Cinsel eğitim mi, mahremiyet eğitimi mi?

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
Cinsel eğitim mi, mahremiyet eğitimi mi?

Son yıllarda çocuk tacizlerinin büyük bir hızla artıyor olması, anne-babaları ciddi bir "panik" havasına soktu. Zira konu hakkında ne önleyici tedbirlerden bahsediliyor, ne de kurumsal bir yapılanma ortalıklarda görünüyor.

Bir yandan ülkemizin hemen her şehrine öbek öbek yayılmış bulunan bu kanserli hücreler çocukların o masum yaşantılarının üzerine bir kara bulut gibi çökerken, diğer yandan soruna ciddi ve kalıcı çözümler üretilemiyor olması, toplumun bütün kesimlerini rahatsız etmeye devam ediyor. Daha da ötesi, sorunu çözmek adına uygulanan yöntemlerin bir süre sonra sorunun bir parçası olmaya başlaması konuyu daha da çözümsüz hale getiriyor.

Bu bağlamda, çocuklara cinsel eğitim verilmesinin tacizleri önleyeceği yönünde yapılan açıklamalar ve uygulamalar da sorunun daha da dallanıp budaklanmasına neden olmaktadır. Sorgulayıcı bilimsel yaklaşımdan uzak olarak ele alınan çocuklara cinsel eğitim maalesef, Milli Eğitim müfredatına kadar girmiş durumda.

Ergenlik Döneminde Değişim Projesi adı ile çocuklara "cinsel eğitim" verilmesi uygulamasının sorunu daha da karmaşık hale soktuğu görülmektedir.

Cinsel eğitim tacizi önler mi?

Hemen cevap vermek gerekirse; bir grup çocuğa aynı ortamda cinsel bilgi verilmesi taciz olaylarının önlenmesinde ve çocukların cinsel kimliklerinin sağlıklı bir şekilde oluşmasında doğru bir yöntem değildir. Zira, çocukta cinsel öğrenimin adım adım oluşması gerekir. Cinsel kimlik oluşumunda en kritik nokta, çocuğun ruhi ve zihni gelişimi ölçüsünde "çok hassas" olarak ve "bilinmesi gerektiği kadar bilgi" prensibi ile eğitim verilmesidir. Hâlbuki okullarda ve kalabalık bir grup içinde hangi çocuğun, hangi oranda cinsel bilgiyi sindirebileceği önceden kestirilemez.

Her bir çocuğun konu hakkında ön bilgisi farklı olacağı gibi, anlatılan konuların hangi çocukta nasıl tesir oluşturacağı da önceden tahmin edilemez. Verilen bilgiler bir kısım çocukta negatif tesir oluşturabilir. Örneğin, mastürbasyona başlayan çocukların bir kısmının, "mastürbasyonun zararları" konulu bilgilendirici toplantılardan sonra, merak edip başladığı unutulmamalıdır.

Grup içinde cinsel eğitimin ikinci olumsuz yanı; böylesi bir ortamın çocuğun utanma duygusunu zedeleyecek olmasıdır. Zira cinsellik her çocuğun "özel" dünyasıdır, bu dünyanın "genel"e açılması, çocuğun sınırlarını ayarlayamamasına neden olabilir. Ayrıca, bu eğitimin doğal neticesi olarak, bir zamanlar konuşulmasından çekinilen konuların, bir süre sonra arkadaş arasında kontrolsüz olarak konuşulmaya, esprilere konu olmaya başlama riskidir.

Aileler her ne kadar çocuklarının öğretmen gözetiminde doğru bilgiler aldığını düşünseler de, ders çıkışında çocukların kendi arasında cinsel konuları konuşmaya devam edeceği, doğruluğu belli olmayan ve filtreden geçmemiş bilgilerin çocukların kendi arasında paylaşılacağı unutulmamalıdır.

Bu ve buna benzer onlarca sebep analiz edildiğinde, çocuklara okullarda ve toplu bulunulan mekânlarda cinsel eğitimin verilmesinin doğru olmadığı görülmektedir. Davranış bozukluğu sergileyen gençlerle yapılan terapi görüşmelerinde görülmektedir ki, birçok çocuğun kendi sınırlarını gereksiz yere ilk kez aştığı dönem, vaktinden önce ve ihtiyaç olmadığı halde verilen cinsel bilgilerin alındığı dönemdir.

Rusya, cinsel eğitimden neden vazgeçti?

Aslında, ilk defa 1917 yılında Rusya'da uygulanmaya başlayan çocuklara cinsel eğitimin ana amacı, çocuklar arasında istenmeyen gebeliklerin oluşmasının önlenmesi idi. Komünist Rusya'da uzunca bir süre, cinselliğin, yemek, içmek gibi insanın doğal bir ihtiyacı olduğu fikri yayılmıştı. Yani, insan nasıl ki, yemek yerken, su içerken, uyurken utanmıyorsa, cinselliğini de yaşarken utanmaması gerekirdi. Ancak ilerleyen yıllarda görüldü ki, çocuklara cinsel eğitim faydadan daha çok toplumda yeni problemlerin oluşmasına yol açmaya başladı. Genç kızlar istenmeyen gebelikler yaşamaya, sapkınlıklar yaygınlaşmaya başladığında Rusya böylesi bir uygulamaya 1940'lı yıllarda son verdi. Sonraki yıllarda cinsel eğitim yerine "Etik ve Estetik" adında bir ders başlatarak hatadan bir nebze dönülmüş oldu.

İki eğitim arasında ne fark var?

1. Mahremiyet eğitimi kişiye özeldir
Cinsel eğitim, bir grup çocuğa topluca verilir. Böylesi bir durum çocukların ruh sağlığının zedelenme riskini doğurur. Hâlbuki "mahremiyet eğitimi" kişiye özeldir. Her çocuk ayrı ayrı eğitilir. Çocuğu eğitecek olan şahıs ise öncelikli olarak çocuğun birinci derecede yakınlarından biri, eğer onlar uygun değilse mutlaka konunun uzmanı olan bir kişi olur. Zira bilginin veriliş dozajı iyi ayarlanmazsa çocuk cinsel davranış bozukluklarına yönelebilir.

2. Amaçları farklıdır
Cinsel eğitimin ana amacı, çocukların cinsel sorunlardan korunmasıdır. Bir başka deyişle, cinselliğin problemsiz nasıl yaşanacağının öğretilmesidir... Hâlbuki mahremiyet eğitiminin amacı, cinselliğin mahrem bir konu olduğu ve evlilik öncesi cinselliğin yaşanmaması gerektiğinin pekiştirilmesidir.

3. Sorunlara yaklaşım farklıdır
Cinsel eğitimde genel bilgiler aktarılır, şahsa ait özel konulara girilemez, varsa o anda yaşanan sorunlar tespit edilip çözülemez. Mahremiyet eğitiminde birebir görüşmeler yapıldığı için çocuğun o anda yaşadığı sorunlar bizzat tespit edilip çözüme kavuşturulmaya çalışılır.

4. Mahremiyette aile de eğitilir
Cinsel eğitimde çocukların kendisinin eğitilmesi esastır, mahremiyet eğitiminde anne-babanın da eğitilmesi gerekir.

5. Cinsel eğitim, özgürlük ister
Cinsel eğitimin fikrî altyapısı cinsel özgürlüktür, mahremiyet eğitiminin amacı sınırlar içinde kalmaya teşviktir.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst