Hanımlara haberler

Bir Tutam Aşk: 4. Bölüm

4.Bölüm


Genç adam “Sizinle tanışmadık ben Altan” diyerek elini Levent’e doğru uzattı.Naz Levent’in tepkisini merak ederken Murat sinirli bir şekilde ikiliyi aramaya devam ediyordu.

 

 

Levent genç adamı biraz süzdükten sonra Naz’ın tepkisine baktığında bunun aslında çokta hoş bir karşılaşma olmadığını farketti.Genç adama kendinden emin bir şekilde elini uzatarak “Bende Levent.Naz’ın nişanlısıyım” dedi kurnazca.Naz hafif bir tebessümle bakarken bir anda duyduğu şey karşısında afallamıştı.Altan ise her ne kadar belli etmemeye çalışsa da hayal kırıklığına uğramıştı ve zor bir yutkunuştan sonra “Nişanlısı mı? ” diye sormaktan kendisini alamadı.Naz’ın şaşkınlığı daha da büyüktü çünkü Levent’in bu tarz birşey söyleyeceği aklının ucundan bile geçmemişti.Tam o sırada kendilerini aramakta olan kızgın Murat’ı görmek biraz daha paniklemesine yol açtı.Çünkü Altan ve Naz’ın ailesi arasında pek hoş anlar yaşanmamıştı.Naz bir yandan abisine yaptığı şakadan sonra üstüne birde Altan’la konuşurlarken onları bulma korkusunu yaşarken bir yandan da bu ortamdan nasıl kurtulacağını düşünüyordu.Levent ise Naz’ın suskunluğu karşısında sessizliği bozarak daha da ileri gitti ve Naz’ın şaşkın bakışları altında Altan’a dönüp “Evet çok ani oldu kimseye haber veremedik.Şimdi de “nazlı” prensesimin ailesi ile tanışmaya geldim.Ama artık gitmemiz gerek değil mi bir tanem? Memnun oldum Alkan bey” diyerek tekrar elini uzatıp tokalaşmak istedi.Genç adam duyduklarına çok şaşırmıştı uzatılan eli sıkarak biraz da bozulmuş ve kinayeli bir şekilde “Alkan değil Altan.Neyse önemli değil memnun oldum.İkinize mutluluklar dilerim” dedi.Levent genç adamın kıskanç bakışları altında Naz’ın da elini tutarak, oradan uzaklaştılar.Naz’ın dilinin bağı nihayet çözülmüştü ve Levent’e “Bir sürü söyleyecek şey varken nişanlısıyım demek zorunda mıydın? Ayrıca her fırsat bulduğunda bana nazlı kız muamelesi yapmaktan vazgeç artık” diye çıkıştı. Levent’te dayanamayıp “Nedendir bilinmez seninde çenen bir bana işliyor Naz hanım.Hem nereden bileyim hep öyle denmez mi?Önce sen hayatım dedin bozma dedin.Ne deseydim iyilikte yaramıyor.Ne tuhaf kızsın sen?” diye karşılık verdi.Naz birden hala el ele olduklarını farketti ve “Artık elimi bıraksan diyorum.Yapıştı ya. Rolünü fazla ciddiye aldın galiba. Ayrıca tuhaf sensin.Ettiği lafa bak” diyerek ellerini çekti. Levent karşıdan sinirli bir şekilde gelmekte olan Murat’ı görünce “Abin geliyor uzatma istersen.” dedikten sonra Murat’ın suratındaki ifadeye karşılık “Neden kızdı ki.Baksana burnundan soluyor” dedi merakla.Naz birazda titrek bir sesle “Aman ben onu unutmuştum.Sen onu sakinleştirirken bende gidip Betül’e aldığım parfümü vereyim.” dedikten sonra oradan hızla uzaklaştı.Levent’in “Dur gitme” demesine fırsat bırakmadan hızla giden Naz’ın ardından Murat’ın “Naaaaz” diye bağırması bir oldu.


-Bu kızı öldüreceğim Levent yaptığı şeyi gördün mü? Nereye gidiyor o?
-Betül’e hediyesini verecek gelir şimdi
-Yine ne saçma sapan birşey almış?
-Parfüm dedi galiba.Tamam Murat olan oldu bırak artık .
-Bırakacağım ama Naz’ı boğaz köprüsünden bırakacağım sallanacak iki tur aklı başına gelecek.Allahım rezil etti beni düşündükçe çıldırıyorum.Kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı ama yok ben bunu onun burnundan fitil fitil getireceğim.Özellikle yaptı.Betül’ün yüzüne nasıl bakacağım ben şimdi.Bana verdirdiği hediyeye bak birde kendi verdiği hediyeye bak demek parfüm almış bilinçli yaptı bilmez miyim ben kardeşimi…
-Ya tamam uzatma Betül’de sevdi hediyesini zaten.Verirken ne demiştin “kullandıkça beni hatırla mıydı?” ne çıkacağını bilmeden ettiğin lafa bak..
-Levent hırsımı senden alıcam şimdi.Ben arabada bekliyorum şu kardeş mi düşman mı belli olmayan varlığı çağırda gidelim.


Levent bir süre sonra Naz ile beraber gelmişti.Murat ikisinin gelmesini sinirli gözlerle izlerken Naz çantasından çıkarttığı telefonunu ile evi aramaya başladı.İsteği annesi ile yol boyunca konuşup zaman kazanmaya çalışmaktı ama Murat durumu çoktan anlamıştı. Hemen elinden telefonu alıp “Anne birazdan evdeyiz birşey istiyor musun? Tamam hadi görüşürüz” diyerek kapattı Naz’ın artık kaçacak yeri kalmamıştı.Murat sakin durmaya çalışarak;


-Savunmanı yap küçük hanım.Bak çok sakinim sadece soruyorum.Bunu yapmaktaki amacın neydi KIZIM SENİN?
-Bu sakin halin mi sen kimi kandırıyorsun?
-Bak hala laf yetiştiriyor
-Tamam şöyle oldu…
-Anlat ne bekliyorsun?
-Tamam dur anlatıyorum…o seti aslında…


Murat daha da sinirlenmişti ve yüksek sesle “Aslında ne?” diye sordu.Naz ileri gittiğinin farkında olmasına rağmen abisinin kızmasından zevk alıyordu…


-Tamam bağırma…ben almıştım evde paketler karıştı senin verdiğin kartıda…yanlış…hediyeye yapıştırınca şey oldu…
-Şey ne? Kızım ne oldu? Çıldıracağım.Levent hala yalan söylüyor ne yapayım ben bu kızı?
-Oğlum uzatma işte sen abisin yapmış bir densizlik “Altan” al…
Murat’ın “Ne dedin sen” demesiyle aynadan Naz’la gözgöze gelen Levent konunun gerçekten hassas olduğunu anlayarak bir anda lafını düzeltti.
-Ne dedim? Alttan al dedim…demedim mi Naz?
-Evet alttan al dedi.


Kısa bir sessizlikten sonra Naz’ın telefonu uzun uzun çalmaya basladı abisinin “Açsana şu telefonunu” demesiyle oflayarak cevapladı karşıdaki ses ağlamaklı bir şekilde “Ne bahtsız kızım ben ya..hiç mi yüzüm gülmeyecek” diye karşılık verdi.
-Aylin…iyi misin sen ne oldu?
-Onu aradım konuştuk ama sesi çok güzeldi aynı Brad Pitt gibi
-Sanki Brad Pitt’le telefon arkadaşı adamı dublajlı izliyorsun nerden anladın benzediğini.Hem kimi aradın sen bilmece gibi konuşmasana.
-Defterin sahibini yani B.A.P Naz sen beni dinlemiyor musun ben sana kaç gündür ne anlatıyorum ben konuşurken telefonu kulağından çekiyorsun değilmi? Hayır deme başkalarına yaptığına şahit oldum.Hem ne çirkin hareket o.Yapma insanlara öyle ayıp bak söyleyeceğim söyleyeceğim bu güne kısmetmiş…
Naz’ın “Yapmıyorum ben öyle birşey hem bu defterin sahibi dediğin…şimdi hatırladım havaalanında çarpıştığın çocuğun defteri” demesiyle Levent ve Murat yok canım olamaz herhalde dercesine birbirlerine baktılar.Naz ise onların bu halinden habersiz konuşmasını sürdürüyordu…
-Sen onu aradın…eee ne konuştunuz?
-Sanırım o da benim sesime hayran oldu bir titredi duyunca bir sarsıldı belkide…hani elektrik çarpar sesin bir a aayy diye titrer ya öyle geldi sesi çarptım ben onu çarptım…


Naz telefonu kulağına tekrar götürerek “Tabi tabi eminim dediğin gibi olmuştur da ben kapatayım sonra ararım hem sana anlatacağım çok şey var gülmekten öleceksin” derken abisinin sert bakışlarını gördü ve hoşcakal diyerek sessizce telefonu kapattı. Leyla hanım ve İkbal bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı o sırada garaja giren arabayı gören İkbal “Çocuklar geldi hanımım” dedi Leyla hanım eve doğru gelen gençlerin yüzlerine şöyle bir bakarak “Birşey olmuş suratlarına bak sanki eğlenceye değil başka biryere gittiler” İkbal “Nasıl olsa anlarız şimdi hanımım” diyerek eşlik etti “Hoşgeldiniz çocuklar nasıl geçti eğlence.Betül beğendi mi hediyelerini Naz çok özendi seçerken” deyince ortam tekrar gerilmişti. Naz dayanamayıp afedersiniz diyerek kıkırdamaya başlayınca annesi ve İkbal ne olduğunu merak eder gözlerle Naz’a bakakaldılar.Murat iyice sinir olmuş bir şekilde “Gül Naz.Gül…son gülen iyi güler bunu yanına bırakmayacağım bilesin” diyerek odasına doğru ilerledi.Leyla hanım çocuklarının bu haline anlam veremeyerek Levent’e dönup “Levent oğlum ne oldu bunlara sen söyle bari” dedi meraklı gözlerle. Levent “Leyla hanım ben karışmayayım.Naz size anlatır.İyi geceler” diyerek Murat’ın arkasından gitti.Naz da kendisine dönüp ondan bir açıklama bekleyen Leyla hanım ve İkbal’e yorgun olduğunu Aylin’i arayıp yatacağını söyleyerek odasına yöneldi.Leyla hanım derin bir of çekerek “Bu durum sana da çok tanıdık geldi değil mi İkbal?” İkbal gülümseyerek “Eski günlere döndük hanımım” deyip masadaki çay bardaklarını toplamaya başladı…


Naz içeri girdiğinde su içmek için mutfağa giderken Levent’in telefonla konuştuğunu duydu tam arkasını dönüp gidecekken merakına yenik düşerek konuşmasına kulak kabarttı…


-Merhaba Deniz…Nasılsın? Hayır sorun yok sanırım aradığım şeyi buldum. Yine de yardımın için teşekkür ederim.Uçak biletini aldın mı? Tamam karşılamaya gelirim.Deniz lütfen bunu tartışmayalım gelmek istiyorum hem belki birazda konuşma fırsatımız olur.Tamam mı? Kabul ettiğin için teşekkür ederim.Görüşmek üzere kendine iyi bak…


Levent telefonu kapattıktan sonra kendine kahve hazırlamaya başlamıştı. Naz’da içeriye su almak için geldiğini söyleyerek dolaptan bir bardak çıkartıp Levent’in başına dikildi.Aslında bu kadar mesafeli konuştuğu Deniz kimdi diye meraklanmıştı ama bunu ona soramayacağı için öylece olduğu yerde düşünceye daldı.Levent ise Naz’ın o şekilde durmasının sebebini merak eder halde “Kahve mi içeceksin?” diye sordu.
-Evet sence bir sakıncası mı var?
-Ne sakıncası olacak su içmek istediğini söylemiştin de.
-Fikrimi değiştirdim olamaz mı?
-O zaman bardağını da değiştir ona sıcak su koyarsan çatlatırsın.


Naz bardağa şöyle bir baktıktan sonra yanlış bardak olduğunu bildiği halde bozuntuya vermemek için üste çıkmaya çalışır halde “Birşey olmaz ben hep böyle içerim alışkanlık işte” diye cevap verdi.Levent sinsi bir gülüş attıktan sonra “Sen bilirsin” deyip kahvesini aldıktan sonra biraz ilerlemişti ki bardağın çatlama sesi duyuldu Levent dayanamayıp, “Bazı insanlar yaşayarak öğrenir diye boşa dememişler iyiki yanında değildim ikinci bir cam faciası daha yaşayabilirdik” diyerek güldü. Naz ise Levent’in haklı çıkmasına bozularak sessiz bir şekilde etrafı toplarken “Ukala kendini beğenmiş o camlar senin..” diye devam edecekti ama Levent lafını kesip “Aaa çok ayıp senin gibi bir kıza hiç yakışmıyor.Hem sen dur ben yaparım sinirlendin şimdi. Etrafı yıkma bu sinirle” diye Naz’ın damarına basmaya devam etti… Bu duruma daha da sinirlenen Naz “Çekil ben yaparım hem bardak dandikse ben ne yapayım?” diyerek kendini haklı göstermeye çalışsa da düştüğü komik durumun farkındaydı.


Levent bardağı şöyle bir inceledikten sonra markasını hatırlatıp “Hmm evet çok dandik gerçekten.Şikayet edeceksin aslında ama ne diyeceksin.Sizin bardaklara sıcak konmaz ama bizim laf dinlemez kız koymuş mu diyeceksin gülerler adama” Naz sinirden iyice deliye dönmüş bir halde “Senin derdin ne? Neden her seferinde beni tersleyip dalga geçip duruyorsun?” deyiverdi.Levent beklemediği bu çıkış karşısında “Karşılaştığımız andan itibaren sen bana nasıl davranıyorsan bende sana öyle davranıyorum küçük hanım neden zoruna gitti anlamadım senin tarzın bu değilmi zaten?” diye cevap verdi. Laf dalaşı sürerken nihayet telefonun çalmasıyla ikilinin atışması son buldu.Levent biraz ileri gittiğinin farkındaydı ve bu durumdan huzursuz olmuştu.Naz ise birşey diyemeden sinirli bir şekilde telefonu açmak için çekip gitti. Ahizeyi hızla kaldırarak “Efendim…aloo…kimsin kardeşim madem aradın konuş” diye bütün sinirini karşıdakinden çıkarıyordu. Bu sırada Levent yanından geçerken Naz’ın yanına bir fincan kahve bıraktı.Naz bardağı görüp kafasını çevirdiğinde birbirlerine suçlu bakışlarla baktılar Levent bu anlık bakıştan sonra odasına yöneldi. Bu esnada telefondaki ses yanıt vermişti nihayet..
-Alo…
-Efendim bey amca kimi aradın sen?
“Naz…kızım”
Naz’ın gözleri dolmuş telefondaki sesin düşündüğü kişi olmasını ümit ediyordu.

 

 

4.Bölümün sonu

 

 

————-


Hikaye :nk83
Yazan :nk83,Aslı Oktay

 

 

————————————–


Asude adlı hikayemiz ile birlikte bizi bu eğlenceli hikayede de yalnız bırakmayacağınızı umuyoruz.Hikaye hakkındaki değerli yorumlarınızı aşağıdaki link tıklayarak yazarsanız bizi mutlu edersiniz…


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bir Tutam Aşk: 7. Bölüm

7.Bölüm Naz ve Aylin’e havaalanında yaşanan tatsız karşılaşma yetmemiş gibi birde Altan’ın yoğun ısrarı üzerine …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir