Ahmet Kaya şarkı sözleri

elasu

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
3.340
Tepki
3.393
Puan
113
Yaş
38
Konum
yeşil bir diyardan
ağlama bebeğim

Aglama bebek aglama sende

Umut sende yarin sende

Yagmur gibi gözlerinden akan yas niye

Bu suskunluk bu durgunluk, sikintin niye



Cok uzakta öyle bir yer var

O yerlerde mutluluk var

Bölüsülmeye hazir bir hayat var

Dalip dalip derinlere düsünmen niye

Bu küskünlük bu darginlik, sikintin niye

Cok uzakta öyle bir yer var

O yerlerde mutluluk var

Paylasilmaya hazir bir hayat var

Ahmet Kaya
 
OP
elasu

elasu

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
3.340
Tepki
3.393
Puan
113
Yaş
38
Konum
yeşil bir diyardan
Ada sahillerinde bekliyorum.
Her zaman yollarını gözlüyorum.
Seni senden güzelim istiyorum.
Beni şad et şadiye başın için.
Her zaman sen yalancı ben kani.
Her zaman orta yerde bir mani.
Her zaman sen uzakta ben müştak.
Her tellakide bir hayalin berrak.
Nerede o mis gibi leylaklar.
Sararıp solmak üzere yapraklar.
Bana mesken olunca topraklar.
Beni yad et güzelim başın için
Ahmet Kaya
 
OP
elasu

elasu

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
3.340
Tepki
3.393
Puan
113
Yaş
38
Konum
yeşil bir diyardan
Acılara Tutunmak


Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimizde
Elleri çığlık çığlık yan yana iki dunya
İkimiz iki daldan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik
Buluşmuştuk bir kavşakta
Unutmustuk ayrılığı yok saymıştık özlemeyi
Şarkımıza dalmıştık
Mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
O yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizeler.
Aramakmış oysa sevmek
Özlemekmiş oysa sevmek
Bulup bulup yitirmekmiş
Düşsel bir oyuncagi.
Yalanmış hepsi yalan
Yalanmış hepsi yalan
Sevmek diye bir şey varmış
Sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konuklukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
Acılardan arta kalan
İşte bu bakışlarmış
Buğu diye gözlerinde
Gün batımı bulutlarmış.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
40
Konum
Almanya
kum gibi
Martılar ağlardı çöplüklerde
Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırak da sarılayım&dolanayım ayaklarına

Kum gibi kum gibi ezip geçme

Sonbahar damlardı damlarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlanlansın diye şu kirli yüzler
Biz durmadan şavaşırdık

Acımasız olma şimdi bu kadar
Dün gibi dün gibi çekip gitme
Bırak da sarılayım&dolanayım ayaklarına
Kum gibi kum gibi ezip geçme
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
40
Konum
Almanya
Beni tarihle yargila
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is
Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz
Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla
Ve tarihle yargıla

Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana
Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim
Ay ışığı yedir bana

Ahh...ben hasrete tutsağım , hasretler tutsak bana
Bıyığımdan gül sarkmaz , bıyık bırakmak yasak bana
Mahpus bana, sus bana , yağlık ilmek boynuma
Sevgili yerine , koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım

Ve sonra sabırla beklerim , bulutları çekersiniz üstümden
Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız
Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana

Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim
Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum
Gözlerimde güneş koşar
Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma

Duygu bana, öykü bana , roman gibi her an bana
Hücremde yalnızım gel , gel düşümdeki sevgilim
Soyunup hazırlan bana

Biraz sonra asmaya götürecekler beni
Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni
Hoşçakalın sevdiklerim

Dört mevsim , yedi kıta , mavi gök , bütün doğa hoşçakalın
Hoşçakalın sevdalılar
Çocuklar , üniversiteliler , genç kızlar
Sonsuz uzay , gezegenler ve yıldızlar , hoşçakalın

Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları
Sevda türküleri ve şiirler
Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler
Dağlarında yürüdüğümüz toprak
Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın

Hoşçakalın ağız tatları , sıcak çorbam , çayım , sigaram
Havalandırma sıram , banyo sıram, kelepçe sıram
Parkamı , kazağımı , eldivenlerimi , ayakkabılarımı
Ve kalemimi , ve saatimi
Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
Hoşçakalın , hoşçakalın

Dostum bana , sevdam bana , soluğunu geçir bana
Uyku tutmuyor gözüm , anılar sıraya girdi
Gel anne süt içir bana

Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar
Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar
Yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir

Okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları
Deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar
Asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar
Ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem

Hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim
Hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya
Hoşçakalın dünyanın bütün halkları

Sınırlı olmayan mekâna
Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben
En sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım
Hoşçakalın , hoşçakalın...

Beni yaşamımla sorgula iki gözüm
Beni yüreğimle , beni özümle
Bilimle anla beni , felsefeyle anla beni
Tarihle anla beni , ve öyle yargıla.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst