Aşk-ı memnu baba ve kızı arasındaki çatışmalı sevgi ilişkisini anlatır.
Nihal babasının, yani Adnan Beyin, sevgisini kaybetmemek için Bihter’le rekabete girer. Bu rekabet herkes için yıkıcı bir etki yaratacaktır.
Nihal annesini çok sever, Bihter’den nefret eder. Hâlbuki bu bir yanılsamadır. Nihal’in annesi yaşasaydı, Bihter diye bir kadın Adnan Beyle evlenmeseydi, hayatlarında Bihter olmasaydı ne olurdu?
Nihal, Bihter’le yaşadığı çatışmayı kendi annesi ile yaşayacaktı. Nihal ergenlik döneminde annesi ile kavga edecekti.
Ama Nihal’in annesi ölmüştür. Bir ölü ile kavga etmek hem yakışık almaz, hem bir manası yoktur. “Kör ölür badem gözlü olur”. Nihal, ölmüş annesini, aşırı şekilde yüceltirken, Bihter’e tamamen düşman olur.
Bu durumu psikolojik olarak şöyle ifade edebiliriz: Nihal annesine karşı olan bütün negatif (kötü) duygularını Bihter’e aktarır. Annesini bir melek, sütten çıkmış ak kaşık bir kadın olarak algılarken, Bihter’i bu dünyada yaşayan en feci, en kötü insanlardan biri olarak algılar.
Gerçekte ise Nihal ve Bihter birbirlerine çok benzerler. Gittikleri bir düğünde aynı yatakta yatmaları ilginç bir fotoğraf oluşturur. Bir abla ve kardeş, hatta ikiz gibi aynı yatakta yatarlar.
Bihter annesi Firdevs hanımla kıyasıya bir rekabet içindedir. Ana ve kızı ikisi de aynı adamla, Adnan Bey’le evlenmek isterler.
Anne ile ölümcül rekabet
Kızlar (Nihal ve Bihter) anneleri ile “kıyasıya” “ölümcül” bir rekabete girerler.
Sonuç olarak Bihter Ölür.Nihal Behlül ile evlenemez. Eser Adnan Bey’in ve Bihter’in birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılık ile sonlanır. Ama sanki kader berbat bir şekilde baba ve kızı birbirlerine mahkum etmiştir.
Bihter’in Adnan Beyle evlenmesinin bir sebebi Bihter’in annesi ile (ve kız kardeşi Peyker’le) girdiği rekabettir. Bihter önce Adnan Beyi annesinin elinden almayı “başarır”. Sonra da Peyker’le ilgilenen Behlül’ü elde etmeyi “başarır”. Bihter cinsel gücü ile erkekler üzerinde bir egemenlik kurmayı başarır. Cinsel çekiciliği sayesinde “Kraliçe” olmayı başarır
Baba ile ölümcül rekabet
Erkekler ise kararsız ve basiretsizdir. Anne kız rekabetini kontrol altına alamazlar. Anne kız rekabetini körüklerler. Anne kız rekabetinden “yararlanırlar”
Adnan Bey Firdevs Hanım ve Bihter arasındaki rekabetten yararlanarak Bihter’le evlenir.
Behlül, Nihal, Firdevs Hanım ve Peyker ile Bihter’in rekabetinden yararlanarak Bihter’i “elde etmeyi” başarır.
Padişah Babamız Abdülhamit ve babaya ihanet
Romanın temel temalarından biri babaya ihanettir.
Behlül batıdan gelen devrimci fikirlerin etkisi altına girmiştir. Hollandalı bir sevgilisi vardır. Batılı tarzda yaşamaktan, batılı fikirlerden hoşlanır. Etrafında Jön Türk pek çok arkadaşı vardır. Behlül bu hali ve bu düşünceleri ile padişah babamıza (Abdülhamit) ihanet eder.
Bu ihanet “yüzeyde” siyasi bir seçim gibi durmaktadır.
Ama “derinlerde”, Behlül aynı zamanda Adnan Beye de ihanet eder.
Yani Behlül’ün baba sembolüne (ve babaya) ihanet etmesi bir tesadüf değildir.
Halit Ziya batılılaşma düşünceleri ile roman karakterlerinin duygu dünyaları arasında güçlü bir ilişki kurar. Batılılaşmaya karşı dönemin çatışmalı duygularını çok iyi yansıtır. Batılılaşma bir yandan ilerleme ve aydınlanma anlamına gelir. Batılılaşma önlenemez bir gücün yükselişidir. Ama bir yandan da batılılaşma ahlaki bir yozlaşmadır. Toplumsal bir çürümedir.
Aşk-ı Memnu eserinde Abdülhamit ile Adnan Bey arasında bilinç dışı bir ilişki kurulduğunu düşünüyorum.
Adnan Bey bütün modern düşüncelerine rağmen Osmanlı Geleneği içinde olan bir adamdır. İyi niyetlidir, ama iyi niyetine rağmen konağı iyi yönetemez, elinde olmayan nedenlerle konakta yaşayan insanlar bir çöküşe doğru giderler. Bu çöküş ve ülkenin çöküşü arasında bilinçdışı bir bağ kurulur.
Abdülhamit ve Adnan Bey arasında benim bilinçdışı bir iz olarak önemsediğim bir başka nokta isim benzerliğidir. İki isimde A, D, A harfleri ortaktır.
Bu iki ismin kesişim kümesi olan ADA sembolü roman içinde özel bir anlam kazanır. Buna daha sonra değineceğim.
Abdülhamit ve Adnan Bey arasında bir başka benzerlik: Abdülhamit aynı zamanda usta bir marangozdur. Marangozluk Padişahın bir hobisidir.
Adnan Bey hobi olarak tahta oymacılık (marangozluk) yapar.
Devam edecek …
Dr.Kubilay Boğoçlu
Nihal babasının, yani Adnan Beyin, sevgisini kaybetmemek için Bihter’le rekabete girer. Bu rekabet herkes için yıkıcı bir etki yaratacaktır.
Nihal annesini çok sever, Bihter’den nefret eder. Hâlbuki bu bir yanılsamadır. Nihal’in annesi yaşasaydı, Bihter diye bir kadın Adnan Beyle evlenmeseydi, hayatlarında Bihter olmasaydı ne olurdu?
Nihal, Bihter’le yaşadığı çatışmayı kendi annesi ile yaşayacaktı. Nihal ergenlik döneminde annesi ile kavga edecekti.
Ama Nihal’in annesi ölmüştür. Bir ölü ile kavga etmek hem yakışık almaz, hem bir manası yoktur. “Kör ölür badem gözlü olur”. Nihal, ölmüş annesini, aşırı şekilde yüceltirken, Bihter’e tamamen düşman olur.
Bu durumu psikolojik olarak şöyle ifade edebiliriz: Nihal annesine karşı olan bütün negatif (kötü) duygularını Bihter’e aktarır. Annesini bir melek, sütten çıkmış ak kaşık bir kadın olarak algılarken, Bihter’i bu dünyada yaşayan en feci, en kötü insanlardan biri olarak algılar.
Gerçekte ise Nihal ve Bihter birbirlerine çok benzerler. Gittikleri bir düğünde aynı yatakta yatmaları ilginç bir fotoğraf oluşturur. Bir abla ve kardeş, hatta ikiz gibi aynı yatakta yatarlar.
Bihter annesi Firdevs hanımla kıyasıya bir rekabet içindedir. Ana ve kızı ikisi de aynı adamla, Adnan Bey’le evlenmek isterler.
Anne ile ölümcül rekabet
Kızlar (Nihal ve Bihter) anneleri ile “kıyasıya” “ölümcül” bir rekabete girerler.
Sonuç olarak Bihter Ölür.Nihal Behlül ile evlenemez. Eser Adnan Bey’in ve Bihter’in birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılık ile sonlanır. Ama sanki kader berbat bir şekilde baba ve kızı birbirlerine mahkum etmiştir.
Bihter’in Adnan Beyle evlenmesinin bir sebebi Bihter’in annesi ile (ve kız kardeşi Peyker’le) girdiği rekabettir. Bihter önce Adnan Beyi annesinin elinden almayı “başarır”. Sonra da Peyker’le ilgilenen Behlül’ü elde etmeyi “başarır”. Bihter cinsel gücü ile erkekler üzerinde bir egemenlik kurmayı başarır. Cinsel çekiciliği sayesinde “Kraliçe” olmayı başarır
Baba ile ölümcül rekabet
Erkekler ise kararsız ve basiretsizdir. Anne kız rekabetini kontrol altına alamazlar. Anne kız rekabetini körüklerler. Anne kız rekabetinden “yararlanırlar”
Adnan Bey Firdevs Hanım ve Bihter arasındaki rekabetten yararlanarak Bihter’le evlenir.
Behlül, Nihal, Firdevs Hanım ve Peyker ile Bihter’in rekabetinden yararlanarak Bihter’i “elde etmeyi” başarır.
Padişah Babamız Abdülhamit ve babaya ihanet
Romanın temel temalarından biri babaya ihanettir.
Behlül batıdan gelen devrimci fikirlerin etkisi altına girmiştir. Hollandalı bir sevgilisi vardır. Batılı tarzda yaşamaktan, batılı fikirlerden hoşlanır. Etrafında Jön Türk pek çok arkadaşı vardır. Behlül bu hali ve bu düşünceleri ile padişah babamıza (Abdülhamit) ihanet eder.
Bu ihanet “yüzeyde” siyasi bir seçim gibi durmaktadır.
Ama “derinlerde”, Behlül aynı zamanda Adnan Beye de ihanet eder.
Yani Behlül’ün baba sembolüne (ve babaya) ihanet etmesi bir tesadüf değildir.
Halit Ziya batılılaşma düşünceleri ile roman karakterlerinin duygu dünyaları arasında güçlü bir ilişki kurar. Batılılaşmaya karşı dönemin çatışmalı duygularını çok iyi yansıtır. Batılılaşma bir yandan ilerleme ve aydınlanma anlamına gelir. Batılılaşma önlenemez bir gücün yükselişidir. Ama bir yandan da batılılaşma ahlaki bir yozlaşmadır. Toplumsal bir çürümedir.
Aşk-ı Memnu eserinde Abdülhamit ile Adnan Bey arasında bilinç dışı bir ilişki kurulduğunu düşünüyorum.
Adnan Bey bütün modern düşüncelerine rağmen Osmanlı Geleneği içinde olan bir adamdır. İyi niyetlidir, ama iyi niyetine rağmen konağı iyi yönetemez, elinde olmayan nedenlerle konakta yaşayan insanlar bir çöküşe doğru giderler. Bu çöküş ve ülkenin çöküşü arasında bilinçdışı bir bağ kurulur.
Abdülhamit ve Adnan Bey arasında benim bilinçdışı bir iz olarak önemsediğim bir başka nokta isim benzerliğidir. İki isimde A, D, A harfleri ortaktır.
Bu iki ismin kesişim kümesi olan ADA sembolü roman içinde özel bir anlam kazanır. Buna daha sonra değineceğim.
Abdülhamit ve Adnan Bey arasında bir başka benzerlik: Abdülhamit aynı zamanda usta bir marangozdur. Marangozluk Padişahın bir hobisidir.
Adnan Bey hobi olarak tahta oymacılık (marangozluk) yapar.
Devam edecek …
Dr.Kubilay Boğoçlu