Bulaşıcı Sarılıklar (Hepatit A - B - C - D Aşıları)

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.405
Puan
113
VİRAL HEPATİTLER

Bulaşıcı sarılıkların pek çok çeşidi vardır. Çok eski çağlardan beri bilinmesine rağmen çocuklarda bulaşıcı sarılıklar, hala ciddi bir sorundur.Bunlardan; Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D hastalıklarını sırayla inceleyelim.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.405
Puan
113
Hepatit-A; kaka-ağız yoluyla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır.Hepatit A geçirmekte olan ve hiçbir bulgusu olmayan bir kişi, çevresindekiler için bulaştırıcıdır. Bulaşma, enfekte (mikrobu almış) olan kişinin dışkısı ile kirlenmiş her türlü eşyanın veya gıdanın,eller yoluyla ağıza götürülmesi ile olmaktadır. Hepatit A, çoğunlukla salgınlar şeklinde görülmektedir. Hastalanan çocuklarda bulaştırıcılık sarılık belirmeden önce başlar ve klinik bulgular başladıktan bir hafta sonrasına kadar devam eder.Klinik bulgulardan önce bulaştırıcılığın başlamış olması, hastalığın kontrolünü zorlaştırmaktadır.

En sık rastlanan bulaşma yolu hasta bir kişi ile temastır. Bu nedenle kreşlerde çalışanlar ve bakılanlar, mahkumlar, bakım evlerinde kalanlar, askerler ve temizlik işçileri risk altındadır. Bu hastalığı alan kişinin yaşı ne kadar küçükse, hastalık belirtilerinin görülme şansı o kadar azdır. İki yaşın altındaki çocuklarda %85 hiçbir belirti vermeden geçirilebilir. Küçük çocuklar, hastalığı sıklıkla sessiz veya çok hafif geçirirler.Hastalığın en sık görülme yaşı 5-14 yaş arasındaki çocuklardır.

Hastalık, genellikle 6 yaşından büyük çocuklarda, erişkinlerde görüldüğü gibi, ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve karın ağrısıyla başlar.Başlangıç anidir.Bu dönemde bulantı ve kusma şiddetlidir. Çoğu zaman çocuklar aşırı iştahsızdır. Karaciğerde ve dalakta büyüme görülür. Genellik beş gün bu şekilde devam eder, beş gün sonra ateşin düşmesiyle birlikte idrar rengi koyulaşır ve sarılık belirtileri belirginleşir.Cilt ve gözlerde sararma vardır.Sarılıklı dönem çocuklarda 8-11 gün, yetişkinlerde 3-4 haftadır.Hastalığın akut dönemi geçtikten sonra, çocuk ağızdan beslenmeye başlar, halsizliği azalır ve çoğu kez hastalık kendiliğinden düzelir. Hepatit-A enfeksiyonu genellikle iz bırakmadan iyileşir.Ancak Hepatit-B kadar olmasa da, karaciğer hasarı yapma riski mevcuttur (Fulminan Hepatit).

Hastalıktan korunmada esas prensip, dışkı-ağız bulaşmasının engellenmesidir. Bu yüzden çocukların toplu olarak bulundukları yuva, okul gibi yerlerin temizlik açısından uygun koşullarda olmasına özen gösterilmelidir.

Kreş,yuva ve okulda hepatit A enfeksiyonu görüldüğü takdirde;
1. Çocuk, en az bir hafta kreş veya okuldan uzaklaştırılmalıdır.
2. Bütün çocuklar için, el yıkamaya önem verilmeli ve hijyen kuralları titizlikle uygulanmalıdır. El yıkarken akar ve sıcak su, mümkünse sıvı sabun kullanılmalıdır. Eller yıkandıktan sonra temiz veya bir kullanımlık havlular ile kurulanmalıdır.

Hepatit A aşısının uygulaması ile Hepatit A hastalığından korunmak mümkündür.

  • Aşılama, çocuğun sokakla temasının başladığı 24. ve 30. aylarda iki kez yapılmaktadır. Biz de muayenehanemizde bu şekilde uygulamaktayız.Eğer çocuk, okul öncesi yaşta aşılanmamışsa, hangi yaşta olursa olsun, Hepatit A aşısını okula başlamadan önce yapmaktayız.
  • 2-6 yaş arasında çocuklarda aşı için teste gerek yoktur. 6 yaşından sonra kanda HAV antikoru bakılmakta, negatif ise aşı uygulanmaktadır.
  • Hepatit A enfeksiyonunda taşıyıcılık yoktur. Kronikleşme söz konusu değildir.
  • Hepatit A enfeksiyonu geçiren veya aşılanan çocuklar hayat boyu bağışık kalır.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.405
Puan
113
Hepatit B virüsü (HBV), her yıl tüm dünyada 1.5 milyon kişinin ölümüne yol açan bir virüstür.Türkiye görülme sıklığı açısından; orta derecede yaygınlık gösteren ülkeler arasındadır.

Bulaşma; kan, kan ürünleri ve kanla bulaşmış çeşitli malzemeler ile olur. Hepatit B virüsü, HbsAg (hepatit B yüzey antijeni) pozitif olan kişilerin kan , vücut sıvıları ve tükürükleri ile bulaşmaktadır. Virüs yoğunluğu kanda en yüksek, tükürükte ise en düşüktür. Cinsel yolla bulaştığı gibi, HBs Ag pozitif annelerin, bebeklerine doğum sırasında, annenin kanı ve diğer salgıları ile de bulaşmaktadır. Kuluçka dönemi 50-180 gündür.

Uzamış HBV enfeksiyonu (Altı aydan fazla sürede HbsAg pozitif) olan şahıslar taşıyıcı olarak tanımlanır. Taşıyıcılar enfeksiyonun birincil kaynaklarıdır.
Hepatit B virüs ile bulaşmış çocukların %30’unda hastalık belirtileri yoktur. Erişkinlere kıyasla çocuklarda belirtiler belirgin değildir. Başlangıç sinsidir.

Bebek ve çocuklarda hepatit –B virüsü hastalığı: Doğumdan hemen sonra bulaşan hepatit-B virüsü, annenin çocuğa bulaştırmasıyla ortaya çıkar. Eğer annede bu virüs var ise çocuğuna bulaştırma oranı %10 ile %85 arasında değişir. Yakalanan çocuklarda hastalığın giderek yerleşik hale gelme riski %70- 90 dır. Bu hastalardan dörtte biri, erişkin yaşa geldiğinde karaciğer hastalığı (siroz) nedeniyle ölür. Yine hepatit B virüsü taşıyan annelerin çocukları, doğum esnasında bu virüsü almasalar bile, hayatlarının ilk beş yılı içerisinde hastalığa yakalanma riskleri oldukça yüksektir. Üstelik beş yaşından küçük çocuklarda kronik karaciğer riski erişkinlerden daha fazladır. Hamile kadınların hepatit-B virüsü taşıdıkları doğumlarından önce bilinirse, yeni doğan bebeklerine doğumdan hemen sonra hepatit B serumu verilmesi ve hepatit B aşılarına başlanmasıyla, bu bebeklerin %90’dan fazlasının hasta olması önlenir.Tüm hamile bayanların hepatit B virüsü taşıyıp taşımadıklarını araştırmak gerekir. Onun için HBsAg tahlili, hamile bayanların hepsine yapılmalıdır.
Hepatit-B aşıları
Ülkemizde DNA teknolojisi ile üretilen aşılar kullanılmaktadır. Farklı ticari aşılarda farklı miktarlarda aşı bulunmasına rağmen hepsi istenilen oranlarda koruma sağlamaktadır. Üç dozda uygulandığında, sağlıklı yetişkinlerin %90’ında, sağlıklı çocukların %95’ inden fazlasında koruma sağlar.Hepatit B aşısı diğer aşılarla aynı zamanda yapılabilir
Gebe ve emziren annelerde hepatit B aşısı:
Gebelik ya da annenin emziriyor olması, Hepatit-B aşısı uygulanması açısından sorun oluşturmaz. Aşı, hastalık yapmayan HBsAg içerdiği için gebelik döneminde aşının yapılması bebeğe risk getirmez. Annenin meme başında çatlaklar ve kanama olduğu zaman annenin emzirirken dikkatli olması önerilmektedir.

Tüm yeni doğan bebeklere; doğumda, birinci ayda ve altıncı ayda aşı yapılmalıdır.
HBsAg negatif annelerden doğan, vücut ağırlığı 2 kg altında olan, prematüre yeni doğan bebeklerin Hepatit-B aşıları, bebeğin ağırlığı 2 kg olduğunda veya bebek 2 aylıkken yapılmalıdır.
Aşılama öncesi, aşılanacak çocukların bu hastalığı geçirip geçirmedikleri rutin olarak test etmek gerekli değildir. 6 yaştan sonra sadece anti-HBs bakılması yeterli olur.
Aşılama sonrasında da, aşının gerekli dozda antikor sağladığını göstermek için rutin olarak anti-HBSs tayini yapmak gerekli değildir.
Aşılama serisinde bir veya iki doz Hepatit-B aşısından sonra farklı bir firmanın ürettiği Hepatit-B aşısının kullanılmasıyla aynı oranda bağışıklık elde edilir. Yani başlanan aşı ile bitirilmesi şart değildir.

HBsAg pozitif anneden doğan bebeklere, Hepatit-B aşısı ve Hepatit-B serumu ilk 12 saat içinde verilmelidir.
HBsAg durumu bilinmeyen anneden doğan bebeklere ilk 12 saat içinde Hepatit-B aşısı yapılmalı ve bu sırada anneden kan örneği almalı HBsAg durumu belirlenmelidir. HBsAg pozitif bulunursa, derhal Hepatit-B serumu da yapılmalıdır.
Eğer annenin birkaç gün sonra Hepatit-BsAg olduğu anlaşılırsa, Hepatit-B serumunun ilk 48 saatten sonraki etkisi tam olarak bilinmemesine rağmen, yedinci güne kadar yapılmalıdır.
Akut HBV enfeksiyonu geçiren bakıcı veya aile bireyi varsa, çocuk 12 aylıktan küçükse ve bebeğe rutin HB aşılama programı başlamış ise, aşılama takvime uygun olarak tamamlanmalıdır. Eğer bebeğe aşılanma başlanmamışsa bu taktirde HBIG ve rutin şekilde önerilen üç dozluk hepatit B aşısı yapılmalıdır.Akut HBV enfeksiyonu geçirenlerde aynı evde yaşayanlara mutlaka aşı uygulaması yapılmalıdır. Eğer hasta kişi ile aynı diş fırçası yada traş bıçağını kullanarak hasta kişinin kanı ile temas söz konusu ise bu durumda aşılama ile birlikte HBIG uygulaması yapılmalıdır.

HBsAg pozitif çocuklarda saldırgan davranış veya kanamaya meyli bulunmadığı durumda, kısıtlama uygulanmaksızın çocuk bakımevlerine veya yuvaya kabul edilebilirler. Yukarıda beirtilen risk faktörleri bulunan HbsAg pozitif çocukların kabulünde ise; sağlık yetkilerinden görüşü ve koruyucu tedbirlerin mutlaka alınması gerekmektedir.
Yüksek risk gruplarında yer alan yetişkinlerin aşılanması:

  • Meslekleri açısından risk altında olanlar sağlık personeli
  • Özürlülerin bakıldığı yerlerde kalanlar ve çalışanlar
  • Hemodiyaliz hastaları
  • Kan ve kan ürünü alması gerekenler
  • Hepatit-B taşıyıcıları ile aynı evi paylaşanlar ve eşleri, aşılanmalıdır.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.405
Puan
113
Hepatit C, hepatit C virüsünün (HCV) neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C virüs enfeksiyonu belirtileri hepatit A ve B’ye benzer. Hastalık hafif ve sinsi başlar ve çocuklarda enfeksiyonun çoğu kez belirgin değildir. Sarılık vakaların %25’de belirgindir, karaciğer işlevlerini gösteren testlerdeki bozukluk orta derecedir. Hastalık kronikleşmekte, vakaların %60-70’inde kronik hepatit, %10-20’sinde siroz gelişmektedir. Hepatit C enfeksiyonunda da taşıyıcılık söz konusudur. Bulaşmada HCV ile enfekte kişilerin kan ve kan ürünleri rol oynamaktadır. Enfekte kanla bulaşmış diğer vücut sıvıları da enfeksiyon kaynağı olabilmektedir. Anneden bebeğe doğum sırasında geçiş %5 oranında olmaktadır ve bulaşmayı önleyici herhangi bir yaklaşım mevcut değildir.

Kronik HCV enfeksiyonu bulunan hastaların tedavisinde virüslere etkin ilaçlar kullanılmaktadır. HCV enfeksiyonuna karşı aşı henüz geliştirilmemiştir. HCV ile ilişkili kronik karaciğer hastalığı bulunan çocuklar, hepatit A ve B geçirip geçirmedikleri incelendikten sonra negatif iseler her iki hastalığa karşı aşılanmaktadır.

Gebe kadınlara HCV için rutin test yapılması önerilmemektedir. Eğer HCV enfeksiyon riski yüksek ise kan testi yapılabilmektedir.
HCV enfeksiyonu bulunan kadınların doğurduğu bebekler:
Bu bebeklerde HCV enfeksiyonu gelişme riski %5 ‘dir. Doğumdan sonra bebekler HCV riski açısından izlenmelidir. Anneden bebeğe pozitif olarak geçen antikorlar 12 aydan sonra negatifleşebildiğinden ancak anti-HCV testi 12 aydan sonra değerlendirilebilir
HCV ile enfekte olan annelerin emzirme yolu enfeksiyonu bulaştırdığı gösterilmemiştir. Anne emzirme konusunda bilgilendirilmeli, HCV pozitif olup bebeğini emziren anneler, memelerinde çatlak ve kanama olduğu zaman emzirmeme konusunda uyarılmalıdır.

HCV pozitif çocukların kreş veya yuvalara kabul edilmemesi için herhangi bir veri mevcut değildir.
HCV enfeksiyonu bulunan herkes enfeksiyöz kabul edilmeli ve başkalarına hastalığı bulaştırabileceği konusunda bilgilendirilmelidir.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.405
Puan
113
Hepatit D virüsü tam bir virüs olmayıp etkisini göstermesi için ortamda HbsAg’nin bulunması gerekmektedir. Hepatit D virüs sadece HbsAg pozitif kişilerde hastalığa yol açabilir.

Hepatit D virüs enfeksiyonu, HBV enfeksiyonu ile aynı anda enfeksiyona neden olabileceği gibi (koenfeksiyon), kronik HBV enfeksiyonu olan bir çocuğa enfeksiyonun daha sonra bulaşması ile de oluşabilmektedir.

HDV bulaşması, HBV gibi kan yoluyla olmaktadır.Anneden yeni doğan bebeğe bulaşması nadirdir.

Korunma, HBV enfeksiyonunun aynıdır. HBV aşı ile yapılan koruma HDV enfeksiyonunu korumada etkili olmaktadır. Özel bir tedavi yöntemi yoktur.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst