Hanımlara haberler

Asude: 5. Bölüm

Bir odadan diğerine koşturan Asude’yi gözüyle takip ediyordu Semiha Hanım. Çocukluğundan beri çırpınışlarına şahit olmuştu hep. Birbirlerine kol kanat germişlerdi. Şimdi annesine annelik yapan bir kız çocuğuydu Asude. Gözleri dolu dolu kızına bakıyordu.İçerdeki odadan küçük bir valiz kapıp annesinin odasında yatağın üstüne koydu Asude. Dolabı açıp annesinin kıyafetlerini karıştırmaya başladı. Bir yandan da sesli düşünüyor hangi kıyafetleri alacağına karar veriyordu. Odanın dışındaki tekli kanepeden kendisini izleyen annesine “Bunları da koyayım mı? Temiz temiz giyersin. Yedek bulunsun yanımızda.” diyerek elindeki pijama takımını gösterdi. O sırada kapısının camından Yasemin’in gölgesini görünce “Kalktın mı Yasemincim, kahvaltı hazır” diye Yasemine seslendi. Kapısını aralayıp Asude’ye gülümseyerek “Giyiniyorum canım birkaç dakikaya yanınızdayım.” diye karşılık verdi Yasemin. Aside de gülümseyerek valizi hazırlamaya devam etti. İtinalı bir şekilde yatağın üstündeki son eşyaları da valize yerleştirerek valizi kapattı. “Bunlar da tamam. Hadi kahvaltımızı edip hastane yoluna koyulalım bir an önce.” diyerek annesine göz kırptı. Annesinin merdivenlerden inip çıkması zor olduğu için masayı üst kata getirmişlerdi. Böylesi Semiha Hanım için daha rahat olmuştu. Odasında tek yemek zorunda kalmıyor hem de merdiven eziyeti çekmemiş oluyordu böylelikle. Yavaşça oturduğu yerden annesini kaldırıp koluna girdi, Asude. “Yasemin biz kahvaltıya oturuyoruz tatlım. Hadi gel.” diye seslendi Yasemin’e. Yasemin’den cevap gelmesini beklemeden annesini masaya oturtup merdivenlere yöneldi. Mutfağa çaydanlığı almaya gitti. Çaydanlığı getirip çayları doldururken hala annesiyle konuşmaya devam ediyordu. “Akşamları ben yanında kalırım. Bir ihtiyacımız olduğunda Yasemin getirir bize evden. Hem hastanede çalışıyor olmamın bir avantajı olur. Fırsat buldukça seni kontrole gelirim.” Kızını pür dikkat dinleyen Semiha Hanım, Asude’nin sözünü keserek “Kızım beni merak etme. Fatih Bey benimle iyi ilgileniyor. Hem hemşireleriniz de çok ilgililer. Yasemin kızım da var. Telaş etmene gerek yok.” diyerek kızının gizli telaşını yatıştırmaya çalıştı. O sırada odasından çıkan Yasemin konuşmaya girerek “Semiha Teyzem haklı Asude. Ben de varım. Her gece kalman olmaz.Senin de dinlenmen gerekir. Sırayla kalırız; bir sen, bir ben. Değil mi Semiha Teyzecim?” diyerek tasdikledi Semiha Hanımı. “Ameliyat iki gün sonra zaten. Ameliyattan sonra da bir kaç hafta kalacakmış annem kendini toparlayana kadar. Yardımlarının, maddi manevi desteğinin hakkını ödeyemem senin.” dedi Yasemin’e duygulu gözlerle bakarak. Sonra birbirlerine sarıldılar. Asude’nin gözlerinin yaşardığını hissedince. “Deli kız. Anneni sağlığına kavuşturmaya gönderiyoruz. Ağlamayacaksın değil mi?” diye çıkıştı Yasemin tatlı bir ses tonuyla. Kahvaltılarını edip de çaylarının son yudumlarını yudumlarlarken Asude saatine bakıp “Saat 08:00 olmuş geç kalacağız. Seni yerleştirmek için izin almam gerekecek Hatice Hanımdan. Acele edelim.” diyerek ayaklandı Asude. Yasemin Asude’nin kolundan tutarak “Semiha Teyze için daha erken ben bugün akşamcıyım. Onu ben getiririm. Dışardan halletmemiz gereken işler de var, onlarla oyalanırsan iyice gecikirsin. Hatice Hanımla da papaz olacaksın bu izinler yüzünden. Hadi sen git ben yanındayım Semiha Teyzemin.” dedi. Teşekkür edip Semiha Hanımın valiziyle ve alınması gerekenlerle ilgili bir kaç bilgi verdikten sonra annesini ve Yasemin’i öperek çıktı evden.


Semiha Hanım, Yasemin’le muhabbet ederken bir ara çantasına uzandı ve içinden bir mektup çıkardı. “Yasemin, kızım. Biz sana çok alıştık. Asude seni bir kardeş belledi. Ben de kızım olarak kabul ettim seni. Görüyorum ki sen de bizi seviyorsun. Kızımın da dediği gibi verdiğin desteğin hakkını ödeyemeyiz. En zor günlerimizde hızır gibi yetiştin hep. Eğer ameliyat beklediğimiz gibi gitmezse Asude’mi yalnız bırakma olur mu?” diye konuşmaya başladı. Gözlerinden yaşlar süzülüyor, mektubu tutan elinin titrediğini rahatlıkla görebiliyordu Yasemin. O da duygulanmıştı. Gözleri dolu dolu oldu. “Böyle söyleme Semiha teyze. İnan bana sen daha uzun yıllar kızınla beraber yaşayacaksın. Kızının mutluluklarına bizzat şahit olacaksın.” diye cümleler dökülürken dilinden, aslında sebep olacağı şeylerin sıkıntısıyla kalbinin sıkıştığını hissetti. “Olur ya işler düşündüğümüz gibi gitmezse bu mektubu kızıma verir misin?” diyerek uzattı elindeki mektubu Semiha hanım. Şaşkın bir halde mektubu eline aldı Yasemin. “Veririm elbet. Ama bu ne için?” diye sordu. “Asude’min bilmesi gereken bazı şeyler var kızım. Ama bunları ben ölmeden öğrenmesin. Sana güvenebilirim değil mi?” diyerek soran gözlerle baktı Semiha hanım, Yasemin’e. “Elbette” derken yüzü kızardı Yasemin’in.


Kapının zilinin çalmasıyla ikisi birlikte irkildiler birden. Ben bakarım diyerek merdivenlerden koşarak indi Yasemin. Kapıda Nermin Hanım’ı görünce gülümseyerek içeri davet etti. Elinde valiz merdivenlerden korkuluklara tutunarak zorlukla inmeye çalışan Semiha Hanım’ı görünce ona doğru yöneldi ve koluna girerek merdivenlerden inmesine yardımcı oldu. “Hayırdır hastaneye bugün mü yatacaktı yoksa?” diye sorunca Nermin Hanım, “Ah evet size haber vermeyi unuttu sanırım Asude. Semiha Teyzeyi bugün yatırıyoruz. İki gün içinde de bir aksilik olmazsa ameliyat olacak.” diye yanıtladı Yasemin. “Nasıl gideceksiniz? Ambulans mı gelecek?” diye sorunca Nermin Hanım, “Hayır taksi çağıracağım şimdi. Öncesinde halletmemiz gereken bazı evrak işleri var.” diyerek koltuğa Semiha Hanımı oturtup eline telefonu aldı. Tam tuşlayacakken taksinin telefon numarasını Semiha Hanım durdurdu Yasemin’i. “Benim oğlan bugün evde. Ona söyleyelim o götürsün taksiyle uğraşmayın. Size yardımcı da olur. Ordan oraya taksilerle koşturmuş olmazsınız. Çok masraf olur size.” dedi. Yasemin’in gerek yok, rahatsız etmeyelim oğlunuzu demesine rağmen Nermin Hanım oğlunu arayıp haber verdi. Çay hala sıcaktı. Beklerken sohbet edip çay içtiler.


Asude minibüsten inip hızlı adımlarla hastaneye girdiğinde saat 8:47’ydi. Erken gelmişti. Derin bir nefes alıp işinin başına geçti. Annesiyle ilgili düşüncelere dalmıştı bir yandan da. Annesinin önce Sosyal Sigortalar Kurumundan belge alması gerekiyordu. Ameliyat karşılanmasa da ilaçların bir kısmının sigortadan karşılanacağını öğrenmişti. İlaçların yurt dışından getirilmesi gerektiği için de hekim onayına ihtiyaç vardı. Asude’nin tahminince, evrak işlerini bugün hallederlerse eğer saat 11 gibi gelmiş olurlardı hastaneye. Koridorlardaki işlerini hallettikten sonra saate baktı. Neredeyse gelmek üzeredirler dedi. Temizlik aparatını alıp sorumlu olduğu odaları temizlemek üzere üst kata çıktı. Odalardan birini temizlerken annesini düşünmeye öyle dalmıştı ki arkasından birinin yaklaştığını fark etmedi. Omzuna dokunan elle irkildi birden. “Korkutmak istememiştim Asude Hanım.” diyerek gülümsedi Alp. Asude “Sizi görmeyi beklemiyordum Alp Bey. Şaşırdım.” diyerek baktı Alp’in yüzüne şaşkın şaşkın. “Geçiyordum, bir uğrayayım dedim diyebiliriz.” diye yanıtladı Alp, yüzüne sinsice bir gülümseme yayılmıştı. “Ama gördüğüm manzaradan hoşlandığımı söyleyemeyeceğim.” diye devam etti. “Anlamadım!” dedi sorar bir halde Asude. Alp gözleriyle Asude’nin elindeki sopayı işaret ederek “Senin gibi iyi eğitim almış, narin güzel bir bayana o elindekini yakıştıramadım.” diye alaycı bir ses tonuyla süzdü yeniden Asude’yi. Kendini küçümsenmiş hisseden Asude, hem bozuldu bu sözlere hem de içten içe sinirlendiğini hissetti. Bu onun işiydi. Sonuçta namusuyla çalışıyordu. Hem her ne kadar kendi mesleğiyle ilgili bir iş yapmayı bu işe tercih edecek olsa bile işinden de şikayetçi değildi. “İşimle ilgili bir sorunum yok Alp Bey. Namusumla çalışıyorum, emeğimin karşılığını alıyorum. Yaptığım işten de asla gocunmadım, gocunmam.” diye yanıtlarken Alp’i sesinin sertleştiğini hissetti. Kendisine doğru yaklaşan Fatih Bey’i bile fark etmemişti o kızgınlıkla. Alp Asude’nin kızdığını hissedip gülümsedi ve kolundan tutarak “Aa! Sinirlenme canım, sadece iltifat etmeye çalışıyordum. Sen daha güzel bir hayata layıksın. Ama kızdırdım seni sanırım, affedersin.” diyerek Asude’yi yatıştırmaya çalışıyor ama Asude’nin daha fazla kızmasına neden oluyordu. Kolunu çekmeye çalışırken Asude, Fatih Bey “Bir sorun mu var Asude?” diye sordu. Fatih Bey’i karşısında görünce kızgınlığı şaşkın bir telaşa dönüştü. Ani bir hareketle kolunu çekti ve bir iki adım geriledi Asude. “Yok, Alp Bey de şimdi gidiyordu doktor bey. Sorun yok.” dedi ama kalbinin bu denli atmasına anlam veremedi. Utandığını ve suçlandığını hissetti. Fatih Bey’in kendisini böyle görmesi neden onu bu kadar etkilemişti ki? Bu düşünceler aklından ışık hızıyla geçerken “Kendine gel Asude, adam evli.” diyerek toparladı hemen kendini. “Pekala, o zaman odamdayım ben annen geldiğinde haberim olsun.” diyerek oradan ayrıldı Fatih Bey.


Semiha Hanımla evrak işlerini halleden Yasemin, yanında Nermin Hanımın oğlu İsmail’le yukarı çıkıyorlardı. Merdivenden çıkarken Fatih Bey’i gördüler. “Semiha Hanım geldiniz mi? Buyurun odama geçelim, direk yatış işlemlerinizi başlatalım.” dedi Fatih Bey gelenleri başıyla selamladıktan sonra. “Önce bir Asude’yi bulalım evladım, hemen geliriz.” dedi Semiha Hanım. “Ben onu bulurum Semiha Teyzeciğim, siz doktor beyle çıkın, dolaşmayın yorulursunuz, yeterince yoruldunuz zaten bugün.” deyince Yasemin, “Asude az önce 1. katta bir beyle konuşuyordu. Sanırım hala ordadırlar. Siz benimle gelin Semiha Hanım. Yasemin Hemşire Asude’yi getirir odaya.” diyerek Semiha Hanımın koluna girdi Fatih Bey. Semiha Hanım İsmail’e dönerek “Çocuğum sen dön artık evine, çok yorduk seni. Hakkını helal et. Annene de ayrı ayrı teşekkür et bizim için.” diyerek gönderdi İsmail’i. Fatih Beyle beraber odaya doğru yürürlerken Yasemin de Asude’yi bulmak üzere katlara bakıyordu. Fatih Bey’in dediği gibi birinci katta gördü Asude’yi. Yanında Alp’i görünce “Bu adamın burada işi ne şimdi?” diyerek söylenmeye başladı. Yanlarına geldiğinde, “Alp, burada ne yapıyorsun?” dedi keskin bir ses tonuyla. Sonra Alp’ten cevap gelmesine müsaade etmeden Asude’ye dönerek “Tatlım annen Fatih Bey’in odasında, seni bekliyorlar. Ben de hemen geliyorum.” diyerek gönderdi Asude’yi. Alp’e tekrar dönerek “Hangi akla hizmet buradasın Alp, ne yaptığını sanıyorsun? Her şeyi mahvedeceksin.” diye sitemlerine devam etti. “Seni özledim hayatım. Günüm güzel geçsin diye görmeye geldim seni.” dedi Alp, yine yüzünde alaycı bir gülümsemeyle. Yasemin içinden ne tiksinç bir adam diye geçirdi sonra “Buradan hemen gidiyorsun.” diyerek arkasını döndü ve Fatih Bey’in odasına yöneldi. Alp Yasemin’in tepkisine fena bozulmuş bir halde arkasından bakakaldı. Yasemin’in, o hayran kaldığı yürüyüşünü izleyerek gözden kaybolmasını bekledi ve ardından hastaneden çıktı.


Yasemin doktor beyin odasına girdiğinde Fatih Bey, hastanede takip edilecek süreçle ilgili bilgi veriyordu. Detaylı bir şekilde ameliyatın sonuçlarına dair söylenmesi gerekenleri açık açık iletiyordu Asude’ye ve Semiha Hanım’a. “Beyin tümörü ameliyatları hastaya özgü sonuçlar verir. Yaşınız, ameliyata cevabınız, şu anki sağlığınız bizim için çok önemli. Moralinizi yüksek tuttuğunuz sürece %70 olumlu sonuçlanır diye düşünüyorum. Ama 30’luk kısmı da hiçe saymamak gerekiyor. Saatlerce sürebilir ameliyat. Acil kan gerekebilir. Asude hanımın kan gurubunun uyması büyük şans. Ama yeterli olmayabilir. Ben kan bankasına bilgisini gönderdim. Bu gün içinde bankada aynı kan gurubundan kan var mı, yok mu öğreniriz. Yalnız size söylemem gereken başka bir şey daha var. Tetkikler sonucunda kesinleşecek elbette ama ameliyatı bölgesel anestezi verilerek siz uyanıkken yapmamız gerekebilir. Ameliyat sonucu felç olma riski mevcut. Ama korkmanıza gerek yok. Daha önce de bir çok ameliyat yaptım bu şekilde. Dediğim gibi yaşama azminizi yüksek tutmalısınız. Sizi tetkikler için yönlendireyim. Yasemin hemşire birebir ilgilensin sizinle. Sonuçlara göre de son sözümüzü söyleriz. Sizin sormak istediğiniz bir şey varsa cevaplayayım. Aklınızda her hangi bir soru işareti kalmasın, ne ameliyatla ilgili, ne benle ilgili.” Herkes pür dikkat doktorun söylediklerini dinliyordu. Son cümleler Asude’nin pek de hoşuna gitmedi. Ama daha fazla irdeleyip daha acı şeylerle yüzleşmeye korktuğunu fark etti. Özellikle de annesi yanındayken. Sonuç ne olursa olsun riske girmeye değerdi bu ameliyat. Aksi düşünüldüğünde zaten annesinin çok fazla ömrü yoktu bu şartlarda. Ama ameliyat olursa değişebilirdi bir şeyler. Lafı daha fazla uzatmadan teşekkür ettiler doktor beye ve yatış işlemlerini yapmak üzere müracaata gittiler.


Asude annesini odasına yerleştirdikten sonra doktorun verdiği tetkik listesini yaptırmak üzere annesini tekerlekli sandalyeye oturtup odadan çıktı. Yasemin de yanlarında onlara eşlik ediyordu. Yasemin’in olması büyük nimetti onlar için. Özel hemşireleri gibi her şeye koşturuyordu. Kimse de bir şey demiyordu bu duruma. Yorucu bir tempodan sonra odaya annesini yerleştirmiş, sonuçların çıkmasını beklerken bir yandan da temizlik işlerini yetiştirmeye çalışıyordu Asude. Yasemin de diğer hastalarla ilgilenmeye başlamıştı. Semiha Hanım yorgunluğun etkisiyle uyuyakalmıştı odasında. Ameliyatla her şeyin yoluna gireceğini hayatlarında bir dönüm noktası olacağını düşünüyordu hepsi de. Ortak paydada buluşsalar da hepsi farklı sebeplerden tedirginlik yaşıyorlardı. Semiha Hanım ölümden korkmuyordu. Ama kızını annesiz bırakmak korkusu acı veriyordu ona. Buna rağmen ameliyattan ümitliydi. Garip bir his vardı içinde. Yaşayacaktı ölümü solumuyordu henüz, bunu hissediyordu. Ama huzursuzluğuna da anlam veremiyordu. Asude ise doktorun söylediklerinden sonra beslediği ümidin bir nebze de olsa kırıldığını hissediyordu. Olumsuz düşünmeyi istemese de aklını hep %30’luk olumsuz kısım kurcalıyordu. Yasemin ise olacakları düşünüyor, bildiği sonuçtan dolayı vicdanıyla savaşıyordu. Onlardan ziyade ameliyat konusunda tedirginlikleri olan bir kişi daha vardı; Fatih Bey… Ameliyatı sorunsuz geçirmek zorunda hissediyordu kendini. Asude’ye karşı sorumluluk duygusu duyuyordu. Beklentiler, korkular farklı olsa da hepsi o güne kilitlenmişti. Ameliyat günü…


5.Bölümün Sonu


————-


Değerli yorumlarınızı bizden esirgememenizi umuyoruz aşağıdaki linke hikaye ile ilgili görüşlerinizi belirtebilirsiniz…


———


Hikaye : Gülsemin,nk83
Yazan :Gülsemin,nk83

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bir Tutam Aşk: 6. Bölüm

6.Bölüm Naz heyecanla beklediği sürprizin yaşattığı hüsranın ardından toparlanıp “Senin yapacağın sürprizde bu kadar olur …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir