Çocuk hasreti ile kitap yazdı, dernek kurdu

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
pehlivan.jpg


Ayşe Pehlivan, Mihrimah ismini koymayı hayal ettiği kızı için evinde hazırlık bile yapar. Ama göğüs kanseri teşhisi ile birlikte çocuğunun olamayacağını öğrenir. Çocuğunun olmayacağı ızdırabı karşısında "Benim sınavım Mihrimah'sızlıktır. Bana düşen, hükmün sahibine teslim olmaktır." der. Doğmamış çocuğuna mektuplar, şiirler yazar. 'Özlenen Çocuk' adıyla bir dernek kurar.Yuva kurma telaşını atlatıp evliliğe alışmadan yeni evlilere "Çocuk ne zaman?" diye sormaya başlar eş dost. Bazen utana sıkıla, bazen kaçamak cevaplarla geçiştirilir sorular. Mutlu bir aile fotoğrafını tamamlayan en güzel görüntü hiç şüphesiz neşe içinde cıvıldayan çocuklardır. Ayşe Pehlivan da hayatı boyunca anne olmayı düşler, bir evladın sıcaklığını yanı başında duymayı, güzel günlerini görmeyi ister. Öyle ki daha çocukluğunda, "Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna "Anne olacağım" diye cevap verir. Hastalık derecesinde bir sevdaya dönüşmüştür onda annelik hayali.

Ayşe Hanım, 1993 yılında evlenir, Mihrimah (ay ve güneş) ismini vermeyi hayal ettiği çocuğu için, kütüphane, kumbara, arşiv bile oluşturur. Kendisini anneliğe hazır hissettiği dönemde göğsünde bir sızı hisseder ve doktora gider, kanser teşhisi konulur. O an hissettiği tam bir boşluktur. Hastalığın ona neler getireceğini bilmez, tedavi süresince yakınlarının yardımıyla gerekenleri yapar. Hastalığın en büyük faturasını Mihrimah'sızlık olarak görür. Artık anne olamayacaktır. Ayşe Hanım'ı, anne olamaması, kanser teşhisinden daha çok üzer; 'Annenin gözyaşları aktı be kızım / gözyaşına yalnız annen baktı be kızım / annen gönlüne seni kattı be kızım / yol çok mu ırak yoksun Mihrimah' diye seslenir doğmayan çocuğuna 'Gelmeyeceksin Diye' kitabında.

HÜKMÜN SAHİBİNE TESLİM OLDUM

"Mihrimah'ın doğmayacağını bilmek, hayatın anlamını zorlar." diyerek söze başlayan Ayşe Hanım, devam ediyor Mihrimah'sızlığın yansımalarını anlatmaya: "Sınanmaya geldiğimiz şu dünyada sınav sorularını biz seçemeyiz, sınayan belirler. Benim sınavım Mihrimah'sızlıktır. Bana düşen, hükmün sahibine teslim olmaktır. Olaya böyle bakıyorum, o zaman da yapılacakları gözden geçiriyor insan. Bugüne kadar aynı ızdırapla dağlanmış birçok yürek, aynı özlemle yaşayan birçok insan, bir araya gelip kederlerimizi paylaşırken, bu konuda 'Neler yapabiliriz?' sorularına cevap aradık. Sevgi sunmaya hazır yüreklerle, sevgi ve ilgi bekleyen çocukları buluşturmayı amaçladık, 1999 yılında bu düşünceden doğdu Özlenen Çocuk Derneği." Kimsesizlere kimse olmayı bir görev bilen dernek, çocuksuz ailelerin içinde bulundukları durumun getirdiği; özellikle sosyal baskıdan kaynaklanan sıkıntıları bertaraf etmeyi, mevcut potansiyellerini çocuklar ve kendi yararlarına hizmete dönüştürmeleri için bilinç oluşturuyor.

Tedavi sürecinde yaşanılanlardan bahsederken ilginç bir olayı dile getiriyor Ayşe Hanım: "Ben kemoterapi alırken çok zorlandım. Açıkçası biteceğini düşünmek bile büyük bir huzurdu. Elimde ilaçlarla kapıda beklerken, 16–17 yaşlarında bir delikanlının da çok çekingen bir şekilde kenarda beklediğini gördüm. "Sıra mı bekliyorsunuz?" diye sordum. Biraz daha gömülerek içine "Ben hastalardan artan ilaçları bekliyorum. Babamı tedavi ettireceğiz de, doktorlar artan ilaçlar olursa onları babam için kullanacaklarını söylediler." Sözlerinin bitimiyle beni alıp bambaşka yerlere götürdü bu delikanlı. Benim bir an önce bitmesini istediğim, şikâyetçi olduğum ilaçlara, çok fazla ihtiyaç duyup, sahip olmayı nimet gören bu genç adam, "Ucun ucu, zirvenin dibi var mı?" diye düşünmeme neden oldu. O zaman bir kez daha gördüm, şikâyet ettiğimiz şeylere ayrıca dikkat etmemiz gerektiğini."

Ayşe Pehlivan, hali oldukça, vakit buldukça sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmalarını sürdürür. Tüm faaliyetlerinde çocuk, üst başlıktır. "Çocuksuzluğun getirdiği derin ızdırabı biraz da toplumdaki çocuk algısı besliyor, çocuk erkil aile yapısına dönüşmüş bir toplumda, çocuk belirleyici olunca, çocuksuz ailelere yapılacak çok bir şey kalmadığı neticesi çıkıyor." diyen Pehlivan, sözlerine şöyle devam ediyor: "Çocuksuzluk başka bir yara. Yaşadığım ortam acımı her daim derinleştiriyor. Bir konuda hassassanız, yaranız kanıyorsa, algıda seçicilik yaşıyorsanız, tüm detaylar belirleyici etki meydana getirebiliyor. Her yerde çocuk sesleri, sohbetlerde çocuk teması. Bir de bunların yaşanma biçimleri. Bir tarafta çocuk özlemiyle yüreği yananlar, diğer tarafta kürtaj yaptırmak için gayret gösterenler, bir diğer tarafta da çocuklarını istismar eden, yük olarak görenler. Her bir olgu çocukla şekilleniyor, herkes kendi yaklaşımına göre tanımlıyor, tarif ediyor duygu ve düşüncelerini, ona göre belirliyor hareketlerini. Velhasıl özlemle yanan yürekleri, sevgi bekleyen çocuklarla maksimum faydaya dönüştürecek şekilde buluşturmak, bu özlemin en güzel yanı."

Ne duruyorsunuz, çocuklarınızı sevsenize

Ayşe Pehlivan, bu zaman diliminde ayrıca doğmamış çocuğu Mihrimah'a mektuplar ve şiirler yazar, Mihrimah Yayınları'nda 'Gelmeyeceksin Diye' adlı kitapta bir araya getirir. Kitabı yazmasının asıl amacını "Şahit olduklarım Mihrimah'ın yokluğunu daha çok derinleştiriyor. Sokakta çocuk sesleri, televizyonda çocuk görüntüleri, vitrinlerde çocuk kıyafetleri. Bu halimin farkında olarak, Mihrimah'ın can yakan yokluğuyla nasıl baş edebilirim diye çırpınırken, benim gibi yokluğa mahkûm olanları düşündüm. Izdıraplarıma tutundum ve onları faydaya dönüştürmek için gayret ettim. Benim gibi yaşayanlara ışık tutması ümidiyle, yol haritamı resmetmeye çalıştım. Evlatsızlık zindanında yaşayanlar, yapılacak bir şeylerin olduğunu görerek hizmete dönüştürsünler özlemlerini." sözleriyle özetliyor Ayşe Hanım.
Çocuğu olanlara seslenmeyi de ihmal etmiyor; "Ne duruyorsunuz, sevsenize! Ne duruyorsunuz, anneliğinizin tadına yine, yeniden varsanıza. Size emanet edilen yavrularınızı sevginizle, şefkatinizle sarsanıza."
 

flamingo

Daimi Üye
Katılım
25 Şubat 2009
Mesajlar
7.864
Tepki
6.630
Puan
113
Konum
-
:uzgun::uzgun::uzgun::uzgun:
paylaşımın için teşekkürler..
 

ayser

Daimi Üye
Katılım
12 Aralık 2009
Mesajlar
6.699
Tepki
7.439
Puan
113
Yaş
68
Konum
Kartepe
Ayşe Pehlivan ne güzel bir dernek kurmuşsun içindeki sevgiyi yayabileceğin ve destek olacağın insanlar var.Hayatta her şey emanet yarın ne yaşıyacağını kimse bilmez ama insanlara yararlı olmak bir erdemdir.Seni kutlarım.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst