Aile İçi Şiddet

leyla

Daimi Üye
Katılım
13 Temmuz 2008
Mesajlar
972
Tepki
1.292
Puan
93
Konum
izmir
314.jpg




Aile içi şiddet olgusu, bir kişinin eşine, çocuklarına, yakın akrabalarına karşı fiziksel kaba kuvvet uygulamak, ruh sağlığını etkileyecek şekilde sözlü ve bedeni kuvvet uygulamak, ekonomik ve sosyal özgürlüklerini kısıtlamak yada engellemek, aile bireylerini ihmal etmek ve ihtiyaçlarını karşılamamak olarak tanımlayabiliriz. Aile içi şiddetin mağdurları eşler (kadın veya erkek), çocuklar, yaşlılar, nişanlılar, bakıma muhtaç olan özürlüler olabilirler. Ancak aile içi şiddet denildiğinde genelde koca tarafından, eşine ve çocuklarına yönelik fiziksel şiddet akıllara gelmekte olmasına rağmen bunun yanında kadınların da aile şiddet uygulayıcıları oldukları açıktır.
Aile içi şiddet tüm toplumlarda ortak bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar Dünya genelinde her dört kadından biri ve her altı erkekten birinin yaşamlarının bir bölümünde aile içi şiddete maruz kaldıklarını göstermiştir.
Aile içi şiddet davranışlarının uygulanışı ve uygulanış şekilleri farklılık göstermektedir. Şiddet uygulama fiziksel kuvvet olarak; tokat atma, sarsma, hırpalama, dövme, sopa vb. cisimlerle vurma, kesici aletlerle yaralama yada tehdit etme, ateşli silahlarla tehdit, zorla evlendirme, cinsel ilişkiye zorlama , ırza geçme, eve hapsetme ve kişileri öldürme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların dışında aile bireylerine karşı bağırma, başkalarına karşı küçük düşürme, gururunu zedeleyici sözler söyleme, küfretme, her türlü tehdit etme, davranışlarını zorla yönlendirme, sosyal iletişim kurmalarını engelleme gibi fiziksel baskı kullanmadan kişiye duygusal ve psikolojik baskı uygulama ise duygusal şiddet uygulama kapsamındadır. Ekonomik imkanların kısıtlanması, kişilerin çalışma özgürlüklerini kısıtlanması, mal varlığına el koyma yada rızası dışında kullanılması, zorla çalıştırma aile içinde ekonomik şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır.


Aile İçi Şiddetin Nedenleri



Aile içi şiddetin nedenleri olarak karşımıza aile bireyleri arasındaki geçimsizlik (genelde ebeveynler arası geçimsizlikler), aile bireylerinin sorumluluklarını yerine getirmemesi, fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar, kişilik bozuklukları, ekonomik sorunlar, aldatma ve aldatılmalar, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddeler, kaygı ve stresin etkileri, depresyon, yanlış ahlak ve namus anlayışları ve toplumdan gelen kalıplaşmış düşünceler (“kızını dövmeyen, dizini döver” mantığı) karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeplerin yanında biyolojik olarak erkeklik hormonun erkek üzerindeki etkisi olduğu, aile içi şiddet uygulayanların çoğunlukla erkek olması ve şiddet uygulamanın artan yaşla birlikte azalması sebebiyle düşünülmektedir.
Aile içi şiddetin oluşmasında en önemli nedenlerden biri ise toplumsal nedenlerdir. Toplumdaki kalıplaşmış düşünce ve davranışlar kimi toplumlarda aile içi şiddeti meşru hale getirmekte yada topluma karşı saklamaktadır. Toplum tarafından erkeğin aile reisliği görevini üstlenmesi, ailesini ve namusunu korumaya yönelik üzerinde duyduğu baskı, saldırgan davranışların erkeklerde cesaret, güç ve enerji göstergesi ve üstünlük olarak görülmesi erkeğin aile içi şiddette baş rolü almasında etkilidir. Kimi toplumlarda erkek çocuklarının kız kardeşlerine karşı ve hatta annelerine karşı şiddet kullanmaları olumlu karşılanması hatta ödüllendirilmeleri, bu toplumlarda erkeği şiddete yönlendirmiştir. Ayrıca aile içi şiddete maruz kalan çocukların ileriki yaşantılarında kendi ailesine karşı şiddet uygulamaya meyilli oldukları görülmektedir.
Çocuk eğitiminde yeterli bilgiye sahip olamayan ebeveynlerin, çocuğu eğitme ve terbiye etme maksatlı uyguladıkları şiddet de, çocukta şiddet kullanmayı sorun çözmede bir yol olarak görmesini sağlamaktadır. Günlük yaşam sıkıntıları, işsizlik, hedeflere ulaşmada başarısızlığa bağlı hüsran, toplumla ilişki kurmada yetersizlik gibi sosyo - ekonomik sebepler de aile içi şiddete neden olmaktadır.


Aile İçi Şiddette Kadın




Aile içi şiddette kadın genelde karşımıza şiddet uygulanan mağdur olarak çıkmaktadır. Kadınlar genelde; dövülme, ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakılma, hakarete uğrama ve cinsel şiddet tipleriyle karşılaşırlar. Kadının aile içi şiddet mağduru olmasında fiziksel yetersizlik, ekonomik bağlılık, toplumdan gelen inanışlar (namus vs.), duygusal sebepler nedenler olarak sıralanabilir.
Kadınlar ailede sadece şiddet uğrayan değil aynı zamanda şiddet uygulayan konumundadırlar. Kadınların %73,2’si, erkeklerin %69’u eşlerine değişik sıklıklarda hakaret, küfür, alaya alma, aşağılama vb. sözlü şiddet uygulamaktadırlar. Aile içi şiddet ile ilgili araştırmalarda kadınların anlık çatışmaları kontrol etmek için yada şiddete maruz kaldıkları yada şiddetten korunmak için de fiziksel şiddete başvurduklarını göstermiştir. Aynı zamanda kadınlar eşlerine çoğunlukla sözlü şiddet uygularlarken, çocuklarına hem sözlü hem de fiziksel şiddet uyguladıkları görülmektedir. Eşlerinden dayak yiyen kadınları birçoğu da hırs ve sinirlerini çocuklarına yansıtarak çıkartırlar. Ayrıca eşlerinden sürekli şiddet gören kadınların hamilelikleri esnasında dahi şiddet gördükleri de görülmektedir.
Şiddet gören kadınlarda korku, uykusuzluk, kabus görme, kendini suçlama, eziklik, özgüven kaybı, karmaşık duygular hissetme, sinir krizleri, yalnızlık, kızgınlık gibi duygu bozuklukları ve davranış bozuklukları görülür. Bu kadınların birçoğu eşlerinden umudu kesmezler, bir gün düzelecekleri umuduyla eşlerine karşı gördüğü şiddete rağmen sevgi duyarlar. Bu durumun duygu bozukluklarından meydana geldiği açıktır. Şiddet gören kadınlar bu tip duygulara sahip olmaları gördüğü şiddeti benimsemesi ve bu şiddet döngüsünün bir çıkmaz haline gelip sürekli ve artan bir şekilde devam etmesi ile sonuçlanır.


Aile İçi Şiddette Erkek




Aile içi şiddette erkek genelde şiddet uygulayan, olarak görülmektedir. Bunda biyolojik olarak, öğrenme ile ilgili nedenler ve toplumdaki kalıp düşünceler etkilidir. Aile reisliği, bozuk ahlak ve namus düşünceleri, günlük yaşam sıkıntılarından meydana gelen stres ve depresyon, sahip olan gücün kontrol edilememesi gibi nedenler erkek üzerinde etkilidir. Yapılan araştırmalar erkeğin ilişkide uzun süreli olarak kontrol sağlamak için, kadınların ise anlık çatışmaları kontrol altına almak için şiddet uyguladıklarını göstermiştir.
Erkeğin şiddete maruz kalması nadir bir durumdur. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun 1998 yılında yaptığı araştırmada Türkiye genelinde erkeklerin %2,1’nin sıkça, %1,2’sinin ara sıra eşlerinden dayak yediklerini söylemişlerdir. Erkekler genelde sözlü şiddete maruz kalmaktadırlar. Araştırmaya göre erkeklerin %69’u, kadınların %73,2’si eşlerine hakaret, küfür, alaya alma gibi kaba söz veya ifadelerde bulunarak şiddet uygulamaktadır.
 
OP
leyla

leyla

Daimi Üye
Katılım
13 Temmuz 2008
Mesajlar
972
Tepki
1.292
Puan
93
Konum
izmir
Aile İçi Şiddette Çocuklar




Aile içi şiddetin asıl mağdurları çocuklardır. Anne-baba arasındaki şiddetin psikolojik baskısı çocuklar üzerinde etkilidir. Ebeveynler arasındaki geçimsizlikten dolayı çocuklarına şiddet uyguladıkları bilinmektedir. Aile içi şiddette çocuğa yönelik, şiddet içeren her türlü davranış çocuk istismarı kapsamına girer.
Çocuklara uygulanan hırpalama, dayak atma, kesici ve delici aletlerle yaralama, yakıcı nesnelerle dağlama (vücut üzerinde sigara söndürme) gibi hareketlerle yaralama, sakatlama yada öldürülmesi gibi fiziksel şiddet uygulamaları yada tehdit, bağırma, eve hapsetme gibi çocuğun duygusal gelişimini engelleyecek tipte duygusal şiddet uygulamalarının yanı sıra her türlü cinsel şiddet çocuk istismarına girmektedir.
Aile içi şiddet uygulanan çocuklarda fiziksel hasarlaran çok ruh sağlığını ve ileriki sosyal yaşantısını etkileyecek harlar görülmektedir




Korkma, dayak korkusu
Aşırı çekingenlik
Kendine güvensizlik
Hırçın, saldırgan davranışlar
Kâbus görme
İnsanlara karşı güvenmeme
Kişilik bozuklukları
Sosyal iletişim kurmama
Toplumdan dışlanma
Psikolojik bozukluklar ve an duygu değişimleri
Yetişkinliklerinde şiddete meyilli olma
Evden kaçma
Gibi sonuçlar oluşabilir. Aile içi şiddet gören erkek çocuklar babalarını örnek model olarak görüp alarak gerek aile hayatında gerekse sosyal hayatlarında şiddeti bir çözüm olarak görmektedirler. Çok nadir olmasına rağmen erkek çocuklarının bir kısmında babaya tepkiden dolayı cinsel sorunlar (homoseksüelliğe eğilim) görülmektedir. Kız çocuklarında ise erkeklerden nefret etme, karşı cinsle sağlıklı iletişim kuramama gibi sorunlar yaşamaktadırlar.

Aile İçi Şiddette Yaşlılar

Yaşlıların aile bireylerine aşırı bağımlı duruma gelmesi, aile üzerinde ekonomik bir yük olması, ailenin ekonomik yetersizliği, aile arası bağların zayıf olması, yaşlıların agresif davranışları yaşlılara yönelik aile içi şiddetin nedenleridir.
Yaşlılara yönelik; ihmal etme, mal varlıklarını gasp etme, el koyma ve rızası olmadan kullanma, hakaret etme, küçük düşürme ve cinsel saldırılar uygulanmaktadır. Yaşlıların sağlıklarının kötü olması ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için bağlı olduğu aileye muhtaç olması bu şiddet türünü daha yaygın hale getirmektedir.
Aile içi şiddet, tüm toplumlarda görülen bir davranış bozukluğudur. Gelişmiş toplumlarda da görülen bu şiddet türü eğitim ve ekonomik düzeyi yüksek ailelerde de görülmektedir. Aile içi şiddeti oluşturan birçok sebebin yanında toplumsal yapıdan gelen faktörlerin daha etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca aile içi şiddetin hem yasal platformda hem de sosyal destek sağlanması bakımından yaşanan sorunlar aile içi şiddete çözüm sağlamada sıkıntılar oluşturur. Aile içi şiddet niteliği itibariyle çözümü çok zor olan bir davranış bozukluğudur. Toplumun aile bireyleri arasındaki şiddeti aile içinde bir mesele olarak görmesi, aile içi şiddet mağdurlarının şiddet uygulayana ekonomik olarak bağlı olma zorunlulukları, aile içi dayanışma ve akrabalar arası yardımlaşma bağlarının azalması, ailede şiddete görmenin utanç vermesi, ailedeki yoğun sevgi bağları bu konuya ilişkin çözümleri çıkmaza sokmaktadır. Bunun yanında aile içi şiddet kurbanlarının sığınabilecekleri kurumların eksikliği ve var olan kurumların da yetersizlikleri, mağdurların gördükleri şiddet çemberinden kurtulmalarını zorlaştırmaktadır.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst