Brucella Hakkında...

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Bruselloz, Malta humması veya Akdeniz humması, Brucella bakterileri yüzünden ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalık.

İlk kez 1897'de Danimarkalı veteriner Berhnhard Bang Brucella abortus`u ayrıştırmıştır. Bu nedenle hastalığın Bang hastalığı olarak da anıldığı olmuştur.


Bulaşması :Aslen bir hayvan hastalığı olan bruselloz insanlarda da görülebilir. Keçi ve koyunlarda Brucella melitensis, sığırlarda Brucella abortus, domuzlarda ise Brucella suis tiplerindeki bakteriler mevcuttur.

Solunum yoluyla da bulaşabilen hastalık genelde deri ve/veya mukoza yoluyla bulaşır. İnsanlara, mikrop içeren veya dezenfekte edilmemiş süt ve süt ürünlerinden veya doğrudan hasta hayvanlara temas ile bulaşır. Hasta hayvan leşiyle temas yüzünden de bulaşabilir. Bu sebeple hastalığa yakalanan insanlar çoğunlukla veteriner, hayvan yetiştiricisi, çoban, sütçü, peynirci veya mezbaha çalışanı gibi hayvanlar ve hayvan ürünleriyle yakın temasta bulunan insanlardır.


Belirtiler :Brucella bakterileri karaciğer, lenf bezleri, salgı bezleri, dalak ve sinirlere yerleşir. Brusellozun enkübasyon (kuluçka) süresi genellikle 1-3 haftadır. Fakat nadir olarak birkaç ay aldığı da olmuştur. Diğer ateşli hastalıklara benzer belirtilere sahiptir. Ama özellikle kas ağrıları ve terleme çok daha yoğundur. Bazen titreme şeklinde gelen, çok yüksek olmayan ateşe neden olur. Halsizlik, iştahsızlık ve buna bağlı olarak da kilo kaybı görülür. Hastalığın süresi birkaç haftadan birkaç aya kadar değişiklik gösterir. Hastalığın ardından görülen patolojik değişimler (sekeller) fazlasıyla değişiklik gösterir ve hastalığın ardından granulomatöz, hepatit, artrit, spondilit, anemi, lökopeni, trombositopeni, menenjit, üveit, optik nörit ve endokardit gibi durumlar görülebilir.


Teşhis :Hastalık septisemik dönemdeyken ( ateşli devrede ) kandan doğrudan ekim yapılarak bakterinin aranmasına gidilebilir.Bakteri ekiminden ancak 3 gün sonra mikroaerofilik ortamda üreyebilir.Ama enfeksiyon kronik hal kazandıysa, serolojik yönteme başvurulur.Bu amaçla Rose Bengal Plate Test (RBPT) ile hızlı aglütinasyon tekniği kullanılarak % 98 güvenilirlikte teşhis yapılabilir.Teşhis için kantitatif serolojik değerler istenirse,yani hasta enfeksiyonun derecesini titre düzeyinde belirlemek istenirse bunda da Serum Aglütinasyon Test'i (SAT),Komplement Fiksasyon Testi (KFT) veya Coomb's testi kullanılabilir. En çok kullanılan SAT metodunda serum titresi 1/40 ve 1/40'dan yukarı ise enfeksiyon pozitif kabul edilir. Ancak güvenilirlik düzeyi açısından da, hızlı sonuç vermesi açısından da RBPT en iyi testtir. RBPT testi dışındaki diğer üç metod, ayrıca 18-24 saatten önce de sonuç veremez, çünkü prensip olarak yavaş aglütinasyon tekniği ile antikorları ararlar. Çok fazla kullanılmasa da ELISA (Enzymes Linked Immun Sorbent Assay) ve PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) yine teşhis metodları arasında vardır. Bu arada Brucella bakterileri hücre içi yaşadıklarından antibiyotik tedavisinden sonraki 6-12 aylık dönemde serum titresinde düşüklük gösterebilirler. Ne zamanki tekrar titrede artış görülür,o zaman enfeksiyonun yeniden alevlendiğinden söz edilir. Brucella bakterisinin yaşam şekli bu aradan bu hücreiçi yaşam itibariyle tüberküloz bakterisiyle aynıdır.


Tedavi :Çeşitli antibiyotikler tedavide kullanılır. Tetrasiklinler, kloramfenikol, rifampin ve streptomisin Brucella bakterilerine karşı etkilidirler. Fakat, birden fazla antibiyotiğin birkaç hafta boyunca kulanılması gerekir. Zira bakteriler kuluçka evresini hücrelerin içinde geçirir.


Korunma: Enfeksiyonun belli bölgelerde sıklıkla görülmesinin sebebi ,genç hayvanlarda yapılmasına riayet gösterilmesi gereken koruyucu aşılamalardır.Ancak maalesef bu aşılamalara riayet gösterilmemekte ve hayvanlar korunamadığı enfeksiyonla ilk gebelik döneminde tanışmakta,yavrularında abort şekillenmektedir.Bu büyük maddi külfet getirmektedir.Ayrıca lezzet kültürüne aşırı riayet gösterilerek yapılan,kaynatılmamış sütlerle gerçekleştirilen yöresel peynir mayalamaları da yine insanlara bulaşmada köprü durumundadır.İnsanlar için henüz aşı geliştirilememiştir.Hayvanlara koruma için uygulanan aşıların canlı bakteri olaması,yani inaktive aşı olmaması da uygulaması sırasındaki tehlikeyi ortaya koymaktadır.Bu hareketle hayvanlarda mevcut olan canlı aşı üzerinden geliştirilmiş bir beşeri aşı maalesef yoktur.Ancak genetikteki hızlı gelişmeler sözkonusu bakterinin hücreiçi haberleşmelerini kesecek bir mekanizma üzerinden etkisini gösteren bir aşı yolunda çalışmaktadır.Brusellozdan korunmanın en iyi yolu insan tüketiminde kullanılan tüm sütlerin düzgün şekilde pastörize edilmesidir.

Alıntıdır!
 

zeyn0M

Daimi Üye
Katılım
28 Ekim 2011
Mesajlar
1.002
Tepki
315
Puan
83
Konum
istanbul
x_3b95bec9.gif
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst