Bir araya geldik ve helvayı tutturduk
Çok satan romanların yazarı Nermin Bezmen, atv'nin yeni dönem dizisi 'Bir Günah Gibi'nin hikayesine imza attı ve ilk kez bir TV projesinde yer aldı. Başrol oyuncuları Serkan Altunorak ve Burak Hakkı ise 1940'larda geçen diziyle ilgili "Bir araya gelerek galiba helvayı tutturduk" yorumunu yaptı
Most Yapım'ın yapımcılığını üstlendiği sezonun en iddialı dönem dizisi 'Bir Günah Gibi', önümüzdeki perşembe, atv'de yayın hayatına başlıyor. Başrollerinde Burak Hakkı, Özge Borak, Hande Soral ve Serkan Altunorak yer alıyor. Daha önce 'Küçük Kadınlar'da kız kardeş olarak karşımıza çıkan Özge Borak ve Hande Soral, dizide yine iki kız kardeşi canlandırıyor. Özgün hikayesi Nermin Bezmen'e ait olan dizi, 1940'lı yıllarda İstanbul'da yaşayan orta halli bir ailenin hikayesini anlatıyor. İçinde aşk da var, anne-kız ilişkisi de, baba-kız ilişkisi de, arkadaşlık ilişkisi de... Çekimler hızla sürerken, dizinin iki yakışıklı oyuncusu ve yazarı Nermin Bezmen'i yakaladık; dizinin ayrıntılarını konuştuk... Önce, Bezmen hikayesiyle bu diziye nasıl dahil olduğunu anlattı...
ÇOK BAĞIMSIZ BİR ÖYKÜ
Nermin Hanım, 'Bir Günah Gibi' dizisinin sizin 'Kurt Seyt Ve Murka' isimli kitabınızdan yola çıkılarak yazıldığı konuşuluyordu ama işin aslı öyle değil sanırım...
Kitaptan çok bağımsız bir hikaye bu. Evet, 'Kurt Seyt ve Murka' romanımdan, o devirden ve o kitaptaki bazı karakterlerin psikolojik yaşamlarından esinlenerek ama tamamen bağımsız, bu dizi için yaratılmış bir öykü. Bugüne kadar anlatılmamış bir hikaye. Kitabımı okuyanlardan özellikle rica ediyorum; ekranda kitaptaki hikayenin benzerini beklemesinler, diziyi kitapla kıyaslamasınlar!
Siz mi "Bir hikayem var" diyerek yapımcının kapısını çaldınız, yapımcı mı size ulaşıp "Bize sıkı bir dönem hikayesi lazım" dedi. Hangisi?
İşin aslı şu; Most Yapım'dan Gül Oğuz ve yapım ekibi dedi ki, "Senin hikaye anlatımın çok zengin, bize bir hikaye sunar mısın?" İçinde karakterlerle ilgili birkaç satırın yer aldığı bir sinopsisi geliştirmem için verdiler. Şu andaki hikayeden bağımsız, bambaşka bir şeydi. Ben yüreğimin sesiyle yaşayan ve üreten bir insan olduğum için, içime sinmedi verilen sinopsis. Bir gün toplantı yapılırken dedim ki; "Arkadaşlar bana beş dakika verirseniz size bir hikaye anlatayım..." Bu mevcut hikayeyi anlatıp bitirdiğimde, o beş dakika yarım saat olmuştu ama herkesin gözünden yaşlar akıyordu.
HEM KURGU HEM GERÇEK
Gerçek bir hikaye mi dizide anlatılan?
Benim her gerçeğimin içinde kurgu olduğu gibi, kurgularımın içinde de gerçeklerim yer alır. Hayatı da böyle yaşıyorum. Benim hayatımda hem tiyatral şeyler, hem realite iç içedir. Dizi hikayesi yazarken de bundan kaçmak mümkün olmuyor haliyle.
Her romancının hayali midir çok izlenen bir dizinin hikayesine imza atmak?
Diğer romancıları bilemem ancak kendim için konuşabilirim... Benim hayallerim, sadece beni çok mutlu edecek ve daha iyisini yapmaya motive edecek işlerle ilgilidir. Yani bir romanı, sırf televizyon dizisi ya da film olsun diye yazan bir yazar olmadım.
İLK TELEVİZYON HİKAYEM
Ama yazdıklarınız sizi bu noktaya getirdi sonuç olarak... Memnun musunuz?
Getirdi evet. Bu arada, bundan önce de yazdığım senaryolarım vardı. Bunlardan biri çok masraflı bir proje, bekliyor şu anda. 'Bir Günah Gibi' ise televizyon projesi olarak hayata geçen ilk hikayem. Burada da bire bir senaryoda görevli olmaktan ziyade ana hikayeyi yazmak, senaryoyu ise takip edip danışmanlık yapıyor olmak çok daha keyifli. Her hafta 80 ya da 120 dakikalık bir senaryo yazımının bire bir içinde olsaydım, her ne kadar ileriye dönük bir hikayem de olsa, ileride beni kısırlaştıracaktı. Daha doğrusu onun stresi hayal gücümü yavaşlatacaktı. Oysa şimdi hikayeye ve genel gidişata uymayacak noktalar varsa itiraz ediyorum, genel bütünlüğe bakıyorum, karşılıklı konuşuyoruz ve çok iyi iş çıkarıyoruz.
SERKAN ALTUNORAK (SUAT)
GÖZÜ KARA GAZETECİ
"Sizinle meslektaşız aslında... Suat bir gazeteci! Genç yaşına rağmen dönemin önemli gazetecilerinden biri; işinde başarılı, ciddi meselelerin peşinde hırsla koşan, gözü kara biri. Bir o kadar da romantik. Serkan olarak hayatta tesadüflere inanmasam da, "Bu kadarı ancak filmlerde olur" dedirtecek bir tesadüfler zinciri sonucunda bir ilişki yaşıyor Suat. Ve bu ilişki bütün hayatını geri dönülemez bir şekilde değiştiriyor."
BURAK HAKKI (ENVER)
GÜÇ DELİSİ BİR ADAM
"Devletle birtakım işlere girmiş, aracılık yapmış, kontrol ve güç delisi bir adam Enver. Rengini belli etmeyen, 'poker face' bir adam. Günlük yaşayan, hayatın tadını çıkaran, çapkın, biraz sofistike; hırsları, egosu çok güçlü biri. Dolayısıyla kaybetmeye de tahammülü yok. Kontrol ve güç onda olsun istiyor. Sahiplenme takıntısı var; tutkulu ve obsesif. Bir kadın onu reddettiği zaman, o kadının artık kurtuluşu yok mesela!"
GÜZELLİK VE KARMAŞANIN KOLAJ YAPILDIĞI BİR ÖYKÜ
Niye izleyelim bu diziyi? Hangi eksiği dolduracak, bize nasıl bir duygu geçecek bu diziden anlatır mısınız?
N.B.: İnsanın hayatında ne kadar karmaşa, ne kadar güzellik varsa hepsinin kolaj yapıldığı bir öykü bu. Salt aşk ilişkisi değil... Psikolojik derinliği olan, satıhtan görünenle kapıların arkasındaki hayatların ne kadar birbirinden farklı olduğunu çok samimi dille anlatan, içinde hiçbir yapmacığı olmayan bir hikaye. Çünkü gerçek hayattan yola çıkılarak yazıldı. Karakterlerin hepsi, sarılmak isteyeceğiniz kadar gerçekler.
S.A.: "10 kere helva yaparsın ama birinde çok güzel tutar, lezzetli olur o helva" demişti Gül Oğuz. Bu da aynen öyle... Hepimiz bir araya geldik ve helvayı tutturduk gibi bir his var bende!
AĞDALI KONUŞMALAR YOK
Burak Hakkı, siz 2000 yılından beri oyunculuk yapıyorsunuz ve ilk kez bir dizide esas adam değilsiniz. Niye 'Enver' karakterini kabul ettiniz?
B.H.: Herkes başrolde bu dizide ama evet, esas adam aslında 'Suat' karakteri. Senaryo bana ilk geldiğinde 'Suat' üzerinde çalışmamı söylediler fakat yıllardır oynadığım karakterin dışına çıkmak istedim ve özellikle 'Enver'i seçtim.
Dönem insanını oynamak daha mı zor oluyor? Sonuçta o yılların adamları değilsiniz...
B.H.: 39 yaşındayım ama dedemden dinlediklerim var. Bu yüksek belli pantolonları giyerken, cep saatlerini kullanırken bir şeyler gözünüzde canlanmaya başlıyor.
S.A.: Dönem filmi çekiyoruz diye ağdalı ağdalı bakmalar, konuşmalar, olmayacak. Önceliğimiz, her sahnenin samimi olması. Sonuçta insan insandır, tepkilerimiz de aynı. Babamızı kaybettiğimizde aynı şekilde ağlıyoruz, aşık olduğumuzda kalbimiz aynı şekilde çarpıyor.
BELKİ BİR YAZAR ROLÜ OLABİLİR
1940'lar casusların da cirit attığı dönemlermiş. Dizide bu tür hikayeler de olacak mı? N.B.: Senarist arkadaşların o dönemi çalışırken hikayeye eklemek istedikleri şeyler oldu. Okuduğumda bana da heyecan verdi. Anlattığım karakterlerin arasındaki ilişkiler anlamında da keyif dozunu artırdı. Yani hiçbir şey yama gibi olmadı. O konuda en baştan beri içim çok rahat. S.A.: Bir ailenin içinden çıkacak casus ama kim? (Gülüyor) Çok beklemeden izleyeceksiniz ama bunu şimdi açıklamak doğru olmaz. ? Çok minik de olsa, bu hikayenin içinde bir yerlerde görünmek istemez miydiniz? N.B.: Bilmiyorum. Bu kadar ustanın arasında yama olurdu sanki! (Gülüyor) S.A.: Aslında 'Suat'ın... Neyse söylemeyelim (Gülüyor) N.B.: Belki bir yazar rolünde olabilir...
"ÜÇHAFTA SONRA HİKAYE NEREYE GİDECEK?" KORKUSU YAŞAMADIK
Nermin Hanım'ın kitabını okumuş muydunuz; daha önce tanışıklığınız var mıydı kendisiyle ya da kitaplarıyla?
SERKAN ALTUNORAK: 'Kurt Seyt ve Murka'yı geçen cumartesi günü bitirdim! Bir döneme ait gerçek karakterler olması beni öncelikle etkiledi. Bir oyuncu için inanılmaz açarları olan, inanılmaz ipuçları veren bir hikaye.
BURAK HAKKI: Bu proje teklif edildiği zaman kitabı da hemen okudum. Aslında kitaba teğet geçen bazı kişiliklerin hikayesi anlatılıyor senaryoda. İsimler değiştirilerek elbette... Bu da çok cazip çünkü kitaba bağlı kalmamış oluyorsun. Bana göre, çekilecek hiçbir sahne kitap gibi olamaz!
NERMİN BEZMEN: Evet, kitaba bağlı kalmamak oyuncuyu da serbest bırakan bir şey...
DÖNEM İŞİNİN KRALI!
Dönem işi riskli bir iştir. Sizi bu işe ısındıran, aklınızı çelen neydi?
S.A.: Ben resmen çağırdım bu işi! Çünkü tam iki yıldır dönem işi yapmak istiyordum. Kralı geldi işte! Gül Oğuz'la tanıştığımda; enerjisi de çok çekti beni.
B.H.: Dönem işi olması benim için ikinci plandaydı açıkçası. Beni daha çok karakterlerin psikolojik durumları, aile dramı etkiledi. Kuvvetli ve çok güçlü bir işti. Hatalı karar vermemek için, bana gelen senaryoları bir kerede okumam genelde. Bölerim; birkaç günde, sindire sindire okurum. Bunu okurken ne kadar yaşayan bir hikaye olduğunu gördüm. Nermin Hanım'ı da, tüm senaryo ekibini de kutluyorum; yazılan diyaloglar o kadar hatasız ve gerçek ki... Bu bir oyuncu için çok önemli çünkü diyaloglara inanmazsan işten soğursun.
2011'E KADAR GİDER
Çok satan bir romancının işe el koyması daha da cazip hale getiriyor mu işi?
B.H.: Tekrar cümleler, tavsamış senaryolar, otomatiğe bağlanmış hikayeler... Bunları çok yaşıyoruz. Ama hikayenin arkasında böyle bir isim olunca, güvenli hissediyoruz. "Üç hafta sonra hikaye kim bilir nerelere gidecek?" korkusu yaşamıyoruz. Nermin Hanım'ın bunu yazması o yüzden büyük artı
N.B.: Her bölüm için anlatacağım hikaye var, o yüzden diziyi izlettirecek adrenalin ve coşku sorun olmayacak gerçekten de. Ben başlarken de söyledim ekibe; 1940'lardan başladık ama dizi tutarsa, devam edilmek istenirse 2011'e kadar da yazacak hikayem var! (Gülüyor)
KADINLAR ÇOK DETAYCI
BURAK HAKKI: Son dönemlerde kadın yönetmenlerle çalıştım. Kadınlar daha farklı çalışıyor, duygusal konularda daha detaycılar.
SERHAN ALTUNORAK: Ben de kadın gözünün daha detaycı, duygularda daha tarafsız bakabildiğini düşünüyorum. Erkekler daha mesafeli sanki.
Most Yapım'ın yapımcılığını üstlendiği sezonun en iddialı dönem dizisi 'Bir Günah Gibi', önümüzdeki perşembe, atv'de yayın hayatına başlıyor. Başrollerinde Burak Hakkı, Özge Borak, Hande Soral ve Serkan Altunorak yer alıyor. Daha önce 'Küçük Kadınlar'da kız kardeş olarak karşımıza çıkan Özge Borak ve Hande Soral, dizide yine iki kız kardeşi canlandırıyor. Özgün hikayesi Nermin Bezmen'e ait olan dizi, 1940'lı yıllarda İstanbul'da yaşayan orta halli bir ailenin hikayesini anlatıyor. İçinde aşk da var, anne-kız ilişkisi de, baba-kız ilişkisi de, arkadaşlık ilişkisi de... Çekimler hızla sürerken, dizinin iki yakışıklı oyuncusu ve yazarı Nermin Bezmen'i yakaladık; dizinin ayrıntılarını konuştuk... Önce, Bezmen hikayesiyle bu diziye nasıl dahil olduğunu anlattı...
ÇOK BAĞIMSIZ BİR ÖYKÜ
Nermin Hanım, 'Bir Günah Gibi' dizisinin sizin 'Kurt Seyt Ve Murka' isimli kitabınızdan yola çıkılarak yazıldığı konuşuluyordu ama işin aslı öyle değil sanırım...
Kitaptan çok bağımsız bir hikaye bu. Evet, 'Kurt Seyt ve Murka' romanımdan, o devirden ve o kitaptaki bazı karakterlerin psikolojik yaşamlarından esinlenerek ama tamamen bağımsız, bu dizi için yaratılmış bir öykü. Bugüne kadar anlatılmamış bir hikaye. Kitabımı okuyanlardan özellikle rica ediyorum; ekranda kitaptaki hikayenin benzerini beklemesinler, diziyi kitapla kıyaslamasınlar!
Siz mi "Bir hikayem var" diyerek yapımcının kapısını çaldınız, yapımcı mı size ulaşıp "Bize sıkı bir dönem hikayesi lazım" dedi. Hangisi?
İşin aslı şu; Most Yapım'dan Gül Oğuz ve yapım ekibi dedi ki, "Senin hikaye anlatımın çok zengin, bize bir hikaye sunar mısın?" İçinde karakterlerle ilgili birkaç satırın yer aldığı bir sinopsisi geliştirmem için verdiler. Şu andaki hikayeden bağımsız, bambaşka bir şeydi. Ben yüreğimin sesiyle yaşayan ve üreten bir insan olduğum için, içime sinmedi verilen sinopsis. Bir gün toplantı yapılırken dedim ki; "Arkadaşlar bana beş dakika verirseniz size bir hikaye anlatayım..." Bu mevcut hikayeyi anlatıp bitirdiğimde, o beş dakika yarım saat olmuştu ama herkesin gözünden yaşlar akıyordu.
Sabah
