Hanımlara haberler

Asude: 2. Bölüm

Asude artık işine iyice alışmıştı ve aynı zamanda annesinin tedavisini zor da olsa devam ettirmeye çalışıyordu.Yine bir sabah işe gitmek için hazırlanıyordu ama içinde onu rahatsız eden bir sıkıntı vardı. Nedenini bir türlü bulamıyordu. Annesi de pek iyi değildi bu aralar. Bu yüzden yakın bir komşusuna annesini arada bir kontrol etmesini rica ederek isteksizce işe geliyor ve görevinin başına geçiyordu. O gün akşamüstü olduğunda hastanenin acilinde bir kargaşa yaşandığını gördü. İçinden “Allah yardımcısı olsun” diyip yanından geçen bir görevliye “Ne olmuş kaza mı yoksa?” diye sordu. Görevli “Yok yaşlı bir kadın… Sanırım hastaymış. Getiren kişi de anlamamış ne olduğunu birden düşüp bayılmış. Ağlayıp duruyor kadıncağız” dedi. Bir süre oradaki işine devam eden Asude bir an karşı komşusu olan Nermin hanımla göz göze geldi. Donakaldı. Bir an beyninde şimşekler çaktı. Anında elindekileri atıp “Anneeeeee…” diye bağırarak o yöne koşmaya başladı. Acile girmek üzere olan annesinin başındaki hemşireler durdurdu Asude’yi. Bembeyaz kesilmişti. Kendinden beklenmeyen bir güçle itti içeri girmesini engelleyen hemşireyi. Annesinin olduğu yere ulaştı. Sedyenin üstünde baygın yatıyordu annesi. “Ne olmuş” dedi etrafındakilere, “Niye yatıyor annem sedyede? Söyleyin ne olur ne oldu ona?” diye söylenirken Nermin hanımı gördü yine. Gözlerinden durmak bilmeyen yaşlar boşalıyordu. Ayakta zor duruyordu. Kollarından tuttu komşusu Nermin Hanım, “Sakin ol kızım. Sadece düştü. Düzelecek sakin ol.” diye yatıştırmaya çalıştı Asude’yi. Yetinmedi bunlarla Asude. Annesine baktı tekrar. Oksijen maskesi bağlamışlardı. Serum takılıydı. Olamaz diye düşündü iyi değil annem. Geri döndü Nermin Hanım’a. “Niye bana haber vermediniz? Bir şey olmuş işte anneme Nermin Teyze. Söyle ne oldu?” Ayakları iyice yerden kesilmişti Asude’nin. Dizlerinin büküldüğünü her an düşeceğini hissediyordu. Müşahede odasına aldıklarında Asude’nin odaya girmesine izin vermemişlerdi. Odanın dışındaki koltuklardan birine oturttu Nermin Hanım, Asude’yi kolundan tutarak. “Önce sakin ol kızım. Kendini kötü hissediyorsan hemşire çağırayım. Rengin atmış. Sen iyi olmazsan annen de iyi olmaz. Kendini de düşünmelisin” diyord. Asude ne dediğini yarı anladı yarı anlamadı. “Anlat Nermin Teyze. Nasıl oldu?” diye sordu son bir güçle. “Sen kontrol et demiştin ya bizde bir iki komşuyla bakmaya gelmiştik annene. Rengi solgundu. Pek kendini iyi hissetmiyor diye çok oturmak istemedik. Kapıya yönelince yanımıza hazırladığı kurabiyelerden vermek istedi. Mutfağa gitti. Sonra bir patırtı koptu. Koştuk bir baktık ki öyle boylu boyunca yerde yatıyor. Sanırım kap almak için yüksek bir yere uzanmak istemiş. Başı döndü de düştü diye tahmin ediyorum. Zaten bir kaç gündür başım dönüyor diyordu bana.” diye açıkladı Nermin Hanım olayı. “Bana hiç bahsetmedi başının döndüğünden. Oysa benden bir şey saklamamasını söylemiştim” diye ağlamaya başladı yeniden Asude. O sırada müşahede odasından çıkan Yasemin hemşire Asude’nin yanına gelerek “Asude, sana yalan söylemeyeceğim durumu biraz ciddi Fatih Bey acilen birkaç tahlil ve MR gerekli diyor. Annenle ilgilenecekler sen güçlü bir kızsın sakin olmalı annene destek olmalısın. Ben sana gerekli haberleri vereceğim.” diyerek odaya geri girdi. Şaşkındı Asude annesinin hastalığının bu derece hızlı ilerleyebileceğini tahmin edememişti ne yazık ki. Bu baş dönmeleri sonraki safhalarda görülen belirtilerdi. Nasıl olurdu? Sakin kalmaya çalıştı. Dr. Fatih Beyle konuşup detayları öğrenebilirdi. Önce istenen tahlillerde ve MR çekiminde annesinin yanında durabilmek için bugünlük izin istedi şeften. Nermin Hanım ile birlikte tüm işlemleri yaptılar. Sonuçları bekliyorlardı. Yasemin hemşire devamlı bilgi veriyordu Asude’ye. Annesi de ayılmıştı. Sonuçlar çıkınca Dr Beyin odasına gittiler Yasemin hemşireyle. Doktorun odasına geldiklerinde yavaşça kapıya vurdular.
İçeriden gelen gel sesini duymamış gibi eliyle duvara yaslandı Asude. Yasemin,Asude’yi tuttu hemen “iyi misin?” diye sordu. ” İyiyim sadece biraz gözüm karardı. Hadi girelim” diyerek kapıyı açtı Asude. Odaya girip kendini tanıttı önce “Ben hastanın kızıyım doktor bey bunlarda istediğiniz tahliller” diyerek elindekileri uzattı. Kendini 10 yıl yaşlanmış gibi hissediyordu. Bir an doktorla göz göze geldiler. O anda bir yerden tanıyorum ama benzettim herhalde diye geçiştirdi düşüncesini. Doktoru dinlemeliydi. Doktor annesinin hastalığının ciddiyetinden bahsediyordu. “Tümör annenizin hareketlerini, davranışlarını bile etkileyebilir durumda. Çok ileri bir safhada değil ama gelişim hızı göz önüne alınırsa geciktirilecek lüksü de yok.Bir an önce ameliyata alınmalı. Hatta en kısa zamanda…” Doktorun sözlerini anlamaya çalışır bir vaziyette durakladı önce.Tüm söylenenleri kafasında değerlendirmeye çalıştı. Sanki kelime kelime çakıyordu her cümle beyninde. “ACİL!”, “AMELİYAT!”, “TÜMÖR”, “ANNE”.. Tüm kelimeler beyninde şimşekler çaktırıyordu. Annesinin bu ameliyatı olması şart gibi gözüküyordu. Doktor “Sanırım bunu söylemem gerek ameliyat riskli olduğu kadar da pahalı bir ameliyat. Hastanede çalışıyormuşsunuz sanırım az çok bilginiz vardır diye düşünüyorum. Çalışanlarına hastanemiz bir miktar yardımda bulunuyor. Fakat geri kalan tutar yine de oldukça yüksek.” Ne kadar diye soramadı bile Asude. Yasemine baktı. “Bilgiler için teşekkür ederiz Fatih Bey. Asude annesinin hastaneye gelmesinden beri çok yorgun düştü biraz dinlense iyi olur. Sanırım annesi bu geceyi müşahede altında geçirecekmiş” diyerek Asude’yi oturduğu koltuktan kaldırmak için kolundan tuttu. Yavaş hareketlerle kapıdan çıkacaklarken doktorun yüzüne tekrar baktı Asude. O an gözünde işe ilk başladığı gün tartıştığı ve arkasından demediğini bırakmadığı o adam canlandı. Kadere bak ki aynı adam şimdi annesinin hayatını ellerinde tutuyordu. Asude elbisesini tutarak sıktı avuçlarının içinde. Aslında Dr. Fatih onu ilk gördüğünde tanımıştı. Nasıl unutabilirdi ki, kızdığında şimşek gibi bakan o gözleri… ” Merak etmeyin bu gece nöbetçiyim sık sık annenizin yanına uğrayacağım” dedi. İki arkadaş da buna teşekkür ederek odadan ayrıldılar..

Dışarı çıktıklarında Yasemin “Fatih bey işini çok iyi yapan bir doktordur merak etme” dedi. Asude “Hâlbuki ben ona bir etek yüzünden etmediğim hakareti bırakmamıştım. O ise şimdi benim annem için elinden geleni yapmaya çalışıyor” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Yasemin “Yok artık o densiz Fatih Bey miydi? Ooo gerçekten iyi çam devirmişsin. Umarım seni tanımamıştır” dedi şaşkın bir ifadeyle. Asude ise dalgın aklı doktorun dediklerine takılmış bir vaziyette söyleniyordu “Ne yapacağım ben şimdi? Nasıl bulacağım o kadar parayı? Kim bilir ne kadar? Hiçbir birikimim yok ki. Ev… Evimi mi satsam? Ama o kadar çabuk satamam ki. Borç isteyecek kimsem de yok. Hemen bir yol bulmam lazım”. Yasemin, Asude’ye “Ya bir dur bakalım önce ne kadar lazımmış onu öğrenelim panik yapma hemen” derken yanlarına yaklaşan baş hemşire Yasemin’e “Bütün gün nerdesin aşağıda sana ihtiyacım var işini bitirip yanıma gel” diyerek uzaklaştı. Asude “Sen işinin başına geç canım yeteri kadar benimle ilgilendin zaten daha fazlasını beklemek haksızlık olur gerçekten çok teşekkür ederim” diyerek Yasemin’i işinin başına gönderdi. Yasemin de Asude’yi dinlenmesi için annesinin olduğu odanın hemen karşısında olan dinlenme odasına bırakarak oradan ayrıldı. Mesainin bitmesine yarım saat kalmıştı. Çok yoruluyordu Yasemin. Başında bir çok uğraşı vardı aslında. Hemşirelik bunlardan sadece biri ve belki de en hafifiydi. Çok yoruldum bu hayattan diye geçirirken aklından telefonu çalmaya başladı. Telefondaki gizli numara yazısını görünce yüzünü buruşturarak “Alo!” dedi. Karşıdaki ses konuşmaya başladı. “Merhaba Yasemin.” Yasemin derin bir nefes aldıktan sonra “İsmimle hitap ettiğine göre yine paçaların tutuşmuş olmalı söyle Alp ne istiyorsun?” diye karşılık verdi. Telefondaki ses gayet ciddi bir tonla “Seni iş yerindeyken aramamdan hoşlanmadığını biliyorum. Acil bir durum var. Şimdi uzun uzun anlatamam ama burası biraz karıştı. Uzmanlarımızdan biri kaza geçirdi. Sanırım artık işimize yaramayacak. Bir kişi demek çok şey demek bizde bilirsin. Bu bizi zorlayacak bir süre. Etrafına gelen gidenlere, doktorlara, bu işten anlayanlara göz gezdir. Bana liste çıkart. Hemen incelemeye alalım kişi kişi. Bu işin şakası yok. Önemli bir aşamadayken bekleyenlerin canını sıkacak bir biçimde vakit kaybetmek bizim için yıkım demek olur.” dedikten sonra, isteksizce “Anlıyorum Alp ben de biliyorum.” diyen Yasemin’e “Olayın ciddiyetinin farkında bile değilsin. Biliyorum diyorsun. Yarın öğlen o liste elimde olacak bütün geceni de vermen gerekse çıkartacaksın o listeyi.” diyerek sert bir biçimde telefonu kapattı. “Hay aksi şeytan. Bir gün de sakin geçsin şu dişimi kıracağım” diye geçirdi içinden. Hızlı adımlarla hemşire odasına yöneldi. Aklından bir sürü isim geçiyordu..

Bütün bir geceyi sandalye üzerinde geçiren Asude artık günün verdiği yorgunluğa dayanamayarak uykuya teslim olmuştu. Kısa bir süredir uyuyan Asude karşı odadan gelen sesleri duyunca gözlerini açtı hemen. Fatih Bey annesini kontrol etmek için gelmişti. Dışarı çıkan Fatih Bey kapıda Asude’yi görünce, “Merak etmeyin şu an durumu iyi dinlenmesi için uyutuyoruz” diyerek ilerlemeye başladı. Asude bir süre arkasından baktıktan sonra “Doktor bey” diye seslendi, bir an durup dönen doktora “Şey… Beni hatırladınız mı bilmiyorum ama…” derken dr. sözünü keserek “O günkü görünmez kaza için tekrar özür dilerim dikkat etmeliydim” dedi. Asude yüzü kızararak “Aslında ben sizden özür dilemek istemiştim o gün için. Biraz gergindim. Ve sanırım söylememem gereken şeyler söyledim. Keşke o anı geri alabilsem… Çok mahcubum size karşı” dedi. Tebessümle Asude’ye gülümseyerek “Neyse! O günkü karşılaşmamızı unutalım. Görünen o ki, iki taraf da hatalı ve yeterince üzgün.” derken gelen bir hemşire “Fatih bey 102 numaradaki hastanın tahlil sonuçları geldi. Haber vermemi istemiştiniz” diyerek konuşmalarını böldü. Bunun üzerine “Tamam geliyorum.” diye karşılık verip “Asude hanım birazdan sabah olacak siz de dinlenmeye çalışın” diyerek Asude’nin yanından ayrıldı..

——————

“Yasemin hanım…Yasemin hanııım uyanın…”
“Efendim Derya. Efendiiim! Gecenin bu saatinde ne istiyorsun benden? Ben size beni uyandırmayın diye tembihlemedim mi akşamdan? Daha sabah bile olmamış ya!..” diye söylendi yorgun, uykulu ama bir o kadar da sinirli bir sesle, Yasemin yanında çalışan kıza. “Af edersiniz telefonunuz ısrarla çalıyordu bakmak isteyeceğinizi düşündüm” dedi Derya. Yasemin telefonuna şöyle bir baktıktan sonra “öfff biraz huzur istiyorum Alp biraz huzuur” diyerek Derya’ya “tamam sen çıkabilirsin” dedi ve telefonda çıkan numarayı çevirdi. Karşıdaki ses “Güzellik uykunu bölmemişimdir inşallah prenses” diye karşılık verdi. “Bu saatte bu kadar acele olan ne Alp? Biliyorsun ben bir hemşireyim. Sabahın köründe işte olmam gerekiyor. Uykusuz gecelerin üstüne yorucu bir iş temposu… Yıldım artık.” Alp alaycı bir edayla “Ooo biraz daha devam edersen sana acımaya başlayacağım Yasemin. Yapma lütfen!..” diyerek ciddileşti. “Neyse konumuza gelelim; liste ne alemde? En son bir kızda kesin kararlı gibiydin. Sonuç ne oldu?” diye sordu. Yasemin “ Düşündüğüm gibi kız bu işe mecbur. İstediğimiz özelliklere de sahip.” diyerek cevap verdi. Alp yine alaylı bir edayla “Hımm. Kızda kesin kararlısın, hallettin bu işi, aferin sana. Nasıl kız? Güzel mi bari?” diye gülerken Yasemin yüzünü buruşturarak “Bunu sormak için bu saatte aramadın değil mi? Ne istiyorsun onu söyle” dedi. Kahkaha ile karşılık veren Alp “Beni iyi tanıyorsun ortak… Gerçekten de işimize yarayacak biri mi diye sormayacağım. Bu senin zekâna hakaret olur. Ne de olsa senin keşfin. O yüzden bu kısmı es geçiyorum ama kızın durumu vahimmiş duyduğum kadarıyla; anneciği hastaymış. Ooo ne trajik, söylerken bile içim buruldu gerçekten” diye alayına devam etti. Yasemin “Uzatma dedim birkaç saat sonra işe gitmek için kalkmam lazım kısa kes” diye celallenince “Tamam tatlım kızma… Fikret Bey işin uzamasından pek memnun değil acele etmen lazım” diye uyardı Alp. Yasemin “Acele edersem kız tedirgin olacaktır. Siz bana bırakın bir yolunu bulacağım. Aklımda evine taşınmak gibi planlarım var. Onu daha yakından tanımayı sağlayacak şeyler düşünüyorum. Bu sayede hep gözümün önünde olacak. Anladığım kadarıyla annesinin durumu da pek parlak değil. Sıkıntılı bir dönemde. Ameliyat parası için bize mecbur. Biz doğru kız mı onu anlamalıyız. Hem bir görsen nasılda çırpınıyor annesi için.. ” dedi hüzünlü bir ses tonuyla. “Ooo senin için geçmiş gerçekten çekemem duygusal kadın ayaklarını seni tanımasam işi beceremeyeceğini düşüneceğim” diye bir kahkaha attı Alp.”Neyse kapatıyorum ortak. Sen mışıl mışıl uyu bakalım. Yarın hastalara iğne yaparken elinin kaymasını istemem” diyerek tam telefonu kapatırken “Şu alaycılığın beni öldürecek Alp” diye ekledi Yasemin ve telefonu kapattı. Yasemin ne zaman ne yapacağı belli olmayan bu Alp’ten hiç hoşlanmıyordu. Ona göre her zaman bir yol bulup işi kendi lehine çevirmeyi bilen düzenbazın tekiydi.

Aradan geçen bir kaç günden sonra annesinin biraz daha iyi olduğunu öğrenen Asude işinin başına dönmüştü bile. Ne de olsa daha yeniydi ve Hatice Hanım’ın gözü hep üzerindeydi. Bu işi de kaybetmeyi göze alması mümkün değildi. Bir yandan annesini düşünürken bir yandan da yerleri süpürüyordu. Bu sırada somurtarak gelen Yasemin’i fark etti. “Yasemin neyin var. Kötü bir şey mi oldu?” diye sorunca “Sorun ev sahibim. Ev arkadaşım yanımdan ayrıldığından beri kirayı denkleştiremiyorum. Ev sahibim anlayışsızın teki. İdare edemedi biraz daha. Dün akşam da patlak verdi işte. Bu akşam ya kirayı tamamladın ya da çıkıp gidersin. Bedavadan uyutmam seni artık evimde diye kapı dışarı etti beni. Ne kalacak yerim var ne de kirayı ödeyebilecek param. Pansiyona gideceğim bir kaç gün. Orada idare ederim. Ama ya sonra?” diyerek astı suratını Yasemin. Asude biraz düşündükten sonra “Bak ne diyeceğim. Annem bugün çıkacak hastaneden. Ameliyat gününe kadar evde dinlenebilir dedi doktor. Hastanede boşuna masraf yapmaya gerek yokmuş. Bir kaç gün bizde kal. Sonra bakarız bir çaresine ha ne dersin? Hem annemin durumunu takip edecek birine de ihtiyacımız vardı. Senden iyisini mi bulacağız.” dedi espriyle gülümseyerek. Beklediği teklif tam olarak bu olmasa da bir kaç gün fikri de aklına yatmıştı Yasemin’in. Bin bir teşekkür ve minnetle kabul etti teklifi. Sonra işlerinin başına geçtiler. Uzaklaşırken telefonu çalmaya başladı Yasemin’in. Arayan numarayı görünce alaycı bir gülümsemeyle “Birde kadınlara meraklı derler” diyerek açtı telefonu.
“Efendim Alp… Evet hallettim. Bir müddet evinde kalacağım. Hallettim diyorum ya.. Hayır çok kolay oldu hatta benim sormama kalmadan kendisi teklif etti… O da olacak yakında evine de taşınırım. Her şey bir anda olmuyor ya. Tamam, şimdi kapatmam gerek, sonra detaylı konuşuruz.”
Telefonu kapatınca sinsice bir gülümseme yayıldı yüzüne Yasemin’in. Bir işi daha başarıyla sonuçlandırıyordu. Kendisine verilen hangi görev elinden kurtulmuştu ki şimdiye kadar…
2.Bölümün Sonu
————-
Değerli yorumlarınızı bizden esirgememenizi umuyoruz aşağıdaki linke hikaye ile ilgili görüşlerinizi belirtebilirsiniz…

———

Hikaye : Gülsemin,nk83
Yazan :Gülsemin,nk83

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bir Tutam Aşk: 6. Bölüm

6.Bölüm Naz heyecanla beklediği sürprizin yaşattığı hüsranın ardından toparlanıp “Senin yapacağın sürprizde bu kadar olur …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir