Buğulu Cama Umudunu Çizen Kız

meleğim

Daimi Üye
Katılım
21 Ağustos 2010
Mesajlar
745
Tepki
457
Puan
63
Konum
istanbul
Umudu çiziyordu her gece penceresine... Yanına biraz da düş resmediyordu... Aslında çok olmuştu gündüzlere küseli... Çok olmuştu geceleri uykusuzluğa satalı...

Sanatçılığa soyunmuştu adeta... Evet, bir sanatçı olmuştu artık o... Minik elleri koca bir hayatı çiziyor, karalıyor, resmediyordu... Hem de buğulu bir pencere camına... O kadar zor bir işti ki bu; çünkü özene bözene var ettiği sanatı çok geçmeden kayboluyordu camda... Bir sisin ortalığı gerçeğe bıraktığı gibi, buğun silindiği anda hayatın gerçek resmini görüyordu... Umudu da bu yüzden verdi ya sanatının adına!... Her ulaştığında hedefine bir kayıp, her kurduğunda hayallerini bir kırıklık, her sevmelerinde bir ayrılık... her... hep... hiç...

Yine hüzün damlıyordu gözlerinden... Umuduna sarılmalıydı vakit geçmeden... Koştu penceresine; ne ki, buğulanma yoktu bu kez... Dışarıyı gördü camdan, hayatı... Hayatın ortasında dört bir yana savrulan insanları, her birinin bakışlarındaki o mahzunluğu, çöken omuzlarını kaldırmaya çalışan çaresiz insanların koşuşturmalarını gördü; hayatın kalbine doğru... "Peki ben nerdeyim? Nereye doğru yol alıyorum?" diye söylenmeye başladı... Cama yansıyan yüzündeki yorgunluğa ilişti bir an gözleri... Anlam veremedi yüzündeki tükenmişliğin eserlerine, gözlerindeki damlalara... "Bu ben miyim?" dedi sonra...


//..."Evet, bu sensin küçük kız!... Anlam vermen zor, anlamlandırman daha da zor; biliyorum... Kaç gece hıçkırıklarını hissetmezden gelip kimi zaman titrek ellerinle, kimi zaman "hiçe sayılıyor bak çocukluğum" diye başlayan kendi bestelediğin bir şarkının sözlerini mırıldanarak umutlarını çizmiştin o buğulu cama... Bulutların bir gölgeleyip bir dünyaya serbest bıraktığı ay'ın ışığında kurmuştun buruk hayallerini... Buruktu hayallerin, biliyorum... Çünkü her kurduğun hayalin sahipsizleşiyordu... Sahipsizleşiyordu ki; bir sonraki düş vaktinde başka bir hayalin avlusunda buluyordun yüreğini... Gerçekleştiğini bir kez bile göremediğin ve hiçbir zaman da buna şahit olamayacağını bile bile savurdun hayallerini yürek meydanlarına...

Yorgunluğu var hayatın gül çehrende küçük kız... Gözlerinden damla damla dökülen kalbinin ah'larını duyuran gözyaşlarının anlamlarını, gecelerce kendinde saklamaya çabalamanın bitmişliği var yüzünde... Sıra sıra dizilmiş umutlarının ardı sıra yıkılışlarının pişmanlığı var gözlerinde..."//


"Neden bu kadar çok hayal kurdum? Neden her umuda bir hayat bağladım?... Yıkıldım!... Sus hayat! Daha fazla teselli (!) etme beni... Yüzümdeki esrarı çözdüm şimdi..."


Vakit: TAN...
Bir gece daha, birbiri peşinden haykırışlar sessizliğinde sorulan hesapların yankısıyla sona erdi... Küçük kız gözlerini hayata açtı... Rüyâ da bitti o an... O, her gece camına umudu çizmeye devam ediyor -eğer buğulanmışsa camı (yüreği)


Alıntı
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst