İnsanlar emir almak üzere proglamlanmamıştır. İnsanlar hatalarından ders almak üzere programlan*mışlardır
Daha Çok Konuşturmak İçin; İletişim Engelsiz Konuşmayı Öğrenmek Gerekir. Öğrenmek te Yetmez Uygulamak Gerekir. Yani;
a) Dinlerken yorum yapma
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Yaramaz çocuklar annelerinin yatağında uyur*lar..
Burada anne, çocuğun onların yatağında uyumak istemesine bir yorum getiriyor. 'Anne yatağında uyu*mak isteyenler yaramaz çocuklarmış.' Anne kendine göre çocuğun yaramaz çocuk olmamak için onların yatağında uyumak istemeyeceğini sanıyor. Fakat ço*cuğun onların yatağında uyumak isteği öyle büyük ki yaramaz olmak ona vız gelir. Üstelik, annelerinin ya*tağında uyumak isteyen çocuklar gerçekten yaramaz olsalar bile bu bir genellemedir. İnsanlar hayatlarının hiçbir döneminde genellemelere kulak asmazlar. Öy*le olsaydı 'Sigara içenlerin şu kadarı akciğer kanseri oluyor,'diyen istatistikler bir işe yarardı.
Neyse, bütün bu gerçekler bir yana, annenin bu*rada yaptığı en büyük hata, çocuğun teklifine bir yo*rum ile karşılık vermesidir. Yorum, karşımızdakinin bizle daha fazla konuşmasına bir engeldir. Karşı taraf konuşmayı devam ettirmez
b) Eleştirme
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Annelerin yatağında uyumak ayıptır.
Anne burada, çocuğun bu davranışını suçluyor, onu eleştiriyor. Eleştirmek de karşımızdakini bizden uzaklaştırır.
c) Suçlama
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Senin inatçılığından bıktım.
Eski inatçılıklarını hatırlatarak anne burada çocu*ğu suçluyor. Suçlama da karşımızdakini bizimle ko*nuşmaktan uzaklaştıran bir durumdur.
d) Eskileri hatırlatma
- Sizin yatağınızda uyucam
- Ehh ama...Her istediğin olsun istiyorsun.
Burada da yine eskiyi hatırlatmanın ima edildiği bir başka iletişim engeli görüyorsunuz.
e) Emir verme
- Sizin yatağınızda uyucam
- Derhal yatağına dedim.
İnsanlar emir almak üzere proglamlanmamıştır. İnsanlar hatalarından ders almak üzere programlan*mışlardır. Emir başkalarının komutlarıdır ve daha çok emredeni bağlar. Verdiğiniz emir sonunda, karşı tara*fın davranışı ödüllendiriliyorsa, o emrin yerine getiril*me şansı daha yüksektir. Aksi halde emriniz yerine getirilmez. Dikkat ederseniz ben size; 'emir verme, eskiyi hatırlatma, suçlama vs' diye habire emir veriyo*rum. Siz gerçekten çocuğunuzla iyi bir iletişim kurma*ya kararlı iseniz, bu emirleri önce yerine getirirsiniz. Ancak bu emirleri yerine getirmeniz amacınıza ulaş*manıza katkıda bulunursa bu emirleri yerine getirme*ye devam edersiniz. Aksi halde, devam etmezsiniz. İşte emirleri yerine getirmeye devam etmenizi sağla*yan, emirlerin sonunda elde ettiklerinizdir. Ödül deni*len de budur. Yoksa, çukulata almak, parka götürmek gibi bir ödül kastedilmemektedir.
Annesinin yatağında yatmak isteyen çocuk1 der*hal yatağına1 giderse emri yerine getirdiğindeki davra*nışı ödüllendirilmiş olur mu? Şüphesiz ki olmaz. O an*nesinin yatağında yatmak istiyor. Kendi yatağında de*ğil. Sizin ses tonunuzdaki sertlik ile çocuk yatağına gitse bile, bu korku belasına olmuştur. Sakın kendini*zi onu yatağa göndermek başarısına ulaşmış olarakgörmeyin. O, bunun acısını birgün sizden mutlaka çı*karır.
f) O'nu dinle
- Sizin yatağınızda uyuyacağım.
- Bizim yatağımızda uyumak istiyorsun demek.
- Evet.
- Benim oğlum annesinin yatağında uyumayı se*viyor.
- Hayır korkuyorum.
- Benim oğlum korkuyor.
- Odamın duvarının köşesinden yılanlar çıkıyor.
- Karanlık olunca çıkıyorlar, öyle mi?
- Evet.
- Gel bu gece bizimle yat. Yarın seninle birlikte çarşıya gider sana güzel bir gece lambası alırız.
Anne çocuğu dinledi. Dikkat ederseniz, dinlerken onun duygularına tercüman oldu. Yukarıdaki daha ön*ceki örneklerde olduğu gibi davransaydı onun karan*lıktan korktuğunu anlayamayacakti bile. Çünkü yukarıdaki örneklerde, anne çocuk ile arasına farkında ol*madan iletişim engeli koyup duruyor ve çocuk daha fazla konuşmuyordu.
g) O'na seçim hakkı ver
- Sizin yatağınızda uyuyacağım.
- Üçümüz bizim yatağa sığmıyoruz. Baban da se*nin yatağına sığmıyor. Başka bir çözüm de bulama*dık. Yeni bir çözüm bulmadan, bizim yatakta yatmak istersen artık sana bir ceza verebilirim. İstersen ceza*nı da söyleyeyim. Yarın sana dondurma almam.
Çareler tükenince, hatasını düzeltmek ile ceza arasında seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Ceza*yı seçmesi halinde ceza mutlaka ertelenmeden uygu*lanmalı.
Hepimizin başı sıkıştığında dertleştiği iki-üç arka*daşı vardır. Dikkat ediniz o arkadaşlarımızın diğerle*rinden farkı bizi dinliyor olmalarıdır. Maalesef bunların arasında asla annemiz yoktur. Çünkü annemiz yıllar*ca bizimle yukarıdaki iletişim engellerini kullanarak konuşmuştur. Hepsini bizim iyiliğimiz için yapmıştır. Fakat sonuç onun istediği gibi olmamış, farkında ol*madan bizi kendinden uzaklaştırmıştır. Görüyorsunuz ki konuşmadaki küçük ayrıntılar bizi de çocuklarımız ile aynı duruma düşürebilecek niteliktedir.
Doç.Dr.Sabiha Paktuna Keskin
Daha Çok Konuşturmak İçin; İletişim Engelsiz Konuşmayı Öğrenmek Gerekir. Öğrenmek te Yetmez Uygulamak Gerekir. Yani;
a) Dinlerken yorum yapma
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Yaramaz çocuklar annelerinin yatağında uyur*lar..
Burada anne, çocuğun onların yatağında uyumak istemesine bir yorum getiriyor. 'Anne yatağında uyu*mak isteyenler yaramaz çocuklarmış.' Anne kendine göre çocuğun yaramaz çocuk olmamak için onların yatağında uyumak istemeyeceğini sanıyor. Fakat ço*cuğun onların yatağında uyumak isteği öyle büyük ki yaramaz olmak ona vız gelir. Üstelik, annelerinin ya*tağında uyumak isteyen çocuklar gerçekten yaramaz olsalar bile bu bir genellemedir. İnsanlar hayatlarının hiçbir döneminde genellemelere kulak asmazlar. Öy*le olsaydı 'Sigara içenlerin şu kadarı akciğer kanseri oluyor,'diyen istatistikler bir işe yarardı.
Neyse, bütün bu gerçekler bir yana, annenin bu*rada yaptığı en büyük hata, çocuğun teklifine bir yo*rum ile karşılık vermesidir. Yorum, karşımızdakinin bizle daha fazla konuşmasına bir engeldir. Karşı taraf konuşmayı devam ettirmez
b) Eleştirme
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Annelerin yatağında uyumak ayıptır.
Anne burada, çocuğun bu davranışını suçluyor, onu eleştiriyor. Eleştirmek de karşımızdakini bizden uzaklaştırır.
c) Suçlama
- Sizin yatağınızda uyucam.
- Senin inatçılığından bıktım.
Eski inatçılıklarını hatırlatarak anne burada çocu*ğu suçluyor. Suçlama da karşımızdakini bizimle ko*nuşmaktan uzaklaştıran bir durumdur.
d) Eskileri hatırlatma
- Sizin yatağınızda uyucam
- Ehh ama...Her istediğin olsun istiyorsun.
Burada da yine eskiyi hatırlatmanın ima edildiği bir başka iletişim engeli görüyorsunuz.
e) Emir verme
- Sizin yatağınızda uyucam
- Derhal yatağına dedim.
İnsanlar emir almak üzere proglamlanmamıştır. İnsanlar hatalarından ders almak üzere programlan*mışlardır. Emir başkalarının komutlarıdır ve daha çok emredeni bağlar. Verdiğiniz emir sonunda, karşı tara*fın davranışı ödüllendiriliyorsa, o emrin yerine getiril*me şansı daha yüksektir. Aksi halde emriniz yerine getirilmez. Dikkat ederseniz ben size; 'emir verme, eskiyi hatırlatma, suçlama vs' diye habire emir veriyo*rum. Siz gerçekten çocuğunuzla iyi bir iletişim kurma*ya kararlı iseniz, bu emirleri önce yerine getirirsiniz. Ancak bu emirleri yerine getirmeniz amacınıza ulaş*manıza katkıda bulunursa bu emirleri yerine getirme*ye devam edersiniz. Aksi halde, devam etmezsiniz. İşte emirleri yerine getirmeye devam etmenizi sağla*yan, emirlerin sonunda elde ettiklerinizdir. Ödül deni*len de budur. Yoksa, çukulata almak, parka götürmek gibi bir ödül kastedilmemektedir.
Annesinin yatağında yatmak isteyen çocuk1 der*hal yatağına1 giderse emri yerine getirdiğindeki davra*nışı ödüllendirilmiş olur mu? Şüphesiz ki olmaz. O an*nesinin yatağında yatmak istiyor. Kendi yatağında de*ğil. Sizin ses tonunuzdaki sertlik ile çocuk yatağına gitse bile, bu korku belasına olmuştur. Sakın kendini*zi onu yatağa göndermek başarısına ulaşmış olarakgörmeyin. O, bunun acısını birgün sizden mutlaka çı*karır.
f) O'nu dinle
- Sizin yatağınızda uyuyacağım.
- Bizim yatağımızda uyumak istiyorsun demek.
- Evet.
- Benim oğlum annesinin yatağında uyumayı se*viyor.
- Hayır korkuyorum.
- Benim oğlum korkuyor.
- Odamın duvarının köşesinden yılanlar çıkıyor.
- Karanlık olunca çıkıyorlar, öyle mi?
- Evet.
- Gel bu gece bizimle yat. Yarın seninle birlikte çarşıya gider sana güzel bir gece lambası alırız.
Anne çocuğu dinledi. Dikkat ederseniz, dinlerken onun duygularına tercüman oldu. Yukarıdaki daha ön*ceki örneklerde olduğu gibi davransaydı onun karan*lıktan korktuğunu anlayamayacakti bile. Çünkü yukarıdaki örneklerde, anne çocuk ile arasına farkında ol*madan iletişim engeli koyup duruyor ve çocuk daha fazla konuşmuyordu.
g) O'na seçim hakkı ver
- Sizin yatağınızda uyuyacağım.
- Üçümüz bizim yatağa sığmıyoruz. Baban da se*nin yatağına sığmıyor. Başka bir çözüm de bulama*dık. Yeni bir çözüm bulmadan, bizim yatakta yatmak istersen artık sana bir ceza verebilirim. İstersen ceza*nı da söyleyeyim. Yarın sana dondurma almam.
Çareler tükenince, hatasını düzeltmek ile ceza arasında seçim yapmak durumunda bırakılıyor. Ceza*yı seçmesi halinde ceza mutlaka ertelenmeden uygu*lanmalı.
Hepimizin başı sıkıştığında dertleştiği iki-üç arka*daşı vardır. Dikkat ediniz o arkadaşlarımızın diğerle*rinden farkı bizi dinliyor olmalarıdır. Maalesef bunların arasında asla annemiz yoktur. Çünkü annemiz yıllar*ca bizimle yukarıdaki iletişim engellerini kullanarak konuşmuştur. Hepsini bizim iyiliğimiz için yapmıştır. Fakat sonuç onun istediği gibi olmamış, farkında ol*madan bizi kendinden uzaklaştırmıştır. Görüyorsunuz ki konuşmadaki küçük ayrıntılar bizi de çocuklarımız ile aynı duruma düşürebilecek niteliktedir.
Doç.Dr.Sabiha Paktuna Keskin