Brugge, popüler seyahat rotalarından biri olmasa da yeni yerler keşfetmeyi seven kişiler için liste başına alınması gereken bir şehir. Belçika denilince akla ilk olarak, tarihi dokusu ile ön plana çıkan, Venediki andıran kanalları ve ortaçağ mimarisinin en güzel aynası Brugge şehri geliyor. Bu makalemde size Brugge şehrinin masalsı atmosferini anlatmak, Bruggede gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerden bahsetmek istiyorum.
Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında Brugge bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Şehrin ortaçağdan kalma mimarisi tümüyle korunarak günümüze taşındığından sokaklarından, evlere kadar her bir köşe nostaljik güzelliğini adeta baharın romantizmine teslim ediyor. Bruggeyi yeni yerler listenizin ilk sırasına yerleştiren özelliklerin başında işte bu teslimiyet geliyor.
Brugge, tarihi dokusunun yanı sıra sanatsal hazineleri ile de dikkat çekiyor. Goblen işlemeleri, rahibe işi dantelleri Bruggeye has elişi örneklerinden. Bu el emeklerinden hem kendiniz hem de sevdikleriniz için birkaç tane edinmenizi öneririm.
Bruggeyi keşfetmek için öncelikle bir şehir turu yapmanızı tavsiye ederim. Bu masalsı şehir de şehir turu da faytonlarla gerçekleştiriliyor. Nostaljik bir deneyim için en ideal seçim bu faytonlardan birini tercih etmeniz olacaktır. Ortaçağ mimarisi içinde fayton ile yapılacak bu gezi kendinizi geçmiş zaman filmlerinden birinin setindeymişsiniz gibi hissetmenizi sağlayacaktır. Faytoncular şehir turu konusunda son derece deneyimliler. Kendinizi onların aktaracağı bilgilere teslim edebilirsiniz.
Genellikle yeni bir şehrin keşfi söz konusu olduğunda benim önerim serbest gezme zamanlarının yaratılmasından yanadır. Yani tarihi mekanları, kiliseleri, müzeleri gezmenin ötesinde şehri bir de yürüyerek keşfetmekten söz ediyorum. Standart gezi rotalarının dışına çıkın ve ara sokaklara girerek şehrin asıl sahiplerinin yani Bruggelilerin yaşadıkları evleri, dükkanları, sokakları keşfedin. Şehir merkezindeki kafelerde mola vererek etrafı gözlemleyin
Bruggenin özelliklerinden bahsederken şehri romantizme büründüren kanallardan söz etmiştim. Bu kanallarda tura çıkabilir, adeta Venedikte geziyormuşsunuz hissini yaşayabilirsiniz.
Bruggede Bunları Yapmadan Dönmeyin
Rejimde dahi olsanız mutlaka çikolataların tadına bakın. Zaten şehri kaplayan çikolata kokusuna karşı koyamayacaksınız. Ayrıca çikolata müzesini de gezebilir ve kakaonun çikolataya dönüşüm serüvenine tanık olabilirsiniz.
Meşhur Belçika patatesinin tadına bakın. Pişman olmayacaksınız
Kutsal Kan Kilisesini ziyaret edin. Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan bu kilise her yönüyle keşfe değer.
1188 yılında inşa edilen ve Ortaçağdan günümüze bozulmadan gelen tarihi St. John hastanesi bir diğer görülmesi gereken mekanlardan biri.
Kudüs Kilisesi, Lace Müzesi, Le Grand Place veya Market Place, Brugge Katedrali, Belfry Kulesi ve Belediye Binası görülmeye değer...