Ben Cumhuriyet'i Böyle Kazandım..

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Ankara 10. Cumhuriyet yılının büyük ve ölçüsüz sevinci içindedir. Şehir baştanbaşa ışıklarla donatılmıştır. Eğlence yerlerinde her Türk tam bir şuurla
devrimin nimetlerini idrak ederek neşe içinde eğlenmektedir.
Atatürk resmi baloların verildiği yerlere uğradıktan sonra Halkevi’ne de teşrif
ediyor. Orada milli ve mahalli giysileriyle coşan ve coşturan Türk köylüleriyle
karşılaşıyor.
Bir gün bu milleti ve bu memleketi kurtarmak için atıldığı mücadelede kendisine
yegane kudret ve kuvvet membaı olan bu temiz yürekli vatan evlatlarının
neşelerinden son derece duygulanıyor.Onları bir süre seyrettikten sonra doğru
Çankaya’ya teşrif ediyorlar ve:
-Efeleri buraya getiriniz!.. Emrini buyuruyorlar.
Efelerin Çankaya’da Atatürk’ün sofrasında nasıl coştuklarını ve nasıl
coşturduklarını anlatmaya imkan yoktur. Büyük Ata sahnenin en heyecanlı bir
anında Ankara efelerinden birine soruyor:
-Efe, sen benim için ne yapabilirsin?
Efe tereddüt etmeden cevap verir:
-Her şey...
-Mesela?..
-Ölürüm...
Şimdi bütün dikkat Atatürk’e çevrilmişti.kimse konuşmuyor onları dinliyordu.
Atatürk gözlerini etrafındakiler üzerinde bir kez gezdiriyor sonra:
-Efe ,diyor, sözünde samimi misin?
-Emir sizindir Ata'm.
Atatürk elini dizinin üstüne vuruyor:
-Koy başını buraya!...
Efe derhal başını Ata'nın dizlerine koydu ve başını koyar koymaz şakağında bir
soğuk temas hissetti.bu Atatürk’ün şakağına dayadığı tabanca namlusunun
soğukluğuydu. Efe bu soğuklukla beraber şakağına dayanmış bir tabanca olduğunu görmüş fakat en küçük bir harekette bulunmamıştı.
Efe Ata'sı için ölümü seve seve kabul edebilirdi. Fakat Atatürk ona kıyacak
mıydı?
Bütün yüzlerin rengi bir anda solmuş heyecan son haddini bulmuştu. Nefes
almaktan korkuyorlardı ve gözler Atatürk’ün elindeydi. Tabanca efenin şakağına dayanmıştı. Fişek sürülmüş ve emniyet açılmıştı. Atatürk bir saniye bile sürmeyen bu an içinde ve gözle fark edilemeyecek bir hızla tabancanın namlusunu şakağın yanından belki bir santim kadar kaydırarak tetiği çekiyor.
Derin sükutu yırtan korkunç tabanca sesi...
Kalpler sanki yerinden kopacak.
Hazır bulunanların hepsinin beti benzi kül rengini almıştır.
Fakat efenin başı hala Ata’nın dizindedir ve efede en küçük bir kımıldanma
yoktur.
Atatürk efenin başını dizlerinden kaldırıyor temiz alnını dudaklarına doğru
çekiyor ve öpüyor.
Hala biraz önceki havanın tesirinden kurtulamamış olanlara:
-İşte ben Anadolu Savaşını bunlarla ve böyle canlarını esirgemeyenlerle
kazandım diyor.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst