
2 gün erken doğumla gelen hapis
Çocuklarının olmaması nedeniyle Gürcistan'da taşıyıcı annelik yöntemi ile 33 yıl sonra bir çocuk sahibi olan Trabzonlu ailenin yine aynı yöntemle ikinci çocuğa sahip olma sevdaları Gürcistan'da hapisle sonuçlandı
Gürcistandaki yasalar gereği taşıyıcı annelik yöntemi ile çocuk sahibi olmak için geçmesi gereken süre 180 gün olması gerekirken, 2 gün erken dünyaya gelen bebeğini Türkiyeye götürmeye çalışan 60 yaşındaki Nazmiye Şahin, Türkgözü Sınır Kapısından bebeğini yurt dışına çıkarmaya çalışırken yakalanarak tutuklandı. Eşinin bebeği ile Türkiyeye gönderilmesini isteyen Cemal Şahin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlundan yardım istiyor.
Yaklaşık 33 yıldır evli olan ve çocuk sahibi olmak için çalmadık kapı bırakmayan 60 yaşındaki Trabzonlu Cemal-Nazmiye Şahin çifti, Gürcü yasalarına göre izin verilen taşıyıcı annelik yöntemiyle kız olan ilk çocukları Ayla Naza bu yılın ilk aylarında kavuştu. Taşıyıcı annelik yöntemi ile 7 aylık bir kız bebekleri olan çift yine aynı yöntemle ikinci bir çocuk sahibi olmak istedi. Gürcistana giderek gerekli işlemleri yapan aile 2. çocuklarının erkek olmasının ise sevincini yaşayamadı.
Yasalar gereği 2 çocuk arasında zaman farkı 180 gün olması gerekirken ikinci çocuklarının erken doğumla 2 gün önce dünyaya geldiğini belirten Cemal Şahin, eşinin yeni doğan oğlunu Türkiyeye getirmeye çalışırken tutuklandığını hem de oğlunun Gürcistan Hükümeti tarafından ellerinden alınarak koruyucu aileye verildiğini söyledi.
Eşinin yaklaşık 1 aydan beri Gürcistanda "Sınır ihlaline teşebbüsü" suçundan tutuklanarak cezaevinde yattığını ifade eden Cemal Şahin, "Kızımız Ayla Nazın nüfus cüzdanını veren Türk Konsolosluğu oğlumuzun nüfus cüzdanını vermiyor. Yasalar neticesinde iki çocuk arasında en az 180 gün olması gerekiyormuş. Bizim iki çocuğumuz arasında ise 178 gün fark varmış. Bu nedenle sistemsel sorun olduğunu ve bebeğin kaydının yapılamayacağı söylendi. Bize nüfus cüzdanı verilmedi ve hiçbir şekilde yardımcı olunmadı" dedi.
İki gün fark nedeniyle büyük sıkıntı çektiklerini anlatan Cemal Şahin, "2 gün? Sadece 2 gün. Kendi imkânlarımız dâhilinde ulaşabildiğimiz her kurumla ve her kurumdan insanla görüştük. Dilini, yolunu bilmediğimiz memlekette her kapıyı çaldık. Aynı şekilde kendi memleketimizde de her kapıyı çaldık. Ancak tüm kapılar yüzümüze kapandı. Çok çaresiz ve mağduruz. Maddi ve manevi sıkıntı yaşamaya başladık" diye konuştu.
"ÇOCUK SAHİBİ OLABİLMEK İÇİN HER TÜRLÜ ÇAREYE BAŞVURDUM"
Çocuk sahibi olabilmek ve ikinci evliliği yapmamak için her türlü çareye başvurduğunu söyleyen Cemal Şahin, "1982 yılında evlendik. O gün bugün çocuk sahibi olmak için uğraşıyoruz. Çocuk için Türkiyede gitmediğimiz doktor kalmadı. Eşim geçirdiği rahatsızlık sonucu rahmi alınmıştı. İkinci evliliği yapmamak için her türlü çareye başvurdum. Tıbbı olarak tüp bebek yolumuz da kapanmıştı. Son olarak Gürcistan Tifliste taşıyıcı anne yoluyla ilk çocuğumuz oldu. Çocuk erken doğmuştu. Bir müddet kuvözde kaldı. Şu an kızımız sağlıklı 7 aylık İstanbulda teyzesi bakıyor. Yapılanların hepsi legal yoluyla hatta noter huzurunda gerçekleşti. Daha sonra yaşlanıyoruz, kızımız yalnız kalır, bir kardeşi olsun dedik. İkinciye niyet etik. Yine Gürcistanda taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olacaktık. Onun da günü gelmişti. Heyecanla Tiflise gittik. O da 10 gün erken sezeryanla doğdu. Oradaki tüm işlerimizi legal yolla yaptık. Bize bir evrak verdiler birinci çocukta olduğu gibi elçiliğe gidin çocuğun kimliğini alın, Trabzona gidin dediler. Biz de heyecanla elçiliğe koştuk. 3-4 gün sonra aldığımız cevapla şok olduk; sistem izin vermiyor. Neden ? diye sorduk. Bu yöntemle sahip olunacak iki çocuk arasında 180 gün olması lazımmış, bizim ki 178 gündü. Çocuğu bulamadım. Çok uğraştım, gittim, geldim yalvardım, çocuğumu bulun, bana verin, diye. Sesimi duyuramadım, bütün kapılar yüzümüze kapandı. Ben de daha sonra Batum Konsolosluğuna gittim. Onlarda önümüzü tıkadılar, kendimizi ifade edemedik, yorulduk. Eşime Çocuğu getiremeyeceğiz, ne yapalım? dedim. Umutsuzluğa düşmüştük. Eşim bebeğe daha sonra ulaştı. Bebeği Türkgözü Sınır Kapısından çıkarmaya çalışırken yakalandı" şeklinde konuştu.
Eşinin oğlunu Türkiye getirmeye çalışırken Türkgözü Sınır Kapısında tutuklanıp cezaevine atıldığını belirten Cemal Şahin, "Eşim, çocuğu normal yollarla dışarı çıkaracaklarını düşünüyormuş. Daha sonra aldığım habere göre eşim sınır ihlali teşebbüsünden 17 Eylül 2015 günü tutuklanarak cezaevine atılmış. O gün bugün sesimi duyurmaya çalışıyorum. İlgili birimlere ne kadar müracaat ettimse kendimizi ifade edemedik. Çocuk elimizden alınmış, orada koruyucu bir aileye verilmiş. Çoğumuzu henüz göremedik bize göstermediler. Eşimi de göremedim. Kadın cezaevinde yatıyor. Eşim zaten astım hastası, Türkiyede tedavi görüyordu. Orada yemeğini doğru dürüst yiyemiyor, 60 yaşında bir kadın" ifadelerini kullandı.
"ARABADA YATIP KALKIYORUM"
Gürcistana gidip gelmek için yaklaşık 2 aydan beri Trabzonun Of ilçesinde zaman zaman arabasında zaman zaman da yakınlarının arabasında kaldığını söyleyen Şahin, "Ofta bazen yakınlarımda bazen de arabamda kalıyorum. Haftada iki kez Gürcistana gidip geliyorum eşimin eksiklerini götürüyorum ama görüştürmüyorlar. Avukat belli aralıklarla gidip geliyor ne eksiği var onu da anlayamıyoruz. Birinci çocuğumdan uzağım, eşimden uzağım, ikinci çocuğumdan uzağım. Çocuğa kimlik alamıyorum" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğluna da çağrıda bulunan Şahin, "Vatandaş olarak birey olarak tek uzanamadığım sesimi duyuramadığım devlet büyükleri. Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma hatta çocuk doktoru olan eşi Sare Davutoğlunun beni anlayacağını düşünüyorum. Ben aile olmak isterken yuvamı dağıttım. Ailemi, yuvamı istiyorum. Çocuğumu yetiştirmek istiyorum. Başka çarem kalmadı" diyerek yardım istedi.
BAŞBAKAN'A MEKTUP
Başbakan Ahmet Davutoğluna mektup gönderdiğini kaydeden Şahin, mektubunda "60 yaşında aile olmak istedim, yuvam dağıldı. Eşim Nazmiye Şahin Gürcistanda doğan bebeğimizi Türkiyeye, yuvamıza getirmeye çalıışırken, sınır kapısında mağdur edilmiş ve sınır ihlaline teşebbüs suçuyla şu an Rustavi - 5 Nolu kadın cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Yeni doğan bebeğimiz Gürcistan devletinde koruyucu aile elinde büyümektedir. 7 aylık doğan ve şu an 7.5 aylık olan ilk bebeğimiz İstanbulda teyzesi tarafından bakılmaktadır. Tek isteği, Müslüman ve Türk olan bir aile kurup yaşamına devam etmek olan ailem, kandırıldı ve mağdur edildi. Tiflis Büyükelçiliği olayın tümüne vakıf ve bilgisi dahilinde olmasına rağmen 40 günlük bebeğimize kimlik vermemekte, çocuğuma ve eşime yeterince yardımcı olamamaktadır. Sayın Başbakanım, 43 gündür bireysel gayretime rağmen sonuç alamadım. İyi bir aile olmam ve yuvamı dağıtmaktan kurtarmam, gelecekte sağlıklı, Türk ve Müslüman olarak evlatlarımı yetiştirmem için yardımlarınıza muhtacım. Kimseye duyuramadığım bu içi yanan, çaresiz aile babasının feryadına kulak vermenizi ve bize yardım etmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.
İHA