Beden Dili - Tüm Ayrıntıları

OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3. EL VE KOL HAREKETLERİ

1.1.1.8.2.2.3.1. EL HAREKETLERİ


1.1.1.8.2.2.3.1.1. Elleri Ovuşturmak

Geçenlerde yakın bir arkadaşımız gideceğimiz bir kayak tatilinin ayrıntılarını tartışmak üzere bize geldi. Konuşmamız sırasında birdenbire arkadaşımız sandalyesinde dikleşti geniş bir gülümsemeyle ellerini ovuşturdu ve ''Beklemeye dayanamayacağım!'' dedi. Sözel olmayan mesajlarıyla bize gezinin çok başarılı olmasını umduğunu iletmişti.Ellerini ovuşturmak insanların olumlu beklentilerini ilettikleri sözel olmayan yollardan biridir. Zar atan kazanma umudunu göster*mek için zarı ellerinin arasında ovuşturur tören düzen1eyici elleri*I1i ovuşturarak izleyicilere 'Bir sonraki konuşmacıyı din1emeyi uzun süredir istiyorduk ' der ve heyecanla pazarlamacı satış müdürünün odasına dalar ve ellerini ovuşturarak 'Büyük bir sipariş aldık patron!' der. Ancak akşamın sonunda ellerini ovuşturarak masanıza gelen ve 'Başka bir arzunuz var mı?' diye soran garson sözel olmayan yollarla size bahşiş bekledi*ğini bildirmektedir.Kişinin ellerini ovuşturma hızı beklenen olumlu sonuçların kimin yararına olacağını düşündüğünü gösterir. Örneğin bir ev almak istediğinizi ve emlakçıya gittiğinizi varsayalım. Nasıl bir ev istediğinizi dinledikten sonra emlakçı ellerini hızlı hızlı ovuştura*rak 'Tam size göre ur yerim var!' der. Emlakçı sonucun sizin için olumlu olmasını beklediğini göstermiştir. Ama eğer ellerini yavaş yavaş ovuşturarak sizin için ideal evi bildiğini söyleseydi kendi*nizi nasıl hissederdiniz? Bu durumda büyük olasılıkla üçkağıtçı ve*ya çıkarcı birisi gibi görünecek ve sonuçların sizden çok onun iyiliğine olacağı hissine kapılacaktınız. Pazarlamacılara müşterilerine ürün veya hizmet tanıtımı yaparken ellerini ovuşturacak olurlarsa alıcının savunmaya geçmemesi için hareketi hızlı hızlı yapmaları söylenir. Öte yandan alıcı ellerini ovuşturarak pazarlamacıya ''Neleriniz var bir bakalım?'' derse bu alıcının iyi bir şey görmeyi umduğu ve satın alma olasılığının yüksek olduğu anlamına gelir. Küçük bir uyarı: otobüs durağında soğuk bir kış günü beklerken ellerini ovuşturan birisi büyük olasılıkla bunu otobüs bekle*diğinden yapmıyordur. Sadece elleri üşümüştür!
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.2. Başparmağın Parmağa Sürtülmesi

Başparmağın parmak uçlarına veya işaret parmağına sürtül*mesi genellikle bir para bekleme hareketi olarak kullanılır. Genel*Iikle başparmaklarını parmaklarına sürterek müşterilerine ''Size %40 indirim öneriyorum ' diyen satıcılar veya başparmağını işaret parmağına sürterek arkadaşına 'Bana on milyon borç ver' diyen bi*risi tarafından kullanılır. Bu hareketin profesyonel birisi tarafından müşterileriyle ilişki sırasında kullanılmaması gerektiği açıktır.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.3. Kenetlenmiş Eller

Bu hareketi kullanan kişiler genellikle gülümseyip mutlu gö*ründüklerinden başlangıçta bu hareket bir güven hareketi gibi gö*rünür. Ancak bir sefer henüz kaçırdığı bir satışı anlatan bir pazar*Iamacıyı izledik. Hikayesi ilerledikçe sadece ellerini kenetlemekle kalmadığını ve parmaklarının sanki birbirlerine yapışmış gibi be*yazlaşmaya başladıklarını gördük. Buna göre bu hareket hayal kı*rıklığına uğramış veya saldırgan bir durumu göstermekteydi. Nierenberg ve Calero kenetlenmiş eller üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda bunun kişinin olumsuz bir yaklaşımı diz*ginlemeye çalıştığını gösteren bir hayal kırıklığı hareketi olduğuna karar verdiler. Hareketin üç ana konumu vardır: eller yüzün karşı*sında kenetlenmiş otururken eller masanın üzerinde ve*ya kucakta ve ayaktayken eller apış arası hizasında. Ayrıca ellerin tutulduğu yükseklikle kişinin olumsuz duy*gularının derecesi arasında da bir ilişki varmış gibi görünmektedir. Tüm olumsuz hare*ketler gibi saldırgan yaklaşımın ortadan kalkması için kişinin elle*rini çözerek avuçların ve vücudun ön tarafının açık olacağı duruma getirilmesi için bir şeyler yapılması gerekmektedir.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.4. EL SIKMA TÜRLERİ

El sıkanları tiplemelerine göre üç ayrı kategoride toplayabili*rız.
a) Pehlivan
b ) Süs Köpeği
c) İş Bitirici


1.1.1.8.2.2.3.1.4.1. Pehlivanlar
Size medeni cesaretlerini göstermeye ilgi alaka ve dikkatle*rini anlatmaya kendilerine ne kadar güvendiklerini ve iş biti*rici olduklarını göstermeye tokalaşmayla birlikte başlayacak*larını bilirler inanırlar ve bu konuda muhtemelen önceden ev*de ciddi ciddi çalışırlar diye tahmin ediyorum. Kimi hanımlar bu konuda erkeklerden daha uzmandırlar. Eliniz bir mengene*ye girer kurtulamazsınız. Yukarıda yüzünüze gülen adam aşağıda ''Sana bir özgüvenimi göstereyim de gör '' diye sıkar da sıkar: Ta ki yüzünüz mor renkten sarıya dönmeye kalp atı*şınız yavaşlamaya başlayıncaya dek. Mutlaka hazırlıklı olun bir hanım misafirim beni aldı elimden tutup küçükken Cinci*bir gazozlarının ağzını baş pannağınızla kapatıp gazını çıkart*mak için salladığınız gibi (artık Cincibir çıkmıyor ve ben iç*meyi çok severdim) beni hazırlıksız yakalayıp salladı üstüm başım kahve oldu.
Çözüm: Tokalaşma sırasında gideceğiniz yöne doğru hareket*lenmek olmalı. Odanıza beraberce halay çekerek gidemeyece*ğiniz için elinizi bırakmak zorunda kalacaktır.

1.1.1.8.2.2.3.1.4.2. Süs Köpekleri
Onlarla el sıkışırken artık daha fazla yaşamak istemediğinizi fark edersiniz. Genelde hanımlarla bu derdi yaşarsınız. Size ellerini verirler eli alırsınız hiç bir şey hissetmezsiniz salla*yıp geri verirsiniz. Naylon poşet mi salladınız? '' Amcaya mer*haba de kızım.'' denilen bir kanişin patisini mi tuttunuz? An*lamazsınız. Ülkemizde hanımlarsa aşırı dindar erkeklerin el*lerini sıkarken aynı hissi yaşarlar. Kimi zaman eliniz havada bile kalabilir. Böyle bir durumda yanındakine dönün ve ''Siz almaz mıydınız?'' diye sorun. Kendine ve karşısındakine gü*vensizlik iletişim kurmama isteği motivasyon düşüklüğünü karşıya vennenin en kolay yolu olarak kabul edilebilir. Profesyoneniğe hiç yakışmadığını rahatça söyleyebilirim.
Çözüm : 21 aspirini aynı anda için.

1.1.1.8.2.2.3.1.4.3. İş Bitiriciler
Bunlarla daha ilk karşılaşusınız elinizi bir elleriyle tutarken diğer elleriyle de elinizin açıkta kalan bölümünü sarar ve ok*şarlar. Siz ''Bayram değil seyran değil Allah 'tan ortalık kala*balık'' diye düşünürken elinizi bir türlü kurtaramazsınız. Yüz*süzlükleri arttığı oranda el yukarı gitmeye ve kolu geriden tut*maya başlar. Bu ancak yakın bir dosta yapabileceğiniz karşı*lıklı içtenliği anlatan bir tutuş şekli olmasına rağmen hayatı*nızda ilk defa gördüğünüz bir adam yapıyorsa ondan korkun. Bunu genelde politikacılar yaparlar el sıkışuken elleriyle ya*pay bir dostluk mesajı verirler. Bayan politikacılar bunu yapa*rak erkeklerin beyninin köşesindeki bir yere cinsel mesaj gön*derirken erkek politikacılarda bunun en üst düzey şekli Ha*san Celal Güzel hareketi adıyla literatüre kazandırdığım ense*den asılma hareketidir.Yakın dostlar birbirine bunu yaparsa o zaman içtenliği anlatır. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalının ana haber bülteni için benden görüş istendi. Konu Yalım Erez'in hükümet görüşmesindeki beden diliyle ilgili mesa jlar. En ilginç görüntü Y alım Erez ' in elini sıktığı tüm li *derlere (Çiner hariç) diğer eliyle de mutlaka dokunmasıydı. Bu hükümetin kuruluşu için bir yardım beklentisinin en.açık örneğiydi. Fakat diğer eliyle Deniz Baykal 'ın sadece eline do*kunurken FP Lideri Kutan'ın dirseğine Ecevit'te daha yuka*rı en yakın olduğu Yılmaz'ın ise neredeyse omuzuna doku*nuyordu. Liderler arasında bir mahalle arkadaşı olsa ensesini de tutabilirdi. (Hasan Celal Güzel hareketi). İlginç bir şekilde liderlerden el sıkma ritüeli suasında karşılık olarak Erez'e diğer elleriyle dokunan sadece Yılmaz ve Ecevit oldu. Diğer*Ieri dokunmadılar bu da onu gerçek anlamda hangi Iiderlerin koşulsuz desteklediğiyle ilgili iyi bir ipucuydu. (Ben haberi hazırlayan televizyoncuya bu yorumları ekrana bakarak ya*parken arkama döndüğümde haber arkasındaki diğer kişilerin merakla toplandık1arını ve dinlediklerini gördüm). Çözüm: Aynısını yapın. Yüzünüzde daha ikircikli bir gülüm*seme daha fazla okşayın ve daha uzun tutun. Diğer elle ense*nize mi daldı? Siz de enseyi yakalayın. Unutmayın deli deliyi görünce çomağını saklarmış! ''Bu benden daha yüzsüz'' ya da ''Onun da benden bir çıkarı var herhalde'' deyip yanınızdan hızla uzaklaşacaktır.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.4.4. Eller Ve Parmaklar

Eller insanın kendini ifadesinde en duyarlı ve etkili organlarıdır. İnsanın eli*nin becerisinin gelişmesi beynin biyolojik gelişimine paraleldir. insan beyninin düşünüp hayal ettiğini eller gerçekleştirir. Ellerin tecrübeleri beyne yeni düşün*ce ufukları açmıştır. İnsanın işaretparmağı ve başparmağının evrimi bilim ve tekniğin bugüne kadar geliştiremediği olağanüstü duyarlıkta hareketli bir orga*nın ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bir çocuğun parmağının ucunda bir santi*metre karede 6.000 sinir hücresi sonlanmaktadır. Bu inanılmaz kapasite ile in*san parmakları arasındaki bir saç kılını veya bir toz zerresini algılayabilir. İnsan kor halindeki demiri elindeki çekiçle döverek ona uygun sertliği verebildiği gibi; piyanonun tuşlarında veya kemanın tellerinde bir saniyede on iki notayı gerekli dinamizm ritim ve duyguyla çalabilir. İnsan eli sadece kendisine verilen araçları biçimlendirmez. Parmak el ve kol eklemleri aracılığıyla boşluk içinde uzanabilir düz ve eğimli çizgiler köşeler daire ve yuvarlak hareketler yapabilir; tutar temas eder kavrar okşar çar*par iter çevirir vurur parçalar. Elin önemi sadece son derece duyarlı hareket ve hissetme becerisine sahip olmasından değil aynı zamanda el ve beyin arasındaki karşılıklı bağlantıların zenginliğinden kaynaklanmaktadır. İnsan beyninde başparmak ve işaretparmağını kontrol eden hücrelerin kapladığı alan baş ve bütün duyu organlarının kapladığı alana eşit ayağın kap*ladığı alandan da on kat fazladır. İnsan bir şeyi almak veya vermek bir şeyi tutmak veya yakalamak istediği zaman elleri bedeninden uzaklaşır. Böyle bir işlem sırasında kişinin bedeni el*lerin ve kolların koruyuculuğunun sağladığı güvene ihtiyaç duyar. Aksi takdirde el ve kolların bedeni örtme imkanından yararlanmak için kollar bedenden fazla uzaklaştırılmaz. Kolların hareketi özel bir önem taşır. Bu hareket göğsü öne çıkartan insanı harekete geçiren aktif bir duygusal enerjiyi yansıtır. Duygusal açıdan açık insanlar karşılarındaki kişilerden kendilerine yansıyan duygu ve düşünceleri kabul et*meye hazır olarak doğal bir kendine güven içinde kollarını bedenlerinden aça*rak hareket ettirirler.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.4.5. Küçük El Hareketleri İle Anlattıklarımız

Okşayan bir el yumuşak hareketlerle cismin şeklini yüzeyini ve sıcaklığını algılamaya çalışır ve böylece kişiyle cisim arasında bir yaşantı doğar. Temas ederek hissetmek yoluyla kazanılmış olan duygu entelektüel bilgi yoluyla elde edilenden çok farklıdır. Bir tavşan postuna gözle bakmak mikroskop altında incelemek ve elle okşamanın doğurduğu izlenimler bütünüyle farklıdır. Temasın yarattığı farklılığı hepimiz biliriz ancak çoğunlukla bundan uzak dururuz. Fakat çok kere küçük bir temas insanın içinde bir özlem doğurur ve teması tekrarlama isteğini ortaya çıkarır. Benzer şekilde kişi kendisinde duygusal yük doğuran bir konuda konuştu*ğu zaman duyarlılığı parmakları ve avuç içi ile adeta kelime yüzeylerine daha farklı bir anlam vermek istemesinde ortaya çıkar. Böylece insanın si*nir uçları uyarılarak kelimelerin dolayısıyla da konuşmanın anlamı artar.Bir eşyanın veya durumun ellerle anlatılması kaynağını çok eskilerden alır. insanların kendilerini kelime ve çizgiyle ifade edemedikleri dönemde tek iletişim araçları el işaretleriydi. Geçmişte el işaretleriyle cisimler izlenimler duygu*lar ve düşünceler anlatılmıştır. Ancak insanın dil becerisinin ileri düzeyde geliş*tiği günümüzde el işaretleri hala ifadeyi tamamlayıcı ve anlamı pekiştirici etki*lere sahiptir. Hatta bazen kişi karşısındakinin anlatmak istediğini bir tek el işa*retinden bütünüyle anlayabilir. Örneğin güzel bir kadını tarif etmek için avuç içlerinin yukarıdan aşağı orta noktada daralarak hareket etmesi; bir konudaki tartışmayı bitirmek için elin yatay bir şekilde hareket etmesi; kişinin acıktığını anlatmak için elini midesine vurması veya parmaklarını toplayarak elini ağzına götürmesi yeterlidir.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.4.5.1 “Gel” Hareketinin Türkiye'de Algılanışı

“Gel” “git” “dur” “hoşçakal” anlamına gelen el hareketlerinin anlatımımızda çok önemli yeri vardır.“Gel” anlamına gelen hareketlerin Türkiye'deki algılanış biçimi konusunda yaptığımız araştırma sonucunda Resim 20(A) ve 20(B)'de görülen iki el hareketinin de aynı anlamda algılandığı anlaşılmaktadır. Çeşitli kültürlerde yaşayan insanlar birbirlerini farklı biçimde selamlayıp farklı biçimde vedalaşırlar. İstanbul'da yaşayanlar arasında “hoşçakal” anlamında el sallama hareketinin %71 gibi büyük bir çoğunlukla Resim 21 (B)'de görüldüğü gibi yapıldığı saptanmıştır. Grafik 3 Fransızların “hoşçakal” deyiş biçiminin %55 oranında Resim 21 / A'daki gibi olduğunu göstermektedir. Resim 21/B'de görülen Türkiye'de “hoşçakal” olarak kullanılan el hareketi*nin çeşitli Batı Avrupa ülkelerinde ne oranda aynı biçimde algılandığı Grafik 41e görülmektedir. Buna göre Türkiye'deki vedalaşma jesti en çok İngiltere en az da İtalya ile benzerlik göstermektedir. İtalyanların “hoşçakal” olarak kullandıkları işaretin Resim 21/D'deki gibi ol*duğu ve bu ülkenin dışında araştırmanın yapıldığı hiçbir ülkede bu işaretin “hoşçakal” anlamında kullanılmadığı görülmüştür. Çeşitli kültürlerde yaşayan insanlar birbirlerini farklı biçimde selamlayıp farklı biçimde vedalaşırlar. Bu veriler Türkiye'de İtalyanlarla benzeştiğimiz konusundaki yaygın inançla bütünüyle çelişen bir sonuç vermiştir. İtalyanlar söz konusu jestler açısından Batı Avrupa ülkeleri arasında Türkiye ile en az benzerlik gösteren toplum olma özelliğine sahiptir.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.1.4.6. Kültürel Ve Sosyal Farklar

Türkiye Yunanistan Japonya Fransa (güney bölgesi) ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde insanların önemli bir bölümü açık jestlerle konuşurlar. Kuzey Avru*pa'ya doğru çıktıkça özellikle endüstrileşmenin yoğun olduğu bölgelerde kol*lar bedene yakın tutulur ve oldukça az hareket ettirilir.Güney ülkelerinde jestlerle yapılan vurgulamalar kuzey ülkelerinden daha fazladır. Araştırma filmleri üzerinde yapılan incelemeler aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Akdeniz ülkelerinde jestlerin Kuzey Avrupa ülkelerinden daha sık ve daha büyük hareketlerle kullanıldığını göstermiştir. Yapılan araştırmalar bu farkın coğrafi bölge özelliklerinden değil sıcaklık farklarından kaynaklandığını ortaya koymuştur. Ancak sıcaklık farklarının hangi sebeplerle jestlerde böyle bir farklılığa yol açtığı açıklanamamıştır. Orta Avrupa ve İngiltere'de aristokrat ailelerin çocuklarına eğitim veren ya*tılı okullarda yemek yerken öğrencilerin koltuklarının altına kitap yerleştirilir ve hareketleri sınırlandırılır. Yapılan uygulamalar sonucunda çocuklar aldıklarını ve verdiklerini disiplin altına sokarlar başkalarından bir şeyler almaları ve onlara bir şeyler vermeleri bedensel olarak sınırlanır. Bu eğitimin amacı öğrencilere davranışlarını azaltarak duygularını bastırmayı öğretmektir. Böyle bir eğitim kaçınılmaz olarak insanları sıkıştırır ve sınırlı kalıplar içinde düşünmeye zorlar. Zamanla insanlar toplumsal zorunluluklar ve kurallarla sınır*lanır duygularına yabancılaşır ve duygularını ortaya koymakta zorluk çekerler. Benzer durumu çeşitli sahne gösterilerinde de gözlemek mümkündür. Alt sos*yo-kültürel topluluklar bir konser sırasında takdir hayranlık ve beğenilerini coş*kuyla ifade ederken üst sosyo-kültürel topluluklar hayran oldukları sanatçıları bile son derece sönük bir şekilde alkışlamaktadırlar. Buna karşılık büyük insan toplulukları önüne çıkan bir politikacı kollarını açar büyük ve geniş jestler yapar topluluğu adeta kucaklar ve bu yolla toplu*luğu etkilemeye çalışır. Bir lider ne ölçüde önemli fikirler taşırsa taşı*sın donuk bir ifadeyle konuşarak karşısındaki topluluğu etkileyemez ve onları fikirlerinin peşinden sürükleyemez. Böyle bir konuşma sırasında ellerin havaya kaldırılması yumruk yapılması başarıyı gücü ve mücadeleyi hissettirdiği için topluluğu heyecanlandırır ve olumlu yönde etkiler.
 
OP
eflâtun

eflâtun

Daimi Üye
Katılım
31 Ağustos 2010
Mesajlar
448
Tepki
469
Puan
63
Konum
Ankara
1.1.1.8.2.2.3.2. KOL HAREKETLERİ

1.1.1.8.2.2.3.2.1. Kol Kavuşturma Engeli

Bir canlının kendisini güvende hissetmediği zaman bir cismin arkasına saklanması doğal bir korunma davranışıdır. insan yavrusu da hayatının ilk yılların*dan başlayarak masaların sandalyelerin dolapların altına ve arkasına saklanır. İnsan büyüdükçe kendisini tehdit eden durumları yaşadığında saklanma davra*nışı biraz daha incelik kazanır ve altı yaş dolaylarında çocuk cisimlerin arkasına saklanmak yerine kollarını kavuşturarak kendisini koruyucu bir engel oluşturur ve bu engelin arkasına gizlenir. Bu davranışı yaşamın daha ileri dönemlerinde örneğin gençlik döneminde bacak bacak üstüne atmayla oluş*turulan engel izler. Kişisel olarak bu davranışı kendi çocuklarımızda çok açık olarak gözlediğimizi söyleyebiliriz. Yedi yaşından itibaren oğlumuz kollarını kavuşturup bede*nini geriye çekip başını öne eğerek durduğunda daima kendisini zorlayan ve*ya tehdit eden bir durumun varlığını fark etmişizdir. Gerçekten de bu davranış gençlik ve yetişkinlik döneminde de daha sonraki yıllarda da bir hayat boyu devam eden olumsuz savunmaya yönelik bir tavırdır ve kişinin kendisini tehdit altında hissetmesinin en açık işaretidir. Giyim alanındaki büyük bir kuruluş bir yönetici arıyordu. Bu amaçla eğitimi ve geçmişi oldukça parlak bir adayla mülakat yapılıyordu. Aday marka ürün yönetimi ve işletme konularındaki sorulara cevap verirken oturduğu koltuktan öne eğiliyor yüzü elleri ve kollarıyla ifadesini destekleyen jestler kullanı*yordu. Ancak adayın o güne kadar çalışmadığı tekstil alanıyla ilgili sorular sorul*maya başlayınca aday koltuğa yaslanıyor kendisini geri çekiyor ve kollarını ka*vuşturuyordu. Birçok kimse kollarını alışkanlıktan kavuşturduklarını veya kendilerini böyle daha rahat hissettiklerini söylerler. Bu noktada yine psikolojinin altın kuralını hatırlamakta yarar vardır. Dışlaşan davranış insanın iç dünyasına yansır ve insan nasıl davranıyorsa kendisini öyle hisseder.
 
O

ozge191

Misafir
burdan baya bilgi ediniyorum sayesinde bilmediğim o kadar çok şey varkii
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst