Yağlarla barıştık: Cildimizin yağlanmasını istemedik elbette. Yağlı cildi en iyi temizleyen, nem dengesini kaybettirmeyen ürünün bitkisel yağlar olduğunu öğrendik. Linda Rodin Olio Lusso, Clarins ve Decleor gibi markaların farklı cilt tiplerine özel hazırladığı yağlar ve aktar ziyaretleri cilt bakımımıza bomba gibi düştü.
Kırmızı ruj konusunda kararsız kaldık: Klasik kırmızı bir anda 'eski' ve 'klasik' kaldı. Geçtiğimiz senelerde 'anne ruju' olarak tabir ettiğimiz bordo, şarap rengi, koyu kahveyle kırmızının buluştuğu daha tok, daha cesur seçeneklere yöneldik. Sephora R03'tü aradığımız! Aynı akımı tırnaklarımız da takip etti.
Tırnaklarımıza feci halde özen gösterdik: Onlar güzellik hiyerarşisinde en tepeye çıktılar 2011'de. Her renk ojeyi denedik, 'asla' demedik. Diyemezdik: Maviler, lacivertler, koyu mor ve yeşiller, kiremit rengi, kahveler, ****lik gri, yeşil altın gibi iddialı renkleri, Chanel, Yves Saint Laurent, OPI for Sephora, Essie gibi kült markaların koleksiyonlarında gördük.
French Manicure'ü ters çevirdik: Siyah, ten rengi ve beyazla yapılan, en çok Japonya'da ilgi gören (bilmiyorum şaşırdınız mı) bu akım, Chanel ve Phillip Lim tarafından da onaylandı.
Akıllı serumların gücünü keşfettik: Birden fazla işi tek bir serum darbesiyle yapmak istedik. Cildi aydınlatmak, nemlendirmek, lekelerden arındırmak, elastikiyetini güvenceye almak için Lancome (o'su şapkalı) Visionnaire, Estée Lauder Idealist, Chanel Hydramax'i ekledik listemize.
Pembe saçları hiç garipsemedik: Özellikle sarışınlar, Gwen Stefani'nin kendilerine senelerce önce açtığı bu renkli yolda emin adımlarla yürüdü. Sokak stilinin (ve bu bağlamda güzellik akımlarının da) belirleyicisi olan bloglarda pembe, mor, mavi balyajlar yaptıran modellerle karşılaştık. Kate Bosworth ve Drew Barrymore gibi isimler de 'saç rengi' konusunda bir daha düşündürdü.
Kaşlarımızı kalınlaştırmak hem de çok kalınlaştırmak istedik: Audrey Hepburn, Arizona Muse, Camilla Belle'in kaşlarına özendik. Kalın ve dolgun kaşların gözleri nasıl belirginleştirdiğine şahit olduk. Çok kıskandık. Sarımsak ve usturayla gece seansları düzenledik.
En iyi fondöten Chanel'den geldi: Perfection Lumiére. en güzel, en uzun ömürlü, en muhteşem dokulu fondöten. Tüm gün etkisini kaybetmiyor gerçekten de.
En iyi krem far yine Chanel'den geldi: Illusion D'Ombre Long Wear Luminous Eyeshadow. Chanel laboratuarları, bu seneyi çok aktif geçirmiş olmalı. Kozmetik sektörünü baştan yaratan dokularla karşımıza çıktı. İşte bunlardan biri de Illusion D'Ombre far serisi. Her renginden bir tane alabilirsiniz. İsraf olmaz.
Rooney Mara'ya hayran kaldık: Son zamanlarda karşılaştığımız en ilginç yüzlerden biriydi kendisi. Ayrıca saç ve makyaj konusunda da hiç fena gitmiyordu.
Liv Tyler'ı neden görmezden geldik? Güzellik konusunda hep tam kıvamında, doğal ama cesur davrandı oysa ki. Givenchy ile yaptığı iş birliğinin sonuçları olsa gerek...
Blake Lively'nin turuncu saçlarını kınadık: Gerçek bir sarışın, sarışınlıktan asla vazgeçmemeli.
Kısa saç geri döndü: Tüm bloglarda 'saçlarımı kestirsem mi acaba' muhabbetleri yapıldı.Saskia De Brauw, kısa saçlı kızlar grubunun lideri oldu, önce Carine'i sonra Chanel'i tavladı.
En iyi maskara Benefit'ten geldi: They're Real! Kusursuz bir ürün.
NARS allık konusunda rakip tanımadığını kanıtladı
ouceur ve Lovejoy allık ön plana çıktı
Kuaförlerin bloglarında saatler geçirdik: Cut By Fred gibi....
alıntıdır
Kırmızı ruj konusunda kararsız kaldık: Klasik kırmızı bir anda 'eski' ve 'klasik' kaldı. Geçtiğimiz senelerde 'anne ruju' olarak tabir ettiğimiz bordo, şarap rengi, koyu kahveyle kırmızının buluştuğu daha tok, daha cesur seçeneklere yöneldik. Sephora R03'tü aradığımız! Aynı akımı tırnaklarımız da takip etti.
Tırnaklarımıza feci halde özen gösterdik: Onlar güzellik hiyerarşisinde en tepeye çıktılar 2011'de. Her renk ojeyi denedik, 'asla' demedik. Diyemezdik: Maviler, lacivertler, koyu mor ve yeşiller, kiremit rengi, kahveler, ****lik gri, yeşil altın gibi iddialı renkleri, Chanel, Yves Saint Laurent, OPI for Sephora, Essie gibi kült markaların koleksiyonlarında gördük.
French Manicure'ü ters çevirdik: Siyah, ten rengi ve beyazla yapılan, en çok Japonya'da ilgi gören (bilmiyorum şaşırdınız mı) bu akım, Chanel ve Phillip Lim tarafından da onaylandı.
Akıllı serumların gücünü keşfettik: Birden fazla işi tek bir serum darbesiyle yapmak istedik. Cildi aydınlatmak, nemlendirmek, lekelerden arındırmak, elastikiyetini güvenceye almak için Lancome (o'su şapkalı) Visionnaire, Estée Lauder Idealist, Chanel Hydramax'i ekledik listemize.
Pembe saçları hiç garipsemedik: Özellikle sarışınlar, Gwen Stefani'nin kendilerine senelerce önce açtığı bu renkli yolda emin adımlarla yürüdü. Sokak stilinin (ve bu bağlamda güzellik akımlarının da) belirleyicisi olan bloglarda pembe, mor, mavi balyajlar yaptıran modellerle karşılaştık. Kate Bosworth ve Drew Barrymore gibi isimler de 'saç rengi' konusunda bir daha düşündürdü.
Kaşlarımızı kalınlaştırmak hem de çok kalınlaştırmak istedik: Audrey Hepburn, Arizona Muse, Camilla Belle'in kaşlarına özendik. Kalın ve dolgun kaşların gözleri nasıl belirginleştirdiğine şahit olduk. Çok kıskandık. Sarımsak ve usturayla gece seansları düzenledik.
En iyi fondöten Chanel'den geldi: Perfection Lumiére. en güzel, en uzun ömürlü, en muhteşem dokulu fondöten. Tüm gün etkisini kaybetmiyor gerçekten de.
En iyi krem far yine Chanel'den geldi: Illusion D'Ombre Long Wear Luminous Eyeshadow. Chanel laboratuarları, bu seneyi çok aktif geçirmiş olmalı. Kozmetik sektörünü baştan yaratan dokularla karşımıza çıktı. İşte bunlardan biri de Illusion D'Ombre far serisi. Her renginden bir tane alabilirsiniz. İsraf olmaz.
Rooney Mara'ya hayran kaldık: Son zamanlarda karşılaştığımız en ilginç yüzlerden biriydi kendisi. Ayrıca saç ve makyaj konusunda da hiç fena gitmiyordu.
Liv Tyler'ı neden görmezden geldik? Güzellik konusunda hep tam kıvamında, doğal ama cesur davrandı oysa ki. Givenchy ile yaptığı iş birliğinin sonuçları olsa gerek...
Blake Lively'nin turuncu saçlarını kınadık: Gerçek bir sarışın, sarışınlıktan asla vazgeçmemeli.
Kısa saç geri döndü: Tüm bloglarda 'saçlarımı kestirsem mi acaba' muhabbetleri yapıldı.Saskia De Brauw, kısa saçlı kızlar grubunun lideri oldu, önce Carine'i sonra Chanel'i tavladı.
En iyi maskara Benefit'ten geldi: They're Real! Kusursuz bir ürün.
NARS allık konusunda rakip tanımadığını kanıtladı
Kuaförlerin bloglarında saatler geçirdik: Cut By Fred gibi....
alıntıdır