gül: Oldukça popüler bir dövme modeli olan gül farklı sebeplerden dolayı herkes için başka bir şeyi simgeler. Yinede dövmelerin çok az geleneksel anlamları olması onları
Clytia nın yunan mitine göre güne bakan çiçeklerinin oldukça romantik bir hikayesi vardır. Clytia güzel bir su perisidir ve güneş tanrısı olan apolloya aşık olur. Apolloyu görebilmek için 9 gün boyunca dimdik duru bir şekilde onu bekler, onun ilgisini çekmek için bekler durur ve apollonun ilgisini çekemediğinden sonunda güne bakan çiçeğine dönüşür.


Dini motifler

Haç işareti: farklı tasarım ve çeşitlilikte olan haçlar,Hıristiyanlar arasında oldukça popüler olan dövmelerdendir.ayrıca Protestanlar haç işaretlerinin yanına dövme olarak kendi kiliselerinin amblem ve mührünü yaptırırlar.

Tavus kuşu: Hıristiyan tarihinin ilk zamanlarının sembolü olarak kullanılır. Tavus kuşu tüylerini her kabarttığında yeni tüyler eski tüylerinin güzelliğini bastırır.

Zambak: genelde doğu bölgesinde ölümsüzlüğü ve sonsuz yaşamı simgeler.


Anka kuşu ( felix ): ölüp yeniden küllerinden doğan Anka kuşu yeniden diriliş anlamında Hıristiyanlarca kullanılan bir dövmedir.

Buğday başı: (genelde 3 tane): yaşam kaynağını ve ekmeğini simgeler.

Pelikan : Bu su kuşu yavrularını beslemek için kendi göğsünden kan akıttığından ilk Hıristiyanlara vefa anlamında yapılan bir dövmedir.

Palmiye yaprağı: İsanın kudüse son gelişinde ona tapınmayı ve selamlamayı simgeleyen palmiye yaprağı manevi değerlerin simgesidir.

Çoban: Genelde omzunda bir koyun taşırken çizilen çoban bizim manevi çobanımız olan İsanın şefkatini simgeler.

Yağmur bulutları: Halos diye de bilinen yağmur bulutları genelde İsa Meryem ve aziz motiflerine ek olarak kullanılır.

Gemi: Zor ve kasırgalı denizlerde ilerleyen gemi motifi kiliselerin tüm tehlikeler rağmen ayakta kaldığını simgeler.

Lamba: Genellikle cinlerle birlikte kullanılan lamba gaz lambası şeklindedir. Lamba genelde tanrı kelimesini simgeler.

Balık: Yunan kelimesi olan ICTHUS yani balık İsa, tanrının oğlu, kurtarıcı anlamında olup, bir Hıristiyan kuma bir çubuk yardımıyla başlığın bir kısmını çizer diğer insanda inanan biriyse eğer gelir ve bu şekli tamamlar. Yani balık Hıristiyanlığın bir simgesidir.

Mum: Dünyanın ışığı olan İsayı takip ettiğinin onun yolundan gittiğinin bir simgesidir.

Kuğu: Vaftiz sırasında tanrının ruhunun İsa üzerine olmasını simgeleyen kuğu şimdi genellikle trinityninkutsal ruhunu simgeler.


Üç tane iç içe geçmiş halka: Eğer celtik dövme modeline uygun bir Hıristiyan dövmesi arıyorsanız iç içe geçişmiş 3 halka en uygunu olur. Bu aynı boyuttaki iç içe geçmiş üç halka eşitliği, bütünlüğü ,birliği ve baba oğul kutsal ruh dediğimiz tanrısal üç varlığı simgeler.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst