Hanımlara haberler

Bir Tutam Aşk: 1. Bölüm

1.Bölüm

22 Nisan 1989
Bir zamanlar güzeller güzeli bir kız varmış. Annesi ölünce babası yeniden evlenmiş. Üvey annesi de ilk evliliğinden olan iki kızıyla birlikte gelip eve yerleşmiş.Bu iki kız, yeni kız kardeşlerinden hiç hoşlanmamış. Odasında ne var ne yoksa tavan arasına fırlatıp atmışlar. Ona bir kardeş gibi davranmak şöyle dursun, bütün ev işlerini üzerine yıkmışlar.Ev işleri bittikten sonra bile kızın onlarla oturmasına izin verilmiyormuş. Akşamları, mutfakta, sönmekte olan ocağın önünde duruyormuş tek başına, ellerini küllere doğru tutup ısınmaya çalışarak.

Bu yüzden üvey kız kardeşleri ona “Külkedisi” adını takmışlar.

 

 

“Yine mi Sindrella o masaldan çok sıkıldım.Leyla hanım yorgun gözlerle minik kıza bakarak “Naaz…bu aralar sana masal beğendiremiyorum.Ne olacak bizim bu halimiz?” şımarık gözlerle annesine bakan küçük kız bir an durup “Anne doğumgünüme babamda gelecek değil mi” dedi o güzel mavi gözlerini açarak. Annesi “Nereden çıktı şimdi bu.Hem bu konuyu daha önce konuşmuştuk değil mi hayatım.” deyince küçük kız ama anne derken Leyla hanım lafını bölerek “Anlaşıldı küçük hanım bu gece sana masal falan yok hadi mışıl mışıl uyu bakalım” dedi.Küçük kız homurdanarak annesine sarıldı ve “Hiç değilse bana ninni söyle uyuyamıyorum” dedi. Tamam ama kapat gözlerini anneannenin bana söylediği ninniyi söyleyelim o zaman” dedi “Dandini dandini dastana danalar girmiş bostana” derken küçük kız “Anne dana neden bostana girmiş” diyerek lafını böldü.Annesi “Şişşşşt kapa bakalım gözlerini.Kov bostancı danayı yemesin lahanayı huuu huuu huuu hu” diye ninniye devam etti.Küçük kız bu sefer gözlerini açmadan “Anne bence yeni hikayeler ve ninniler öğrenmeliyiz çünkü bunlar uykumu getirmiyor.Sanırım bozulmuşlar” dedi.Annesi küçük kıza şaşkın gözlerle bakıp “Seni çok bilmiş küçük cadı” diyerek gıdıklamaya başladı.Küçük kız bir süre sonra nihayet uykuya daldı…


15 Mart 2011


-Naz…Naaaaaaaaz…Hadi çabuk ol uçağı kaçıracaksın…
-Hemen geliyorum.İşte geldim.Aylin keşke işlerini ayarlayıp benimle gelebilseydin senden ayrılmak çok zor gelecek şimdi

-Bir hafta yada en geç on gün sonra mutlaka geleceğim merak etme önce işlerimi yoluna koymalıyım…

-Tamam canım sakın beni unutma çok bozulurum bak…
-Saçmalama kızım adımı unuturum seni unutmam
-Bak bak lafa bak ayyy neyse hadi çıkalım çok oyalandık…

 

 

İstanbul


Kızlar havaalanına doğru yol alırken İstanbul’daki anne evinde tatlı bir telaş yaşanıyordu.Evin emektarı İkbal hanım ve Leyla hanım son hızla hazırlıklara başlamışlardı.


-Leyla hanımım hamur mu açıyorsun.İzin ver ben yapayım yorma sen kendini.Bırak bırak…
-Aaa İkbal.Bunca zaman sonra kızım evine dönüyor ona ellerimle en sevdiği yemekleri yapmak istiyorum karışma bakalım.Hem sen bana börek için soğan doğra hadi canım”
-Teyze.Naz abla seni telefona istiyor…
-Nee…İkbal ellerim unlu şu bezi verirmisin.Kızım nasılsın? Çıktın mı yola ay ne saçmalıyorum ben yolda olsan nasıl arayacaksın ne yaptın herşeyini aldın mı? birşeyini unutmadın değil mi…
-Aaaanne.Sakin ol.Uçak rötarlı kalkacakmış onu söylemek için aradım.Merak etme onun dışında herşey yolunda
-Tamam canım benim iyiki aradın.Murat abin Özge ve Merve seni karşılamaya gelecek bende gelecektim ama abini bilirsin gelme gidip geleceğiz sen evde hazırlık yap biricik kızına dedi.Hem lisede bir arkadaşı vardı ya Levent.O da gelecekmiş hatırlarsın belki arabaya sığamayız dedi…
-Bilmem görsem belki hatırlarım…artık hep seninleyim üzme kendini sen şimdi kapatıyorum.Aylin’in selamı var öpüyoruz sizi.Ben geliyorum diye kendini yorma bak bozuşuruz
-Tamam güzel kızım iyi yolculuklar sana Aylin’i de öpüyorum selamlar…

 

 

Telefonu kapattıktan sonra İkbal , Leyla hanımın gözlerinden süzülen yaşları silerken “Ağlama gül artık hanımın” dedi ve Leyla hanımın “Ah İkbal ahhh demesi kolay sevinç gözyaşları bunlar hem bırak bir kerede mutluluktan aksın” derken bir anda “İkbal bu Murat nerede? Bak haylaza kayboldu ortadan görüyormusun.Kaç yaşına geldi hala öğretemedim kimlesin nerdesin bir haber et be yavrum ama yoook öğrenemedi.Ya kardeşinin geleceğini unuttuysa” diyen Leyla hanımın bu tatlı telaşını izleyerek gülümseyen İkbal “Hanımım bilmezmisin Murat beyimi şimdi gelir buradayım işte ne telaşlandınız der.Sıkma o güzel canını sen” diye yatıştırarak tekrar işlerinin başına döndüler…


Naz ve Aylin uçağın kalkış zamanına kadar oyalanmak için yemek yemeğe gitmiş zaman geçirmişlerdi.Naz bir süre sonra gülerek “Aylin biraz daha atıştırırsam hem annemin yemeklerini yiyemeyeceğim hem de uçağı kaçıracağım hadi kalkalım” dedi.Kızlar için vedalaşma anı gelmişti.Birbirlerine uzun uzun sarılarak ayrıldılar.Aylin Naz’ı yolcu ettikten sonra çıkışa doğru giderken karşıdan uçağa yetişmek üzere koşturan bir genç adamla çarpışmıştı. Aylin’in kalbi yerinden çıkacak gibi olurken genç adam sadece hızla yere dökülen eşyalarını toplamakla ilgileniyordu.Kibarca özür dileyip hızla yanından ayrılırken Aylin dili tutulmuş bir şekilde arkasından bakmaya devam ediyordu.Kendine geldiğinde eşyalarını düzeltmeye başladı bu esnada genç adamın defterinin kendi eşyalarının arasına karıştığını farketti.Arkasından gidip seslensede maalesef sesini duyuramamıştı.Genç adam düşürdüğü eşyasının farkına varamadan son dakikada uçağa binmeyi başararak derin bir oh çekti…


Naz ise her zamanki dakikliği ile uçağa girip çoktan yerine oturmuş heyecan içinde çantasından merakla okuduğu kitabını çıkartarak okumaya başlamıştı bile.Heyecanla kalkış anını bekliyordu.Kendini kaptırmış bir şekilde kitabını okurken yanına gelen bir yolcunun sesiyle irkildi “Afedersiniz sanırım burası benim yerim çantanızı alabilirmisiniz?” şaşkın şaşkın ne çantası der gibi bakarken “Aaa pardon alıyorum buyrun” diyerek hızla çantasını koltuğun üzerinden aldı.Genç adam yerine oturduktan hemen sonra çıkan kırılma sesiyle beraber hızla kalkıp “Kahretsin..Bişey battı.Bu da neyin nesi böyle?” diyerek koltuğun üzerinde kırılmış olan küçük bir çerçeveyi eline aldı ve tebessümle resimdekilere baktı.Bu sırada Naz “İnanmıyorum.İnsan oturduğu yere bakmazmı be adam ver şunu” diyerek hızla kırılan çerçeveyi elinden aldı.”Afedersin ama benim sana kızmam lazım sen bana fırça çekiyorsun.Resmen camın üstüne oturdum senin yüzünden” dedikten sonra koltuktaki camları temizleyip yerine oturdu. Naz “Oh olsun o çerçeve bana annemin hediyesiydi ve sen onu mahvettin.Hem ne tatlı canın varmış.Alt tarafı bir tutam cam kırığı” diyerek ters ters bakıp kırılan çerçevesini çantasına koydu ve bir süre sonra uçak havalanmaya başladı….


Saatler geçmiş mutfakta hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu Leyla hanım diğer hazırlıkları son kez kontrol etmek için yukarı çıkıyordu ki kapı çaldı…


-Aşk olsun Murat.Nerdesin sen? Kardeşin geliyor 2 gündür ortada yoksun be oğlum…
-Anne bir kerede hoşgeldin oğlum diyerek aç şu kapıyı valla ellerini öpeceğim.Geldim işte ne panik yapıyorsun…
İkbal gülümseyerek “Hanımım ben sana demedim mi bak özrü kabahatinden büyük…
-Ama sana da aşk olsun İkbal teyze.Gelir gelmez sağdan soldan ne yaptınız ya acıyın bana biraz.Ben üstümü değiştirip çıkıyorum.Bir arkadaşa uğramam gerek.Naz’ı almaya oradan gideceğim..
-Oğlum Özge ve Merve’de seninle gelecek.Onları almadan gitme sakın…
-Ya ne taktınız o bücürleri peşime şimdi.Gideceğim yerde sıkılır onlar.Otursunlar evde beklesinler…
-Olmaz oğlum kızlar heveslendi hem beni de almıyorsun.Naz demezmi kimse gelmedi beni karşılamaya diye gücenir kız…
-Ben gidiyorum ya abisi hiçkimse mi? Aman tamam ya sizinle tartışmak hata.Dediğinizi yaptıracaksınız zaten hiç uzatmayalım gelsinler ama 5 dakika sonra çıkıcam hazır olsunlar bekleyecek vaktim yok” diyerek odasına çıktı…


Leyla hanım derin bir of çekerek “İkbal söyle kızlara kızdırmasınlar şunu hazırlansınlar hemen” demesiyle İkbal “Hemen hanımım ben şimdi toparlar asker gibi dizerim onları meraklanma sen” dedi. Bir anda çalan telefonun sesini duyan Leyla hanım “İkbal ben bakarım.Hadi sen git” diyerek telefonun ahizesini eline aldı “Efendim…aloo…kimsiniz” ses gelmeyince yanlış numara herhalde diye kapatacakken karşıdaki ses “Leyla benim.Buradayım döndüm konuşmak istiyorum” deyince bir anda heyecana kapılan Leyla hanım “Burada Leyla diye biri yok yanlış aradınız herhalde” diyerek bir hışımla telefonu kapattı.Bu sırada Murat ve kızlar hazırlanmış birbirlerine söylenerek kapıdan çıkıyorlardı.Leyla hanımın durgunluğunu farkeden İkbal “Hanımım iyimisin sen amaaan bak rengin atmış tansiyonun mu düştü ayran yapayım mı sana” diyerek Leyla hanımı ısrarla bir koltuğa oturtarak mutfağa gitti.


Bu sırada Naz kitabını heyecanla okumaya devam ederken genç adam sıkılmış bir şekilde ona bakıyordu ve muzur bir gülüşten sonra “Güzel kitap” dedi.Naz şöyle bir durduktan sonra “Evet güzeldir” diyerek okumaya devam etti.Ancak sohbeti ilerletmeye çalışan genç adam “Hikaye güzel ama sonunda kızın ölmesi saçma olmuş” dedi ve devam etti.Şaşkın gözlerle bakan Naz’a “kız diyorum…romandaki kız sonunda intihar ediyor ya…o kitabı geçen sene okudum meğer kızın bazı ruhsal problemleri varmış da o yaşadıkları hayal ürünüymüş sonunda da…” derken Naz sinirli bir şekilde “Sen ne saçmalıyorsun ya.İnsana okuduğu kitabın sonu söylenir mi? Nazik yerine batan camın intikamını mı alıyorsun sen” şaşırarak bakan genç adam “Ne alakası var sadece sohbet etmeye çalışıyorum.Alt tarafı bir kitap” dedi.Bunun üzerine daha da sinirlenen Naz “Alt tarafı kitap dediğin şeyi merakla gece gündüz okuyorum ben.Böyle birşeyi pat diye söylediğine inanamıyorum kabus olmalı” deyince genç adam “O kadar kaptırmış okuyorsun ki şaşı olacaksın belki sohbet edersek dünyaya geri dönersin sandım” Naz’ın kızgın bakışlarını görünce “Heyy afedersin” dedi. Derin bir iç çeken Naz’ın sinirlendiğini farkeden genç adam bu durumdan hoşnut bir şekilde biraz daha üstüne giderek “Tamam karıştırmış olabilirim intihar edince ölmüyor.Sonra kurtarıyorlar ama sanırım daha sonra ölüyor yada başka bir kitapla karıştırdım bilemiyorum” diyerek Naz’ı büsbütün çileden çıkarmıştı.Daha fazla dayanamayan
Naz “Aaa bu kadar yeter” diyerek kitabını çantasına koyarken “Şimdi rahatladın mı” diye sordu.Genç adam kısık ama bir okadar da pişkin bir tonla “Kesinlikle evet” demesiyle çılgına dönen Naz “Efendim? Ne dedin?” diye karşılık verdi. Genç adam ileriye gittiğini anlamıştı.”Birşey demedim” diyerek toparladıktan sonra sessizce birbirlerine bakmadan oturdular. Naz açısından bu gergin yolculuk uçağın İstanbul’a iniş yapmasıyla nihayet son bulmuştu.Yolcular yavaş yavaş inmek için hazırlanmaya başlamışlardı.Naz’da yerinden kalkarak genç adama


-Hey kalkmayı düşünüyormusun?Herkes çıkıyor.İzin verirsen bende çıkacağım kitap düşmanı…
-Kitap düşmanı mı? Ne demek bu şimdi? Benim adım…
-Aman aman istemiyorum senin adını falan.Lütfen kalkarmısın inmek istiyorum.Seninle aynı havayı yeterince soludum daha fazla dayanamayacağım
Naz biraz duraklayıp arkasını tekrar döndü ve gözlerini kısarak genç adama sert bir bakış attıktan sonra “Seni hiç sevmedim yolcu.Umarım bir daha karşılaşmayız” dedi.
-Hahh.Benimde sizin yol arkadaşlığınıza bayıldığım söylenemez…
Naz’ın bozulması ile genç adam “Çattık ya.Buyrun ilerleyinde bu ızdırabı bir an önce bitirelim küçük hanım” diyerek yavaş yavaş uçaktan ayrıldılar…


Bu sırada toparlanan Leyla hanım uçağın inip inmediğini sormak için Murat’ı aramaya karar verdi.Murat trafikten kurtulup havaalanına giriş yaptığı sırada telefonu çaldı “Anne trafik vardı havaalanına yeni geldik uçak inmiş birazdan ararım ben seni” diyerek telefonu kapattı. Naz çoktan valizlerini alıp çıkmıştı ama karşılamaya gelen yoktu.Biraz beklemeye karar verdi.Bu sırada telefonla konuşarak gelen genç adam Naz’ın önünden geçerken uzaktan gördüğü Murat’a seslenmiş ve yan yana gelerek kucaklaşmışlardı.Naz gözlerine inanamıyordu ikisinin bu vaziyetine şaşkın şaşkın “Bu şaka olmalı.Bu kötü bir şaka olmalı” derken Özge ve Merve “Naz ablaa” diyerek koşup sarıldılar bir anda aynı noktada biraraya gelmişlerdi.Murat kardeşine sarıldıktan sonra “Levent bak bu kardeşim Naz.Bak fıstık bu adamda benim lise yıllarından en yakın arkadaşım” Naz ise memnuniyetsiz bir halde “Biz tanıştık sevgili abiciğim.Levent beyle uçakta yan yana yolculuk etmek gibi bir şansızlık yaşadım da” derken Levent lafa karıştı “O şansızlık bana ait Nazlı hanım.Bilmem hatırlıyormusunuz ama bu yolculuk bende derin “izler” bıraktı sayenizde” dedi ve Naz’ın karşı atağı ile karşılaştı “Birincisi adım Nazlı değil Naz.İkincisi kendini acındırmayı bırak minicik camdı o…battığından bile şüpheliyim” ne olduğuna anlam veremeyen Murat atışmayı durdurarak “Hey heeey durun ya.Anlaşıldı siz fazla oturmuşsunuz canınız sıkılmış herhalde.Hadi yürüyün annem sabırsızlıkla sizi bekliyor” deyince Naz “Bizi mi? O da mı bizimle gelecek” dedi.Murat “Evet küçük hanım kendi düzenini kurana kadar Levent bir süre bizde kalacak.Yeter ama uzatmayın kız kardeşimle en yakın arkadaşımın böyle atışmasından hiç hoşlanmadım haberiniz olsun.Hadi alın eşyalarınızı gidelim bir an önce” diyerek herkesi toparladı.


Levent,Murat’a onların kalabalık aile olduğunu kendisinin otele bırakmasının daha iyi olacağını söylemesine rağmen Murat en yakın arkadaşını otel köşelerinde bırakmayı asla kabul edecek gibi gözükmüyordu “Hayatta olmaz.Sen beni misafir etmek istediğinde ben nasıl kırmadım geldim.Şimdi de ben seni ağırlayacağım itiraz yok.Naz sende annemi ara meraklandı sesini duysun kadıncağız” diyerek ikna etti.Beraberce arabaya binip eve doğru yol aldılar.Arabada kızlar sohbet ederken Murat’ta Levent’e daha önce ona bahsettiği iş için güzel haberi veriyordu. Levent sevinerek “Süper oldu bu sağol kardeşim.Salih amcaya da teşekkür etmek isterim o da yemeğe katılacak değilmi?” dediği sırada Naz şaşırarak


-Babam mı?O burada mı? Abi neden söylemedin? Ayrı kalamayacaklarına emindim zaten .Annem affetti demek.Sonunda onu görebileceğim.
-Naz bence fazla heveslenme annemin henüz babamın burada olduğundan haberi yok ve bence arıza çıkaracak çünkü ismini bile duymaya tahammülü yok…
-Ben babama inanıyorum onun bir suçu yok.Bizim yardımımızla annemde ona karşı yumuşayacaktır..
-Naz bir kerede karışma insanların işine.Onların arasındaki bir mevzu bu.Bırak birlikte çözsünler
-Haa ha haaa…sen öyle san bakalım.Çok haince planlarım var.Aslında yok ama olacak sadece biraz düşünmeliyim.
-Boşver şimdi bunları sen ne yapacaksın bakalım karar verdin mi?
-Şimdi ki tek planım bir tanecik anneme sarılıp birbirinden güzel yemeklerinden çatlayana kadar yemek abiciğim…
Levent bir kahkaha patlatarak “Hmm annesinin ismi gibi nazlı ve şımarık kızı tam tahmin ettiğim gibi bildim mi Murat? dedi.
-Tam üstüne bastın kardeşim…Levent bu küçük cadı var ya bu küçük cadı küçükken…
-Ya siz niye bana taktınız böyle…hem ben ne nazlıyım ne de şımarık tamam mı uğraşmayın benimle…


Abisinin “Tabi tabi” demesi herkesi kahkahaya boğdu.Sonunda evlerinin bulunduğu siteye giriş yaptılar.Murat ve Levent valizleri alırken birden ilerde onlara bakan bir adamı farkettiler.Murat adamın yanına giderken kızlar zile basmış kapının açılmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı.İçeride kızının gelmesini sabırsızlıkla bekleyen Leyla hanım kapının zilini duyunca hızla kalkarak kapıyı açtı. “Kızııııım…ah birtanem hoşgeldin annesinin kuzusu” diyerek ağlamaya başlayan Leyla hanımı Naz’ın “Anneeem.Çok özledim ağlama ama” demesi kendini getirdi ve “hadi girin içeri” diyerek onları içeriye aldı…


-Aman Allahım evin kokusu bile beni sarhoş etmeye yetti.Neler yaptınız böyle
-Ah seni seni İkbal teyzene sarılmak yokmu bakayım.Gel bakayım buraya
-Aşk olsun İkbal teyze gel kocaman sarılayım sana
İçeride sevinçli bir hava eserken dışarıda Murat için soğuk rüzgarlar esmekteydi
-Baba neden geldin? Ben ortamı uygun hale getirince gelirsin demiştim.Şimdi sırası değil
-Naz’ı görmeyeli çok oldu uzaktan da olsa görmek istedim
-Ya tamam da şimdi annemde seni görecek gerginlik olacak döndüğünden haberi yok daha..
Demesi ile birlikte gözgöze baktıklarında Murat’ın annesinin öğrendiğini tahmin etmesi hiçte uzun sürmedi
-Söyledin değil mi? İnanmıyorum ya.Baba bu nazik bir durum biliyorsun.Sen içerideyken Naz’la eve gelseydik ne olacaktı zaten seni görmek için can atıyor.İşte o zaman seyreyle gümbürtüyü
-İçeri girmedim telefon ettim.Burada Leyla diye biri yok dedi konuşmadı bile…
-Allah aşkına ne demesini bekliyordun baba.Kadına hayatının şokunu yaşatarak hayatımızdan çıkıp gittin sen
-Ben cezamı yıllar önce çektim Murat…hala da çekiyorum
-Annemin uğradığı ihanetin bedeli 20 yıldan daha fazla baba…
Bu sırada meraklanan Levent yanlarına doğru giderek bir sorun olup olmadığına emin olmak istedi.Yaklaştığında Murat’ın babası olduğunu anlayınca elini sıkarak merhabalaştılar.
-Salih amca sizmiydiniz nasılsınız?
-Levent oğlum geldin demek hoşgeldin…
-Salih amca bana çok hakkınız geçti bende size teşekkür etmek istiyordum
-Şişşşt ne demek hak falan.Sende benim bir oğlum sayılırsın.
-Sağolun çok teşekkür ederim
-Baba hadi sen git bizde içeri girelim annem meraklanıp birazdan çıkar dışarıya seni görmesin ben seni ararım tamam mı.Hadi Levent bizde gidelim
Babasının yanından ayrılırken Levent’e “Babamı gördüğümüz aramızda kalsın Levent.Annemin şu anda burada olduğunu öğrenmesi hoş olmaz” diye hatırlatmada bulundu. Levent’in gayet anlayışlı birşekilde “Tabi…unuttum bile merak etme” demesiyle valizleri alıp içeriye girdiler.


Sonunda herkes anne evindeki sofrada buluşup keyifli zamanlar geçirmeye başlamıştı.Gülüp eğleniyor onca zaman uzakta kalmanın özlemiyle sarılıp mutlu anlar yaşıyorlardı.Tabi onları hasret ve pişmanlık dolu gözlerle izleyen kişiden haberleri olmadan…

 

 

1.Bölümün Sonu

 

 

——–


Hikaye :nk83


Yazan :nk83,Aslı Oktay

 

 

————————————–

 

 

Asude adlı hikayemiz ile birlikte bizi bu eğlenceli hikayede de yalnız bırakmayacağınızı umuyoruz.Hikaye hakkındaki değerli yorumlarınızı aşağıdaki link tıklayarak yazarsanız bizi mutlu edersiniz…


Hikayemizin ismini güzelleştiren » ѕiѕiмσяεѕ’ arkadaşımıza teşekkür ederiz


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bir Tutam Aşk: 6. Bölüm

6.Bölüm Naz heyecanla beklediği sürprizin yaşattığı hüsranın ardından toparlanıp “Senin yapacağın sürprizde bu kadar olur …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir